Maker Hareketi (Maker Movement)
2005 yılında USAda ortaya çıkan Maker Hareketi, okullarda, kütüphanelerde müzelerde de hızla yayılıyor.
Yeni endüstri devrimi olarak da adlandırılan Maker Hareketinin doğuşunun nedenleri olarak teknolojinin ucuzlaması ve internetin yaygınlaşması gösteriliyor. Teknoloji ile Kendin yap-kültürünün (DIY: do it yourself) birleşmesinden oluşan bu hareket, kişilerin tüketimden üretime geçmesi, yeni ürünler üretmesi, yaratıcılığını ve inovatif düşüncelerini kullanması, aynı eğilimdeki diğer kişilerle bir araya gelmesi anlamını taşıyor. Maker Hareketinin öncülerinden, Make Magazinei çıkaran Maker Medianın CEOsu Dale Doughert göre:
Maker hareketi, öğrencileri eğitimi tüketen kişiler olmaktansa üreten kişiler olmaya davet ederek eğitimde dönüşümü sağlamalıdır. Öğrencilerin yaratıcılığı teşvik edilirse kendi kendilerini yönlendirebilen ve bağımsız öğrenen kişiler olabilirler. Öğrenciler 21. yüzyılda, Steve Jobs gibi değerli bulduğumuz insanlardaki yaratıcılığa ve eleştirel düşünmeye teşvik eden yeni bir tür eğitimin yaratılmasına aktif olarak katılabilirler. Maker ruhunun temelinde rekabet yerine paylaşım, para yerine yetenek, yoğun ezber bilgi yerine deneyim vardır.
Herkes bir şeyler üretebilir/üretmelidir felsefesini taşıyan Maker Hareketinde neler mi var?
Arduino, Littlebits benzeri elektronik devreler ve bileşenler sayesinde yaptığınız ve programladığınız interaktif aletler, robotlar, Scratch ile programlayabileceğiniz legolar, 3 boyutlu yazıcılar ile basılan ve üretilen her ürün, süs eşyası, takı, oyuncak, Rassbery Pi ile yaptığınız ve programladığınız küçük bilgisayarlar ve daha neler neler
Makerlerin topladıkları ve birlikte çalıştıkları derneklere de makerspace veya hackerspace adı veriliyor ve dünyanın her bir yanında makerlar yaptıklarını Maker fair adlı fuarlarda sergiliyorlar.
Öğrenciler bugünkü dijital topluma hazırlar mı?
Büyük bir hızla ilerleyen dijital teknoloji, günlük hayatımızda, iş hayatımızda ve toplumda büyük değişikliklere yol açıyor. Okullarda ise ne yazık ki çok büyük bir değişim olmuyor.
Uluslararası Bilgisayar ve Enformasyon Okur Yazarlığı Araştırmasına göre (International Computer and Information Literacy Study ICILS 2013) dünyada çok az ülkede öğreciler olması gerekenden çok daha az bilgi sahipler. 8. Sınıf öğrencilerden beklenen bilgisayar okur-yazarlığı, en ileri olan Avustralya, Çek Cumhuriyeti ve Güney Korede bile sadece % 40. 60 000 öğrencinin ve 35 000 öğretmenin katıldığı araştırmada Türkiye de var.
Makerspace Öğrenme Laboratuvarı Bu konuda bir çok çalışmanın yanı sıra en göze batanlardan birisi Danimarkadaki Fablab. Öğrenciler bir tür makerspace öğrenme laboratuvarında problemlerin analizini yapıyor ve çözümler üretiyorlar. Eğitim, yaratıcılık ve inovasyon üzerine kuruluyor ve birlikte yeni fikirler ve çözümler yaratmaya ve bunları denemeye, yeni ürünler üretmeye ve bu ürünlerle ve süreç ile ilgili raporlar yazmayı içeriyor. Öğrencilerin, gelecekteki iş ortamlarına hazırlandığı ve ortak çalışmanın temel alındığı ve yanıtı tek ve kesin olamayan problem ve sorulara çözüm arandığı bu makerspace çalışma tarzının öğrencileri tüketici olmaktan fikir ve bilgi paylaşımı yaparak üretici olmaya yönettiği kesin. Amaç öğrencilerin keşfetme, araştırma, işbirliği ve etkileşimle bilgilerini geliştirmek ve toplumu ve dünyayı anlamalarını ve toplumu ve dünyayı daha iyiye doğru değiştirmelerini sağlamak. Eğitimde maker hareketinin daha çok ülkeye ve okula yayılması bilgisayar okur-yazarlığını arttırmada ve yaratıcı ve girişimci inovatif nesiller yetiştirmede çözüm olduğunda pek çok pedagog hemfikir. Türkiyede varolan Makers Türkiye , websitesinde okullara bu konuda yardımcı olacaklarını yazmakta. İlgilenenlerin onlarla ilişkiye geçmelerini öneririm.