Dünyanın En Çok Kitap Okuyan Milleti : Türkler

Dünyanın en çok kitap okuyan milleti : Türkler

Hayırlı günler dilerim.

Aşağılık kompleksi olan bazı kişiler konu başlığını görünce ÖN YARGILI düşünerek itiraz etmek isteyeceklerdir.
İtirazlarına delil olarak bazı ülkelerde BASILAN kitap sayılarını göstermek isteyeceklerdir.

İlk olarak bu husustaki ÖN YARGIYI vurgulamayı, daha sonra asıl konumuza geçmeyi tercih edeceğim.
En çok kitap basılan ülkenin Japonya olduğunu varsayalım.

1) Japonlar "İkinci el kitap" diye bir kavram bilmekte midirler? Hiç sanmıyorum.
Büyük bir ihtimalle onlar bir kitabı okuduktan sonra "Geri dönüşüm kutusuna" atmaktadırlar.
İnsanlarımız israfı sevmez
Ülkemizde ikinci el kitapçı olarak bilinen yerlerde satılan kitaplar defalarca el değiştirerek okunur.
Defalarca el değiştirerek yapılan okuma işlemi BASILAN kitap sayılarının içinde görünmez.

2) Japonlar "Korsan kitap" diye bir kavram bilmekte midirler? Hiç sanmıyorum.
Ülkemizde bir kitaptan yüz tane basılıyorsa, iki yüz tanede korsan olarak basılmaktadır.
Korsan olarak basılan bu kitaplar BASILAN kitap sayılarının içinde görünmez.

3) Japonlar "Elekronik kitap" diye bir kavram bilmekte midirler? Hiç sanmıyorum.
Bilselerdi kitapları bizim gibi elektronik ortamlarda bulundururlardı, kağıda basmazlardı.
(Bu husus daha sonra örneklendirilecektir.)

Bu GERÇEKLERİ dikkate almadan, BASILAN kitap istatistik sonucuna dayanarak en çok Japonlar kitap okuyor demek ÖN YARGI değil midir?

ÖN YARGI içeren İKİNCİ husus ise şudur:

İnsan bir kitabı okuduğu zaman akıl, ruh, kalp ve vicdan hisselerine düşen miktarı alırlar.
Diğer bir deyişle her insanın kitaptan aldığı (miktar) farklıdır.
Örneğin matematik kuramların izah eden bir kitabı okuyan bir öğrenci ile öğretmen kitaptan farklı derecede istifade ederler.
Doğal olarak öğrenci kitaptan daha az şey anlayacaktır.
Kitapta daha fazlasının olduğunu, henüz anlayamadığı şeyler olduğunu bilecektir.

İnsanlar okudukları kitaptan tatmin olmadıkları zaman, aynı konuda başka kitaplar okuma ihtiyacı hissederler.
Eğer aradıkları şeyin okuduktaki kitapta olduğuna inanıyorlarsa, kitabı daha iyi anlamak için aynı kitabı defalarca okurlar.

Ülkemizde bir defa alınıp, defalarca okunan kitaplar vardır. Bunlardan bazıları :
- Kur'an-ı Kerim, Risale-i Nur Külliyatı, Kütüb-i Sitte, Mesnevi vs.
İnsanlarımız bu kitaplarda aradıklarını bulmakta, başka kitaplar okuma ihtiyaçları azalmaktadır.
Özellikle müslüman olmayan ülkelerde insanların ihtiyacını karşılayan bu tür kitaplar olmadığı için, insanlar sürekli değişik kitaplar okuyarak aradıklarını bulmaya çalışmaktadırlar.

1) Örneklendirdiğim kitaplar bir defa okunarak tümüyle anlaşılamaz.
Her okunduğunda akıl, ruh, kalp ve vicdan hisselerine düşen daha fazla miktarı alırlar.

2) Ülkemizdeki ibadethanelerin bir çoğunda her gün en az üç vakitte kitap okunmakta ve dinlenmektedir.
(ibadet edilirken kitaptan bölümler okunmasını hesaba katmıyorum.)
Başka hangi ülkede bu tür bir uygulama vardır?

