Dinle Kızım

Çevrimdışı coffiner

  • B Grubu
  • 178
  • 185
  • 178
  • 185
04 Oca 2011 19:42:18
Baba!

"Senin çocukluğun nasıldı?"

diye sormuştun ya bana,

dinle kızım, anlatayım sana...

Benim çocukluğumda beton değildi her yer,

duygular bile...

"İnsanlık namına" kelimesini duymazdık..

Çünkü insanlık, onur, haysiyet, Allah rızası,

önemli kavramlardı..

Akşam hava kararıncaya kadar

sokakta oynar,

anne babamızın pencereden

seslenmesinden sonra koşarak,

neşe içinde evimize giderdik...

Arkadaşlığı, paylaşmayı,

düşünce kendi kendine kalkmayı,

sokakta öğrendik..

Senin hiç bilmediğin sokakta..

Huzurluyduk,

çünkü; o zamanlar sokakta

uyuşturucu satılmazdı..

Organ mafyası kol gezmezdi,

anneler tedirgin olmazdı çocukları için.

Sapıklar ele geçirmemişlerdi köşebaşlarını.

velhasıl, huzurluyduk...

Kışın yarım metre kar üzerinde,

saatlerce yürür, iki büklüm okula giderdik.

Gider gitmezde, sobanın başına üşüşürdük..

Işık görmüş kelebekler gibi...

Annelerimiz naylon torba geçirirdi

çorap üstüne, ayaklarımıza...

Sırf ıslanmasın, üşümesin diye ayaklarımız..

Şikayet etmezdik, çünkü mutluyduk..

O zamanlar bir metre karda yağsa,

okullar tatil olmazdı.. doğaldı herşey,

kolayına hasta olmazdık..

Öğretmenin vurduğu yerde

gül biterdi o zamanlar,

hayatı öğrenelim diye..

Öğretmenden tokat yedinmi,

birde evde babamızdan yerdik,

adam olalım diye..

Şikayet edilmezdi öğretmen,

kutsaldı..

Cep telefonuyla çekilip görüntüsü,

dalga geçilmezdi, yada basına verilmezdi..

Rezil edilmezdi el, aleme..

Çünkü cep telefonu denilince,

dalga geçiliyor sanılıp,

saatlerce gülünebilirdi..

Mantık almazdı o zamanlar

evde kullanılan koskoca telefonun,

gün gelip ceplerde taşınabileceği..

Okuldan eve gelince,

soba üzerinde kaynayan

tarhana çorbasından içilir,

buz gibi kar soğuğuna inat,

sıcacık olurdu içimiz..

Hele birde kestane konursa soba üzerine,

değme keyfimize..

O gün orada ölünürdü zevkten, keyiften...

Haftasonları küçük dağda uçurtma uçurur,

Çamlı dağdan badem toplardık..

Ha birde papatyalar,

annemizi sevindirmek için...

Uçurtma yapmak için kamış bulunmaz,

bulunduğunda ise para olmazdı..

Uçurtmalar ya mavi, yada kırmızı olurdu,

başka renkli defter kabı olmadığından..

Sanırdık dünyadaki bütün uçurtmalar,

kırmızı, mavi olurmuş...

Dergilerde başka renkli uçurtma görsek,

şaşırırdık, akıl erdiremezdik..

Televizyonlar tek kanallı ve siyah beyazdı..

birde, akşam saat sekizde açılırdı..

Çok sonra öğrendik;

Çiçek Abbasın minübüsünün,

kırmızı olduğunu ve Süpermenin kıyafetinin

mavi olduğunu... renkli televizyondan sonra..

Sen yakantop, istop, kemer saklamaca

oyunlarını duydunmu hiç kızım?

Ya çelik çomağı ve renkli şeker kıvamında

misketleri hiç gördünmü?..

Pamuk şekeri deyince;

ne anlamaktasın kızım?

Bizim çocukluğumuzda;

robotlar, elektro çocuklar ve konuşan,

uçan oyuncak arabalar yoktu..

Çin'in ne mal olduğunu bilmezdikki,

"Çin Malı"nı bilelim.. Bildiğimiz tek şey;

Yerli malı, yurdun malı,

herkes onu kullanmalıydı..

Sahi okulunuzda ,

yerli malı haftası kutlanırmı kızım?

Okula götüreceğiniz "yerli malı" kaldımı?

Ekmek aldığımız "Çerkez" Nazım amca,

komşumuz "Kürt" Polis Bekir amca

ve hatta "Laz" kuruyemişçimiz,

her birlikte iç içe yaşardık..

Yoktu ayrı gayrımız..

"İç ülke" diye kahpelenip durmazdı birileri..

