Egitimhane Öğretmenler Odası Mıdır?

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
05 Şub 2014 14:08:17
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Egitimhane öğretmenler odası mıdır?

1) 1994 yılında yapılan mahalli seçimlerde büyük bir süpriz yaşanmış ve Refah Partisi dikkat çekici bir başarı kazanmıştı.
Bir çok kişi Refah Partisi'nin başarısındaki etkenler üzerinde düşünmez.
O dönemde Refah Partisi adaylarının yaptıkları bir vaadin ZİHNİYET DEĞİŞİKLİĞİNE vesile olduğunu ve dikkat çekici başarının bu zihniyet değişikliği ile oluştuğuna inanıyorum.
Vaat edilen şuydu :

- Odamın kapısı her zaman açık olacak.

SEMBOLİK anlatım halk tarafından şu şekilde ALGILANDI:

- İsteyen herkes belediye başkanına gidip derdini anlatacak.
(Çünkü o dönemlerde alt birimlerde (normal yöntemlerle) problem çözmek mümkün olmuyordu.)

Vaat edenlerin asıl ifade etmek istedikleri ise :

- Belediye, belediye başkanı odasında oturularak yönetilemez.

şeklindeydi.
Seçim çalışmaları vaade uygun olarak yapıldı. Bazı adaylar işi iyice abartarak, meyhanelere, genelevlere, askeri garnizonlara, hapishanelere, hastahanelerin acil servislerine, kömür madenlerine vs. ziyaretlere başladılar.
Bu abartılar haber niteliği taşıdığı için parti çalışmaları medyada geniş yer aldı.
O zamana kadar meydanlarda, kahvelerde yapılan propaganda çalışmaları toplumun her kesimine ulaşacak şekilde yaygınlaştı.

Seçimler kazanıldıktan sonra abartılı uygulamalar devam etti. Bazı belediye başkanları odasının kapısını bile söktürdü.
Odaların kapısı açık olunca, alt birimler acaba şikayete giden olur mu endişesi ile problemleri (normal yöntemlerle) çözmeye başladılar.
Belediyelerde beyaz masa, mavi masa gibi birimler oluşturularak problemler kategorileştirilmeye başlandı.

Belediye başkanları odalarında oturmayarak, sivil toplum kuruluşları, üniversiteler, özel sektör, kamu sektörü vs. ile ziyaretlere başlayarak problemleri çözmek için ORTAKLAR aramaya başladılar.

Ülkemizde bu şekilde bir ZİHNİYET DEĞİŞİKLİĞİ yaşanmaya başladı.

KAPI önemli bir SEMBOLDÜR. Kapalı olursa içerideki dışarı çıkmaz, dışarıdakiler içeri giremez.
Kapalı kapılar gelişime kapalılığın sembolüdür.

Öğretmenler odası ifadesi bana "buraya öğretmenlerden başkası giremez" ifadesini çağrıştırıyor.
Ya da
- Eğitim - öğretim öğretmenler odasında oturularak  yapılır gibi bir anlam çağrıştırıyor.
Bu zihniyet 90 lı yıllara aittir.

Yazdıklarımı şöyle örneklendirebilirim:

Egitimhane üyeleri "Okul dizi"lerinden şikayet mesajları yazmakla YETİNMEMELİDİR.
Bir okul dizisi senaryosu (veya senaryo taslağı) hazırlayarak, dizi yapımcılarının kapısını çalmalı ve ORTAK bir proje yürütme teklifinde bulunmalıdır.
Biz dizi senaryosu yazmaktan ne anlarız diyenler olabilir.
Bu düşünceyi ifadelendirecek olanlara "Anlamadığınız şeyden neden şikayetçi oluyorsunuz?" sorusunu yöneltebilirim.
Kimse bir Egitimhane üyesinden mükemmel bir dizi senaryosu beklentisi içinde değildir / olmamalıdır, ORTAKLIKLAR bu durum için geçerlidir.
Kişiler bilgilerini / imkanlarını sermaye olarak ortaya koyarlar ve bu ortaklıklar sonucu ürünler ortaya çıkar.

Öğretmenler odasında oturup, ben kimseyle ortaklık kurmam derseniz ortaklık yapanların gerisinde kalırsınız.

2) Müsaadenizle, Egitimhane'nin öğretmenler odası olduğunu ifade eden ve zihnindeki öğretmenler odasından dışarı çıkmayan / çıkamayan BİR KİŞİNİN (öğretmen olmadığını umut ediyorum) yazdıklarını paylaşmak istiyorum.

Alıntı
1- Çok bilmişlik yaparak milletin tatilde sinirlerini ayağa kaldırmayın.
2- Tereciğe tere satmayın (Öğretmen değilsiniz, ne anlarsınız eğitimden- öğretimden)
3- Eğitimhane bir yerlere geldiyse öğretmenler sayesinde gelmiştir.Senin değil.
4- Sana ne benim  kitap okuyup, okumadığımdan.
5- Narsist kelimesinin anlamını bilsem ne olur, bilmesem ne olur. çok mu önemli?
6- Burası öğretmenler odası,siz yanlış yerdesiniz.
7- Herkesin inancından sana ne?
8- Öğretmen andını bir daha ağzına alma.
Önerim: Uzunca bir tatile çık ve bizi rahat bırak.

2) Eğitim ve öğretimden sadece öğretmenlerin anladığını / anlayacağını iddia eden zihniyet eğitim ve öğretimdeki tüm problemlerin sorumluluğunu üstlenmiş demektir.

3) 1997 Yılında Refahyol hükümeti, ülkedeki öğretmen açığını kapatmak için, 4 yıllık lisans mezunlarına öğretmen olma imkanı getirdi.
Bir çok kişi gibi ben de bu uygulamanın OLUMSUZ yansımalarının farkındayım.
BUNUNLA BİRLİKTE olumlu gelişmelere de sebep olmuştur.
Egitimhane'nin var olmasında ve başarısında öğretmen fakültesi çıkışlı olmayan öğretmenlerin de payı olduğunu biliyorum.
Bu arkadaşlarımız DIŞLANMA KORKUSUYLA öğretmen olmadan önceki mesleklerini açıklamamaktadırlar.
Egitimhane üyeleri öğretmen olmayanları dışlamaktan vaz geçerlerse bu arkadaşlar da rencide olmaktan kurtulacaklardır.

4) Bir öğrencinin öğretmenine "Sana ne benim  kitap okuyup, okumadığımdan." diyebilmesi aklıma geldi gülümsedim :)

Cevap vermeye utandığım için diğer maddeler için cevap hakkımı saklı tutuyorum.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK