Anlamlı paylaşımınız için teşekkür ederiz Dehliz ve Tekbaba Hocalarım
Çağdaş ve klasik öğretmenleri konu alan bir araştırma sonuçlarını paylaşmak istiyorum ben de müsadenizle :
TÜRKİYE'NİN ÖĞRETMEN PROFİLİ
Egitim ve öğretimin ayrilmaz parçasi ögrenciler olduğu kadar ögretmenlerdir. Ögrencileri yetistiren ögretmenler oldugunu göre, onlara yön veren ögretmenlerinde bilgili, çagdas, kaliteli olmasi gerekir.
Milli Egitim Bakanligi (MEB), 21. yüzyil Türkiye’nin ögretmen profilini çikardi.
“Çagdas Ögretmen Profili” konulu arastirmada, basta ögrenciler olmak üzere, çesitli çevrelerin ögretmenleri nasil gördügü ve ögretmenlerin durumu konularinda, ilginç veriler elde edildi.
MEB Egitimi Arastirma ve Gelistirme Dairesi Baskanligi, “halen görev yapan ögretmenlerin niteliklerinin yeterli olup olmadigini ve çagin gerektirdigi nitelikleri tasiyip tasimadigini” arastirmak amaciyla,
Çanakkale, Kocaeli, Denizli, Kütahya, Isparta, Mersin, Adiyaman, Gaziantep, Erzincan, Van, Amasya, Trabzon, Karaman ve Ankara illerinde,
2512 ögretmen, 1396 ögrenci, 438 okul yöneticisi, 443 müfettis, 177 milli egitim müdürü, 366 ögretim elemani; 11 sendika, vakif ve dernek temsilcisi ile 687 veli olmak üzere, toplam 6003 kisi üzerinde anket uyguladi.
Arastirmaya göre, ögretmenlerin alanlariyla ilgili yeterliliklerini tespit etmek amaciyla yöneltilen sorular, cevaplarin yüzde oranlari ve degerlendirmeler söyle:
SORU: Ögretmenler konu-alanini günlük hayatla iliskilendirilebiliyor mu?
Ögretmenlerin yüzde 83’ü kendilerini bu konuda yeterli buluyor.
Yöneticilerin yüzde 44.2’si, müfettislerin yüzde 50.5’i ögretmenleri bu konuda “orta” derecede bulurken, müfettislerin, yüzde 39.3’ü de az derecede yeterli buluyor.
Ögrencilerin yüzde 32.9’u ögretmenlerin konu-alanlarini günlük hayatla iliskilendirebilmelerini “orta”, yüzde 27.9’u “az”, yüzde 20.6’si “çok” olarak ifade ediyor.
ÖGRETMENLER GELISMELERI IZLIYOR MU?
SORU: Ögretmenler alanlariyla ilgili gelismeleri yakindan izleyebiliyor mu?
Ögretmenlerin yüzde 55.1’i alanlariyla ilgili gelismeleri yakindan izlediklerini ifade ederken,
yöneticilerin yüzde 31.5’i ögretmenleri bu konuda yetersiz buldugunu, yüzde 41.4’ü de “orta” derecede izlediklerini bildiriyor.
Müfettislerin yüzde 66.2’si, ögretmenlerin gelismeleri yeterince izleyemedigini, yüzde 30.7’si “orta” derecede izledigini düsünüyor.
Ögrencilerin ise yüzde 31.9’u ögretmenlerin alanlariyla ilgili gelismeleri yakindan izleyemediklerini, yüzde 33.2’si “orta” derecede izleyebildigini belirtiyor.
ILISKILERDE KOPUKLUK VAR
Arastirmada, bu sorulara verilen cevaplar, söyle degerlendirildi:
“Egitim-ögretim etkinliklerinde, sinif ortaminda birebir etkilesimde bulunan ögretmen ve ögrenci grubundan ögretmenlerin kendilerini yeterli gördükleri alanda, ögrencilerin ögretmenlerini yetersiz görmeleri son derece dikkat çekicidir.
Bu sonuç, ögretmen-ögrenci etkilesiminde kopukluk oldugu fikrini ortaya çikarmaktadir.
Bu durumda, ya ögretmenlerin yeterli gördükleri niteliklerini sinif ortaminda ögrenciye gerektigi gibi hissettirmedikleri ya da ögrencilerin, ögretmenlerinin niteliklerinden haberdar olamadiklari, gerektigi ölçüde yararlanamadiklari sonucu ortaya çikmaktadir.”
BIREYSEL FARKLILIKLARI GÖREBILIYORLAR MI?
SORU: Ögretmenler ögrencilerin bireysel farkliliklarini görebiliyor mu?
Ögretmenlerin yüzde 88.5’i ögrencilerin bireysel farkliliklarini görebildiklerini ifade ederken,
müfettislerin yüzde 32.8’i ögretmenleri bu konuda yetersiz, yüzde 50.2’si de “orta” derecede buluyor.
Ögrencilerin yüzde 51.2’si bu konuda ögretmenler hakkinda olumsuz görüs belirtirken, velilerin yüzde 30.4’ü “orta”, yüzde 19.8’i “az” buldugunu bildiriyor.
SORU: Ögretmenler kendilerini ögrencilerinin yerine koyabiliyor mu?
Ögretmenlerin yüzde 49.5’i “çok”, yüzde 33.2’si “pekçok” derecede kendilerini ögrencilerinin yerine koyabildiklerini kaydederken,
müfettislerin yüzde 50.7’si ögretmenleri yetersiz oldugu görüsünde. Bu soruya
ögrencilerin yüzde 62.9’u olumsuz cevap verirken, velilerin de yüzde 38.9’u yetersiz buldugu görüsünü dile getiriyor.
Bu soruya verilen cevaplarin degerlendirmesi ise söyle:
“Özellikle ögretmen görüsleri ile ögrencilerin görüslerinin farkli olmasi dikkat çekicidir. Bu sonuçlar, ayni sinif ortamini paylasan ögretmen ve ögrenciler arasinda, ciddi iletisim ve birbirlerini anlama bozuklugu oldugu fikri ortaya çikmaktadir.”
ÖGRETMEN ÖGRENCIYI TANIYOR MU?
SORU: Ögretmenler, ögrenciyi tanima becerisine sahip mi?
Ögretmenlerin yüzde 85.3’ü ögrenciyi tanima becerisine sahip oldugunu düsünürken,
müfettislerin yüzde 50.7’si ögretmenleri bu konuda yetersiz buluyor.
Ögrencilerin yüzde 38.8’i ögretmenlerinin yetersiz, yüzde 31.7’si de yeterli oldugunu düsünüyor. Velilerin yüzde 43.9’u ise olumlu görüs bildiriyor.
Arastirmada, konuyla ilgili olarak, “Egitim ortaminda ögretmenin ögrenciyi tanimasinin son derece önemli oldugunun bilinmesine karsilik, ankette böyle bir sonucun çikmasi, üzerinde düsünülmesi gereken bir noktadir” denildi.
SORU: Ögretmenler, ögrencilerde ögrenme istegi uyandirabiliyor mu?
Ögretmenlerin yüzde 81.4’ü kendilerinin ögrencilerde ögrenme istegi uyandirabilme özelliklerini yeterli buldugunu dile getirirken,
müfettislerin yüzde 55.5’i ögretmenlerin bu konuda “orta”, yüzde 34.3’ü ise yetersiz oldugu fikrini tasiyor.
Ögrencilerin yüzde 40.3’ü ögretmenlerin kendilerinde ögrenme istegi uyandiramadigini, yüzde 38.7’si de ögretmenleri bu konuda “orta” bulduklarini ifade ediyor.
Velilerin yüzde 33.8’i ögretmenleri “orta”, yüzde 44’ü de yeterli gördügünü dile getiriyor.
SORU: Ögretmenler, ögrencinin problemlerinin çözülmesinde yardimci olabiliyor mu?
Ögretmenlerin yüzde 69.9’u ögrencilere yardimci olabildiklerini dile getirirken,
müfettislerin yüzde 37.9’u ögretmenleri yetersiz oldugu fikrinde.
Ögrencilerin yüzde 49.7’si ise ögretmenlerinin, problemlerinin çözülmesinde yardimci olamadiklarini, yüzde 26.2’si “orta” derecede yardimci olduklarini kaydediyor.
Velilerin yüzde 38.6’si ögretmenleri yeterli gördüklerini ifade ediyor.
Bu sorunun cevabini degerlendirilirken, ögretmen ve ögrencilerin görüslerindeki farkin yüksek oldugunu dikkatten kaçmiyor. Türkiye’deki ögretmen profilinin degerlendirmesini siz sevgili okurlarima birakiyorum.
Aynı soruları kendimize yönelttiğimizde, ne kadar çağdaş öğretmeniz dersiniz?
Araştırma sonuçları, sizce ne kadar doğru?