Köhne, tuzlu bir yaşamdan yazıyorum
Merhaba diye başlamak istiyorum
Gecenin berrak dökülüşü aklıma geliyor
Usulca yanağıma kondurduğun busen
...ve yastığımın altına sıkıştırdığın gofret
Sonra, sonra annemden gizli bıraktığın harçlıklar
Paylaşmanın buharı kızarmış bir tavukta
Yeni fırından çıkmış birkaç pidede esiyor
...ve Hadi oğlum kalk diyen sesin
Kulaklarımda çınlıyor baba
Yüreğimde yankılanıyor
Sizsiz boğazımdan geçmez deyişin
Elin midende, göğsün direksiyonda
Bir gece yarısı mide kanaman
...ve bir sabaha karşı kaza haberin
Kulaklarımda çınlıyor
...ve ben daha beş yaşındayım baba
Yürek, kaşındaki derin izlerde boğuluyor
Uzaklardan, ağların çekildiği derin mavilerden yazıyorum
Pul pul hatıralar takılıyor gözlerime
Enginlerde kayboluyorum baba
Şavkı vururken ayın, gecenin esrarına bir beyazlık düşüyor
Sen geliyorsun yüreğimin baş ucuna
...ve hiç gitmiyorsun baba
Tuhaf, çok isterdin de, bir şiir yazamazdım sana
Elim varmazdı kağıda, kaleme
Boğazıma bir şeyler sarılırdı
Karabasanlar çökerdi yüreğime
Durur kalırdım taş gibi, kaskatı
Sonra, sonra içimden geçirirdim
Bir gün, elbet bir gün yazarım diye
Demek, gecenin dehlizlerinden ağlar çekilirken
Ben deli divane sana susarken
Düşerken yıldızlar pul pul ellerime
İçimde derin sancıları çekerken
...ve sen, hudutsuz özleminle, gönlüme çökerken
Bu gece sana yazacakmışım baba
Bir bisiklet için kurduğum hayallerde
Hep sen suçluydun çocuk yüreğimde
Nerden bilebilirdim, yokluk mertliği bozar baba
Yoksa hangi baba istemez?.. bir çocuğa
Gökkuşağına çengel atıp, bir sal yapıp kaydırmayı
Yıllar geçiyor baba, yaşlılık saçlarına düşüyor
Derin izler yüzüne, dökülen dişlerine
Kalbine vuruyor ve dizlerine yıllar
Ömrün en orta yerindeyim baba
Yıllar önce sen gibi, bir bisikletin yükü sırtımda
Nerden bilebilirdim?.. yokluk adamlığı bozar baba
Yara en çok kanarken yakışırmış adama diyorlar
İçim almıyor tükenişleri, gidişleri
Burada olsaydın şimdi, anlatırdım
Bir kıza sevdalandım derdim
Ellerim yine çok üşüyor baba
Martılar neden böyle siyah baba
Canım sıkılıyor, zırhlı birliklere teslim ettiğin gün
Yak bir sigara, deyişin kulaklarımda ağrıyor
Sen nasıl bir adamdın baba
Yüreğin ne kadar engin
Baba yüreğim kanıyor
Duman duman hasret tütüyor her yanım baba
Şimdi düşsem şu dalgalara boğulur muyum
Yine tutar çıkartır mısın baba
Yoksa duymaz mısın sessiz çığlıklarımı tuzlu sularda
Martılar siyah baba, martılar siyah
Çığlıkları gecenin ahengini boğuyor baba
Baba, baba korkuyorum, tuzlu bir yaşamın arasında
Martılar siyah baba, martılar siyah
MURAT İNCE