3) Ülkemizdeki ibadethanelerde kütüphaneler mevcuttur. Başka hangi ülkenin ibadethanelerinde kütüphane vardır?

4) Ülkemiz mezarlıklarında kitap okunmaktadır. Mezarlıkta bile kitap okuyan hangi millet vardır?

5) Doğum olduğunda, doğumun 7. gününde, 40. gününde, düğününde, hastası için, vefat anında, öldükten sonra, ev/araba aldığında, asker uğurladığında, Ramazan, Kadir geceleri vs. her şeyi vesile kılıp, ORGANİZE olarak kitap okuyan hangi millet vardır?

6) Ülkemizde cemaat olarak anılan bazı insan grupları çeşitli mekanlarda toplanarak kitap okumaktadır. Hangi ülkede böyle bir uyulama vardır?

7) Sporcuların yaptıkları kamplar gibi, ülkemizde kitap okuma kampları düzenlenmektedir. Hangi ülkede böyle kamplar vardır?

8 ) Kur'an-ı Kerim, Risale-i Nur Külliyatı, Kütüb-i Sitte gibi eserler taşınabilir elektronik ortamlarda hemen okunabilir, hem dinlenebilir şekilde her yerde kullanılabilecek duruma getirilmiştir.
Başka hangi ülke böyle bir uygulama yapmaktadır? Kulağı, gözü sağlam insanlar için elektronik kitap oluşturan başka millet var mı acaba?

9) İnternet üzerinden ORGANİZE olup kitap okuyan başka bir millet var mıdır?
...

ÖN YARGILI düşünen kişiler "madem bu kadar kitap okunuyor, ülkemizde kitap okumanın OLUMLU etkisi neden yeterince görülmüyor?" şeklinde bir soru sormak isteyeceklerdir.

Ülkemizdeki problem kitap okumamaktan değil, okuduklarımızı HAYATA GEÇİRMEMEKTEN/GEÇİREMEMEKTEN kaynaklanmaktadır.

Okuduğumuz kitapta gıybet etmeyiniz yazar, biz dedikodu adı altında gıybet ederiz.
Okuduğumuz kitapta "Muhataplarını en güzel şekilde selamlamaya özen gösterirler." yazar biz aşağılamak için söz arayışında oluruz.
Okuduğumuz kitapta "ÖN YARGILI olmayın" yazar, biz yargılamadan idam etmenin yollarını araştırırız
vs.
Bu eksikliğimizin yeni yeni farkına varıyor ve davranışlarımızı düzeltiyoruz.

Okuduğunu hayata geçirebilen insanlardan olmanız dileğiyle...

Dünyada Kitap Okuma Oranları ve Türkiye’nin Durumu
 
Türk’ün ayırdığı zamanın;
 
• 300 katını bir norveçli ayırıyor.
 
• 210 katını bir Amerika’lı ayırıyor.
 
• 87 katını bir İngiliz ayırıyor.
 
• 87 katını bir Japon ayırıyor.
 
Dünya ortalaması bile bizim ayırdığımız zamandan 3 kat fazla..!
 
KİŞİ BAŞINA DÜŞEN KİTAP (Bir yılda basılan kitap sayısına göre)
 
• İsrail 1169 kişiye bir kitap
 
• Almanya 1022 kişiye bir kitap
 
• Japonya 600 kişiye bir kitap
 
• Türkiye 10.600 kişiye bir kitap
 
Türkiye’de 6 Türk’e yılda bir kitap düşüyor.
 
Halen Yurdumuzda 95 kişiye bir kahvehane, 65.000 kişiye bir kütüphane düşüyor.
 
Milli Eğitim Bakanlığının 1993 yılında yaptırdığı bir ankette niçin kitap okumuyoruz sorusuna verilen cevaplar:
 
• %50,2 kitap okuma alışkanlığım yok,
 
• %16,6 yeterince zamanım yok,
 
• %10,6 Boş zamanım çok yoğun geçiyor.
 
• %10,5 T.v. Video… Tercih ediyorum,
 
• %4,6 kitap fiyatları pahalı,
 
• %3,4 derslerim çok yoğun,
 
• %1,9 diğer sebepler ve geriye kalan cevapsız.
 
TÜRKİYE’DE İŞİN KÖTÜSÜ YARIŞMA KAYGISI DA YOK
 
• Yılda kişi başına 142 $ harcayarak, dünyada Eğitime en az pay ayıran 5. ülkeyiz.
 
• Bilgisayar kullanmada 140 ülke içinde 20. Sıradayız.
 
• Bilgi sahibine gerekli değeri vermediğimizden, Üst seviyede yetişmiş her 100 kişiden 59 u yurt dışına gidiyor.

Bu istatistiklere ne demeli?

Aynası iştir kişinin lafa bakılmaz.
Diyelim dünyanın en çok kitap okuyan milletiyiz.. evet bu gurur verici olur ama ne zaman ?
- töre ve namus cinayetleri işlenmediği zaman
-bilim ve teknolojide hatırı sayılır bir noktaya geldiğimiz zaman
-ikide bir eğtim sistemimiz değişmediği zamn
-boş zamanlarında ne yaparsın dendiğinde," kitap okurum " cevabı verilmediği zaman
-suç oranı azaldığı zaman
-insanların takım tutar gibi parti tutmadıkları zaman
-hizmet edene itibar edildiği zaman
-yokluktan anneler intihar etmediği zaman
-daha pek çok şey var ama en önemlisi İNSANA SADECE AMA SADECE İNSAN OLDUĞUNDAN ÖTÜRÜ değer verildiği zaman...


(ayrıca önyargılı davranılacağını düşünerek yazdığınız giriş cümlesi de gayet önyargılı olmuş.. eksiklerimizi bilelim ki düzeltelim hocam.. dost acı söyler lafı böyle zamanlarda daha bi anlamlı... )

  Bir gazete,kitap ya da dergideki noktalama ya da yazım yanlışı veya bilgi yanlışlığından dolayı hak talep edebilir miyiz?
  Bilgisi olan biri varsa bizi bilgilendirirse sevinirim.

ülkemize gelen turistler ellerinden kitap düşürmezken,izlediğimiz filmlerde ancak görebildiğimiz yabancı ülke insanları trenlerde ,otobüslerde vb.yerlerde sürekli okurken ,ne yazıkki bizim gençlerimizin bırakın okumayı ellerinde kitap olan bile çok az .
 ayrıca bizim gençlerimizin okudukları okulların yada derse gittikleri dershanelerin önlerinden eşlerimizle geçerken argo konuşmaları sebebiyle yüzümüz kızarıyor.

Kesinlikle katılıyorum.

Bizde bi gelenek vardır: 1 kişi kitap alır,10 kişi okur.

Başlığı görünce insanın inanası gelmiyor ama düşününce doğruluk payı var. Kayıt dışı okuyoruz:)) Valla benim kitaplarım kıymetlidir yıpranmasın diye çiltlerim öyle kimseye vermeye de kıyamıyorum geri gelmediği oluyor. Keşke okuduğumuz kitaplardaki bilgileri hayatımıza yansıtabilsek.. Keşke pc başında harcadığımız zamanı kitap okuyarak geçirebilsek. Keşke kitaplar daha ucuz olsa biz de daha çok alıp okuyabilsek. Okunmak için sırada bekleyen bir sürü kitabım var seminerler bitsin başlayacam. Hepimize bol kitaplı tatiller

  Bir gazete,kitap ya da dergideki noktalama ya da yazım yanlışı veya bilgi yanlışlığından dolayı hak talep edebilir miyiz?
  Bilgisi olan biri varsa bizi bilgilendirirse sevinirim.

Hayırlı günler dilerim.

Tabiki hak talep edebilirsiniz, bu sizin en doğal hakkınız.
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] linkinden daha sağlıklı bilgi edinebilirsiniz ama ben sistemin işleyine dayanarak özet bir açıklama yapayım.

1) Önce hatalı kitabın ORJİNALİNİ (korsan olmayan baskısını) alıp notere gideceksiniz. ORJİNAL baskıda hata olduğunu onaylatacaksınız.

