Hayırlı akşamlar.
Eğitime doğrudan yansıyan etkenlerin çok olduğu bir gerçektir.
Ama bu durum yapılabilecekler için bir MAZERET olarak kullanılmamalıdır.
Elbette mazeret olarak kullanmamalıyız.Planlarımız uzun vadeli olmalı,çok büyük hedefler belirlesek de her zaman olumlu sonuçlar alamyacağımızı bilmeliyiz.Bu yüzden oluşabilecek risklerden bildiklerimi yazmaya çalıştım.
Keşke sendikalar ve diğer kuruluşlar olabildiğince ortak noktalarda buluşmuş ortak eylem planlarıyla eğitim ve öğretim için araştırma ve katkı sunabilseler.Onlardan çok katkı bekleyemiyoruz maalesef.Bakanlığın desteği bile olmadan sadece toplum hizmetinin nasıl yapılabileceği ile ilgili bilgi toplayıp sunsalar eğitimle ilgili araç-gereç ve insan desteği sağlanabilir.Öğretmenlere çevre imkânlarıyla neler yapabilecekleri konusunda bilgi verilse,yol gösterilse hem halkla ilişkiler gelişip velilere daha fazla yardımcı olunacak hem öğretmenin hem de velilerin moral motivasyonu artacaktır.
turgutkuzan hocam sosyal faaliyetlerle ilgili görüşünüze katılıyorum.Öğrenci ne kadar etkinliği
yaşarsa kendini güzel ifade edebilirse bilginin kalıcılığı o kadar fazla olur.
Mümkün olduğunca çocuk bilgiyi yaşayarak daha fazla duyu organını kullanarak öğrenmeli,ona bilgi sunmaktan çok uzun vadede bilgiye ulaşma,bilgiyi öğrenme yolları,bilgiyi yorumlama,bilgiyi yaşama geçirme konusunda davranışları kazandırmalıyız.
Günümüzde öğrencilerin hemen hemen bütün bilim dallarında bilgileri olmalarına rağmen bunların hayata,üretime geçirilmesi daha az gerçekleşmektedir.Bilhassa başarılı olan öğrenciler çoğu soruyu doğru yapmalarına rağmen hâlâ öğrenme işine teorik olarak devam etmekte belki de zaman kaybetmektedirler.Ülkemizde şu anda başarılı bir şekilde yüz naklinin yapıldığını sevinçle görüyoruz.Eğitimde pratiğin daha çok kullanılması soru çözmekten çok günlük hayattaki problemlere yönelik sorunlara çözüm yolları bulmaya çalışmak,bunlar üzerinde düşünmek,öğrencilerin el becerilerini geliştirerek yetenekli olduğu alanlarda kendi yaşına uygun araç gereçlerle çalışmasını sağlamak öğrenmenin kalıcılığı açısından daha çok yarar sağlayabilecektir.
Bilim admlarının ortaya attığı yeni bir teoriye göre evrenin dijital bir araç gibi yazılımla yüklendiği belirtiliyor.Aslında maddenin en küçük parçasından kainata kadar her şey bir yazılımdır.Sadece alfabeyi kullanarak okumak bilim ve üretim için yeterli katkıyı sağlamada eksik kalıyor.Görsel okuma yapmak,maddenin yapısı ile ilgili okuma yapmak,maddedeki fiziksel ve kimyasal değişikliklerle ilgili okuma yapmak,canlılarla ilgili okuma yapmak('sen kendini bilmezsin'),... üretim için,bilimin gelişmesi için olmazsa olmaz şarttır.Gerektiği yerde kitaptan...Ancak doğada bilgi edineceğimiz kaynağı bulabilyorsak daha ayrıntılı inceleyerek bilgiyi pekiştirebiliriz.
Velilerle ortak karar alarak misafirliğe,baş sağlığı,hastalık ziyareti,kutlama ziyaretlerine katılmak,evleri az ziyaret edilen,toplumdan dışlandığını hisseden kişilerin evlerini(onları küçük düşürmeden,gerekirse ikram için daha önceden onlara yardım ederek) ziyaret ederek gönüllerini almak işbirliğini artıracağı gibi öğrenciler arasında da
saygı ve sevgiyi artıracak,okulu,öğretmenini,arkadaşlarını seven öğrenci hem eğitim hem de öğretim açısından daha başarılı olacaktır.
Tabii ki turgutkuzan hocam adım küçük de olsa,az başarılı da olsak sabırla devam edeceğiz.Biz yararlanamasak da gelecektekiler meyvesini yiyecek.Hem eğitilemeyen bir öğrencinin (Allah korusun) hangimize zarar vereceğini bilebilir miyiz?
Bugünün çocuklarının gelecekte yapacağı üretimle,ödeyeceği vergilerle bizim emekli maaşlarımız ödenecek,sağlık giderlerimize kaynak aktarılacaktır.Yaşarsak(Allah hepimize hayırlı,uzun,sağlıklı ömürler versin)yaşlılığımızda onlar elimizden tutacaktır.Bu yüzden bir öğrencinin kötü davranışının düzeltilmesi ya da ona iyi bir davranış kazandırılması çok önemlidir.Bunun faydasının kime yarayacağını şimdiden bilemeyiz.