ÇOCUĞUM YALAN SÖYLÜYOR BUNU NASIL ÖNLEYEBİLİRİM?
Yalan, insanları aldatmak için uydurulmuş kasıtlı davranış veya sözdür. Kısaca, bilerek yanıltmadır. Beş-altı yaşlarına kadar çocuğumuzun yalan söyleme davranışlarında endişe edebileceğimiz bir durum söz konusu değildir. Çünkü bu döneme kadar çocuklarda gerçeklik duygusu tam olarak gelişmemiştir. Yani doğru-yanlış gibi kavramlar zihinde tam olarak yerleşmemiştir.
Çocukların bu yaşlarda anlattıklarına yalan şeklinde değil de hata veya yanlışlık olarak bakmak daha doğru olacaktır. Çocukların hayal dünyaları çok geniş olduğundan, olmamış veya olmayacak olayları size sanki olmuş gibi anlatabilirler. Bu fikirlere onların hikâyeleri olarak bakmalıyız. (Nar, 2005)
Bir şeyin yalan olabilmesi için onun daha önceden başkalarını aldatmak için tasarlanmış, belli bir amaca varmak için düşünceli olarak düzenlenmiş olması gerekir. Niyet burada başkalarını aldatmaktır. Yalan 5 yaşından önce genelleşmemiştir. Bu yaşlara kadar çocuk yalan ile gerçeği ayırt edemediği için yalan söyler. Yalan demek bile doğru olmaz, yanlışlar vardır demek doğrudur. 6–7 yaşına kadar çocuk olayları büyütebilir ve mübalağa edebilir.
İki tür yalan söyleme davranışı olduğu kabul edilmektedir. Bilerek yalan söylemede gerçekler, bencilce bir sonuca varmak için bilerek saptırılır. Patolojik yalan söylemede ise çocuk çıkar peşinde değildir, hayret verici şeyler söyleyerek çevresindekilerin şaşkınlığını uyandırmak, çocuğa zevk vermektedir. (Kuzucu, 2003)
Çocuklar Neden Yalan Söylerler?
Bütün çocuklar yalan söyler ama yalancı doğmazlar. Sadece, yalan söylemeyi öğrendikleri bir gelişim süreci yaşarlar. (Yörükoğlu, 1991)
Çocukların yalan söylemeyi öğrendikleri ilk insanlar aileleri olabilmektedir: Aileler, yalanı kusur olarak görmelerine rağmen, bazen çocuklara yalan söylemeleri için uygun ortamlar hazırlar. Pek çok ebeveyn ileride ne gibi sonuçlara varacağını düşünmeden çocuğundan yalan söylemesini ister. “Büyükanneye bugün ben hasta olduğum için ona gidemediğimizi söyleyeceğiz, Dün evdeydik diyeceksin ya da bunu yaptığımı babana söylemeyeceksin” gibi tembihlerle çocuğu yalana iterler ve çocuğa nasıl yalan söylemesi gerektiği öğretilir.
Pek çok davranışına karışılan ve eleştirilen çocuk, hata yapmış olmaktan ve küçük düşürülmekten korkar hale gelir: Bu durum çocuğun uygunsuz davranışını ebeveyninden veya otorite sahibi kişiden gizleyip kendini suçsuz gösterme çabasına girerek yalana başvurmasına yol açar. Annesinin çok sevdiği vazosunu kıran dört yasındaki bir çocuk, vazonun kırıldığından haberi olmadığını ye da vazoyu kedinin kırdığını söylerken, aslında yalan söylemiyordur. Çünkü burada ne bilinçli bir zarar verme, ne de bilinçli bir kandırma davranışı vardır. Burada sadece ve sadece korku duygusundan kaynaklanan, çocuğun kendisini koruma davranışı vardır. Cezalandırmaya yatkın anne babaların çocukları, yalan yoluyla istediklerini elde ettikleri ve bu yüzden de yalanı alışkanlık haline getirdikleri görülmektedir.
Yalan grup içinde statü kaybetme endişesi ile de söylenebilir: (arkadaşlarının beğenisini kazanmaya çalışan bir çocuğun babasının milli sporcu olduğunu söylemesi gibi). Çok büyük bir evde oturmadıkları halde, “bizim iki tane köpeğimiz var” diyen, kardeşi olmadığı halde,”benim kardeşim doğdu” diyen, okula gitmediği halde,”ben okula gidiyorum” diyen ye da “tatilde Antalya'ya gittik”,”annem beni hayvanat bahçesine götürdü” diye aslında gitmediği halde gitmiş gibi anlatan ve senaryolaştıran pek çok çocuk vardır.
İnsan mutsuz bir ruh hali içindeyken, mutlu olmak için her yolu dener: Mutlu olmak yaşamdaki amacımızdır. Yetişkin insanların mutsuzluklarla başa çıkma yöntemleri farklıyken, çocuklar mutsuzluklarını dışarıya mutlu yansıtmak gibi davranış sergilerler. Anne- babası sürekli kavga eden bir çocuk, öğretmenine ve arkadaşlarına anne- babasının hiç kavga etmediğini ve çok iyi geçindiklerini söyleyebilir. Çocuğun anne- babasından kaynaklanan mutsuzluğu, onu böyle bir savunma davranışına itebilir.
Anne-babanın birinin ölümü sonrasında çocuk, bu travmanın oluşturduğu stresle başa çıkmak adına yalan söyleyebilir: Anne ye da babasını kaybeden çocuklar, çoğu kez onları, hayattaymış gibi çevrelerine yansıtırlar. Bazen anneanne, babaanne, dede, büyükbaba, dayı gibi çocuğun duygusal anlamda çok bağlandığı yakınlarının ölümünde de, onlar hayattaymış gibi konuşabilirler. 17 Ağustos depreminden sonra evlerini kaybeden küçük çocukların, sanki evleri hatta çok güzel evleri varmış gibi anlatmaları da travma sonrası stresle basa çıkma davranışlarını ortaya koyması bakımından önemlidir.
Çocuklar da, biz yetişkinler gibi öz benliklerinin okşanmasından keyif alırlar: Bunun sonucunda da özgüvenleri artar. Yetişkinler özgüvenlerini geliştirmek için farklı yollara başvururlar. Ancak çocukların yolları sınırlıdır ve bu gibi durumlarda yalan söyleme davranışını seçebilirler. Çocuk, öğretmeni onu takdir etsin diye çok erken saatlerde uyuduğunu söyleyebilir. Anne- babası tarafından takdir edilmek için, sınıfta falanca yarışmasında birinci seçildiğini anlatabilir. Takdir edilmek adına söylenen yalanlar arasında çok cesur olmak, çok güçlü olmak, çok çalışkan olmak, en hızlı arabaya sahip olmak, en güçlü babaya sahip olmak, çok yemek, en güzel anneye sahip olmak, zengin olmak, çok başarılı olmak gibi senaryolar gelmektedir.
Anne babanın beklentisinin yüksek olduğu durumlarda, çocuk onları hayal kırıklığına uğratmama çabası ile yalan söyleyebilir: Okulda ailesi tarafından yüksek performans beklenen öğrenci, başarısının düşük olmasına rağmen ailesini üzmemek ve onların tepkisini almamak için okulda durumunun çok iyi olduğunu söyleyebilir.
Aileye aşırı bağımlılık sonucu anne babayı üzme ve sevgilerini kaybetme korkusuyla üzüntü ve sıkıntı veren bir gerçeğin reddedilmesi yalanı ortaya çıkartabilir: Aileye bağlılık, dayanışma, verilmiş söze saygı gibi durumlar yalan söylemeye neden olabilir(anne babasına söz verdiği halde düşük notlar alması ve bunu onlardan saklaması gibi).
