Değişimin Öğretmeni Olmak

Değişimin öğretmeni olmak

Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Bu günlerde Aliens in America isimli diziyi izliyorum.

Dizi hakkında bilgisi olmayanlar için dizinin konusu:

Amerika dışında yaşam olmadığını sanan tipik Amerikan zihniyetiyle dalga geçen Aliens in America, Pakistanlı bir gencin, yanına yerleştiği Amerikan aileyle yaşadıklarını anlatıyor.
İlk olarak Wisconsin eyaletinde yaşayan Tolchuk ailesini tanıyacağımız dizide daha sonra onların yanına yerleştirilen Pakistanlı öğrenci Raja’yla tanışacağız.
Tolchuk’ların oğlu Justin komik ve zeki olmasına rağmen, içine kapanık yapısı nedeniyle sosyalleşmekte zorluk çekmektedir.
Oğulları Justin’in bu tutukluğundan kurtulması için rehber öğretmeni Bay Matthews’ün tavsiyesi üzerine evlerine misafir bir öğrenci kabul etmeye karar verirler.
Ancak bekledikleri gibi Avrupa’dan bir öğrenci çıkmaz karşılarına.
Misafirleri Raja, 11 Eylül sonrasında birçok Amerikalının büyük bir paranoya geliştirdiği ülkelerden biri olan Pakistan’dan gelmektedir.
Dünyanın ABD dışında kalan topraklarında yaşayan insanlara uzaylı muamelesi çeken tipik Amerikan zihniyeti, Tolchuk ailesi nezdinde bakalım nereye kadar dayanacak.

Değişim öğrencisi uygulaması kapsamında gerçekleşen bu olayda, kuvvetli kişiliği Pakistanlı genci Değişimin öğretmeni konumuna getirir.
Diğer bir deyişle, Amerikalı ailenin, Pakistanlı genci etkilemesi gerekirken, Pakistanlı genç Amerikalı aileyi daha çok etki altına almaktadır.

Olayların ne kadar gerçeği yansıttığı tartışılır olsa da, değişimin kaçınılmaz olduğu dünyamızda değişimin öğretmeni olmanın önemini çok güzel vurgulayan bir dizi olması özelliğiyle izlenmesini tavsiye ediyorum.

Değişimin öğretmeni olmak - 2

Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

1980'li yılların son çeyreğinde bir bilgisayar dershanesinde bilgisayar labaratuvarında uygulama görevlisi olarak çalışıyordum.
Öğrenciler teorik derslerde, defterlerine yazdıkları program kodlarını bilgisayar labaratuvarında bilgisayarda yazarak, programların nasıl çalıştığını gözlemliyorlardı.
Uygulama gereği, kodlar bilgisayara yazıldıktan sonra, bilgisayarın anlayacağı dile çevrilebilmesi için derleme denilen bir işlem yapılmaktadır.  Derleme işlemi sırasında, bilgisayar, programdaki yazım hatalarını ingilizce bir mesajla belirtmekte ve hatanın satırını yazmaktadır.

Öğrenciler ingilizce hata mesajını anlamadıkları için, yazım hatasını düzeltmek yerine, hata veren satırı silmeyi tercih etmekteydiler.

Silinen satırlar nedeniyle program ya hiç bir işlem yapmamakta, ya da yapması gerektiği gibi yapmamaktaydı.

Görevim gereği, öğrencilere sildikleri satırları doğru olarak yeniden  eklettiriyordum.

Programın istenilen işlemi yapması için, hatalı satırların doğru olarak programda yer alması gerekir.

Yıllar sonra fark ettim ki, çoğu insan sosyal hayatta da aynı hatayı yapmakta...
Hata olarak gördüğü kişileri, olayları, düşünceleri, durumları hayatından çıkarmakta...

Sonra da neden olması gereken olmuyor diye sorular sormakta...
Hayatınızdan çıkardıklarınızı, doğru şekilde hayatınıza eklemek sizi değişimin öğretmeni konumuna getirir.

Değişimin öğretmeni olmak - 3

Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

"Böyle bitmesin" isimli dizinin bir bölümünde nikah öncesinde yaşananlar konu edinilmişti.
Hemen hemen her nikah öncesinde yaşanan küçük problemler nedeniyle nikah töreni iptal olmak üzeredir.
Aile masasının değerli üyeleri olaya el koyarlar ve küçük problemler denklemden çıkarılır.

