Eğitim Ve Öğretim Arasındaki Farklar Nelerdir?

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
22 Şub 2012 13:58:56
Eğitim ve Öğretim arasındaki farklar nelerdir?

Hayırlı günler dilerim.

Öğretimde teknoloji kullanımının yaygınlaşması ile öğretmenlerin asli görevleri olan eğitime daha çok zaman ayırabilecekleri yönündeki görüşümü daha önce yazmıştım.
Eğitim ve öğretim kelimeleri arasında anlam farkı olduğunu bilmeme rağmen bir çok kişi gibi ben de zaman zaman bu iki kelimeyi birbirlerinin yerine kullanma hatasını yapıyorum.

Eğitim ve öğretim kelimelerin tanımları Türk dil kurumu sözlüklerinde şu şekildedir.

Eğitim :
1. isim Çocukların ve gençlerin toplum yaşayışında yerlerini almaları için gerekli bilgi, beceri ve anlayışları elde etmelerine, kişiliklerini geliştirmelerine okul içinde veya dışında, doğrudan veya dolaylı yardım etme, terbiye

Öğretim :
1. isim Belli bir amaca göre gereken bilgileri verme işi, tedris, tedrisat, talim
2. Öğrenmeyi kolaylaştıracak etkinlikleri düzenleme, gereçleri sağlama ve kılavuzluk etme işi

Bu tanımları yeterli görmüyorum. Eğitim ve öğretim kavramlarını ÖRNEKLERLE açıklayabilir misiniz?

Albert Einstein tarafından söylendiği ifade edilen şu tanıma katılır mısınız?

Eğitim, insanın okulda öğrendiği her şeyi unuttuğunda arta kalandır.

Çevrimdışı handan333

  • Uzman Üye
  • *****
  • 721
  • 2.793
  • 5. Sınıf Öğretmeni
  • 721
  • 2.793
  • 5. Sınıf Öğretmeni
# 22 Şub 2012 22:04:44
  Eğitim ve öğretim birbirini tamamlayan fakat birbirinden farklı iki kavramdır. Ülkemizde öğretim oranı yükseltilmeye çalışılırken eğitim kalitesi maalesef düşüyor.
  Çocuklara okulda nasıl davranılması gerektiğini sorduğumuz zaman bizlere çok güzel cevaplar verebiliyorlar.Tatbikatta ise öğretmenlerimizin anlattıklarına bakarak öğrenciler okulda nasıl davranmaları gerektiğini bilmiyorlar.
   Yaşlılara saygılı olmak lazım bunu bütün öğrenciler biliyor fakat saygı duyan çok az.
  yalan söylemek yanlış bir davranış fakat anne ve baba hoşlanmadığı bir kişi telefonda ise evde yokum dedirtebiliyor can evladına.
  Oysa bizler karıncalara basmamak için atağına halhal takan bir medeniyetin evlatlarıyız,oysabiz Fırat kenarında bir koyunu kutr kapsa hesabı Ömerden sorulur diyordu büyüklerimiz.
   Büyükleri yemeğe başlamadan elini ekmeğe uzatmayan bizler bugün sofralardan iyice u zaklaştık ve  anne baba dede nine ile yapılan sohbetlerin yerini tamamen kültürümüzle alakası olmayan dizilerin seyredilmesi aldı.
  Bütün bunlarbir çırpıda olmadı fakat fazla zamana da yayılmadı.Aile bağları zayıfladıkça da çocuk ailenin elinden kurtulup t.v  ye ait olmaya başladı.
  Yavrularımızın öğrenmeye ve eğitilmeye en çok ihtiyaçları olduğu zamanlar t.v  başında geçmeye başladı.
  ANNE  okudu fakat yavrusunu okuma yazması olmayan bir bakıcıya bırakmakta tereddüt etmedi.

  Ne yapılabilir?  Öncelikle evlerden şu t.v denen aletin kaldırılması bu mümkün değilse zaman kısıtlamasına gidilmeli ve çocuklarımızla bol bol sohbet etmeli konuşarak ve davranışlarımızla onlara örnek olmalıyız.
  Eğitim olmadan öğretim olmaz birbirini tamamlamalı.
Ne eğitimsiz ne de öğretimsiz olmaz.
  Ben eğitimle birlikte herşeyin düzeleceğine inananlardanım ve asla umudumu kaybetmek istemiyorum.
  Önce eğitim ve beraberinde öğretimden yanayım.
Unuttum okullarımıza değerler eğitimi dersi kondu bir anket yapılsa acaba kaç arkadaş bu konuda yaptığı çalışmaları bize sunabilir?
  İLKöğretim de bence en çok üzerinde durulması gereken adabı muaşeret olmalı diye düşünüyorum başta aileler olmak üzere ....

Çevrimdışı handan333

  • Uzman Üye
  • *****
  • 721
  • 2.793
  • 5. Sınıf Öğretmeni
  • 721
  • 2.793
  • 5. Sınıf Öğretmeni
# 22 Şub 2012 22:08:06
Eğitim insanın okulda öğrendiği herşeyi unuttuğundaarta kalandır.Bu sözü sonuna kadar destekliyorum  ben de bu şekilde düşünüyorum

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 23 Şub 2012 08:05:59
Hayırlı sabahlar.

handan333 öğretmenim çok güzel tesbitlerde bulunmuşsunuz. Eğitim - öğretim arasındaki farkı anlamama katkısı oldu. Teşekkür ederim.

Alıntı
"Öncelikle evlerden şu t.v denen aletin kaldırılması bu mümkün değilse zaman kısıtlamasına gidilmeli ve çocuklarımızla bol bol sohbet etmeli konuşarak ve davranışlarımızla onlara örnek olmalıyız."
ifadenize katılmıyorum.
Televizyonun olumsuz ETKİSİ başta öğretmenlerimiz olmak üzere bir çok kişi tarafından vurgulanmaktadır.
Televizyonun olumsuz ETKİSİ OLUMLU hale getirilebilirse eğitimde hız ve yaygınlık kazanılabilir.
Eğitimi hızlandırabilmek ve yaygınlaştırabilmek için kullanılabilecek en yararlı teknolojik aletin televizyon olduğuna inanıyorum.

Hayatımızdan bir şeyleri ÇIKARMAK yerine onları YARARLI hale getirmek daha uygun olmaz mı?

Alıntı
Unuttum okullarımıza değerler eğitimi dersi kondu bir anket yapılsa acaba kaç arkadaş bu konuda yaptığı çalışmaları bize sunabilir?
Öğretmen olmadığım ve velisi olduğum öğrenciler uzun zamandır ilköğretime gitmediği için "değerler eğitimi dersi" konusunda bilgim yok.
Hatırladığım kadarıyla egitimhanede bu konu ile ilgili açılmış tek konu var.

Sizce egitimhane üyeleri olarak bu konuda üzerimize düşeni yapıyor muyuz?
"değerler eğitimi dersi" ile ilgili neler yapılabileceği egitimhane de tartışılamaz mı?

Çevrimdışı ağcan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.678
  • 3.335
  • 1.678
  • 3.335
# 23 Şub 2012 11:36:16
Çok önemli bir konuya değinmişsiniz öğretmenim.
Ülkemizde artık eğitimin unutulmak üzere olduğu ha gayret öğretime çalışıldığı bir zamandayız.
Değerler eğitimi bence süper bir proje  ANCAK  yine  bazı şeyler formalitede kalıyor.Tam olarak uygulansa unuttuğumuz değerler kaybedilmese....

Çevrimdışı handan333

  • Uzman Üye
  • *****
  • 721
  • 2.793
  • 5. Sınıf Öğretmeni
  • 721
  • 2.793
  • 5. Sınıf Öğretmeni
# 23 Şub 2012 19:12:51
  T.V Konusunda biraz farklı düşünüyoruz turgut bey her ne olursa olsun t.v. izlemesine muhakkak kısıtlama getirilmeli. Tabi ki t.v nin iyi kullanılabildiği zaman muhakkak çok iyi bir eğitim aracı olabilir ama bugünkü proğramlar yayında olduğu müddetçe faydadan çok zararı var diye düşünüyorum.  Ne dersiniz?
  Bir de çocuklara bazı şeyler oyunla kazandırılabilir fakat sınıflarımız çok kalabalık olduğu için umutsuzluğa düşülüyor. Ben ulaşabildiğim öğrenciyi kazanmak istediğim için elimden geldiğince bu yöntemi de kullanıyorum.

