Doğu Da Öğretmen Olmak

Çevrimdışı mrcn

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 215
  • 264
  • 215
  • 264
19 Eki 2007 23:39:01
Arkadaşlar hepimizin  görev yerinden kaynaklanan  sorunları var biliyorum.çoğunuz doğu da görev yapmışsınızdır ve beni anlayabilirsiniz sanırım.son zamanlarda tırmanan terör olayları ve sınır ötesi harekat haberleri sinirlerimi yıpratıyor.çünkü o sınıra çok yakın yerde Silopi de görev yapıyorum.burada sokaktan tank gecmesine veya helikopterlere çok alışkınız ama son zamanlarda aldığımız şehit haberleri,yok şurda bomba bulunmuş yok şu esnaf yardım ediyormuş şu etmiyormuş da o yüzden tehdit ediliyormuş haberleri ve bunlara ilaveten ailelerimizin endişeleri  çok bunalttı.akşamları sokağa çıkamaz olduk.çocuğu askerde olanları ve şehit ailelerini çok iyi anlıyorum.bizim ailelerimizin de onlardan farkı yok.içimden hep geçecek bugünler aramızda siz biz ayrımı olmayacak birgün diyorum ama o günleri ben görebilirmiyim bilmiyorum.sadece paylaşmak istedim.

Çevrimdışı yigidoemre

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 92
  • 18
  • 92
  • 18
# 20 Eki 2007 02:16:18
   Hocam sizi anlıyorum eminim çok zordur. Allah sizlere ve ailenize sabır versin. Ancak oralara da hizmet götürülmesi ve oradaki kardelenlerin de çiçek açması gerekiyor.
   Devlet halka sahip çıkmazsa, oraya eğitim,sağlık,... gibi hizmetleri götürmezse insanlarımız maalesef başka yollar arıyorlar ve başkalarının kötü emellerine alet oluyorlar.
   (tabi ki benim yorumum)

Çevrimdışı tatli-_-bela

  • Yeni Üye
  • 3
  • 0
  • 3
  • 0
# 20 Eki 2007 02:36:52
mrcn rumuzlu arkadaşımın yazdıklarına aynen katılıyorum 6 yıldır batman da görev yapan bi öğretmen olarak..Gerçektende doğuda ve güneydoğuda öğretmenlik yapmak çok zor..Ama burda bizlere düşen vazife daha çok..terörü,iş bitirir,aş bitirir hepsinden önemlisi silah değil eğitim bitirir.bizler üzerimize düşen görevi layıkıyla yaparsak biz değil ama belki evlatlarımız torunlarımız kardeş içinde eskiden olduğu gibi yaşayabilir.Vatanını milletini seven yürekli öğretmenlere bu bölgenin ihtiyacı var...saygılarımla...

Çevrimdışı mizansel

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.673
  • 18.971
  • Okul Müdürü
  • 5.673
  • 18.971
  • Okul Müdürü
# 20 Eki 2007 13:21:34
yazdıklarınıza katılıyorum.bende zor şartlarda görev yapmtım.manevi durumunuzu anlayabiliyorum.ALLAH size ve sizi sevnlere yardımcı olsun.

Çevrimdışı melike42

  • Üye
  • *
  • 24
  • 3
  • 24
  • 3
# 20 Eki 2007 13:55:30
mrcn hocam sizi çok iyi anlayabiliyorum.Allah yardımcınız olsun.Ama maalesef yigidoemre hocamızın dediği gibi oradaki insanların bizlere sizlere daha çok ihtiyacı var.bende 4 yıl batmanda görev yaptım.Bu yıl memleketime geldim.

Çevrimdışı melike42

  • Üye
  • *
  • 24
  • 3
  • 24
  • 3
# 20 Eki 2007 13:59:10
tatli-bela hocam batman da nerde görev yaptınız acaba?

Çevrimdışı gull_seren83

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 237
  • 66
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 237
  • 66
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 21 Eki 2007 18:32:45
hocam bende doğudaydım fakat şanslıydım.ardahanda öyle bir sorun yoktu,bizim ordaki sorunlarımız fiziksel şartlardan kaynaklanıyordu.çok soğuktu -40ları gördük.ama doğuda öğretmenlik bambaşka birşey...anlatılmaz yaşanır...

Çevrimdışı a.yelken

  • B Grubu
  • 15
  • 14
  • 15
  • 14
# 21 Eki 2007 19:08:16
ben de 7 yıl urafa nın köyünde tek öğretmen olarak çalıştım.Zorluk nedir bilirim.Bizm gibi görevine bağlı kaç öğretmen vardı acaba *?Köyde görev yapmayıp torpille merkeze gelenlere hiç kimse dokunamadı,dokunamazdı çünkü torpilli ki merkeze geldiler.halen köylülerimle telefonlaşırım hediye alıp veririm geçen yaz köyüme gittim.Ne de olsa ilk göz ağrım dı

Çevrimdışı erdemc28

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.985
  • 443
  • 1.985
  • 443
# 21 Eki 2007 19:09:20
DOĞU'DA ÖĞRETMEN OLMAK

Öğretmenlik mesleği, öğretmenlerde derin bir konu alanı uzmanlığı, yeterli bir genel kültür ve üst düzeyde bir öğretmenlik formasyonu gerektirmektedir.

Meslek eğitimi almamış kimselerin dorudan ilkokul öğretmenliğine atanmaları olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Yeterli alan bilgisi olmayan bu öğretmenlerin özellikle köy okullarında başarısız oldukları gözlenmektedir. Yapılan araştırmalarda, eğitim fakültesi mezunu öğretmenlerde dahi gerekli niteliklerin eksik olduğu, özellikle birleştirilmiş sınıflı köy okullarında etkili bir öğretime rehberlik etme yeterliğinin istenen düzeyde kazanılmadığı görülmüştür(4). Alanında yetişmiş öğretmenin durumu böyle iken herhangi bir fakülte mezunu öğretmenden nasıl verim beklenebilir?

Süreli yayınları takip edemeyen, kendi alanındaki gelişmeleri izleyemeyen, hizmet içinde eğitim etkinliklerine katılamayan-kimi zaman bu etkinliklerden haberi bile olmuyor- köy öğretmeni nasıl geliştirecek ve yetiştirecektir? Mesleği olmadığı halde bu ise soyunduysa, yetiştiği okulda öğretmenlik için gerekli yeterlikleri kazanamadıysa, yanında danışacağı veya fikir alışverişinde bulunacağı bir meslektaşını bile bulamıyorsa, köy öğretmeninin verimli olması nasıl beklenebilir?

Ekonomik Etkenler: Birleştirilmiş sınıflı köy okulunda görev yapan bir öğretmenle merkezî bir okulda müstakil sınıf okutan öğretmenin ücretleri arasındaki eşitlik aslında eşitsizliktir.

Özellikle köy öğretmeninin hemen hemen tüm sosyal hayatı eğitim-öğretim çalışmalarıyla geçer. Plânlama, sınav sorusu hazırlama, ölçme-değerlendirme, okulun bakım ve onarımı gibi uğraşılar göz önüne alındığında köydeki öğretmenin mesaisinin sınırlı olmadığı görülür. Buna rağmen onun diğer memurlarla aynı -hatta bazılarından daha düşük- ücret alması adalet ilkesiyle bağdaşır mı?

Merkezî bir okuldaki birimlerin araç-gereç donanımının asgari düzeyde sağlanmış olduğu düşünülürse, bu okulda görev yapan öğretmenlerin çok da fazla bir harcama yapma ihtiyacının olmadığı görülür. Oysa, köy okullarının gerek fizikî durumlarının kötü oluşu, gerekse araç-gereç eksiklikleri göz önüne alındığında, buradaki öğretmenin maddî özveride bulunmasının bir zorunluluk halini aldığı gözlenir. Bütçeden öğretmenlere her öğretim yılı başında bu tür harcamalar için eğitim ödeneği adı altında bir ücret ödenmektedir. Farklı harcama durumları ile karşı karşıya olmalarına rağmen, şehirdeki öğretmenle köydeki öğretmene ödenen bu ücret arasında yine bir eşitlik söz konusu. Ancak gözlenen odur ki köy öğretmeni bu özveriden yana şikayetçi olmak şöyle dursun, tüm imkânlarını zorlamaktadır. Buradaki sıkıntı ve öğretmeni olumsuz etkileyen durum denetim elemanlarının tutumudur. Köy öğretmenine okulun bir eksiğini gördüğünde bu paranın hesabını sorarken-yüzüne vurur gibi- şehirdeki öğretmene böyle bir hesap sorma ihtiyacını -tabii olarak- hissetmiyorlar. Kaldı ki köy öğretmeninin temin etme ve ulaşım gibi problemleri de gözden ırak tutulmamalıdır.