Ya da kimse kaale almazdı,

adam yerine koymazdı,

bölücülük kokan ara nağmeleri...

Şehitlerin sadece,

Kurtuluş Savaşında verildiğini sanırdık..

Babamızın televizyonu her açışında,

şehit haberleriyle karşılaşmazdık.

Bir şehit olsa, yer yerinden oynar,

sarsılırdı cümle alem..

Anlam veremezdik;

"doğuda şehit oldu" sözüne..

Çünkü bizim için doğu,

öğrendiğimiz dört yönden ilk ve

en masum söyleneniydi..

Neden şehit olunurduki doğuda?

"Doğu"da ülkemiz yönlerinden değilmiydi?

anlam veremezdik, karışırdı kafamız...

Kısacası, o zamanlar anlam veremediğimiz

çok şey vardı belki ama,

neticede mutluyduk..

Hem de çok mutluyduk..

Gözümüzün gördüğü her yer bizim,

yürüdüğümüz bütün yollar bizimdi..

Bizki, çağ açıp kapatan,

ülkesine göz dikenin gözünü çıkaran

bir milletin evlatlarıydık..

Kutsal değerlerimiz tartışılmaz,

yerine yenileri konulmazdı..

En büyük kahramanımız;

ne X men, ne Hitman, ne de Demir Adamdı..

Mavi gözlü, sarı saçlı tek kahramanımız,

Ulu önderimiz Ata'mızdı..

Ne özel yaşantısı,

ne de aşkları değildi bizi ilgilendiren..

Düşman elinde inleyen,

yok olup bitmek üzere olan ülkemizi,

kurtarıp düşman işgalinden,

bugünleri bize armağan etmesiydi..

O zamanlar binbir güçlükle kurulan ülkemiz

ve onun namusu sayılan "kurumlar"ı,

hala bizimdi, hala Türk'tü..

Hormon nedir bilmez,

kanser dedinmi, anlam veremezdik..

Meyveyi sebzeyi, mevsiminde yer,

kokusunu bilirdik..

Parayla su sipariş etmez,

damacana suyu nedir bilmezdik.

Dedimya kızım;

mutluyduk...

Şimdi bunlardan sonra sana son sözüm;

Özür dilerim kızım..

Bir kez bile sokakta oynayamadığın için,

susadığında ağzını dayayıp musluğa,

kana kana su içemediğin için,

kendi öz topraklarında,

özgürce yürüyemediğin için,

daha doğmadan borçlu olarak

dünyaya geldiğin için,

dinimizin değiştirildiği,

Ata'mızın eleştirildiği,

toprağımızın bölüştürüldüğü

ve kardeşin kardeşle dövüştürüldüğü

böyle bir dünyaya gelmene sebep olduğum için,

özür dilerim...

 

... Sevgili Ozan ÇAĞLAR Abime ait bir şiir...

Çevrimdışı alüminyum

  • Uzman Üye
  • *****
  • 792
  • 940
  • 792
  • 940
# 04 Oca 2011 20:08:19
Yazanın eline sağlık ne güzel olmuş.

Çevrimdışı gmzhmt

  • Uzman Üye
  • *****
  • 687
  • 2.087
  • Türkçe Öğretmeni
  • 687
  • 2.087
  • Türkçe Öğretmeni
# 04 Oca 2011 20:14:45
Hormon nedir bilmez,

kanser dedinmi, anlam veremezdik.

Meyveyi sebzeyi, mevsiminde yer,

kokusunu bilirdik..

Parayla su sipariş etmez,

damacana suyu nedir bilmezdik...


Çok anlamlı dizeleri var. Yazanın yüreğine,bileğine sağlık...

Çevrimdışı sina05

  • B Grubu
  • 6.545
  • 16.677
  • 6.545
  • 16.677
# 04 Oca 2011 20:15:14
Yaşadığımız şeyleri ve günümüzdeki koşulları bire bir anlatan bir şiir olmuş, dilinize sağlık...

Çevrimdışı Selenay 1

  • Uzman Üye
  • *****
  • 320
  • 694
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 320
  • 694
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 04 Oca 2011 20:22:43
Hocam ellerinize sağlık. Kaleme alan arkadaşada emekleri için teşekkür ederiz.

Çevrimdışı ogrtmn35

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 17.427
  • 177.402
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 17.427
  • 177.402
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 04 Oca 2011 21:31:22
paylaşım için teşekkürler...

Çevrimiçi adamın biri

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.075
  • 23.693
  • 5.075
  • 23.693
# 04 Oca 2011 21:42:22
Sayın hocam hoşgeldiniz.

