Geçenlerde eski bir öğrencim sosyal medyadan mesaj yollamış: Hocam dönüp dönüp Cizredeki öğrencilerinizi yazıyorsunuz
Biz sizin öğrenciniz değil miyiz, kıskanıyoruz
Canım öğrencim haklı. Ama Cizre hem meslek hayatımın, hem sosyal hayatımın, hem aile hayatımın en önemli dönüm noktalarından biri
Terörle sınanan bir şehirde, terörün şiddetinin tavan yaptığı bir dönemde kalmakta sınanmaktı benim için, biliyorum
Rabbim Cizreyi sınarken beni de sınıyordu, evet
Öğretmenliğimin ilk eserleri olan ve hemen hemen tamamı okuyan bir sınıfım vardı 20 yıldır yazmakla bitiremediğim. Doktor, mühendis, hemşire, öğretmen, iş adamı, akademisyen, belediye başkanı
Pek çoğuyla iletişim imkanı kuramadığım öğrencilerim bu günlerde tek tek buluyorlar sosyal medyadan beni. En son ay yüzlü simasıyla Sima isimli öğrencim bulmuş.
Rabbim enerjimin düştüğü, moralimin bozuk olduğu günlerde çıkarıyor canım öğrencilerimi karşıma
Sima yurtdışında doktora yapıyormuş. Yenilerde nişanlanmış. Cizreden ayrıldıktan sonra Antalyaya gitmiş ve okul birincisi olmuş.
Uzun uzun konuştuk. Sima bir ara size dair en çok hatırladığım şey ne hocam biliyor musunuz dedi.
Bu tür sorular ürkütüyor insanı. 20 yıl önceden nasıl bir ben çıkacak karşıma
Üzerinde kötü intiba bıraktığım öğrencilerim de var mıdır? Ben canım öğrencilerim dedikçe canın çıksın diyen öğrencilerim mesela.
Sustum
Heyecanla bekledim
Sima devam etti.
Bize hissettirdiğiniz şefkat ve sevgi
Sıcak yüreğiniz
Hiç unutmadım işte bunu, dün gibi hatırlıyorum
Sima yazmaya devam etti
Sizden ayrıldıktan sonra Antalyaya gittim ve orada okul birincisi oldum. Siz bizi gerçekten çok iyi eğittiniz hocam. Ben sizden sonraki eğitim hayatımda kendime daha güvenen bir insan oldum. Başarılarım artarak devam etti. Çünkü ben sizin öğrencinizdim.
...
Aramızda sadece 10-12 yaş fark olan canım öğrencilerim var. Simada onlardan biri. Üzerinden 22 sene geçtikten sonra öğretmenini arayıp bulması ve sevgilerini iletmesi Rabbimin bir hediyesi olsa gerek.
Bir öğretmen için bundan daha büyük hediye ne olabilir ki!
Geçenlerde çok ünlü bir gazeteci dostum aradı
Alim öğretmenlik hevesin geçtiyse artık seni buraya bekliyoruz. Gazeteci olarak da çok başarılı olacağını biliyorum. İnat etme, gel dedi
Dedim ki: Öğretmenlik benim için bir heves değil, aşk
Ben öğretmenlik mesleğine aşığım. Öğretmenliği bırakma düşüncesi bile kalbimi acıtmaya yetiyor. Ben böyle çok mutluyum
Doğrusu gazetecilik yıllarımı özlemiyor değilim. O, gazeteciliğe adım attığım birkaç güzel yılı hiç unutamam. Arada o güzel günleri çok özlediğim ve aha gidiyorum dediğim de oluyor
Sonra
Sonrası malum
Yaş ilerledikçe Sima gibi öğrencilerine daha çok ihtiyaç duyuyor insan. Çünkü ben senin öğrencindim diyen bir öğrencinin verdiği mutluluğu başka kim verebilir ki
Arada düşünüyorum.
Diyorum ki;
Acaba bir gün karşıma çıkıp, öğretmenim bir baltaya sap olamadım, hiçbir şeyi başaramadım, toplumda kendime güzel bir yer edinemedim
Çünkü ben sizin öğrencinizdim diyecek öğrencilerim de var mıdır?
Simanın verdiği tüm enerjiyi çekip alacak ve beni yerin yedi kat dibine gönderecek öğrencilerim de varsa
Ve bana ulaşmayanlar bu yüzden ulaşmıyorsa
Ben bir yerde hata yapmışsam, görevimi aksatmışsam, sevgimi esirgemişsem, merhametimi saklamışsam, tüm özgüvenini çekip almışsam ve tek bir öğrencim benim yüzümden başarısız olmuşsa
O tek bir öğrencimin kalbime saplayacağı bıçak yarasına bin öğrencimin sevgisi deva olabilir mi?
Hiç sanmıyorum
Bu yüzden, kaç başarılı öğrenci yetiştirdiğine değil, kaç başarısız öğrencisi olduğuna bakmalı öğretmen
Kaç öğrenciyi kazandığının hesabını yapmak yerine, kaç öğrenciyi kaybettiğini hesap etmeli.
Çünkü bir öğretmen için;
Başarılı bin öğrenci az, başarısız bir öğrenci çoktur
Ve hiçbir öğretmenin,
Bir tek öğrenciyi kaybetme lüksü yoktur
Simaya simasındaki gülücüklerde payım olduğunu hatırlattığı için teşekkür ederim.
Ali ÇAM
Mado Kadriye Kanbur İlkokulu Sınıf Öğretmeni KAHRAMANMARAŞ
Haber46.com haber sitesi baş yazarı...