Çevrimdışı handan333

  • Uzman Üye
  • *****
  • 721
  • 2.793
  • 5. Sınıf Öğretmeni
  • 721
  • 2.793
  • 5. Sınıf Öğretmeni
# 23 Şub 2012 19:22:01
 Eğitimhanede değerler eğitimi ile ilgili sayfamız var fakat okullardaki işlevi yok. Çok öğretmenlerimiz bu konuda hiçbir şey yapmıyor yani gereken önem verilmiyor vakit yokluğunu bahane ediyorlar.
  Öğretim üzerinde durmaktan eğitime vakit kalmıyor ne yazık ki. Çünlü eğitimin önemine büyükler de gereğince eğilemiyor. Herkes bir koşturmaca peşinde çocuk sokakta kaldırımda yürümeyi bilmiyor çünkü örnek olunmuyor ama herkes sanırım sağından yürümesi gerektiğini biliyordur.
   İsterseniz bu konuda sizde bir istatistik yapın ben yaptım sonuç vahim üstelik oldukça eğitim öğretim seviyesi yüksek bir semtte oturuyorum.
  Okula giderken yaya yolundan kimseye çarpmadan yürümek istedim fakat yolumu değiştirmeden mümkün olmadı. Bayanlara yanlış yerden yürüdüklerini söylediğim zaman koskoca yol var şuradan gidin diye cevap verdiler üstelık

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 24 Şub 2012 17:34:44
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
T.V Konusunda biraz farklı düşünüyoruz turgut bey her ne olursa olsun t.v. izlemesine muhakkak kısıtlama getirilmeli.
Tabi ki t.v nin iyi kullanılabildiği zaman muhakkak çok iyi bir eğitim aracı olabilir ama bugünkü proğramlar yayında olduğu müddetçe faydadan çok zararı var diye düşünüyorum.  Ne dersiniz?
Bir de çocuklara bazı şeyler oyunla kazandırılabilir fakat sınıflarımız çok kalabalık olduğu için umutsuzluğa düşülüyor. Ben ulaşabildiğim öğrenciyi kazanmak istediğim için elimden geldiğince bu yöntemi de kullanıyorum.
Hayırlı akşamlar.

TV izlenmesine kısıtlama getirilmesi işleminin cebri olarak yapılması faydalı olmaz.
TV izleme ihtiyacını azaltacak alternatifler geliştirilmeli.
Eskiden düzenli olarak haber programı izlerdim.
İnternet ortamını aktif olarak kullanmaya başlayınca çeşitli web sitelerine üye olarak ilgimi çeken haberlerin bana haber verilmesini sağladım.
Artık TV den haber izleme ihtiyacı hissetmiyorum.
Yeğenimin uzaktan eğitim okuması nedeniyle limitsiz internet bağlantısı almak zorunda kaldım.
Bunun getirdiği bir avantaj oldu. Artık TV de sinema izlemiyorum.
İzlemem gereken filmi internet ortamında veya bilgisayarıma indirerek izleyebiliyorum.
Artık belirli saatlerde TV karşısında olma zorunluluğu hissetmiyorum.
İzlemem gereken TV programlarının çoğunu internetten indirip, uygun olduğum zamanlarda izleyebiliyorum.
Bir çok televizyon programının yarardan çok zarar verdiği görüşüne katılıyorum.
Fakat izlenecek o kadar çok şey var ki, zararı çok olan programları izlemek için zaman kalmıyor :)
Kişilerin iradelerini kontrol edip, izlemeleri gereken programları seçmedikleri bilinen bir gerçektir ve önemli bir sorundur.
Yaklaşık iki aydır forumumuzda TRTOKUL televizyonundaki "Kendimi Tanıyorum" programının tanıtımını yapıyorum.
Özellikle öğretmenler ve her yaştaki öğrenciler için çok faydalı olduğuna inandığım bir program.
Bu programı egitimhane üyelerinin büyük çoğunluğunun izlemediğini bilmek için kahin olmaya gerek yok :)
Türkiye ve Dünya'nın her bölgesindeki yaşamlar hakkında bilgiler veren belgesel özellikli bir çok program var.
Bu tür programları takip eden kaç kişi var?
Başka bölgelerdeki yaşamlar hakkında bilgi sahibi olmadan  kendi yaşamımızın doğru değerlendirmesini yapmak mümkün olabilir mi?

Sınıfların kalabalık olması göreceli bir kavramdır.
Son on yılda yapılan okulların sınıflarına azami 30 öğrenci sığabiliyor.
Yeğenlerim 20-25 öğrenci bulunan sınıflarda öğrenim gördüler.
20-30 öğrenci bir öğretmen için uğraşılabilecek bir sayıdır diye düşünüyorum.
VERİMLİ yöntemler kullanılmadığı sürece öğrenci sayısının azalması sorunların çözümüne etki etmeyecektir.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 24 Şub 2012 17:44:24
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Eğitimhanede değerler eğitimi ile ilgili sayfamız var fakat okullardaki işlevi yok. Çok öğretmenlerimiz bu konuda hiçbir şey yapmıyor yani gereken önem verilmiyor vakit yokluğunu bahane ediyorlar.
  Öğretim üzerinde durmaktan eğitime vakit kalmıyor ne yazık ki. Çünlü eğitimin önemine büyükler de gereğince eğilemiyor. Herkes bir koşturmaca peşinde çocuk sokakta kaldırımda yürümeyi bilmiyor çünkü örnek olunmuyor ama herkes sanırım sağından yürümesi gerektiğini biliyordur.
   İsterseniz bu konuda sizde bir istatistik yapın ben yaptım sonuç vahim üstelik oldukça eğitim öğretim seviyesi yüksek bir semtte oturuyorum.
  Okula giderken yaya yolundan kimseye çarpmadan yürümek istedim fakat yolumu değiştirmeden mümkün olmadı. Bayanlara yanlış yerden yürüdüklerini söylediğim zaman koskoca yol var şuradan gidin diye cevap verdiler üstelık

Daha önceki mesajlarımda da belirttiğim gibi öğretimde teknoloji kullanımını yaygınlaştıkça öğretim için ihtiyaç hissedilen süre azalacaktır.
Diğer bir deyişle öğretmenlerin eğitim vermek için bahaneleri kalmayacaktır :)
Büyük şehirlerde üniversitelerle işbirliği yapılarak hemen her konuda özellikle yetişkinlere EĞİTİMLER verilmeye başlandı.
Evliliğe hazırlıktan, çocuk yetişirilmesine, işyeri davranışlarından, sosyal medya ilişkilerine vs. kadar çok çeşitli konularda eğitimler veriliyor.
Bu eğitimler zaman içinde diğer şehirlerimizde de yaygınlayacaktır.
Bu durum TALEP üzerine ortaya çıkmıştır.
Daha küçük yerleşim birimlerinde özellikle öğretmenler TALEPte bulunurlarsa yerel yönetimler üniversiteler ile işbirliği yaparak bu tür hizmetler vermeye sıcak bakıyorlar.

Çevrimdışı bekir7133

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.785
  • 9.880
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.785
  • 9.880
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 24 Şub 2012 17:54:50
  Arkadaşlar davranış problemlerinden şikâyet edenimiz çok ne yazık ki!

  Ancak şunu unutmayalım ki gerçekten zor şartlarda çalışan,iletişimin çok sınırlı hatta olumsuz olduğu durumları yaşayanlar var.

  Ülkemizin geçirdiği krizler,bütün dünyada emek yoğun üretimin giderek çok daha fazla ucuz işçiliğe yönelmesi sonucunda belli bir hayat standardını yakalama şansını zorlaştırmakta,ne kadar kazanırsak kazanalım,yeni ve daha fazla giderler ortaya çıkmakta,eskiye göre az parayla saadet devri sona ermektedir.

  Krizlerin ortadan kalkması aslında ekonomik yönden kriz öncesini yakalasak bile insan davranışlarında büyük değişimlere yol açmaktadır.

  Batılı ülkelerin demokrasi standardını yakalayabildiğimizi genel çoğunluğumuz söyleyemeyiz.Bireyleşmenin batılı ülkelerde getirdiği kişi hakları ve sosyal haklar insanların geleceğe güvenle bakmasını doğurmuştur.Şu anda bir değişim ve eskiye göre bir geri gidiş olsa da kimi ülkelerde henüz insanların geleceğe bakışı çok olumsuz bir hâl almamıştır.

  Bizde ise geleceğe dönük içimizde yaşanan umut eksikliği ve beklenti fazlalılığı bizi olumsuz etkilemekte ve hataya zorlamaktadır.

  Aslında ekonomiler arasında devam eden psikolojik savaşın etkileri biz eğitimcileri etkilemektedir.Velilerin geleceğe dönük planlarının çoğu zaman beklentinin çok üstünde olması,insani değerlerin geçmişe göre her geçen gün aşınması öğretmeninn verimini düşüşürmekte ve saygınlığına büyük darbe vurmaktadır.

  Aslında biz sorunun küçük bir parçasıyız.tarafsız bir değerlendirme yapıldığında görülecektir ki Türk öğretmeni aslında pek çok ülkenin öğretmenine göre büyük fedakârlıklar yapmakta,(abartısız) yazarların bile hayal edmeyeceği başarıları yakalmakta,insani vasıfları taşımaktadır.

 Şunu toplum tarafından iyi bilinmesi gerekir:İnsan kaynakları açısından bu ülkenin öğretmenleri hayati önemdedir.Öğretmenler çevre,veli,kuruluşlar meslektaşları tarafından desteklenmezse gelecekte çok kötü durumlar yaşayabiliriz.Çünkü öğretmenin yapacağı işlerin çok daha fazlası toplum tarafından beklenti hâline getirilmiştir.

  1980-2012 yıllarını kapsayan bir araştırma yapılsa ve belirli bir ücretin  üzerinde iş bulabilenlerin tespiti yapılsa aslnda birçok velinin gereksiz yere aşırı beklenti içine girdiği,hem çocuğa hem de kendisine ve öğretmenine zarar verdiği görülecektir.

  Yukarıdaki görüşlerim konu ile çok bağlantılı olmasa da eğitim ve öğretim ile ilgili ayrıntılar...

  İnsan davranışlarını yönlendiren ruh,nefis ve vücut ögelerinin oran olarak ne kadar kullanıldığı eğitim açısından çok önemli bir faktördür.Nefis,ruhun emrinde ve kötülüğe meyilli değilse vücuda ait kimi özellikler insana hata yaptırabilir.Nefsin olgunluğa eriştiği yaşlar genel olarak inceleyenlerin tahminlerine göre 40 ve üzeridir.Eğer insan nefsini isteklerine çok meyilli ise vücut zaten bunlara uyacağı için reklâmla kişi tüketime,kötü davranışlara yönelebilir.

  İnsanları psikolojik açıdan en çok etkileyen olayların doğum ve ölüm olduğu yapılan araştırmalarla görülmüştür.Bu genelleme değil,en çok etkileyen olayların ilk ikisidir.reklamcılar o yüzden doğum olayına atfen cinselliği çokça kullanırlar.Mankenlere baktığımızda ruj,fondöten,allık,rimel gibi ayrıntılardaki renklerin tonlarının bile günlük hayattan değil,tüketiciyi etkileyecek şekilde seçildiği görülür.Dikkatle incelendiğinde ise pek çok bayan mankenin aslında yüzündeki rengin normal bir bayana göre daha az kanlı,canlı,biyolojik açıdan sağlıksız olduğudur.Erkek mankenlerde ise reklâmın başarılı olması özentiyi artırma macıyla herhangi bir ilâç kullanılıp kullanılmadığı konusunda fikrim yok... Bunların dışında reklâmlara sadece beynin algılayabildiği şekilde gizli görüntü ve ses kullanıldığını okumuşsunuzdur.Telofonla para sızdırma işi de bu gizli sesle yapılmaktadır.

  Kapitalist sistemde sistemi büyük şirketler yönetmektedir.Kimi şirketlerin artık dünyada üzerinde üretimi büyük bir oranda kendi tekellerine aldıkları hepimizin bildiği bir gerçektir.Petrol ve diğer enerji şirketlerinin yeni teknolojileri yapmayı başardığı ancak piyasaya yeteri kadar sürmedikleri dünyaya gelen güneş enerjisi miktarının dünya enerji ihtiyacının yaklaşık 30 000 katı olmasıyla açıklanabilir(yak. 10 yıl önceki bir bilgi).Şirketlerin pek çok konuda fikir yürüterek,gelecek planları yaparak insanların hayatını yönlendirdikleri açıktır.Uzakdoğu ve Çin'in hedefi uzun vadeli ve döviz fiyatını yüksek tutmaya yöneliktir.Uzakdoğudaki insanlar bize göre üretim alanında özellikle insan kaynakları açısından hedef belirleme ve hedefe yönelik insanı yetiştirip üretime yönlendirme konusunda bizden çok daha fazla mesafe almışlardır.

  Dünyadaki türev piyasayı da içine alan mali piyasalar,merkez bankalarının para politikaları,maliye politikaları,şirketlerin mallarını dış piyasaya satmak için insan davranışlarıyla ilgili planları,gizli sevislerin yürüttükleri psikolojik savaş,zihin kontrol çalışmaları gibi konular yeterince bilinmeden atılacak adımların başarısızlığa yol açacağı,başarısızlığa yol açmadığı durumlarda da gereken verimi sağlayamayabileceği açıktır.kapitalizmin bir diğer özelliği de bireyselleştirmeyi ön plâna çıkararak insanların ortak hedef belirlemesinin önüne geçip piyasanın gücünü artırmasıdır.

  Eğitimin,öğretimin çok önünde olması gerektiği açıktır.Ancak pek çok faktörden etkilenen bu tür konuların da çok boyutlu ele alınması gerekir.Ve pek çok kurumun katkısı ile yol alınabileceği muhakkaktır.

Çevrimdışı handan333

  • Uzman Üye
  • *****
  • 721
  • 2.793
  • 5. Sınıf Öğretmeni
  • 721
  • 2.793
  • 5. Sınıf Öğretmeni
# 25 Şub 2012 11:13:32
  Sınıfarın kalabalık olması göreceli bir kavram olabilir elbette.Ben 1. sınıfı aldığım  dönemde  70 öğrenci ile başladım 3. sınıfta sınıfımız bölündü şuan 47 öğrenci ile devam ediyorum ama bazı konularda zorlanıyorum sık sık ziyaret etmem gereken aileler var . Bu arada benimde bir ailem var. Biz öğretmenler gerçekten 24 saat mesaideyiz. Benim telefonumu velim istediği saatte arayabilir(tıpkı bir doktur gibi açık)
    Öğrenciye öğretim yaptırıken ailesi ile de eğitim yapabiliyorsak bu çocuk için çok yararlı oluyor yoksa aileyi suçlamakla hiçbir yere varılamaz.
   Yaptığımız hataların başında yaramazlık yapan ders çalışmayan çocuğu anne babaya şikayet geliyor. Oysa hangi anne baba okula gidince çocuğu ile ilgili güzel sözler duymaktan hoşlanmaz?
  En büyük hatamızın başı bu çocuğu ebeveyne şikayet.YAklaşım çok önemli aileşi ile birlikte o yavrumuzu kendi yavrumuz gibi sahiplenip eğitmek .
  Çünkü bu yavrular bizim geleceğimiz. Yani eğitime muhakkak aileden başlayarak çevrede dahil eğitmek evet zor fakat imkansız değil sonuç öyle güzel olacak ki yeter ki biraz özveri ile yaklaşalım

Çevrimdışı bekir7133

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.785
  • 9.880
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.785
  • 9.880
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 25 Şub 2012 13:00:43
  Daha önce bu konuyla ilgili yazdıklarımı örneklerle açıklamak durumundayım:
  Hepimiz biliyoruz ki insanlar için ihtiyaçlar ilk sıradadır.Reklâmcıların sıkça kullandığı cinsellik,aşk,şu anda aşk tek anlamlı anlaşıldığından diğer yoğun duygularımız gibi pek çok konu bile ilk sırada değildir.'Hava gibi,su gibi,ekmek gibi,...' sözlerini çok duymuşuzdur.İnsanın başta gelen temel ihtiyaçları karşılanmadığı ya da karşılanmasına yönelik kaygılar olduğu zaman bu hem eğitimi hem de öğretimi etkilemektedir.
  Dünya üzerindeki krizler,ekonomik ve sosyal politikalar,hukuki durumlar günlük hayata ve eğitime doğrudan yansımaktadır.ABD Merkez Bankası'nın faiz politikasının,Çin'in üretüm artışının,işsizliğin vb. konuların aileye,çocuğuneğitim veöğretimine etki etmediğini kim söyleyebilir?Bunlardan çıkış yolu toplumun çoğunluğu tarafından uygulanacak davranışlara bağlıdır.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 25 Şub 2012 16:49:28
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
    Öğrenciye öğretim yaptırıken ailesi ile de eğitim yapabiliyorsak bu çocuk için çok yararlı oluyor yoksa aileyi suçlamakla hiçbir yere varılamaz.
   Yaptığımız hataların başında yaramazlık yapan ders çalışmayan çocuğu anne babaya şikayet geliyor. Oysa hangi anne baba okula gidince çocuğu ile ilgili güzel sözler duymaktan hoşlanmaz?
  En büyük hatamızın başı bu çocuğu ebeveyne şikayet.YAklaşım çok önemli aileşi ile birlikte o yavrumuzu kendi yavrumuz gibi sahiplenip eğitmek .
  Çünkü bu yavrular bizim geleceğimiz. Yani eğitime muhakkak aileden başlayarak çevrede dahil eğitmek evet zor fakat imkansız değil sonuç öyle güzel olacak ki yeter ki biraz özveri ile yaklaşalım

Hayırlı akşamlar.

Öğretmen veli ilişkilerinde bir standart getirilmemiş sanıyorum :)

