Başbakan Binali Yıldırım'ın açıklaması:
"2019'a kadar ikili öğretime son vereceğiz. Yani tekli öğretim olacak. Öğrencilere kötü haber, yarım gün okuyacaklardı, tam gün okuyacaklar ama daha çok şey öğrenecekler, daha fazla hayata hazır hale gelecekler. Dolayısıyla, ikili öğretim, 2019 sonuna kadar tarihe karışmış olacak."
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz'ın açıklaması:
"Eğitimde derslikte bilim, teknoloji hiçbir sıkıntı yok. 2019 yılında insallah bu söylediklerimizin tamamını başardığımızı görecekler. Her yıl kim okul yaptı, özel sektör... Geçmişte biz devlet eliyle yaptık. Her yıl başarımızı tekrarlarsak 77 bin derslik ihtiyacı ortadan kalkacaktır. Önümüzdeki dönemde artmış bütçe diğer kurumlara göre MEB’dedir. Bunun da gerekçesi tekli eğitime geçebilmektir. İnşallah önümüzdeki dönemde ikili eğitimi bitirip tekli eğitime geçeceğiz."
Müsteşar Yusut Tekin'in açıklaması:
"Tam gün eğitime geçeceğiz. Okullarımız, normal eğitim öğretim bittikten sonra derslik ihtiyacı olan, kurs açmak isteyen halk eğitim merkezlerimizin ortak kullanımına sunulacak. Halk eğitim merkezleri şu anda okullarımızdan sınırlı derecede yararlanıyor. Ancak okullarımızın halk eğitim merkezlerimizin kullanımına açılmasıyla birlikte halk eğitim merkezleri daha büyük bir rahatlığa kavuşacak. İnşallah 2019 yılında Türkiye'nin tamamında ikili eğitime son vermiş olacağız."
Eğitim-Sen Genel Başkanı Kamuran Karacatam gün eğitim sistemini desteklediklerini ancak bunun gerçekleşmesi için 100 bin civarında öğretmen atamasının yapılması ve mevcut okulların 3'te 1'i kadar da yeni okul inşa edilmesi gerektiğini söyledi.
Karaca, "Çocuğun uykusunu alabilmesi ve sağlıklı bir beslenme düzeni olabilmesi için tekli eğitim sisteminin birçok olumlu yönü var. Fakat tekli sisteme geçebilmek için 140 bin yeni dersliğe, yani 800 civarında yeni okula ihtiyaç var. 15 milyon öğrenci toplamda 554 bin derslikte eğitim görüyor ancak bu derslik sayısı normal eğitime geçmeye yetmiyor."
Eğitim Bir-Sen Genel Başkanvekili Latif Selvi'ye göre 2019'a kadar tüm okulları tam eğitim sisteme geçirebilecek maddi kaynaklar mevcut:
"Tüm okullarda tekli sisteme geçilebilmesi için toplamda 74 bin yeni dersliğe ihtiyacımız var. Bu nedenle MEB'e ayrılan bütçedeki yüzde 7'lik 'yatırım' kaleminin en az iki katı artırılarak yüzde 14 yapılması gerekiyor. Bakanlığın bunu konuyu öncelik olarak ele alması ve hayırsever vatandaşlarımızın maddi desteğiyle üç yıl içinde tüm okulları tekli sisteme geçirebiliriz."
Eğitim-İş Genel Başkanı Veli Demir:, “Türkiye’nin ikili eğitimden kurtulması lazım.”
Demir: “Şu anda bile öğrenci sayıları oldukça yüksek. Özellikle İstanbul, Ankara, İzmir gibi bizzat büyük illerde öğrenci sayıları 50’ye kadar yaklaşıyor. İkili eğitimde bile 50’ye yaklaşan bu sınıfları nasıl tekliye dönüştürecekler? Sınıf mevcutlarının sayısı tüm Türkiye’de 100’e yaklaşır.”
Öğrenci Veli Derneği (Veli-Der) Başkanı Feray Aydoğan
ise derneğin kurulmasından beri tüm okulların tam gün eğitime geçmesi için çaba sarf ettiklerini ama mevcut koşullarda bu hedefe ulaşmanın gerçekçi olmadığını söylüyor:
"Eğitime ayrılan bütçe bu kadar azaltılırken, tüm okullarda tam gün eğitime geçebilmek için herhangi bir altyapı çalışmasına rastlamıyoruz. 2012'den bu yana hemen hemen her milli eğitim bakanı tam gün eğitime geçileceği sözü verdi ama sonuç yok. Yine aynı olacağı kaygısı taşıyoruz."
Sayılarla Türkiye'de eğitim
*Toplam özel ve devlet okul sayısı 61 bin 201
*Toplam öğrenci sayısı 15 milyon 714 bin 748
*Okul öncesi (Anaokul) toplam 6 bin 788 ve 1 milyon 209 bin 106 öğrenci
*İlkokul toplam 26 bin 522 okul ve 5 milyon 360 bin 703 öğrenci
*Ortaokul sayısı 17 bin 342 okul ve ortaokullardaki 4 milyon 873 bin 431 öğrenci
*Lise sayısı 10 bin 549 ve toplam 4 milyon 271 bin 508 öğrenci
Eğitimciler ve veliler, tam gün sistemine geçilebilmesi için okullarda ihtiyaç duyulan fiziki şartlar sağlanmadan, mevcut okulların bu kapasite artışını kaldıramayacağını düşünüyor.
Hal böyleyken:
Şu an ki, sistemsiz sistem içerisinde, yarım gün eğitim olanaklarının her okulda verildiği kesin değilken, tam günü düşünmek hayaldir diye düşünüyorum. Yine tabandan gelmeyen tarihi belli ama imkanları olmayan bir süreç. Bütün koşulları sağladıktan sonra tam güne evet ama bu haliyle amiyane tabiriyle ''ayranı yok içmeye, atla gider çeşmeye'' den başka bir şey değildir.