Zorunlu olmasinin dayanak oldugunu dusunmuyorum.
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.
KLASİK Egitimhane üyesi / öğretmen davranışı
Söylediğim şeylerin dayanak noktasını açıklamam gerekmez, iddialarım için delil göstermem gerekmez.
Düşüncemin kabul edilmesi için söylemem yeterlidir.Sık sık tekrar ediyorum, toplum olarak ergenlik dönemi yaşamaktayız, çocukluk döneminde olduğu gibi her söyleneni doğru kabul etmemiz mümkün değildir.
Düşünceler, deliller gösterilerek İZAHA muhtaçtır.
Cocuklarin gelisimleri icin faydali.
Verdiginiz bir iki ornekle tum cocuklari ayni kefeye koyamazsiniz.
Benim ogrencilerimin yuzde 100u bu dersleri cok seviyor.
Cogu cocugunda istedigini ve sevdigini dusunuyorum.
Bunu 15 yillik bir ogretmen olarak soyluyorum.
Çocukların gelişimi için faydalı olan şeylerin OLUMSUZ YAN ETKİLERİ olabilir.
Verdiğim örnekler FARKLI bakış açısı ortaya koymak amaçlıdır.
Bu örneklerden tüm çocukları aynı kefeye koyduğum anlamını çıkarmak hata olur.
Düşüncelerinizi destekleyecek SOMUT VERİLER paylaşmadığınız sürece, düşünceleriniz muhataplarınız için çoğu zaman anlamsızdır.
Sozun bittigi yer derken de bu dallarin dayatma oldugunu dusunen biriyle tartismanin anlamsizligini ifade etmek istedim.
Sonucta sabit fikirli birisiniz.
Dusunceniz degismez.
Her hangi bir konuda ZORUNLULUK getirmek neden dayatmak olarak ALGILANMASIN Kİ?
Dayatma başka nasıl yapılabilir ki?
Zorunluluğu, dayatma olarak ALGILAMAMAK anlamsız değil midir?
Egitimhane üyelerinin "Sabit fikir" kavramını nasıl anladıklarını çözebilmiş değilim.
Örneğin, "Düşünceniz değişmez." ifadeniz SABİT BİR FİKRİN İFADESİ değil midir?Eğitimhane Kültürünü Sorgulayalım başılığıyla açtığım konuda 23. madde de şu ifadeleri paylaşmıştım :
Egitimhane kültüründe, her türlü akıl / fikir ilah olarak değil, değer olarak var olmalıdır.
Bir fikrin hatalı unsurları olmadığını varsaymak, fikri ilahlaştırmaktır.
Her fikrin eksikleri vardır.
Bu nedenle tartışmalar, fikirler doğru / yanlış KALIPLARINA sokulmadan, fikirlerden azami FAYDA elde etmek amaçlı olmalıdır.
Tartışmaların doğru / yanlış KALIPLARINA sokulmadan, fikirlerden azami FAYDA elde etmek amaçlı olmalısı gerektiği
düşüncesini savunan birinin sabit fikirli olması mümkün müdür?Tartışmakta amacın SADECE muhatabın fikrini değiştirmek olduğu düşüncesi
SABİT BİR FİKİR değil midir?"Aklın yolu da bir değildir" başlığıyla açtığım konuda BENİMSEDİĞİM şu ifadeleri paylaşmıştım :
Alev Alatlı doğrunun bir derece meselesi olduğunu İDDİA eder.
Bu dünyaya ait hiç bir şeyin yüzde yüz doğru olamayacağını İDDİA eder.
Doğrunun (istisnalar hariç) bir derece meselesi olduğuna inanan, bu dünyaya ait hiç bir şeyin yüzde yüz doğru / yanlış olamayacağını savunan bir kişinin
sabit fikirli olması mümkün müdür?Toplumumuzda tartışma / çatışma KÜLTÜRÜ gelişmemiştir.
İnsanlar, tartışmadıkları / çatışmadıkları için bu kültürün gelişmesi mümkün olmamaktadır.Bu nedenle çoğu kişi, tartışmaların / çatışmaların
kişisel gelişimin SIÇRAMA tahtaları olduğunun bilincinde değildir.
Yıllarca kitap okuyarak, gözlem yaparak vs. edinebileceğiniz kişisel gelişim deneyimini 4-5 saatlik bir tartışma sonucunda kazanmanız mümkündür.
Bu deneyimin kazanılabilmesi için, tartışmanın doğal seyrine müdahale edilmemelidir.
Özellikle tartışmanın başladığı konudan uzaklaşılması durumunda müdahale edilerek, tartışmanın asıl konu sınırlandırılmaması gerekir.
Tartışmalarda konu dışına çıkılması DOĞAL bir durumdur. Çünkü konu DOĞAL yoldan tartışılması GEREKEN konuya gelir.
Tartışma YETERİNCE uzadığında, taraflar FARKLI şeyler söyleyemez, konuyu değiştiremez noktaya gelirler.
Tartışmaların VERİMLİ noktası bu aşamada ortaya çıkar. Bu aşamada iki durum ortaya çıkar.
1) Tarafların birbirlerine TEKRARLADIKLARI hususlar, muhataplar tarafından FARKLI şekilde ALGILANMAYA başlanır.
2) Taraflardan biri, kısır döngüyü kırabilmek için, çoğunlukla şaka amaçlı bir ifade kullanır.
Her iki durumda tarafların zihninde bir ışığın yanmasına vesile olur. (Işığın yanması bazı durumlarda, tartışan taraflar tartışma ortamından ayrıldıktan sonra gerçekleşir. )
Yanan ışık kişisel gelişimin sıçrama tahtası olur.
Çünkü söylenen bir söz, yapılan şaka vs. aylarca, yıllarca zihni meşgul eden bir şeyi çözüme kavuşturmuştur.
Çözüme kavuşan husus, tartışılan konularla da ilgili olabilir, alakasız bir konuda da olabilir.
Ömürlerinde bir tartışmayı sonuna kadar götürmemiş kişiler, bunun bilincinde olmadıkları için, tartışmalardan sonuç elde edilemediği için faydasız olduğu ÖN YARGISIYLA kısa sürede sonlandırılması gerektiği görüşünü savunurlar.
Kişisel gelişimde sıçramalar olmasını engellediklerinin, kişisel gelişimin yavaş olmasına vesile olduklarının farkına bile varmazlar.
Talep edilmesi durumunda, toplumumuzda sanat ve spor faaliyetlerinin
isteğe bağlı olarak bile olsa sürekli olarak icra edilmesinin TERCİH EDİLMEDİĞİNİN, sanat ve spor faaliyetlerinin hobi veya ihtiyaç kapsamında yapıldığının SOMUT VERİLERİNİ paylaşabilirim.
Kişisel kanaatimde sanat ve spor faaliyetlerinin isteğe bağlı ve ihtiyaçlar çerçevesinde olması gerektiği yönündedir.