Uzmanlar çocuklarda görülen; yineleyici, istem dışı, amaca yönelik olmayan, ancak baskılanabilen göz kırpma, burun çekme, boğazını temizleme gibi garip hareket ve ses çıkarmaları 'tik' olarak adlandırıyor
Ses çıkarma şeklindeki tiklerin; boğaz temizleme, ses çıkarmadan konu dışı belirli sözcükleri ya da deyişleri yineleme, açık saçık sözcükler kullanma, küfür etme ve kendi söylediklerini, duyduğu son sesi ve cümleyi yinelemesi şeklinde ortaya çıktığı belirtiliyor.
Bir harekete tik denilebilmesi için yineleyici istem dışı, amaca yönelik olmayan, ancak baskılanabilen garip hareketler olması gerektiğini belirten Çocuk Hastalıkları uzmanı Dr. İsmail Özcan, "Nedeni tam olarak anlaşılamamış olmakla birlikte tiklerin oluşmasında genetik ve çevresel etkenlerin rol oynadığı düşünülmektedir.
Beyin kimyasallarından (nörotransmitter) biri olan dopaminin anormal metabolizmasından kaynaklandığına dair dikkate değer kanıtlar bulunmuştur. Tik belirtileri genellikle gerginlik veren bir olay sonrasında artar." dedi.
Uzman doktor Özcan, "Aile ve çevre tarafından yapılan uyarılar ile cezalandırmalar tiklerde artışa neden olabilir. Tiklerin genetik özelliği belirgin olup, yakın akrabalarında tikler olan çocuklarda daha sık rastlanır. Tikler sıklıkla çocuk ve ergen yaş dönemlerinde başlar. En sık görüldüğü yaşlar 7-12 arasındadır. Tikler geçici ya da kalıcı olabilir." şeklinde konuştu.
Geçici olarak niteleyebilecek olan tiklerin, çeşitli beden bölgelerinde ortaya çıktığını ve bir yıldan kısa bir sürede kaybolduğunu kaydeden Özcan, "Bu bozukluk, çocuklar arasında oldukça yaygındır.
Sağlıklı çocukların yüzde 12-14'ünde, daha sık, 3-10 yaşları arasında görülür. Eğer bir çocukta bu davranışlar bir yıldan fazla sürerse buna 'uzun süren tik bozukluğu' adı verilmektedir. Çocuklarda görülen tiklerin büyük bir kısmı erişkin yaşa gelmeden kaybolur, ancak bir kısmında erişkin dönemde de kalıcı olabilir." diye konuştu..
Tiklerin yerleşmesinde anne, baba ya da öğretmen gibi, çocukların iletişimde olduğu kişilerin rolünün önemine dikkat çeken Uzm. Dr. İsmail Özcan, yetişkinlerin, çocukta ortaya çıkan tikler nedeniyle kaygılandığını, çocuğun her davranışını kontrol etmeye çalıştığını ifade etti.
Yetişkinlerin, çocukları sürekli uyararak kendilerini kontrol etmelerini istemelerinin, iki şekilde etkili olarak çocuklarda tiklerin yerleşmesine yol açtığını söyleyen Özcan şöyle konuştu: "Anne babanın kaygısı nedeniyle çocuk davranışlarını kontrol etmeye çalışır sonuçta da, yaşadığı gerginlik tiklerin daha çok ortaya çıkmasına neden olur.
Bu nedenle tikleri söndürme ve yok etmede, aile öğretmen işbirliği önemlidir. Öğretmenin bilgilendirilmesiyle sınıfta çocuk için daha olumlu ve destekleyici bir çevre sağlanabilir. Öğretmen tarafından çocuğun tikleri nedeniyle sürekli azarlanması okuldan uzaklaşmasına neden olabilir. Öğretmenin bilgilendirilmesi de, tik davranışlarına olumlu yaklaşmasının sağlanması çok önemlidir. Destekleyici tedavi ve ilaç tedavisi yararlı olabilmektedir.
Eğer çocuk tikleri ev dışı ortamlarda sergilemiyor, belirli durumlarda gösteriyorsa; bunun nedenlerinin değerlendirilmesi gerekecektir. Gerginliğin arttığı ya da yoğun ilginin gösterildiği durumlar tespit edildiğinde gerginliğin azaltılması, destek ve ilginin çocuğun pozitif yönlerine kaydırılması, tiklerin ortadan kalkmasına yardımcı olur.
Tikler sık sık yeniden ortaya çıkıyor, çocuğu rahatsız ederek arkadaş ilişkilerinde sosyal hayatında sorun açıyor çocuğun kendine güvenini olumsuz etkiliyorsa, çocuk ve ergen ruh sağlığı uzmanına başvurulmalı, ilaç tedavisi eklenmelidir."