Doğadan Çaldığın Yeter!

Nil35 öğretmenim 2006 yılındaki planlara geri dönüldü.3 emsale dönüldü.Maktum'a satılan 46 bin metrekare büyüklüğündeki arsa için 2007'de İstanbul 7. İdare Mahkemesi'nde dava açıldı. Plan değişikliğinin iptali istemiyle açılan davayı reddeden mahkemenin kararı, Danıştay 6. Dairesi tarafından da onandı. Buna göre 2006'da yapılan imar artışı da geçerli hale geldi. Danıştay'ın aldığı kararla arsa yeniden imar hakkı kazandı. Büyük ihtimal satılacak.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Doğa İçin Çal 4 ( güzel bir tanıtım olmuş-umarım siz de beğenirsiniz. )

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Bugün sabah televizyon izlerken ülker ''benim o'' reklamlarının Belek'te çekildiğini farkettik.bir otelin golf sahası içerisinde.bir zamanlar piknik yapmaya gittiğimiz şimdi ise ancak televizyondan görebildiğimiz,sırf başkalarının hobileri için heba edilmiş ormanlar...içimiz sızladı birden...

DOĞA İÇİN ÇAL 4

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Yönetmen - Yapımcı: Fırat Çavaş

Yardımcı Yapımcı: Ersan Özcan

Yardımcı Yönetmen: Mertkan D. Yılmazer - Tayfun Turan

Kurgu: Fırat Çavaş

Müzik Süpervizörü: Cemre Kabaş

Tanıtım Direktörü: Taylan Yıldız

Sanat Yönetmeni: Ümit Akkuş

Müzik: Cahit Berkay

Düzenleme: Fırat Çavaş

Kayıt, Miksaj: Stüdyo Çatı

Mastering: Evren Göknar - Capitol Studios

Web Dizayn, Grafik tasarım: Vildan Özfenerci

Set Fotoğrafçısı: Erkan Bayladı

Doğa için çal! 4 Müzisyenleri

Ali Osman Erbaşı
Ataman Özölçer
Ateş Mete Türkcan
Ayçe Ezgi Kızıldere
Aydinç Kişin
Aygün Akçiçek
Ayla Öreroğlu
Ayşegül Özmen
Aytaç Bayladı
Barış Kaya
Barış Yazıcı
Begüm Azimzade
Birol Yayla
Bülent Üstün
Cahit Berkay
Cemre Kabaş
Ceren Ayşe Deral
Ceren Aksu
Ceren Özkarataş
Cihan Alkım
Cihan Tekbaş
Coşku Arslanboğan
Deniz Güngör
Deniz Tuzcuoğlu
Dilan Selek
Elmar Azimzade
Emre Günay
Emre Türkmen
Erhan Kara
Evren Göknar
Gamze Sözgötürmez
Gamze Yılmaz
Gani Sencer Soydaş
Göksun Çavdar
Gizem Sözgötürmez
Hamdi Akatay
Hasan Alparslan Öksüz
Hazal Kalaycı
İlker Yel
İlteriş Alican Demir
İsmail Toyhan Yumru
Karsu Dönmez
Kemal Oksal
Kurtcebe Uğur Güler
Latife Defne Mudun
Levent Yüksel
Masis Aram Gözbek
Mehtap Demir
Melisa Uzunarslan
Meltem Ergezen
Mert İşci Kayıkçıoğlu
Metin Türkcan
Mulki İbrahim
Mustafa Karaçeper
Mine Şahin
Nazlı Dönmez
Nilay Tezsay
Onur Hacet
Ozan Zencir
Pelinsu Öznal
Salih Korkut Peker
Serhat Ersöz
Sima Saruhan
Sinan Keskin
Sercan Halili
Sylvia Wong
Tayfun Turan
Taylan Yıldız
Tolga Ünaldı
Toygun Sözen
Ufuk Atar
Ünal Yürük
Velican Sağun
Vedat Zilberman
Yiğit Özdemir
Zeynep Ülkü Ardil
Zühal Ezgi Onat

Özel Teşekkürler:

Ahmet Erkan
Ali Sabuncugil
Sinan Uzun
Ayça Çavaş
Özcan Özfenerci
Barış Büyük
Erdem Erkul
Erol Sevindik
Ertan Sarıkaya
Hasan Saltık
Melih Karadil
Kadir Köymen
Ömer Kabaş
İclal Demirçivi
Efor Bisiklet
Hicran Kaya
Metehan Haçaman
Raşit Çavaş
Kadir Özcan
Mark Johnson
Oral Esen
Semra Blake
Can Özyonar
Bilge Kaan Özyonar
Senay Haznedaroğlu
Engin Boz
Uğur Vural
Volkan Yalazay
Corendon Havayolları
Onur Genç
Cengiz Kaya
Barbaros Cinpir
Nilüfer Haçaman
Kumru, Finduk, Marcus
Tafu, Fusin

Cunda'da büyük yangın!

Balıkesir'in Ayvalık ilçesi Cunda Adası'nda çıkan, makilik ve zeytinlik alanda etkili olan yangın, 30 hektarı yok etti..
Yangının piknikçilerin ateşi söndürmemesinden kaynaklanmış olacağı ve rüzgarın etkisi ile yayıldığı belirtiliyor..

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Yaktıgı piknik ateşini söndürmeyi bilmeyenler,
siz hiç ateş yakmayın..

Cunda'da büyük yangın!

Balıkesir'in Ayvalık ilçesi Cunda Adası'nda çıkan, makilik ve zeytinlik alanda etkili olan yangın, 30 hektarı yok etti..
Yangının piknikçilerin ateşi söndürmemesinden kaynaklanmış olacağı ve rüzgarın etkisi ile yayıldığı belirtiliyor..

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Yaktıgı piknik ateşini söndürmeyi bilmeyenler,
siz hiç ateş yakmayın..

Bu habere üzüldüm öğretmenim,Orallar yarı memleketim sayılır.Biraz da kasıtlı yangınlar oluyor gibi...Çok yazık...

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Tema Vakfı Dünya'da bir ilki başardı..

Arkadaşlar, Sizlerle Naçizane Bir Fikir Paylaşmak İstiyorum.neden Orman Yangınları Rant Sağlayan Yerlerde Oluyor.hiç Dikkat Ettiniz Mi?size Şöyle Bir Örnek Vereyim.manisa Dan Çıktık İzmir İn Bir Tatil Köyüne Gidiyoruz.yol BOyu Herşey Güzel,ormanlık,bol Oksijen.doğa Müthiş Güzel.denize Yavaş Yavaş Varmak Üzereyiz.bölgenin En Güzel Yerinde Bir Orman Yangın Çıkmış!bu Yangınlar Ne Güzel Yer Seçiyorlar Kendilerine.tam Tesis Yapılacak Düz Bir Yerde.bu İnsanda Soru İşaretleri Bırakıyor.adamların Ülkeyi Tıkınarak Yedikleri Yetmiyor Gibi,yedi Kuşak İlerisine Miras Bırakmak İçin;atalarımızın Bize Bıraktıkları Mirası Çalıyorlar.bir De Kılıf Uydurup,yok Bilmem Hangi Örgüt;yok Bilmem Dikkatsiz Piknikçiler Şu Kadar Hektar Orman Yangınına Sebep Oldu Diye De Çığırtkanlık Yapıyorlar.bunun Belirli Süresi Var.o Zaman Aşımını Da Elde Ettikten Sonra Al Sana Tatil Köyü!piknikte Değil Ama Bu Tür Yollardan Gelir Kazanamadığımız İçin Biliçsiziz.yanılıyor Muyum?

Nil35 Öğretmenim,duyarlılığınız İçin Ben Teşekkür Ederim.iyi Günler.

TAYLANSALİH hocam katılıyorum.

haklısınız hocam gidişat kötü tüketmediğimiz birşey kalmadı

TAYLANSALİH ögretmenim ,
orman yangınlarının sonucunda rant saglandıgı muhakkak.

Öncelikle oluşması onlarca yıl süren bir ormanlık alanları korumayı
tartışıyor olmamız bile tuhaf.
Gelecek nesillere saglıklı ve insanca yaşamaları için,dogadan başka bırakacagımız bir miras yok.

Ülkemiz bu anlamda çok zengin ama biraz daha kıymetini bilsek iyi olacak..

Bizlere çok görev düşüyor,daha çok çevre bilinci ve yeşil sevgisi kazandırmak adına.

Doruk17,baharses Ve Nil35 Öğretmenlerim,ilginiz, Duyarlılığınız İçin Teşekkür Ederim.inşallah, Doğaya Sahip Çıkmayı Da Başaracağız.

Karadeniz'deki canlı türleri yok oluyor.
Karadeniz'de kirlilik, bilinçsiz avlanma ve Akdeniz'den gelen türler nedeniyle canlı türlerinde ciddi azalma meydana geldi.
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Deniz Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ertuğ Düzgüneş,  Karadeniz'deki biyoçeşitlilikte önemli değişiklik ve azalmalar olduğunu vurguladı.
Türkiye'de bazı balıkçıların özellikle kalkan balığı avlamak için farklı ülkelere gittiğine işaret eden Düzgüneş, şöyle devam etti:
 
''Denizi kirletiyoruz. Ülkemizden bir çok balıkçı diğer ülkelere kalkan avlamaya gidiyor, bazıları canlarını, bazıları mallarını kaybediyor ya da hapse düşüyorlar. Peki bizde neden kalkan yok. Çünkü biz yok edecek hızla tüketmişiz. Şu anda piyasada markalı küçük kalkan yavrularını dahi görebiliyoruz. Enstitü bunları üretip, markalayıp denize bırakıyor. Balıkçımız bunu avladığı zaman denize atmıyor, getirip halde küçücük balığı da satabiliyor. Bunlar yanlış uygulamalar.''
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Marmara Denizi için "vahim" uyarı

Hidrobiyolog Levent Artüz, "Marmara Denizi, biyolojik açıdan ciddi anlamda vahim durumda. Marmara Denizi'ndeki oksijen değerleri düşüyor ve Marmara Denizi yaşanamaz, canlıların olmadığı bir su kütlesi haline gelmeye başlıyor" dedi.
     

(DHA) -- Marmara Denizi'nin Değişen Oşinografik Şartlarının İzlenmesi (MAREM) Projesi'nin sonuç raporuna göre Marmara Denizi'nde oksijen değerleri düşüyor.

Sevinç-Erdal İnönü Vakfı tarafından sürdürülen "Marmara Denizi'nin Değişen Oşinografik Şartlarının İzlenmesi (MAREM) Projesi"nin 2012 sonuç raporu düzenlen bir toplantıyla açıklandı.

Çanakkale Boğazı'ndan Ege Denizi'ne kadar 150'den fazla istasyonda ölçümlerin sonucunda hazırlanan raporun sunum toplantısına Sevinç İnönü de katıldı. İnönü, "Çok ciddi bir araştırma olduğu için ayrıca ilgililerin de daha yakın ilgi göstermelerini umuyoruz" dedi.

Marmara Denizi'nin durumu vahim

Proje Koordinatörü Hidrobiyolog Levent Artüz, projenin 1954 yılından bugüne kadar kesintisiz devam ettiğini anlatarak, "2006 senesinden beri de Sevinç-Erdal İnönü Vakfı bünyesinde yapılıyor. Bir çok üniversitenin katkısıyla yürütülen bir proje. Sosyolojiden kimyaya, biyolojiye, insan sağlığını direkt etkileyen etmenlere kadar çok geniş bir yelpazede Marmara Denizi'yle ilgili bir izleme çalışması yürttük. Başı 1954 senesine dayanıyor ama sonu olmaması gereken bir proje, her sene izlenmesi ve o verilerin bir şekilde topluma açılması yani yayınlanması gerekiyor. Bugüne kadar bu yayınlama işlemini de gerçekleştirdik. 12 tane kitapla bunu gerçekleştirdik" diye konuştu.

Marmara Denizi'nin durumunun "vahim" olduğunu ifade eden Artüz, "Ortaya bir kova koysak ve her sene gelip, oraya bir bardak mürekkep düksek ve temizlemekle ilgili hiçbir şey yapmasak, o kovanın suyunun rengi her sene daha koyu olacak. Marmara Denizi'nde de olan bu. Yetersiz bir arıtma sistemi ve Marmara Denizi'ne yapılan hem sanayi, hem evsel çok ciddi bir deşarjdan bahsediyoruz" dedi.

En büyük tehlikelerden biri çürüme

Marmara Denizi'ndeki en büyük tehlikelerden birinin "çürüme" olduğunu vurgulayan Artüz, "Bunun sonucunda da Marmara Denizi'ndeki oksijen değerleri düşüyor ve Marmara Denizi yaşanamaz, canlıların olmadığı bir su kütlesi haline gelmeye başlıyor. Bu, başta balıkçılığımızı çok ciddi etkiliyor" diye konuştu.

Artüz, Marmara Denizi'nden çıkartılan deniz ürünleri ile vatandaşların Marmara Denizi'nde yüzmelerinden kaynaklanan bir riskin olup olmadığını anlamak için yeni bir proje başlattıklarını aktararak, "İnsanlardan kan ve saç numunesi alıp, ağır metallerin insana olan etkisine bakacağız" dedi.

Sorunun arıtma yöntemiyle çözülebileceğini vurgulayan Artüz, arıtmadan elde edilecek malzemenin ise kullanılması gerektiğine işaret etti.

Artüz, gerekli önlemlerin alınması durumunda Marmara Denizi'nde 5-10 yıl içinde çok ciddi değişimlerin görülebileceğini belirtti.

Toplantıda, araştırmaya katılan akademisyenler de görüşlerini dile getirdi.
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]