2) Daha sonra yayınevine hatanın düzeltilmesini isteyen noter tasdikli bir ihtar göndereceksiniz.

3) Eğer dergininin/kitabın/gazetenin daha sonra çıkan baskılarında aynı hata tekrarlanmışsa yeni baskınında aynı hatayı içerdiğini notere onaylatacaksınız.

4) Daha sonra noter onaylı nüshaları ve ihtarınızın bir nüshasını alıp mahkemeye müraacat edeceksiniz.

5) Mahkeme bilir kişi görevlendirecek.

6) Bilir kişi sizinle aynı görüşte olduğunuzu bildirirse, mahkeme yayınevinin daha önce böyle bir suçtan hüküm giymemiş olduğunu gözönünde bulundururarak uyarılmasına karar verecek.

7) Yayınevi mahkeme uyarısına rağmen aynı hatayı yapmakta ısrar ederse, yeni baskıdaki hatayı da notere tasdik ettirerek tekrar mahkemeye müracat edeceksiniz.

8 )  Mahkeme bilir kişi görevlendirecek.

9) Bilir kişi sizinle aynı görüşte olduğunuzu bildirirse, mahkeme yayınevinin daha önce böyle bir suçtan uyarılmış olduğunu dikkate alarak tazminat davası açabileceğinize karar verecek.

10) Artık mahkeme kararına istinaden gönül rahatlığıyla maddi ve manevi tazminat davası açarak hak talep edebilirsiniz.

Okumak, insan için en kolay ve en etkili öğrenme yoludur. Gelişmiş ülke toplumları, sahip oldukları bilgilerin % 60’ ını bu yolu kullanarak edinmişlerdir. Geri kalmış toplumların karşılaştıkları sorunların birçoğunun kaynağında ise eğitimsizlik yer almaktadır. Geri kalmış toplumlarda kişiler, okuyarak geçirebilecekleri zamanı çoğunlukla yararsız işlerle harcamaktadırlar.

Kitapla yetişen nesiller başarı dolu ve iyi yetişmiş olacaktır. Kendisini yetiştirmiş, okuyan fertlerin günlük sohbetleri bile farklıdır. Kitap okumanın sınav hazırlığına da katkısı vardır. Kitap okuyan ve okuduklarını çok iyi değerlendirebilen öğrenciler diğer öğrencilere göre çok daha başarılı olmaktadırlar.

Kitap okumanın zihni gelişmeye katkısı aslında anne karnında başlar. Anne karnındaki bebek 6. ya da 7.aydan itibaren dış dünyayı işitebilir. Kendisine kitap okunan çocukların dil gelişimi sağlıklı olmaktadır. Kitap okunan ve kitap okuyan çocukların düşünceleri, diğer çocuklara göre çok daha zengin olur. Kitap okuyan çocukların iletişim kapasiteleri artmaktadır. Okuma, çocuğun kelime hazinesini de arttırmaktadır.

Birçok aile, çocuklarının kitap okumamasından şikayetçidir. Kitap okurken sıkılan çocuk, nedense saatlerce televizyon ya da bilgisayar karşısında kalabilir ve nedense sıkılmaz. Bilgisayarda oyun oynayarak, televizyon seyrederek büyüyen çocuklarımız gittikçe okuma isteklerini yitirmekte ve okumanın sağladığı imkandan mahrum kalmaktadırlar. Karakter gelişimi, bilgiyi ve araştırmayı seven insanların yetiştirilmesi ile mümkün olur. Çocukların, kendilerini okuyarak yetiştirmeleri gerekir. Çünkü eğitim sürecinde çocuklara her şey anlatılmaz, yani buna imkan yoktur. Yanlış bilgi ile doğru bilgiyi ayırabilen kişilerin sayısının artması için, kişiye çocukluktan itibaren kitap okuma alışkanlığının kazandırılması gerekmektedir. Kitap okuma alışkanlığı olan çocukların eğitim süreçleri de çok daha başarılı olmaktadır. Buda anne – babaların işlerini kolaylaştırmaktadır. Kitap okumayan nesillerin fikir üretme kabiliyetleri körelmektedir ve başarılı bir iletişim kuramamaktadırlar.

Çoğunlukla iş sonrası – okul sonrası ya da evde televizyon karşısında amaçsızca, elimizde kumanda kanal kanal dolaşarak boşa geçirilen zamanlar kitap okuyarak geçirilebilecek en verimli zamanlardır. Yine bunun gibi tren, otobüs, taksi, uçak gibi ulaşım araçlarında seyehat ederken de kitap okuyabiliriz ve zorunlu olarak geçen bu boş zamanları değerlendirebiliriz. Sahip oldukları her boş anda yanlarında bulunan kitabı okuyan batılılar, kitap okuma alışkanlıkları ile göz doldurmaktadırlar. Ne yazık ki, biz onlar gibi olamadık hala.

Gazete ve dergilere oranla çok daha kapsamlı bilgi içerir kitap. Kitaplar, hakikaten çok faydalıdır. Bazılarına pahalı gelir kitap. Ama aynı kişiler mevzu içki, sigara, alkol vb olunca çok rahat para harcayabiliyor. Üstelik bu miktar, kitaba verilecek olanın kat kat fazlasını bulabilmektedir. Kitap, bize kattıklarını düşünürsek hiçte pahalı değil. Lütfen kitap okuyalım!

Hayat, bir kitap okumak için bile yaşanmaya değer
 
Kitap; geçmişi aydınlatan, yaşadığımız günlere anlam kazandıran, geleceğe ayna tutan…

Kitap; bir dost, bir arkadaş, bir sırdaş…

Kitap; iç dünyamızda, aşkı, sevgiyi, nefreti, kıskançlığı, arzuyu, öfkeyi, kederi, hasreti, yaşatan bir başka dünya, bir başka hayat…

Kitap; çocukluğumuz, çocukluk kahramanlarımız…

Kitap; hayallerimiz, hayal ettiklerimiz ve biz.

Kısaca kitap her şeyimiz.

Günümüzde kitapların yerini ne yazık ki internet aldı.

İnternet’in çok yönlü sanal dünyası özellikle de çocukları kitaplardan uzaklaştırmakta, o güzelim kitaplar ne yazık ki çoğu zaman tozlu raflara mahkûm edilmektedir.

İnternet’in yararı ve hayatımızı nasıl kolaylaştırdığı inkâr edilemez bir gerçek. Teknolojinin nimetlerinden alabildiğine yararlanıyoruz. Dünyanın neredeyse tüm kütüphaneleri elimizin altında; bilgiler emrimize hazır.

Ama kitap…

Kitabı elinize alıp, sayfalarının arasında gezinirken bir başka dünyada yolculuğa çıktığınızı hissedersiniz.

Kitaplardaki kahramanlar sizinle yer değiştirir, hayalinizde kendinizi onların yerine koyarsınız. Konunun geçtiği ülkelere gider, oraların nasıl bir yer olduğunu hayal edersiniz.

Sık sık tozlarını alır, raflarını temizler, tekrar dizersiniz. Onları okşar, seversiniz.

Kitap kutsaldır, kitap öyle kıymetlidir ki özel günlerde en yakınınıza hediye edersiniz.

Kitabı o kadar çok seversiniz ki okumak için isteyen arkadaşınıza veya yakınınıza verirken bile içiniz titrer; “ya geri gelmezse?”diye endişe duyarsınız.

Kitap aynı zamanda o kadar cömerttir ki, onu mutlaka bir başkasıyla paylaşırsınız.

Ama internet öyle değildir. Orada pek çok şeyi görme imkânınız vardır. Size hayal kurma fırsatı vermez. Kendiniz ve iç dünyanız ile baş başa kalamazsınız. Özel değildir.

Kitap fuarları ise bir başka âlemdir; İçinde kaybolursunuz. Gezinirken havadaki kitap kokusunu, içinize çekersiniz. Yazarlarına dokunur, onlarla konuşursunuz.

Raflardaki rengârenk ve her çeşitteki kitap sizi âdeta “gel gel” diye çağırır.

“Gel, beni çok seveceksin!”

Kitap ve siz… Yalnız değilsiniz...

en okunmuş millet olma ihtimalimiz daha fazla bence