Aynen katılıyorum sayın hocam.Geçen hafta pazartesi günü sınıfa girdim üstünkörü temizlenmiş ve çöp alınmamış sınıf çok pis kokuyor çöpü döktürdüm öğrencilere.Salı günü yine aynı manzara dayanamadım müdüre söyledim.Acaba der gibi adam uzun uzun yüzüme baktı.Sonra çarşamba günü bana ne dese beğenirsiniz hocam dökmüşler çöpü.O an bende film koptu bağırdım müdüre dedim hizmetliler doğru söylüyor ben yalan söylüyorum öyle mi?Gözümle gördüm diyorum müdür bey gözümle gördüm pes diyorum size başka birşey demiyorum dedim ve terk ettim odasını.Dün aklı sıra gönlümü almaya çalışıyor satrançta birinci olan öğrencinin ödülünü vermek için beni anons ediyor.Kaç gündür selam dahi vermiyorum anladı hatasını galiba.Ben bu okulumda görevlendirmeyim bu olayı arkadaşlara anlattım dediler ki sen sivri dilli olduğun için en azından gidip hizmetlilerle konuşmuş.Biz hizmetlileri şikayet edince sınıfı temizlemiyorlar diye siz söyleyin onlara diyor.Dedim ki bana öyle bir şey dese ona derim ki hocam bu okulun müdürü bensem kalkın o koltuktan ben oturayım siz de sınıfa buyrun.Ben işte o zaman söylerim hizmetlilere sınıfları doğru temizleyin diye
müdürü ayrı dert hizmetlisi ayrı dert
çalıştığım iki okulda da bu hizmetliler niye müdür yardımcısı ya da müdür konumunda olurlar anlamış değilim
hizmetlimiz ki görevi hizmet dışında her şey (velilerin geliş gidiş saatleri, velilerin kaç dakika öğretmenle konuştuğunun çetelesini tutma, öğrencileri disipline etme, öğretmene ben müdürle konuştum bugün benim sayemde 5-10 dakika erken çıkacaksınız a ha diye pis pis sırıtma, laf taşıma, elinde çayla hadi hocam zil çaldı derslere gibi uyarıcı gözlerle ve sözlerle öğretmeni uyarma ve daha saymadıklarım...
ve bugün hayat bana bir kez daha öğretti ki değerli çalışanlarımız konum, duruş yönünden çok büyük insanlar...