Meslek lisesine giden yeğenimin 10. sınıfta sınıf olarak başarıları çok düştü.
Sınıf öğretmeni ilk toplantıdan itibaren velilere durumu düzeltmek için ne yapabiliriz sorusunu sordu.
Çeşitli öneriler uygulamaya konuldu sonuç alınamadı.
Bu sefer öğretmen-öğrenci-veli-idareci hep bir araya gelerek durum tartışıldı.
Öğrencilere ne yapılması gerektiği soruldu.
Öğrencilerin söyledikleri dikkate alınarak çeşitli uygulamalar yapıldı.
Durum yine değişmedi. Yapılan uygulamaların takibi için 15 gün de bir toplantı yapılır duruma geldi.
Sonunda sınıf öğretmeni tüm sınıfın katılacağı bir tiyatro gösterisi düzenleyeceğim dedi.
Öğrencilerin hemen hepsi, velilerden bazıları karşı çıktı.
Bu uygulamanın faydadan çok zarar getireceği yönünde düşünceler belirtildi.
Sınıf öğretmeni kararında diretti ve ikinci dönem ortasından itibaren yıl sonunda gösterilmek üzere tiyatro çalışmaları başladı.
Sonuç kelimenin tam anlamıyla MUCİZEYDİ. Tiyatro gösterisi başarılı oldu, öğrenciler arası ve öğrenci-öğretmen arası ilişkiler güçlendi.
Öğrencilerin ders başarıları kademeli olarak arttı. 12 .sınıfta üniversite sınavını kazanan en fazla öğrenci bu sınıftan çıktı.

Diğer yeğenimin 11. sınıftaki öğretmeninin veli toplantısında bana yönelttiği soru:
- Öğrencimiz derslere ilgisiz, ne yapabiLİRİZ?
Cevabım :
- Velisi olduğum öğrenci kitap okumak ve yazı yazmaktan hoşlanmıyor. İyi derecede bilgisayar bilgisi var.
Ders konuları ile ilgili bilgisayar ortamında doküman, sunu hazırlamasını isterseniz faydalı olabilir.

Veli toplantılarında öğrenciden şikayet eden öğretmenlerede şahit oldum.
Velisi olduğum öğrencilerle ilgili şikayetlerde tek yapabileceğim velisi olduğum öğrenciye hakkında şikayet konusunda bilgi vermek oldu.
Bu durum hiç bir şeyi değiştirmedi.

Çözümün takipçisi olmak çok büyük önem taşıyor.
Özellikle tiyatro türü tüm sınıfın katıldığı SOSYAL ETKİNLİKLERLE daha iyi EĞİTİM verilebileceğine inancım artıyor.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 25 Şub 2012 16:50:42
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
  Daha önce bu konuyla ilgili yazdıklarımı örneklerle açıklamak durumundayım:
  Hepimiz biliyoruz ki insanlar için ihtiyaçlar ilk sıradadır.Reklâmcıların sıkça kullandığı cinsellik,aşk,şu anda aşk tek anlamlı anlaşıldığından diğer yoğun duygularımız gibi pek çok konu bile ilk sırada değildir.'Hava gibi,su gibi,ekmek gibi,...' sözlerini çok duymuşuzdur.İnsanın başta gelen temel ihtiyaçları karşılanmadığı ya da karşılanmasına yönelik kaygılar olduğu zaman bu hem eğitimi hem de öğretimi etkilemektedir.
  Dünya üzerindeki krizler,ekonomik ve sosyal politikalar,hukuki durumlar günlük hayata ve eğitime doğrudan yansımaktadır.ABD Merkez Bankası'nın faiz politikasının,Çin'in üretüm artışının,işsizliğin vb. konuların aileye,çocuğuneğitim veöğretimine etki etmediğini kim söyleyebilir?Bunlardan çıkış yolu toplumun çoğunluğu tarafından uygulanacak davranışlara bağlıdır.
Hayırlı akşamlar.

Eğitime doğrudan yansıyan etkenlerin çok olduğu bir gerçektir.
Ama bu durum yapılabilecekler için bir MAZERET olarak kullanılmamalıdır.
Neil Armstrong'un ay yüzeyinde ilk attığı adım hakkında söylediği cümleyi hatırlayalım :
- İnsan için küçük, insanlık için büyük bir adım.
Bize düşen küçük adımı atmaktır.
Küçük adım atanlar çoğaldıkça insanlık için büyük adım oluşacaktır.

Çevrimdışı bekir7133

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.785
  • 9.880
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.785
  • 9.880
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 25 Şub 2012 19:59:15
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Hayırlı akşamlar.

Eğitime doğrudan yansıyan etkenlerin çok olduğu bir gerçektir.
Ama bu durum yapılabilecekler için bir MAZERET olarak kullanılmamalıdır.
 Elbette mazeret olarak kullanmamalıyız.Planlarımız uzun vadeli olmalı,çok büyük hedefler belirlesek de her zaman olumlu sonuçlar alamyacağımızı bilmeliyiz.Bu yüzden oluşabilecek risklerden bildiklerimi yazmaya çalıştım.
  Keşke sendikalar ve diğer kuruluşlar olabildiğince ortak noktalarda buluşmuş ortak eylem planlarıyla eğitim ve öğretim için araştırma ve katkı sunabilseler.Onlardan çok katkı bekleyemiyoruz maalesef.Bakanlığın desteği bile olmadan sadece toplum hizmetinin nasıl yapılabileceği ile ilgili bilgi toplayıp sunsalar eğitimle ilgili araç-gereç ve insan desteği sağlanabilir.Öğretmenlere çevre imkânlarıyla neler yapabilecekleri konusunda bilgi verilse,yol gösterilse hem halkla ilişkiler gelişip velilere daha fazla yardımcı olunacak hem öğretmenin hem de velilerin moral motivasyonu artacaktır.
  turgutkuzan hocam sosyal faaliyetlerle ilgili görüşünüze katılıyorum.Öğrenci ne kadar etkinliği
yaşarsa kendini güzel ifade edebilirse bilginin kalıcılığı o kadar fazla olur.
  Mümkün olduğunca çocuk bilgiyi yaşayarak daha fazla duyu organını kullanarak öğrenmeli,ona bilgi sunmaktan çok uzun vadede bilgiye ulaşma,bilgiyi öğrenme yolları,bilgiyi yorumlama,bilgiyi yaşama geçirme konusunda davranışları kazandırmalıyız.
  Günümüzde öğrencilerin hemen hemen bütün bilim dallarında bilgileri olmalarına rağmen bunların hayata,üretime geçirilmesi daha az gerçekleşmektedir.Bilhassa başarılı olan öğrenciler çoğu soruyu doğru yapmalarına rağmen hâlâ öğrenme işine teorik olarak devam etmekte belki de zaman kaybetmektedirler.Ülkemizde şu anda başarılı bir şekilde yüz naklinin yapıldığını sevinçle görüyoruz.Eğitimde pratiğin daha çok kullanılması soru çözmekten çok günlük hayattaki problemlere yönelik sorunlara çözüm yolları bulmaya çalışmak,bunlar üzerinde düşünmek,öğrencilerin el becerilerini geliştirerek yetenekli olduğu alanlarda kendi yaşına uygun araç gereçlerle çalışmasını sağlamak öğrenmenin kalıcılığı açısından daha çok yarar sağlayabilecektir.
  Bilim admlarının ortaya attığı yeni bir teoriye göre evrenin dijital bir araç gibi yazılımla yüklendiği belirtiliyor.Aslında maddenin en küçük parçasından kainata kadar her şey bir yazılımdır.Sadece alfabeyi kullanarak okumak bilim ve üretim için yeterli katkıyı sağlamada eksik kalıyor.Görsel okuma yapmak,maddenin yapısı ile ilgili okuma yapmak,maddedeki fiziksel ve kimyasal değişikliklerle ilgili okuma yapmak,canlılarla ilgili okuma yapmak('sen kendini bilmezsin'),... üretim için,bilimin gelişmesi için olmazsa olmaz şarttır.Gerektiği yerde kitaptan...Ancak doğada bilgi edineceğimiz kaynağı bulabilyorsak daha ayrıntılı inceleyerek bilgiyi pekiştirebiliriz.
  Velilerle ortak karar alarak misafirliğe,baş sağlığı,hastalık ziyareti,kutlama ziyaretlerine katılmak,evleri az ziyaret edilen,toplumdan dışlandığını hisseden kişilerin evlerini(onları küçük düşürmeden,gerekirse ikram için daha önceden onlara yardım ederek) ziyaret ederek gönüllerini almak işbirliğini artıracağı gibi öğrenciler arasında da
saygı ve sevgiyi  artıracak,okulu,öğretmenini,arkadaşlarını seven öğrenci hem eğitim hem de öğretim açısından daha başarılı olacaktır.
  Tabii ki turgutkuzan hocam adım küçük de olsa,az başarılı da olsak sabırla devam edeceğiz.Biz yararlanamasak da gelecektekiler meyvesini yiyecek.Hem eğitilemeyen bir öğrencinin (Allah korusun) hangimize zarar vereceğini bilebilir miyiz?
  Bugünün çocuklarının gelecekte yapacağı üretimle,ödeyeceği vergilerle bizim emekli maaşlarımız ödenecek,sağlık giderlerimize kaynak aktarılacaktır.Yaşarsak(Allah hepimize hayırlı,uzun,sağlıklı ömürler versin)yaşlılığımızda onlar elimizden tutacaktır.Bu yüzden bir öğrencinin kötü davranışının düzeltilmesi ya da ona iyi bir davranış kazandırılması çok önemlidir.Bunun faydasının kime yarayacağını şimdiden bilemeyiz.
  

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK