Bugün Sabah Okuyan Var Mı?

Engin Ardıç'ın yazısı. Sinirlerim bozuldu arkadaşlar.

Aynalı çarşı
Biz "çılgın Türk" diye kurtuluş savaşımızı yürütenlere denildiğini sanıyorduk, meğerse bunun kitabını yazan da "çılgın Türk" çıktı...
Sayın Turgut Özakman... Yeni bir kitap yazmış (romanmış bu, öyle diyorlar), bu sefer Çanakkale'yi anlatmış. Önümüzdeki hafta çıkıyormuş. Umarım öteki gibi bu da resimlidir, daha kolay okunuyor. Resimli roman.
Kitabı basın çarşısında pazarlayan gazete, Özakman'a da "çılgın Türk" diyor. Al çılgınım ver çılgınım... Bir çılgın bir çılgına, bre çılgın...
Bu durumda bizler de "akıllı Türk" oluyoruz, teşekkür ederim.
Gazete bu işi azıcık da "hükümete uyuzluk etmek için" üstlenmiş, hiç anlamadık.
Zamanlama mükemmel, Kuzey Irak'ta çatışmalar sürerken Çanakkale satmak çok iyi fikir. Üstelik mart ayı da yaklaşıyor.
Zaten Sayın Özakman da "kitabı yazarken şehitler omuz başımdaydı" demiş. Şehitlerimiz, onun yazdıklarını "denetlemişler" . Bir ekip çalışması gerçekleştirilmiş.
Benim de babamın amcası Çanakkale'de şehit düştüğüne göre, veraset ve intikal yoluyla telif hakkım doğar mı acaba?
Öte yandan Sayın Özakman "kitabı yazarken ucuz kahramanlık hikâyelerine, hamaset edebiyatına, şovence anlatıma hiç yer vermedim" diyor ki, inanırım! Belki de şehitler engel olmuşlardır.
Elbette çok satacaktır, insanlar tarih öğrenme konusunda derin bir susuzluk, açlık içindeler bu ülkede...
Bu vesileyle, Çanakkale gerçeğinin anlaşılmasına biz de karınca kararınca katkıda bulunalım:
Bir: Çanakkale çarpışmaları "kurtuluş savaşımızın bir parçası" değildir. Arada beş yıllık bir fark vardır üstelik.
İki: Birinci Dünya Savaşı'na, Almanya'nın ittirmesiyle biz kendimiz girdik, yani kaşındık. İlk kurşunu da biz attık.
Üç: Düşmanların buna cevap vermeleri, Çanakkale'ye dayanmaları son derece "doğaldı" . Kimse durduk yerde bize saldırmış değildir. Evet, saldıranlar emperyalistti, ama biz de emperyalisttik! "Mazlumluk edebiyatı" gülünç oluyor.
Dört: Çanakkale çarpışmaları savaş boyunca sürmedi, toplamı bir yıldan azdır. Düşmanlar söktüremeyince çekilip gittiler ve üç yıl boyunca orada tek kurşun atılmadı.
Beş: Ortada henüz bir "Atatürk" yok, yalnızca "Miralay Mustafa Kemal Bey" vardı. Atatürk bu çarpışmalarda albay rütbesindeydi. Komutan bir Alman'dı, Liman von Sanders'ti, Vehip Paşa, Cevat Paşa, Esat Paşa yardımcılarıydı.
Altı: Çanakkale'de "milli ordu" değil, "imparatorluk ordusu" çarpıştı. Türk'ün yanında Kürt de vardı, Arap da, Yahudi de.
Yedi: Kayıplarımız hep şişirildiği gibi üç yüz bin, beş yüz bin değil, 55 bin ölü ve 140 bin yaralıdır.
Sekiz: Bu gerçeklerin öğrenilmesi, Çanakkale başarımıza gölge düşürmez, değerini zedelemez, yalnızca "neyin ne olduğunu" daha iyi anlamamıza yarar sağlar.
Dokuz: Şimdi bir sürü cahil ve aptal, benim bu yazıma çok kızacaktır.
On: Kızsalar da şeyettim, yazdım, kızmasalar da yazdım.

 

Bu kişi ona kadar saymayı öğrenmiş yanına bişeyler iliştireyim demiş. Sayı saymayı kimden öğrendiyse yanına iliştireceklerini de iyi öğretmiş.

Var mıdır bizim gibi atasına saygısızlık eden bir millet daha? Birisi oğlu olsaydı askere göndermez, biri ülkeyi terkeder..

Birisi Çanakkale savaşını çarpıtır, yanlış biliyorsunuz Engin bey, Çanakkale savaşında Türkler değil Çinli dublörler savaştı, napalım? Ucuz iş gücü ve Çin sanayi savaşlarımıza da el attı.

Hiç kızar mıyız? Siz Engin Ardıç, şehitlerimizden de yüce şahsiyet; şehitlerimiz bir yana Engün Ardıç bir yana. Tarih bilincimizi ve atalarımıza saygımızı artırdığınız için.

bir de usluba bakar mısınız... bu ne rahatlıktır yaa... yazıklar olsun...

Bugün medyanın kimlere ve neye hizmet ettiğini bilmeyen yo ama bu bu kadar da pervasızca mı yapılır? Ceplerini doldurma adına bu satırları yazma cürreti gösteren saygısız daha dün, bugün toprağa düşmüş yiğitlerimizin kemiklerini ne hakla sızlatır. Bir ülkenin medyası bu kadar mı provakatif olur? Bu ülkede neden sürekli kaos yaratılmaya çalışılmaktadır? Bunlara dur diyecek kimse yok mudur?

Çok pardon ama bu yazıda Çanakkale Savaşı eleştirilmiyor ki. Turgut Özakman'ın çıkaracağı Çanakkaleyi anlatan romanı eleştiriliyor. Siz neye kızıyorsunuz anlamadım. 10 maddeye kızıyorsanız eğer hangisi yanlış acaba merak ettim?

Ben de isterseniz size bir kaç madde yazayım. Ya da yazmayayım. Siz önce bu yazıdaki üslubu iyi değerlendirin.

Üslubu değerlendirdim. Buyrun siz maddelerinizi yazın. Bilmediklerimizi öğrenelim. Ne günlere kaldık. Tarih, tarihi romanlardan öğrenilmeye başlandı ya.

Roman, hikaye gibi kaynaklar gerçeği yansıtmak zorunda değil, onun için bunları kaynak olarak kullanamayız. Bunların eleştirisinin de tarihçi gözüyle yapılması anlamsız, çünkü tarih kitabı değil.

Misal; Hürrem sultan üzerine birçok hikaye var. Tarih kaynağıymış gibi eleştirmek çok anlamsız.

vay be saymayı biliyomuş ben beklemiyordum o kadar

Tarihi sevdiren bir roman yazmışsa bunun neresi kötü.Bu sayede birçok insan bir nevi tarih bilinci kazandı.Abartı mı diyor veya efsaneleştidiğini mi ima ediyor bilmem ama bu yazıda kasıt olduğu kesin.Şahsen ben kaç yıl önce ilk çıktığı zamanlar aldım.Ve zevkle okudum.Çoğu insan da okudu.Bu demek değildir ki yalnızca tarihi, romanlardan öğreniyor insanlar.şu açık ki en azından bu romanı okuyan tarihini daha da merak edip başka kitaplar da okumuştur.

Tarih diyorsanız ben 2 yıldır Çanakkale üzerine okulumda etkinlik hazırlıyorum ve yoğun bir şekilde Çanakkale üzerine araştırma yapıyorum. İki yıllık birikim burada bir kaç satırda anlatılmaz. Medya çok geniş kitlelere seslenir ve bu kitlelerin büyük bölümü sadece buradan aldıkları bilgiyi doğru kabul ederler ve araştırmazlar. Bu köşe yazarları satır aralarında kitlelerin psikolojisine nasıl etki edeceklerini iyi bilirler ve halk, sizin belki bilinçli bir insan olarak bir kitap eleştrisi olarak gördüğünüz bu yazıdan Çanakkale Savaşı'nda haksız olan taraf olduğumuzu ve - sömürülen bir ülkeyken nasıl oluyorsak bakınız Düyun-u Umumiye- emperyalist bir ülke olarak vatanımızı savunmamızın anlamsız olduğu sonucunu rahatlıkla kavrayıverirler. Çanakkale Savaşının komutanın Alman olması orada ölen askerlerin Alman olduğu anlamına gelmemektedir ve o topraklar bizim atalarımızın kanıyla sulanmıştır. Ülkelerin, milletlerin tarihlerinde öyle acılar vardır ki bunlar masaya yatırılamayacak kadar hassastır ve öyle kalmalıdır. ABD'nin tamamiyle haksız olduğu Vietnam'dan bile ne destanlar çıkardığı düşünülürse bizim zaten kendisi başlı başına büyük bir destan olan Çanakkale direnişimizi bu kadar ayaklar altına almak sizce vicdana sığar mı?
Evet tarihi romanlar tamamen gerçeğe sadık kalmak zorunda değildir. Ama temel gerçeklere saygı duymak ve onları esas almak zorundadır.
      Bu konuda inanın sayfalarca yazı yazabilirim ancak 18 Mart programını bu akşam hazırlayıp yarın teslim etmem gerekiyor.

bu gazeteciyi TMSF 500.000 ytl transfer parası vererek sabah grubuna aldı; yani devlet çalık grubuna sattığı gazate için transfer yaptı. Mehmet Barlas içinde 900.000 ytl transfer parası vererek sabah grubuna kattı.
devlet 2 ay sonra çalık grubuna devredeceği gazete için transfer yaptı.
engin'in böyle konuşmasını ve yazmasını çok görmeyin ekmek parası...

nazende öğretmeniM başarılar dilerim çalışmanızda. biz tarihimize sahip çıkalım yeter.İsteyenler çamur atsın.GÜNEŞ BALÇIKLA SIVANMAZ

şimdi bi sürü aptal çıkar.........

aptal olmamak için gerisini ve düşüncelerimi kendime saklıyayım en iyisi.

maddeleri sıralayan ve atalarımızın başarısı üzerinden "kitap yazma" (cebi doldurma)zahmetinde bulunanların aptallığı ortaya çıksın böylece.

Tarihin kendi içinde bulamayacağınız sadece bir gerçeği vardır: Tarih şu anda hayatta değildir. Eğer bu tespit karamsar geldiyse, avutucu tarafından bakalım.. avutucu tarafı şu: Siz hayattasınız! Tarihe şehitlik, hamaset edebiyatıyla bağlı olursanız ölümün devamı olursunuz. Bu mümkün olmadığına göre, aslında tarihi gelecekteki çıkarları için yeniden kurgulayanların kamuoyu olursunuz. Savaşanlar için her türlü savaş irrasyoneldir, düşmana mermi atan bir asker o anda davayı mavayı düşünmez, düşmandan mermi yiyen bir askerin can çekişinin anotomik yanı tarih kitaplarında yazmaz. Tolstoy'un Savaş ve Barış'ına yazdığı önsöz her türlü tarihin palavra olduğunu gösteriyor. ''Atalarımıza saygı'' denilen sözün gerçekleşme olanağı şöyle ikna edici olabilir: Savaşta ölen askerlerin yakınları milli gelirden daha fazla pay alıyor(mu?) . Çanakkale Savaşı'nın nedenleri bir tarafa, Çanakkale Zaferi sözünün anlamını yapısöküme uğratın bakalım. Söz gelimi madem Zafer'di İngilizlerin İstanbul'da işleri neydi?