Çocuk, yetersiz ilgi ve sevgi gösteren ana baba tutumları sonucu ihtiyaç duyduğu ilgi ve sevgiyi yalanla sağlamayı deneyebilir: Anne babanın yanlış tutumlarına karşı çocuğun geliştirdiği utangaç ve içe dönük kişilik özellikleri, hatayı itirafı önleyerek yalana yol açabilir. Çocuk öğretmeni onu takdir etsin diye çok erken saatlerde uyuduğunu söyleyebilir. Anne- babası tarafından takdir edilmek için, sınıfta falanca yarışmasında birinci seçildiğini anlatabilir.
Ebeveynler Olarak Neler Yapabiliriz?
Çocuklarda yalan söyleme davranışı gözleyen anne-babaların hiç birisi durumdan memnun olmaz.
Hatta bazıları çocuklarının ilerde sahtekâr, yalancı, dolandırıcı, soyguncu olmaya aday olduğunu bile düşünüp, şimdiden bu yalanları söyleyerek insanları kandırmaya çalışıyorsa, ilerde kim bilir neler yapabilir diye paniğe kapılmaktadırlar. (Tuzcuoğlu, 2005) Oysa anne ve babalar bu korkudan uzaklaşıp neler yapabilecekleri üzerine düşünmelidirler.
Peki, anne-babalar olarak neler yapabilirsiniz; (Kuzucu, 2003)
· Çocuğa her durumda kabul edilip sevildiğini hissettirmek çok önemlidir.
· Çocuğun eğitiminde onu yalana itecek fiziksel ve sözel şiddet kullanılmamalıdır.
· Çocuk kapasitesi dışında zorlanıp, başaramadığı şeyler için suçlanmamalıdır.
· Korkuyu çocuk yetiştirmede bir araç olarak kullanan ailelerin çocuklarında yalan söyleme davranışına diğer çocuklara oranla daha sık rastlanmaktadır. Bu nedenle çocuk eğitiminde korkutmaya yer verilmemelidir.
· Çocuğa sürekli yapılmaması gereken davranışları hatırlatmak yerine, ondan beklenen davranışları konuşmak çocuk eğitiminde daha doğru bir yaklaşımdır.
· Çocuğa gerçeği söyleme konusunda cesaret verilmelidir. Dürüst davrandığında anne babanın memnuniyetini çocukla paylaşması iyi bir ödül olabilir.
· Çocuğun tutum ve davranışlarına karşı eleştiren ve yargılayıcı olmaktan kaçınmalı, yaramazlık ve hatalarının bir kısmı görmezlikten gelinmelidir.
· Çocuk yalan söylediğinde hemen cezalandırılmamalıdır. Çünkü çoğu kez sırf cezadan korktuğu için bu yola başvurmuş olabilir.
· Çocuğun yalanları kişisel saldırı olarak algılanmamalıdır. Çünkü çocuklar bazen ana babalarını saymadıkları için değil, hataları yüzlerine vurmasın diye yalan söylerler.
· Çocuk yalan söylediğinde bunu ona kanıtlama girişiminde bulunup, gerçeğe bağlı kalması konusunda ısrar etmek olumsuz sonuçlar doğurabilir. Çocuğun yalanla yüzleşmesi sağlanmalı, ama söylediği yalanı kabul etmesi için baskı yapılmamalıdır.
· Yalanı ortadan kaldırmak için öncelikle yalana yol açan nedenlerin bilinmesi ve onların ortadan kaldırılması gerekir. Çocuğun söylediği yalandan çok yalanı söylemesine neden olan psikolojik faktörler dikkate alınmalıdır. Bu yapılırken olaylara sadece büyüklerin değil küçüklerin gözüyle de bakılmalıdır.
· Çocuğunuza her fırsatta onu sevdiğinizi, onun sizin için çok önemli olduğunu hissettirin. Bunu ifade eden cümleleri sık sık kullanmaktan korkmayın. Yalan söyleme davranışı bütün önlemlere rağmen hala devam ediyorsa mutlaka bir uzmandan yardım alın.
ALINTI