Bu güzel şiiri okumamıza vesile olan  değerli Ozan Çağlar kardeşimize ve sizlere teşekkür ediyorum.Elinize, dilinize ve güzel yüreğinize sağlık.

Selametle...

Çevrimdışı ibrahimkaraman

  • B Grubu
  • 308
  • 653
  • 308
  • 653
# 04 Oca 2011 21:54:38
"Öğretmenin vurduğu yerde

gül biterdi o zamanlar,

hayatı öğrenelim diye..

Öğretmenden tokat yedinmi,

birde evde babamızdan yerdik,

adam olalım diye..

Şikayet edilmezdi öğretmen,

kutsaldı.."

Sanırım bu dizelerin sahibi eğitimci değildir. Eğitimde dayağın, şiddetin yeri olur mu?  Geçmişte yaşanan bir olay olsa bile bugün savunusu yapılamaz, diye düşünüyorum. Hele hele edebi bir metinde asla yer almamalı... Dayakla "hayatın öğrenildiği" nerde görülmüş allahaşkına?

Çevrimdışı Fehaş

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.128
  • 9.515
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 3.128
  • 9.515
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 04 Oca 2011 22:01:43
gerçekleri ne kdar güzel özetlemiş şiir.... teşekkürler coffinar öğretmenim.. oza nımızın da yüreğine sağlık...

Çevrimdışı hileli994

  • Bilge Üye
  • *****
  • 1.477
  • 5.251
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 1.477
  • 5.251
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 04 Oca 2011 22:07:39
Nerde o günler .Geçmişe ufak bir dönüş yaptık.Sanırım bu şiirde herkes kendinden bir şeyler bulacak.

Çevrimdışı dalorhan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 285
  • 4.072
  • 285
  • 4.072
# 04 Oca 2011 22:11:30
Ekmek aldığımız "Çerkez" Nazım amca,
komşumuz "Kürt" Polis Bekir amca
ve hatta "Laz" kuruyemişçimiz,
her birlikte iç içe yaşardık..
Yoktu ayrı gayrımız..
"İç ülke" diye kahpelenip durmazdı birileri..
Ya da kimse kaale almazdı,
adam yerine koymazdı,
bölücülük kokan ara nağmeleri...



Dizeler çok güzel anlatıyor.
Şimdi neyi paylaşamıyoruz ki?

Çevrimdışı coffiner

  • B Grubu
  • 178
  • 185
  • 178
  • 185
# 04 Oca 2011 22:18:23
İlginizden dolayı ben teşekkür ederim arkadaşlar. ;)

Ayrıca İbrahim Hocam'da aşağıdaki alıntıyı okursa sevinirim.Eğitimde dayağın yeri var mıdır, yok mudur? derseniz de yorumsuz, derim. ;)
Sultan 2.Murad, oglunun çok iyi ve tahsil görmesini istiyordu. Devrin en tanınmış bilginlerini ona hoca tutmuştu. Bunlar arasında Molla Gürani de vardı.
Sultan 2. Murad, Molla Gürani'ye Manisa'ya göndermeden önce yanına çagırttı. Eline bir sopa tutuşturdu. Ve şayet şehzade tembellik edip derslerine çalışmazsa, bu sopayla dövmesini istedi.
Molla Gürani Manisa'ya gitti. Şehzade Mehmed'e ders vermek için odaya girdiginde, elinde Sultan 2. Murad'ın verdigi sopa vardı. Şehzade hayretler içinde sordu:
"Elinizdeki o sopayla ne yapacaksınız?"
Mülla Gürani ciddiyetle şu karşılıgı verdi:
"Üstünüze bulaşacak olan tembellik tozlarını bununla silkecegim. Babanızın emride bu yoldadır.Fakat hiç bir zaman o degnegi kullanmadı.Çünkü Şehzade Mehmed derslerine çok iyi çalışıyor, hocasının her sözünü dinliyordu"

Çevrimdışı serkanca07

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 233
  • 62
  • Okul Müdürü
  • 233
  • 62
  • Okul Müdürü
# 04 Oca 2011 22:23:46
yazanın emeğine, kalemine sağlık...

Çevrimdışı emar

  • Uzman Üye
  • *****
  • 612
  • 2.249
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 612
  • 2.249
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 04 Oca 2011 22:27:42
Paylaşım için eşekkürler öğretmenim.

Çevrimdışı favori

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 158
  • 462
  • Öğrenci Velisi
  • 158
  • 462
  • Öğrenci Velisi
# 22 Eyl 2013 17:56:25
Ne kadar güzel ve anlamlı bir şiir, yazanın elleri dert görmesin. Aklıma hemen benim biricik yavrum geldi.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK