Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Doğanay, “H1N1 virüsüne bağlı ölümler, gözden kaçan, örnek alınmayan vakaları da hesap edersek resmi rakamların 3-5 katı kadar” dedi.
Prof. Dr. Mehmet Doğanay, 20 Ekimden itibaren kliniklerine grip vakaları geldiğini, ancak Kasım ayı başından itibaren gelen vakaların hastaneye yatırılması gereken ağır vakalar olduğunu söyledi.
Grip vakalarının bu tarihten itibaren hızla arttığını belirten Doğanay, “Önce hastanenin 10. katını grip vakaları için ayırdık. Burası yeterli gelmeyince Pediatrinin boşaltığı 11. katı da kullanmaya başladık” dedi.
Ağır pnömani (zatürre) vakalarının kliniklerde ventilatör cihazına bağlı olarak bakımlarının devam ettiğini, ancak bazı hastaların kaybedildiğini ifade eden Doğanay, şöyle devam etti:
“Sağlık Bakanlığı mevcut vakaları kaydediyor ama gözden kaçanlar var. Çünkü, bizim burada toplam 10 ölüm vakası var ama kayıtlara girmeyen vakalar da var. Mesela, kardiyoloji kliniğinde konsülte ettiğim vakalar kayıtlara girmedi, örnekler gönderilmedi. Sanıyorum orada 2 vaka kaybedildi ama H1N1 pozitif vakalar içinde değiller. Bunu Türkiye genelinde düşünürsek, H1N1 virüsüne bağlı ölümler, gözden kaçan, örnek alınmayan vakaları da hesap edersek resmi rakamların 3-5 katı kadar.”
Henüz kış mevsimine girilmediğini dile getiren Doğanay, Domuz gribi açısından Ocak-Mart aylarının zorlu geçeceğini bildirdi.
Grip vakalarının diğer sağlık hizmetlerini de olumsuz etkilediğini ifade eden Doğanay, “Bizim hastanemizden örnek verecek olursak, poliklinik sayımız arttı, normal enfeksiyon hastalarını yatıramıyoruz. Özel Servise hasta kabul edemiyoruz. Orayı tamamen kapattık ve personelini enfeksiyon hastalıkları servisinde kullanıyoruz. Bu çok önemli bir göstergedir” diye konuştu.
Mevsimsel gribin hala aktivitesini devam ettirdiğine dikkati çeken Doğanay, grip vakalarının yüzde 25-30'unun mevsimsel grip olduğunu söyledi.
DÜNYADA 10 BİN KİŞİ ÖLDÜ
Dünya Sağlık Örgütü'ün kayıtlarına göre, dünya genelinde yaklaşık 10 bin kişinin H1N1 virüsü nedeniyle öldüğünü kaydeden Doğanay, bu sayının yıl sonuna kadar kaça ulaşacağını tahmin etmenin ise zor olduğunu vurguladı.
Kayseri'nin domuz gribinden çok şey öğrendiğini belirten Doğanay, “Poliklinik düzeyinde grip vakalarına yaklaşımı öğrendi. Vatandaşın korkusu ortadan kalktı. Yani hafif vakalar yavaş yavaş hastaneye gelmemeye başladı. Ancak ağır ve komplike vakalar hastaneye gelmeye başladı” dedi.
Ölen vakaların önemli bir kısmının 25-44 yaş arasında olduğuna dikkati çeken Doğanay, gençlerin ve çocukların korunması gerektiğini söyledi.
Enfeksiyonu durdurmanın 2 yolu olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Mehmet Doğanay, birincisinin topluma bağışıklık kazandırmak, ikincisinin ise doğal olarak geçmesini beklemek olduğunu anlattı.
Bu tür enfeksiyonlarda aşılamanın çok önemli olduğuna dikkati çeken Doğanay, şöyle devam etti:
“Aşı, pandemi ve epidemilerde çok önemlidir. Salgının yayılmasını durdurmak için enfeksiyon kontrol önlemleri, risk gruplarının korunması fevkalede önemlidir. En önemlisi de risk gruplarına bağışıklık kazandırmaktır. Bu enfeksiyonda risk grubu 50 yaş altıdır. Bu yaş gruplarının mutlak surette aşılanması gerekir.”
OBEZ VE GEBELERDE AĞIR SEYREDİYOR
1 Eylül-30 Kasım tarihleri arasında Enfeksiyon Hastalıkları Kliniğine yatırılan 252 hastadan 72'sinin H1N1 pozitif çıktığını belirten Doğanay, bunlarından 38'inin kadın, 34'ünün erkek, 7'sinin hamile olduğunu, 32'sinin alt hastalığı bulunduğunu anlattı.
Hastalığın obez ve gebelerde daha ağır seyrettiğini dile getiren Doğanay, gebelerde erken doğum ve solunum yetmezliği geliştiğini söyledi.
Prof. Dr. Mehmet Doğanay, bugün dünyada HIV pandemisi de yaşandığını kaydederek, şunları söyledi:
“HIV enfeksiyonu açısından duyarlılık düzeyimiz çok yüksek değil. Şuan 50 milyonun üzerinde insan HIV enfeksiyonu ile yaşıyor. Hemen hemen her ülkede HIV enfeksiyonu var ve sayısı giderek artıyor, pandemi durumundayız ama HIV enfeksiyonunu bugün konuşan yok. Belirli yerlerde konuşulur hale geldi. Pandemik gribe baktığımız zaman, kısa sürede çok sayıda insanı etkilemesi sebebiyle, hem hastalık klinik tablosu hem sağlık giderleri açısından, hem ölümler açısından, iş gücü kaybı açısından baktığımızda çok ciddi bir tablo ortaya çıkıyor.”
“10 MİLYON DOZDAN FAZLA AŞI GELMEZ”
Virüste meydana gelen küçük genetik değişikliklerin aşının etkinliğini azaltmadığını belirten Doğanay, büyük çapta bir genetik değişikliğin ise henüz bildirilmediğini kaydetti.
Firmaların 500 milyon doz Domuz gribi aşısı üretim kapasitesi olduğunu ifade eden Doğanay, şöyle devam etti:
“Türkiye buradan 40 milyon doz kota aldı. Bu kotayı şartlı mı aldı şartsız mı aldı o tartışılır ama 40 milyon doz Domuz gribi aşısı iyi bir rakam. Ancak, ben Mart ayına kadar Türkiye'ye gelebilecek aşının 10 milyon dozu aşmayacağına inanıyorum. Çünkü, aşılamada bugüne kadar daha 2 milyon dozu bulamadık. Ancak, üretimde de sıkıntı var. Bize 40 milyon doz aşı üretebileceklerini sanmıyorum.”
Anadolu Ajansı