Türkiye'de yaklaşık 36 bin İlköğretim Okulu bulunmakta, bunların 25 bini köylerde ve bunların 18 binin de "Birleştirilmiş Sınıf Uygulaması" yapılmakta olduğu göz önünde bulundurulursa, bu sınıflarda, "etkili ve verimli bir eğitim öğretim yapabilmenin yöntemleri üzerinde durmak" çok önemli bir sorun olarak önümüzde durmaktadır. Bu alandaki sorunların çözümüne ilişkin olarak, yapılacak çalışmalara büyük ihtiyaç vardır. "Akademisyenlere ve İlköğretim Müfettişlerine" büyük görev-ler düştüğüne inanıyorum.
Dünyanın bir çok ülkelerinde, "Birleştirilmiş Sınıf Uygulamaları" vardır. .UNESCO, 69 ülkede araştırma yapmış, bunların 58 inde "Birleştirilmiş Sınıf Uygulaması" tespit etmiştir. Çoğu tek öğretmenli okullardır. Amerika ve Japonya gibi ülkelerde birleştirilmiş sınıflar varken, Cezayir ve Fas'ta ilginçtir ki, birleştirilmiş sınıflar yoktur. Bunun gibi ülkemizin bir gerçeği olan "birleştirilmiş sınıflı okulların" 7800 tanesi, Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgesinde bulunmaktadır. Tunceli'de 14 Birleştirilmiş Sınıflı Okul (BSO), Samsun'da 888 BSO, Mardin'de 391, İzmir'de 391 BSO olduğu bilinmektedir.
Birleştirilmiş sınıflardaki en önemli problem; " derslerin, günlük olarak iyi planlanamaması, etkili öğretim yapılarak, istenilen verimliliğin sağlanamaması" olarak tanımlanabilir. Birleştirilmiş sınıfların zorlukları olmakla beraber kolaylık ve avantajları olduğu da kabul edilmektedir. Türkiye'de bulunan 18 bin BS Okulun 10 bini tek öğretmenli ve bunların beş binindeki öğrenci sayısı 20 öğrencinin altındadır. Eğitim Ekonomisi açısından bakıldığında, sekiz öğrencisi olan bir okula iki öğretmen bile vermek ekonomik olmazken, 20 öğrencisi, beş sınıfı ve beş dersliği bulunan okula beş öğretmen vermek maliyet ve fayda açısından da zarardır.
Ödevli çalışmalarla öğrenciler, "öğrenmeyi", "araştırmayı", "işbirliği halinde öğrenmeyi" öğreniyorlar. Öğretmen bir gün önceden çalışma yaprakları hazırlamak ve yapacağı etkinlikleri çok iyi planlamak zorunda olup, her derste ve farklı sınıflarda yapacağı etkinlikleri bilinçli bir şekilde planlamak zorundadır. Çünkü birleştirilmiş sınıflarda öğrencilerin tümünün etkin duruma getirilmesinde, "öğretmen hazırlığının" çok büyük önemi vardır. Öğretmenin öğrencilerini sevmesi ve onları yetiştirme aşkıyla dolu dolu olması, olmazsa olmaz ilkelerdendir. Bu aşkla dolu olmayan, iyi hazırlık yaparak sınıfa gelmeyen bir öğretmenin bu sınıflarda yapabileceği fazla bir şey yoktur. Birleştirilmiş sınıflarda, derslerin planlanması, uygun materyallerin sağlanması, ya da hazırlanması, sınıf yönetimi en büyük zorluklar olarak öğretmenlerce ifade edilmektedir. Bu alanda da yazılmış yeteri kadar yayın bulunmadığını, var olanların da işlerini kolaylaştırmadığını ifade etmektedirler. Halihazırda birleştirilmiş sınıflarda öğrenciler "ilgi ve seviye grupları" şeklinde örgütlendirilerek eğitilmeye çalışılmaktadır.
Öğretmenler öğrencileriyle "ifade ve beceri derslerinde" ayrı ayrı ilgilenmek zorundadırlar. Çünkü bu dersleri birleştirerek işlemek mümkün değildir. Hayat Bilgisi derslerinde ayırım yapmıyor.1,2 ve 3. sınıflarda aynı anda, Hayat Bilgisi Dersi işliyorlar. 4 ve 5.sınıflarda, Sosyal/Fen Bilgisinde aynı anda birlikte işliyorlar. Birleştirilmiş sınıflarda "seviye grupları" daha kolay oluşturuluyor. Üçüncü sınıfta okuma yazma bilmeyen bir öğrenci, "alt sınıfa ait bir okuma grubuna" alınınca sorun olmuyor. Ama bu öğrenciyi "bağımsız sınıftan" alıp, bir alt sınıfa geçirdiğinizde sorun olmaktadır. Birleştirilmiş Sınıflarda Beden Eğitimi- Resim İş ve Müzik Dersleri sorun olmamaktadır.
Birleştirilmiş sınıflarda öğrenciler, "öğrenmeyi" öğrenmektedirler ve bu da olumlu bir durumdur. Öğretmen istese de istemese de, Birleştirilmiş Sınıflarda "bireysel farklılıklara" göre eğitim yapıyor. İstese de istemese de bu sınıflarda "öğrenci merkezli eğitim" gündeme geliyor. Bizim de istediğimiz de bu değil midir? Birleştirilmiş sınıflarda müfredat programının tamamlanmasının da çok kolay olmadığını söyleyebiliriz. Bunun yanında müfredatı tamamlamanın da çok önemli olduğunu söyleyebilir miyiz? Birleştirilmiş sınıflarda ifade ve beceri dersleri birleştirilerek işlenmesi mümkün olmadığından, bu derslerin "müfredatını yetiştirebilmek" ve "tam öğrenmenin" sağlanması açısından, hangi derslerin, hangi sınıfların, hangi zamanlarda "öğretmensiz ve ödevli" olarak çalışacaklarının sene başında hesaplanması ve planlanması gerekir.
Birleştirilmiş sınıfın öğrencileri;
-"Öğrenmeyi" öğrenmiş oluyorlar,
-Sorumluluk almayı öğreniyorlar,
-Birlikte karar vermeyi öğreniyorlar,
-Bağımsız iş yapmayı öğreniyorlar,
-Kendilerine güven duyuyorlar,
-Bir çok "yaşam becerisi" kazanıyorlar,
-Daha başka sayamayacağımız kazanımlar elde ediyorlar.
Birleştirilmiş sınıflarda yetişen öğrenciler, bu güzellikleri ileriki hayatlarında zaten görüyorlar.
Birleştirilmiş sınıflarda okuyan öğrencilerin kimlikleri gelişmiş, daha özgür düşünen öğrenciler oluyorlar. Bireysel farklılıklarını bu sınıfta öne alıyorsunuz. Programa göre eğitim yapamıyorsunuz. Mecburen bireysel ayrılıklara göre eğitim yapıyorsunuz. Daha doğrusu, öğrenciyi olduğu gibi kabul ederek geliştirmeye çalışıyorsunuz. Birleştirilmiş sınıflarda çalışacak olan öğretmenlerin, "İyi Bir Birleştirilmiş Sınıf Formasyonuna Sahip Olmaları" gerekmektedir. Ayrıca bu arada tabiri caizse, müstakil sınıflarda öğrenciler "tek tipleştirilirken",birleştirilmiş sınıflarda ise, "öğrenci merkezli" eğitim yapılarak, öğrenciler "kendilerini daha iyi gerçekleştirebiliyor" denilebilir.
Yukarıda anlatılanların kümülatif olarak değerlendirilmesi sonucunda, "Birleştirilmiş Sınıfların Öğretmenlerinin Karşılaştıkları Zorlukların Çözümünde", öğretmenin yetkin duruma getirilmesi için, çeşitli yayınlarla, hizmet içi eğitim faaliyetler ile, uzaktan öğretim yöntemleriyle öğretmene yardım edilerek çok iyi yetiştirilmesi şarttır.
Ahmet Yaşar SELÇUK