Şehirdeki öğretmenin yatırım yapma, ucuz, bol ve kaliteli ürün bulabilme ve benzeri avantajları varken köy öğretmenlerinin bunlardan yoksun olduğu da akla getirilmelidir. Kısacası kırsal bölgenin şartları göz önüne alındığında, köy öğretmeninin bugün aldığı ücretin yetersiz olduğu ve daha fazla ücret almayı hakettiği söylenebilir.

Teknik Yetersizlik: Öğretimde tek ve sihirli bir yöntem yoktur. Öğrencinin gelişim özelliklerine ve var olan koşullara göre çeşitli yöntemler kullanılmalıdır(5).

Hiçbir öğretme yöntemi tek başına bütün eğitim durumlarına uygun değildir. Yani bir öğrenme ve öğretme yöntemiyle, öğrencilerin tüm öğrenim gereksinimlerini karşılamak olası değildir(6).

Öğretme-öğrenme etkinlikleri içinde sadece öğrenme ilkeleri ile amaca ulaşılamayacağına göre, etkin öğretimde yer alması gereken ve beş duyuya hitabeden genel öğretim stratejilerinin de uygulanması verimin artması açısından şart görülmektedir. Bu stratejilerin -yöntem, teknik, gereç vs.-sınırlı olması ise özellikle köy öğretmeninin verimliliğini de sınırlamaktadır.

Görsel-işitsel materyaller kullanamayan, sergi ve müze gibi mekânlarda inceleme-gözlem yapamayan, araç-gereç sınırlılığı veya yokluğu sebebiyle gösterip yaptırma yöntemini çoğu zaman kullanamayan, öğrencilerin sosyo-kültürel kısırlığı nedeniyle grup tartışması ve benzeri yöntemleri işe koşamayan öğretmenden ne kadar verim bekleyeceksiniz?Trafik lâmbası ile görmemiş çocuğa trafik kurallarını sadece anlatmak, kütüphaneyi yerinde inceleyemeyen öğrenciye kütüphaneden ödünç kitabın nasıl alınacağını kuru kuruya bilgi olarak vermek, psikomotor davranışlara dönüşmedikten sonra öğretmene de öğrenciye de yük olmaktan öte gidemez. Köydeki öğretmen müzik dersinde yaylı sazları nasıl tanıtacaktır?Resim-iş dersinde soyut çalışmaların ne olduğunu örnek göstermeden anlatabilmesi mümkün müdür? Bazı müfettişlerin ifadesiyle "işliyormuş gibi" gösterilecekse programda bu konuların ne işi var?Başka bir ifadeyle madem bu konular var, işlensin diye mi, göstermelik mi?Şehirdeki öğretmen, müze, sergi, kütüphane vb. yerlerden yararlanma şansına sahiptir. Ya köydeki öğretmen?

Ülkemizdeki köy okullarının % 25'i tek sınıfta birleştirilmiş sınıf sistemi ile öğretim çalışmalarını sürdürmektedirler. Ne kadar öğretim metodu uygulanırsa uygulansın, araç-gereç kullanılırsa kullanılsın, öğrenci bu sistemde istenilen davranış değişikliklerini gösteremeyecek, dolayısıyla öğrenme gerçekleşmeyecektir.

Psikolojik Etkenler: Bir köy öğretmeni sadece okulun öğretmeni değildir. Dar bir çevre olan köy ile de iç içedir. Yıllardır köy kalkınmasındaki öğretmenin yer ve öneminden bahsedilir, bu konuda öğretmene büyük görevler düştüğü söylenir. Ancak, öğretmenin sosyal statüsünün gün geçtikçe negatif bir ivme kazanması köydeki öğretmeni de etkilemekte, gereken değerlerin verilmemesiyle öğretmenin söz sahibi olma, topluma yön verme gibi özellikleri de körleştirmektedir. Sosyal statüsü yerlerde sürünen öğretmenden, köylünün kültürel yapısına olumlu bir katkıda bulunmasını düşünmek ve istemek haksızlık olur.

Çeşitli nedenlerle yeterince denetlenmediği düşünülen köy öğretmeni akıl almaz yöntemlerle kontrol edilmeye çalışılmaktadır. Yönetici veya amir sıfatındaki kimselerin, köy muhtarı ya da köy halkını öğretmenin teftiş memuru gibi görevlendirdikleri, onların öğretmeni kontrol eden bir mekanizma olarak kullandıkları müşahade edilmektedir."Müfettişim vicdanımdır" sözünden hareketle, öğretmenin verimini ve toplumla olan ilişkilerini olumsuz etkileyen bu tür uygulamalardan vazgeçilmelidir.

Köy öğretmeni canlı bir sosyal ortamdan yoksun, çoğu zaman kendi mesleği ile ilgili gelişmelerden dahi habersiz, dışlanmış ve içe kapanık bir görüntü çizmektedir. Maalesef öğretmenin bu derdine dermak olacak, onu meslektaşları ile kaynaştıracak ve gelişmelere ayak uymasını sağlayacak önlemlerin alınmadığı görülmektedir. Bir de buna terör olayları girince öğretmenin hiçbir idali olmayan her an savunmasız ve karamsar bir hale gelmesini sağlamaktadır. İlk hayali oradan uzaklaşmak ve kendini kurtarmak olacaktır. Zaten böyle olmuyor mu?

Köy öğretmeninin herhangi bir mesai günü okulunu kapatıp ilçeye veya ile gelmesi art niyetli bir davranış olarak değerlendirilmeden önce, bir probleminin olup olmadığının sorgulanması sanırım daha çağdaş bir tutum olur. Aksine çoğu zaman gözlenen, köy öğretmeninin görev yerini hiç terketmemesi gerektiği hususunda sürekli baskı altında çalışmaya zorlandığıdır. Köy öğretmeninin de sağlık problemlerinin olabileceği ve acil ihtiyaçlarının bulunabileceği, kısıtlı imkânlarla görev yaptığı unutulmamalıdır.

Öte yandan merkezî okullarda kadro fazlası olarak çalışan öğretmenlerin varlığını üzüntüyle görmekteyiz. Kendisi kırsal bölgede binbir güçlükle görev yapmaya çalışan köy öğretmeni bu tür meslektaşlarını göre göre hangi iştiyak, şevk ve özveriyle çalışacaktır?

Neler yapılabilir ?

Gelişmiş, kalkınmış ve çağdaş bir toplum olabilmenin ilk ve temel şartı eğitime gereken değeri vermektir. Günümüz Türk eğitim sistemindeki aksaklıklar, toplumun değer yargılarıyla cumhuriyetin temel ilkeleri ve bilimsel veriler ışığında, sistemin yeni baştan ele alınması gerektiğini işaret etmektedir.

Toplumun ve bireyin ihtiyaçlarına cevap verebilecek ve uygulanabilir eğitim programlarının"genellik ve eşitlik" ilkelerine uygun olarak düzenlenmesi ile yeni bir yapılanmaya acil ihtiyaç olduğu görülmektedir.

Tüm bu tespitler ışığında köy okullarının sorunları için şu öneriler değerlendirilmelidir:

1-Birleştirilmiş sınıf uygulamasına son verilmelidir.

2-Taşımalı ve yatılı ilköğretim sistemi için alt yapı hazırlanmalı ve yaygınlaştırılmalıdır.

3-Kırsal bölgelerde okul öncesi eğitim yaygın hale getirilmelidir.

4-Kırsal bölgelerde görev yapan öğretmenlerin dolgun ücret almaları sağlanmalıdır.

5-Kırsal bölgelerdeki okullara daha geniş imkân ve kaynak sağlanmalıdır.

6-Görev zorlukları dikkate alınarak, denetimlerde köy öğretmenlerine daha ılımlı ve esnek davranılmalıdır.

7-Zaman zaman köy öğretmenleri ile merkezî okullarda görev yapan öğretmenleri kaynaştırıcı etkinlikler düzenlenmelidir.

8-Okul-aile birliklerinin ve üyelerinin sorumlulukları genişletilmelidir.

9-Kırsal bölgelerdeki okullara formasyonu yüksek ve deneyimli öğretmenlerin gitmesini özendirici tedbirler alınmalıdır.

10-Alanında yetişmemiş öğretmenlerin doğrudan ilkokul öğretmenliğine -özellikle köy okullarına- atanmaları yasal düzenlemelerle engellenmelidir.

11-Öğretmenin hizmet içinde eğitilmesi özellikle kırsal bölgelerde daha yaygın hale getirilmelidir.

12-Kırsal bölgelerde görev yapan öğretmenlerin, öğretmenevleri ve dinlenme tesislerinden öncelikli olarak yararlanmaları sağlanmalıdır.

13-Kırsal bölgedeki okulların gezi-gözlem-inceleme yapma imkânları geliştirilmelidir.

14-Eğitim programları her bölgenin kendi şartlarına uygun olarak, ayrı ayrı düzenlenip uygulanması sağlanmalıdır.

15-Eğitim fakültelerinin sınıf öğretmenliği bölümlerinde özellikle -uygulama ısrarla devam ettirilecekse- birleştirilmiş sınıflı okullarda staj çalışmaları yapılmalıdır

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK