Kimse yazmamış, biz yazalım..
Yalnız bu günlere mahsus değil bu forumun tenhalığı, geçen yıl da hak etmediği bir yalnızlığı yaşıyordu. Çeşitli sebepleri olmalı, bunları yazacak ya da irdeleyecek değilim.
İçimi acıtıyor.. Bir saat içinde yüze yakın mesajın yazıldığı forum nasıl bu hale geldi anlamak zor..
Oysa kelimenin tam anlamıyla bir okuldu burası.. Paslı okul kapılarını zaman sonra açan gencecik öğretmenlerin her şeylerine rehberlik eden ve hatta daha önemlisi onların yaşama motive olmalarını sağlayan bir mucizevi ortamdı.. Yüzlerce aynı kaderi paylaşan öğretmenin kader ortaklığı ile hayata tutunduğu, aaa benim gibi nice insan varmış, yalnız değilmişim dedirterek psikolojik destek aldığı bir yuvaydı..
Birimiz düşsek elimizden mutlak tutan biri olurdu.. Lojman duvarlarından bizi kurtaran bir el mutlak uzanırdı.. Beraber türküler söylerdik hatta, şarkılar..
Dağlara gece çökünce korkmaz olurduk..
Çay ikram eder, içimizi ısıtırdık..
Bu forum yaşamalı.. Yaşıyor ya daha ne olsundan daha öte yaşamalı.. Kanlı canlı olmalı.. Biri ağladığında -ki çok ağladık- gözünün yaşını acilen silen biri olmalı..
Bu forum yaşamalı..
Üst yazıya mühür basılmayacağını yıllarca tek tek yazmalı genç arkadaşlara..
Her sabah yüzlerce günaydın mesajı olmalı..
Ola ki bir sabaha gözleri nemli uyanan olur lojman odasında..
Evet..
Bu forum yaşamalı..
Sonsuza kadar...
Gerçek sır; yaşadıklarımızı, edebiyatla yazabilmektir.
1. çağrı "oku" ise
2. çağrı da "düşün" olabilir.