Winnie The Pooh Karakterlerinin Her Birinin Ayrı Psikolojik Hastalıkları Temsil Ettiğini Biliyor Muydunuz?
Birçoğumuz, dev ormanlarında birlikte mutluluk ve huzur içinde yaşayan, bal düşkünü Ayı Winnie ve arkadaşlarının hikayelerinin anlatıldığı bu masalsı çizgi filmi çok severiz.
Öyle ki, nesiller sonra bile çocuklar hala bu hikayenin kahramanlarının oyuncaklarıyla oynamakta ve onların hikayelerini dinlemekteler. Ancak bazı uzmanların yorumlarına dayanarak yapılan birçok incelemede, hikayedeki karakterlerin aslında her birinin, bir tür psikolojik rahatsızlıktan muzdarip olduğu iddia ediliyor. Karakterlerin abartılı kişilik özellikleri göz önüne getirildiğinde, bu durum bir iddiadan daha fazlası olabilir;
Ayı Winnie (Winnie The Pooh)
Hikayenin baş kahramanı Ayı Winnie, sürekli olarak sadece sevdiği şeyleri yapmak istiyor (bal yemek, uyumak), bunun dışındaki konularla ilgili olarak ise düşünceleri ve hareketleri tamamıyla rastgele dizgiler içinde ve o an ki, duyguları ona ne yapmasını söylerse o şekilde davranıyor.
Hiçbir zaman bir planı yokmuş gibi ve sürekli olarak geç kalıyor. Tüm hayatı bir rastgeleler silsilesi olarak yaşayan Ayı Winnie, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun (DEHB) tipik bir tablosu.
Eşek – Eyeore
Neredeyse hiçbir zaman mutlu göremediğimiz Eyeore, etrafında ne olursa olsun, başlarına ne gelirse gelsin, sürekli olarak mutsuzluk ve endişe içerisinde.
Aslında izleyen herkesin bariz bir şekilde görebileceği gibi, Eyeore karakteri ağır bir depresyon vakası. Zaten bu hikayenin karakterlerinin psikolojik sorunları temsil edebileceği fikrinin ortaya atılması sebep veren bir numaralı karakter de o.
Roo
Bu tatlı ufaklığın tüm hikaye boyunca en dikkat çekici özelliği, neredeyse diğer tüm karakterlerin dışında, kendine ait bir dünyası olması. Kendi oyun anlayışı ve kendi zevkleri var.
Tüm bu oyuncu karakterinin yanı sıra zorlandığı zaman kendini dış dünyadan soyutlayarak annesine sığınıyor. Roo açık bir şekilde bu hikayede otizmli bir çocuğu temsil ediyor.
Piglet
Birçok izleyicinin favori karakteri pembe domuzcuk Piglet, hikayede psikolojik bir rahatsızlıktan muzdarip olduğu en açık olan karakterlerden biri.
Ne zaman yüksek bir ses duyulsa, ani bir hareketlilik olsa veya onu zorlayan bir durumla karşılaşsa, Piglet büyük bir paniğe kapılıyor, nefes nefese kalıyor veya saklanmaya çalışıyor. Tüm bu belirtilerinde açıkça gösterdiği üzere Piglet, anksiyete bozukluğuna sahip.
Tavşan – Rabbit
Winnie The Pooh hikayesindeki Tavşan karakteri, tüm çizgi film dünyasında karşılaşabileceğiniz en düzen düşkünü karakterlerden biri olabilir.
Daima düzenli olarak yapacak işleri vardır ve bu şeyler onun için birer ritüel gibidir. Bu düzen bozulduğunda adeta çıldırır. Yiyecekleri, evi, eşyaları hepsinin düzeni mutlaka bellidir. Bu takıntılı kişiliğiyle Tavşan, obsesif kompulsif bozukluğunun (OKB) tipik bir temsilcisidir.
Tigger
Tigger neredeyse bütün hikaye boyunca asla sabit kalamaz. Sürekli hareket halinde olma ihtiyacı içerisindedir. Önüne çıkan her maceraya ikinci kez düşünmeden atlar.
Aslında bariz bir şekide açıklamaya dahi ihtiyaç olmadığı üzere, Tigger bir hiperaktiftir…
Christopher Robin
Aslında hikayeye adını veren ve baş karakter olarak algılanan Ayı Winnie olsa da, bu hikayenin tüm karakterlerini zihninde vareden kişi, küçük erkek çocuğu Christopher Robin’dir.
Winnie, Tiger, Piglet ve diğer tüm hayvanlar aslında, Christopher Robin’in peluş oyuncaklarıdır. Küçük çocuğun iflah olmaz hayal gücü onu bambaşka bir gerçekliğe yollamaktadır. Buradan da anlaşılacağı üzere, Christopher Robin bu hikayede, şizofreniyi temsil eder. Bildiğimizi sandığımız şeylere farklı bir bakış açısıyla yaklaştığımızda, öğrendiğimiz şeyler gerçekten de, hayret verici…