Diyarbakır
Sur üstünden bir akşam seyreyledim sessizce
Sanki koca ülkenin kalkanı Diyarbakır
Aralandı habersiz ruhumdaki bilmece
Gizlemek mümkün değil sevdanı Diyarbakır
Öyle temiz bir aşk ki gökteki kardan beyaz
Dilim çaresiz kalır, diyecek söz bulamaz
Dede Korkut kopuzu çalıp, söylese biraz
Anlaşılır gönlümün destanı Diyarbakır
Halife Ömer ile tanışmıştık bir ara
Orda görüp sevmiştim, ondandı bunca yara
Kavuşmasak vallahi götürürdü mezara
Kanayan yüreğimin dermanı Diyarbakır
Sağda Kırmanç Türkleri, solda Kayı erleri
Arkasında İslam'ın mübarek tekbirleri
Bunlar Türk'ün korkusuz, gözüpek neferleri
Uğruna kefen giydi sultanı Diyarbakır
Malazgirt kapısından girdiğimiz ilk anda
Yönümüzü çevirdik sana aynı zamanda
Tükenmez bir hevesle göründün Alparslan'da
Selçuklu'nun kırılmaz fidanı Diyarbakır
Ayrılsak da kimi gün bağlanmadın ellere
Osmanlı'yı işledin tertemiz hayallere
Uğruna sefer kıldı yüzbinleri yollara
Yavuz Sultan Selim'in fermanı Diyarbakır
Dört yandan kuşatıldık, o günleri gördün sen
Türkiye olmak için engelleri kırdın sen
Sancağa kan gerekti fazlasını verdin sen
Bayrağımın hilâli, al kanı Diyarbakır
Ankara'da birinin eline diken batsa
Senin yüreğin yanar parmağını kanatsa
Ben buna sevda dedim, eğer bu bir muratsa
Yurdumun her karışı, her yanı Diyarbakır
Nemrut'un veletleri aşkımıza kin güder
Bizi ayırmak için arzı seferber eder
İbrahim torunuyuz anlamıyor derbeder
Türklüğün ve İslam'ın vatanı Diyarbakır
Kenan Çarboğa
işte böyle bir şehir diyarbakır işte böyle bir tutku diyar-ı bekir
herşeyiyle anlatan bir şiir paylaşmak istedim...