Erkek tarafının evliliği onaylamayan anne faktörü bir bahane üretilerek hastahaneye yatırılır.
Kız tarafından evliliği onaylamayan ağabey bir bahane ile nezarethaneye attırılır.
Beğenilmeyen gelinlik, eteğinde yangın çıkarılarak gelinlik olarak kullanılamayacak duruma getirilir.
Beğenilmeyen nikah şekerleri, ortadan kaybolur.
vs.

Küçük problemler denklemden çıkarılınca evlenecek çift dımdızlak ortada kalır.
Artık küçük problemlerin doğru olarak eklenmesine sıra gelmiştir...

Sürekli çıkarma işlemi yaparak problem çözmek mümkün değildir.
Problem çözmek için eklemeler yapmak daha mantıklıdır.

turgutkuzan forumdaş çok problem çıkarıyor, deklemden çıkaralım...
Öğrencinin babası problem çıkarıyor denklemden çıkaralım...
Şu öğretmen arkadaş problem çıkarıyor denklemden çıkaralım.
Şu bürokrat, şu siyasetçi, şu sendika, şu dernek problem çıkarıyor denklemden çıkaralım...
Şu medya, şu televizyon programı, şu internet sitesi vs. problem çıkarıyor denklemden çıkaralım...
Şu öğrenci problem çıkarıyor denklemden çıkaralım...
Şu fotokopi makinası, bilgisayar, projeksiyon makinası, program vs. problem çıkarıyor denklemden çıkaralım...

İyi de bu eğitim / öğretim bunlar olmadan nasıl yapılacak? Sadece öğretmenin olduğu bir eğitim öğretim mümkün olabilir mi?

Turgut bey  bizim sınıfta uğraştığımiz problemler o kadar farklı ki, hele de varoş bir yerde çalışıyorsaniz sınıfta bin parçaya bölünürsunuz bazen yine de yetmez.
Söyledikleriniz yanlış demiyorum, güzel tespitler de var.

Ama siz bizim baktığımız açıdan goremiyorsunuz fark bu.

Günümüzde bir öğretmenin kudreti sistemin sorunlarıyla basetmeye yetmiyor.

Vaktiyle bir okula atandigimda bir ara sınıf almak durumunda kaldım, bir okutmayı severim ama bir kalmamıştı ne yazık ki..
Sonra öğrendim ki bu sınıfı bir hoca bırakmış,  ben  bunları okutamiyorum, cok aşırı yaramaz ve seviye kötü,  başka sınıf almış.. Yani aramızda böyle hocalar da var, tamamen haksız sayilmazsiniz.
Turgut bey bu bahsettigim sınıf 4. Sınıftı ve ertesi yıl bu sınıfta Comenius projesine katıldım.. Ülkeleri sınıfımizda bir etkinlikle misafir ettik. Tercumanligini kendim yaptım. MEB in farklı projelerine de katıldım. Emek verdim. Toparlamaya çalıştım.

Ama Turgut bey ne kadar ugrasirsaniz uğraşın siz veli profilini degistiremiyorsunuz.. Okulda yaptığınız çoğu zaman okulda kalıyor. Yani şunu demek istiyorum bu işte değişkenler çok farklı. Sosyal sorunları aşmak öğretmenin elinde değil.

Cehaletle ugrasmak o kadar zor ki..
Bu yıl bir öğrencimi ram a yönlendirdik. Velisi dedi ki hocaa çok korkuyorum orada çocuktan kan mi alacaklar?  Açıklamayı yaptığım halde soru bu yani.. Sonra da tarihi unuttuğu için götürmemis zaten.

Buna benzer örnekler var. Hayırlı Ramazanlar


Asagida zeynep zehra hocamın yazısı okudum aklıma geldi, cepten yapılan harcamaların haddi hesabı yok zaten.

Değişimin öğretmeni olmak he mi??
0 (sıfır) lira geliri olan bir okula bir yıl içinde sadece ve sadece kendi çabalarımla 5.000 lira gelir sağlayarak 2.000 adet kitaplı bir kütüphane kurduk. Yemekhaneye masa ve tabure sağladık. Okul bahçesine panel çit sistemi getirerek düzene kavuşturduk. Öğretmen dolabı yaptırdık.. Ortada durağanlığı komple değiştirerek köklü adımlar attık.. Bunları yapmak yazıldığı kadar kolay işler değil, gecelerce uyumadım. Dergi bastırıp günlerce sponsor peşinde koştum..
Sonuç??
Okul müdürü başarı belgesiyle taltif edildi, öğretmenlerden cephe alanlar oldu, müdürle aram açıldı, kimse bir teşekkür dahi etmedi..
Takdiri kuldan beklesem bir daha asla böyle işlere kalkışmam ama şükür ki Allah'ın takdiri benim açımdan daha önemli..
Bir başka mesele ise, daima amirleriyle yakın ilişkiler kuran ve kırk takla attığına şahit olduğum bir hazret de kısa sürede şube müdürü oldu..
Şimdi sayın hocam, söyler misiniz bana hangi değişimde ne öğretmeni??
Sırf sendikası yüzünden bu ülkede kayrılan ve suçları ört bas edilen öğretmenler var iken hangi değişimde ne öğretmenliği??
Yüzde yüz haklı olabilirsiniz yazdıklarınızda, süper fikirleriniz de olabilir belki ama ben dağ köyünde 5 yılımı eğitime adarken duyduğum 'niye bu kadar yırtılıyorsun hocam oradaki çocuk okuyup da ne olacak' cümlesini hafsalamdan ve çizilen kalbimden atamazsınız.. Ben tipide sırtımda çocuk taşırken tek derdim o çocuğun selametiydi, bundan sonraki adımlarında nasip olursa bu çizgide olacak.. Değişiminiz yere batsın..

Değişimin öğretmeni olmak he mi??
0 (sıfır) lira geliri olan bir okula bir yıl içinde sadece ve sadece kendi çabalarımla 5.000 lira gelir sağlayarak 2.000 adet kitaplı bir kütüphane kurduk. Yemekhaneye masa ve tabure sağladık. Okul bahçesine panel çit sistemi getirerek düzene kavuşturduk. Öğretmen dolabı yaptırdık.. Ortada durağanlığı komple değiştirerek köklü adımlar attık.. Bunları yapmak yazıldığı kadar kolay işler değil, gecelerce uyumadım. Dergi bastırıp günlerce sponsor peşinde koştum..
Sonuç??
Okul müdürü başarı belgesiyle taltif edildi, öğretmenlerden cephe alanlar oldu, müdürle aram açıldı, kimse bir teşekkür dahi etmedi..
Takdiri kuldan beklesem bir daha asla böyle işlere kalkışmam ama şükür ki Allah'ın takdiri benim açımdan daha önemli..
Bir başka mesele ise, daima amirleriyle yakın ilişkiler kuran ve kırk takla attığına şahit olduğum bir hazret de kısa sürede şube müdürü oldu..
Şimdi sayın hocam, söyler misiniz bana hangi değişimde ne öğretmeni??
Sırf sendikası yüzünden bu ülkede kayrılan ve suçları ört bas edilen öğretmenler var iken hangi değişimde ne öğretmenliği??
Yüzde yüz haklı olabilirsiniz yazdıklarınızda, süper fikirleriniz de olabilir belki ama ben dağ köyünde 5 yılımı eğitime adarken duyduğum 'niye bu kadar yırtılıyorsun hocam oradaki çocuk okuyup da ne olacak' cümlesini hafsalamdan ve çizilen kalbimden atamazsınız.. Ben tipide sırtımda çocuk taşırken tek derdim o çocuğun selametiydi, bundan sonraki adımlarında nasip olursa bu çizgide olacak.. Değişiminiz yere batsın..

Üstad ağzına sağlık.

Ben de mesleğimin ilk 10 senesinde süper idealisttim.Halen de gerçi öyle sayılır.15 senedir tek bir izin ve rapor almadım.Bir kere bile geç kalmadım.Ne görev verilirse yaptım.Ama olay şu ki mesela bizi harıl harıl çalıştıran yeri geldiğinde azarlayan müdür yardımcımız şu anda şube müdürü oldu.Bizim işler maalesef ahbap çavuş ilişkisiyle ilerliyor.Eğitimbir sene üye olunucak gittiğin okulda müdüre itiraz etmeyeceksin.
Ben MEB için değil KENDİM için değişmeye karar verdim.İnşallah yeşil pasaportumla daha kaliteli küçük zengin ferah bir ülkede diğer mesleğimi icra ettirip bol paralar kazanacağım.Benim öğretmenlik mesleğine ne ihtiyacım ne de sevgim kaldı.Artık idealistliğim kendime ikinci bir ülkeye.

