Çocuklarımız İçin Öğütler

İhtiyaçların isteklerinden daima öncelikli olmalıdır.

Konu başlığı biraz içimi acıttı...öğütlerimi anlayacak sağlıklı bir çocuğum yok...maalesef biz ölünce bizi hatırlayacak kimse olmayacak...inşallah birilerinin aklına geliriz de dua ederler...
Neyse arkadaşlar Allah a emanet olunuz

Konu başlığı biraz içimi acıttı...öğütlerimi anlayacak sağlıklı bir çocuğum yok...maalesef biz ölünce bizi hatırlayacak kimse olmayacak...inşallah birilerinin aklına geliriz de dua ederler...
Neyse arkadaşlar Allah a emanet olunuz

Birçoğumuzun belki 1 , 2  tane çocuğu var ama sizin evlat gibi gördüğünüz ,sürekli nasihat ettiğiniz , bağrınıza bastığınız , gözlerinin içine baktığınız nice evlatlarınız olmuştur...
Öyle düşünün ..

Allah'ın verdiğinede de , vermediğinde  de ne olduğunu bilemeyiz belki ama vardır bir hayr...

Allah'ın bazı şeyleri ertelemesi olmayacağı anlamına gelemez ..

Şöyle söyleyelim büyüklerin dediği gibi olsaaaaaa bin dert , olmasaaaaaa bir dert ...

Çocuğum yok ama hala çocuğum öyle kalacam. 🥰🥰

Annem der hep;

“Aldatandan değil aldanandan ol oğlum.”

🌺🌸😍

Birçoğumuzun belki 1 , 2  tane çocuğu var ama sizin evlat gibi gördüğünüz ,sürekli nasihat ettiğiniz , bağrınıza bastığınız , gözlerinin içine baktığınız nice evlatlarınız olmuştur...
Öyle düşünün ..

Allah'ın verdiğinede de , vermediğinde  de ne olduğunu bilemeyiz belki ama vardır bir hayr...

Allah'ın bazı şeyleri ertelemesi olmayacağı anlamına gelemez ..

Şöyle söyleyelim büyüklerin dediği gibi olsaaaaaa bin dert , olmasaaaaaa bir dert ...

Etkili bir düşünce

Etkili bir düşünce

GÖRDÜM..

Etkili bir düşünce

Etkili bir savunma 👁️👁️ değil

..  İNANIŞ    diyecektim...hocam..

Tam Türk işi forum..

Çocuğa günde 150 kere yönlendirme cümlesi kur, öğüt ver; çocuk söze duyarsız hâle gelsin.

Çocuk öğütten anlamaz. Hele 0-6 yaş aralığında zinhar anlamaz.

Örnekten anlar. Bakıp öğrenir.

Kime baktığına dikkat etmek ise en önemli ebeveyn görevidir.

Ortalıkta milyonlarca Enes Batur gezmesi boşuna değil.

Biz öğüt vermeye devam edelim.

Tam Türk işi forum..

Çocuğa günde 150 kere yönlendirme cümlesi kur, öğüt ver; çocuk söze duyarsız hâle gelsin.

Çocuk öğütten anlamaz. Hele 0-6 yaş aralığında zinhar anlamaz.

Örnekten anlar. Bakıp öğrenir.

Kime baktığına dikkat etmek ise en önemli ebeveyn görevidir.

Ortalıkta milyonlarca Enes Batur gezmesi boşuna değil.

Biz öğüt vermeye devam edelim.

Bi kulak verin geçmişe...👂👂👂

Duyuyorsunuz değil mi??

Duyuyorsunuz , duyuyorsunuz eminim ...

Annezin , babanızın sesini....
Ne diyorlar orda öğüt veriyorlar...

O öğütler aklımızda kalıyorsa örnek olacak durum olduğu için kalıyordur unutmayalım..

Kanımızda var hocam Türk kanı vazgecemiyoruz, geçmiyoruz, genetik..yapcak bişi yok...
😀😀😀😀

Bi kulak verin geçmişe...👂👂👂

Duyuyorsunuz değil mi??

Duyuyorsunuz , duyuyorsunuz eminim ...

Annezin , babanızın sesini....
Ne diyorlar orda öğüt veriyorlar...

O öğütler aklımızda kalıyorsa örnek olacak durum olduğu için kalıyordur unutmayalım..

Kanımızda var hocam Türk kanı vazgecemiyoruz, geçmiyoruz, genetik..yapcak bişi yok...
😀😀😀😀

Ben öğretmenim, "yapacak bir şey yok" deyip öğrencilerime, evlatlarıma öğüt dolu bir hayat ikram ederek onların hayatlarını karartmayı kendi ellerimle sağlamayı normal kabul edemem. Okuduğum pedagojiye ihanet edemem en azından.
"Çocuğum dur!"
"Çocuğum sus!"
"Çocuğum otur!"
Cümleleriyle çevrili bir eğitim anlayışının ürünü mevcut Türkiye'dir ki durum fazla söze ihtiyaç bırakmamaktadır.
Fazla söz iyi değildir hâsılı.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Bizim okulun müdürü ve müdür yardımcısı her bayrak töreninin ardından "tören bitince koşarak ayrılmayın okuldan, birbirinize çarpıp yaralanmalara yol açabilirsiniz" diye uyarısa bulunup öğüt veriyor ve bilin bakalım ne oluyor?

Ben öğretmenim, "yapacak bir şey yok" deyip öğrencilerime, evlatlarıma öğüt dolu bir hayat ikram ederek onların hayatlarını karartmayı kendi ellerimle sağlamayı normal kabul edemem. Okuduğum pedagojiye ihanet edemem en azından.
"Çocuğum dur!"
"Çocuğum sus!"
"Çocuğum otur!"
Cümleleriyle çevrili bir eğitim anlayışının ürünü mevcut Türkiye'dir ki durum fazla söze ihtiyaç bırakmamaktadır.
Fazla söz iyi değildir hâsılı.

Sınıfda onca çocukla  bir defa bile dur,sus,otur demeden bir gününüz geçiyorsa , öğüt vermeden , nasihat etmeden, ödevlerinizi yapın demeden (inanamam ama) şapka çıkartıyorum hocamm...

Birçoğumuzun belki 1 , 2  tane çocuğu var ama sizin evlat gibi gördüğünüz ,sürekli nasihat ettiğiniz , bağrınıza bastığınız , gözlerinin içine baktığınız nice evlatlarınız olmuştur...
Öyle düşünün ..

Allah'ın verdiğinede de , vermediğinde  de ne olduğunu bilemeyiz belki ama vardır bir hayr...

Allah'ın bazı şeyleri ertelemesi olmayacağı anlamına gelemez ..

Şöyle söyleyelim büyüklerin dediği gibi olsaaaaaa bin dert , olmasaaaaaa bir dert ...

Ne güzel söylediniz hocam. Evlat sahibi olmak da bir imtihandır, olamamak da. En büyük acıyı evladımız yaşatabilir ya da yüzümüzü güldürebilir. Çocuğumuz olmayabilir evlat sevgisinden mahrum üzgün olabiliriz ya da çok güzel bir hayatımız olur.
Her zaman derim 4 ihtimal vardır. Hangisinin olacağını rabbim bilir.

Sınıfda onca çocukla  bir defa bile dur,sus,otur demeden bir gününüz geçiyorsa , öğüt vermeden , nasihat etmeden, ödevlerinizi yapın demeden (inanamam ama) şapka çıkartıyorum hocamm...

Samimi olarak sizden şunu rica ediyorum. Ödev takibi olarak bir sınıf listesi ve karşısında aylık "tik" koyabileceğiniz bir tablo oluşturun.

Ödevi vermeyin. Masanın üstüne koyarak, "ödevler burada, sadece yapmak isteyenler alsın" diye bir duyuru yapın.

Ödevleri kontrol etmeyi ihmal etmeyerek yapanların tabloda yer alan isimlerinin karşısına "tik" koyun. İlk bir ayın sonunda inanılmaz değişimi göreceksiniz. Ödev yapmayana kızmak ya da öğüt vermek kesinlikle yok, sadece tabloda adının karşısı boş kalacak. Tablo sınıfta asılı olacak.

Ben ödev vermem. Öğrencilerim alır. Yapmak isteyen, evde ödevi sorun yapmayacak olan, bu sorumluluğu taşıyacak olan alır. Sonra almayanlar bir bakar "bir yerlerde bi' yanlışlık var" vicdanlarına bir çengel takılır. Biraz daha inat ederler ama en sonunda kırılır dirençleri ve "ben yanlış yapıyorum" derler. Ben 1.000 kere "sen yanlış yapıyorsun" desem nafiledir. Ancak çocuk 1 kere "ben yanlış yapıyorum" dese kafidir..
Öğüt vermek kolaydır.
Ve öğüdü verenin vicdanını rahatlatır. "Ben size demedim mi?" diyebilmek için öncüldür.
Çocuk dinlemez.

Samimi olarak sizden şunu rica ediyorum. Ödev takibi olarak bir sınıf listesi ve karşısında aylık "tik" koyabileceğiniz bir tablo oluşturun.

Ödevi vermeyin. Masanın üstüne koyarak, "ödevler burada, sadece yapmak isteyenler alsın" diye bir duyuru yapın.

Ödevleri kontrol etmeyi ihmal etmeyerek yapanların tabloda yer alan isimlerinin karşısına "tik" koyun. İlk bir ayın sonunda inanılmaz değişimi göreceksiniz. Ödev yapmayana kızmak ya da öğüt vermek kesinlikle yok, sadece tabloda adının karşısı boş kalacak. Tablo sınıfta asılı olacak.

Ben ödev vermem. Öğrencilerim alır. Yapmak isteyen, evde ödevi sorun yapmayacak olan, bu sorumluluğu taşıyacak olan alır. Sonra almayanlar bir bakar "bir yerlerde bi' yanlışlık var" vicdanlarına bir çengel takılır. Biraz daha inat ederler ama en sonunda kırılır dirençleri ve "ben yanlış yapıyorum" derler. Ben 1.000 kere "sen yanlış yapıyorsun" desem nafiledir. Ancak çocuk 1 kere "ben yanlış yapıyorum" dese kafidir..
Öğüt vermek kolaydır.
Ve öğüdü verenin vicdanını rahatlatır. "Ben size demedim mi?" diyebilmek için öncüldür.
Çocuk dinlemez.

Ödev listem var öğretmenim.. tik yok ama 😀😀

Puanlama var ...
yapmak zorunluluğu yok..
O ay en güzel  puan alana madalya 🏅 var ..
Birdaha ki ay puanda madalya alan olmuşsa kupa için + var, madalya madalya almayana puanı yüksek olan ikinciye verilir...
Böylece herkes gayretli hevesli olur hak ederek  başarmanın mutluluğunu tattılar mı gerisi kolay..

Az puanda ama , o ay atılım yapsın gözle görülür onada hediye var..
Kıssadan hissede var , öğüt de var , örnekte ...
İnş tüm yavruların bahtları açık olur..
Saygılar...