Ben de mesleğimin ilk 10 senesinde süper idealisttim.Halen de gerçi öyle sayılır.15 senedir tek bir izin ve rapor almadım.Bir kere bile geç kalmadım.Ne görev verilirse yaptım.Ama olay şu ki mesela bizi harıl harıl çalıştıran yeri geldiğinde azarlayan müdür yardımcımız şu anda şube müdürü oldu.Bizim işler maalesef ahbap çavuş ilişkisiyle ilerliyor.Eğitimbir sene üye olunucak gittiğin okulda müdüre itiraz etmeyeceksin.
Ben MEB için değil KENDİM için değişmeye karar verdim.İnşallah yeşil pasaportumla daha kaliteli küçük zengin ferah bir ülkede diğer mesleğimi icra ettirip bol paralar kazanacağım.Benim öğretmenlik mesleğine ne ihtiyacım ne de sevgim kaldı.Artık idealistliğim kendime ikinci bir ülkeye.

Kardeşim dediğiniz gibi yaptı. Londra ya yerleşti. Öğretmen degil, siyasal bilgiler Fak mezunu. Uzun yıllardır Web dizayn ile uğraşıyor. Bu vesile ile birçok ülke de gördü. Halinden oldukça memnun. Sayesinde ben de bir londra ziyareti yapıcam.

Söyledikleriniz yanlış demiyorum, güzel tespitler de var.

Ama siz bizim baktığımız açıdan goremiyorsunuz fark bu.

Günümüzde bir öğretmenin kudreti sistemin sorunlarıyla basetmeye yetmiyor.

Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Açıklamalarınız için teşekkür ederim.

Risale-i Nur külliyatının Münazarat isimli eserinde şu ifade mevcuttur :

Hattâ benim sözümü de, ben söylediğim için hüsn-ü zan edip tamamını kabul etmeyiniz.
Belki ben de müfsidim. Veya bilmediğim halde ifsad ediyorum. Öyleyse, her söylenen sözün kalbe girmesine yol vermeyiniz.
İşte, size söylediğim sözler hayalin elinde kalsın, mihenge vurunuz. Eğer altın çıktıysa kalbde saklayınız.
Bakır çıktıysa, çok gıybeti üstüne ve bedduayı arkasına takınız, bana reddediniz, gönderiniz.

Yazdıklarımın hepsinin kabul edilmesi zaten hata olur. Mihenge vurulması gerekir.
Bize düşen mesajı yazmaktır.
Mesajdaki cümlelerin kim de ne çağrışımlar yaptıracağını, kimin ne kadar hisse alacağını, kimin neyi iade edeceğini bilmemiz mümkün değildir.
Biz üzerimize düşeni yaparız, sonrasına karışmayız.

Bende sizin gibi madalyonun gördüğüm yüzüne uygun olarak mesajlar yazıyorum. Madalyonun farklı yüzleri gösterildiğinde gerekli değerlendirmeyi yapıyorum.
Yazınızdaki sınıfı okutmayı bırakan öğretmen olayını örnek alacak olursak, olayı sizin anlattığınız yönüyle biliyoruz.
Aynı olayı bir de sınıfı okutmayı bırakan öğretmenden dinleme imkanımız olsa (madalyonun farklı bir yüzü gösterilebilse) değerlendirmelerimizde farklı olacaktır.

Olayları sizin açınızdan göremediğim doğru olabilir, BUNUNLA BİRLİKTE olayları benim açımdan göremediğinizde bir gerçektir

Öğretmenin kudretinin sistemin sorunlarıyla baş etmesi zaten mümkün değildir.
Bu nedenle imkanları zorlayarak her kesimin, herkesin yardımını almaya çalışmak gerekir düşüncesindeyim.
Gerek Egitimhane üyelerinin, gerekse öğretmenlerin bunu yapmadıkları inancındayım.
Sistemin sorunları ile kendi başlarına mücadele etmeye çalışıyorlar, güçleri tükendiğinde de mücadeleyi bırakıyorlar.

 Sihirli ve cezbedici bi kelime... değişim...