Bugün lojmanda oluşturduğum anasınıfı ne durumda diye bakmaya gittim ve canım çok sıkıldı içeriye camın demirlerinin arasından girilmiş oyuncaklar alınmış kitaplar parçalanmış daha neler neler..ve en acısı da buraya girenlerin çoğu benim öğrencim..istedikleri zaman girdiler gezdiler iki tane tahta sandalye ve masayı çok gördüler ama biliyormusunuz hata bende değil ailelerinde bunu anlatması gerçekten uzun...
Benim gibi köyünden okulunu korumaya çalışan var mı acaba? Okulumuzun etrafına dikenli teller yüksek duvarlar istiyoruz galiba çünkü biz özgürlüğün anlamını kimse görmedikçe herşeyi yapabiliriz olarak biliyoruz.
çok üzgünüm çok.
Öncelikle geçmiş olsun öğretmenim. Gerçekten de can sıkıcı ve bir o kadar da daha ilk günden heves kırıcı bir durum. Hele hele olayın kahramanları elinizde yetişen öğrencileriniz olunca nefesinizin boğazınızda düğümlendiğini tahmin ediyorum.
Burada sorun ailelerin bakış açısından kaynaklanıyor sanırım. Eğitime karşı kayıtsız bir duruş, okulun üzerindeki değer yargısı üzerinde belirleyici faktördür. Eğer okul tam anlamıyla önemsenmiş ve benimsenmiş olsaydı sanırım bu durumla karşılaşılmazdı. Çünkü çocuk okulda okula karşı tutum ve davranışlar karşısında yeterince eğitiliyor ve bu eğitimin devamını evde görmek istiyor. Öğretmenin çocuğun fikir dünyasına kattığı değer kavramlarının devamı eğer aile içerisinde gelmiyorsa; o değerler sorgulanıyor belki de resetleniyor. Okula karşı duyuşsal bu durumda da sanırım böyle bir eksiklik var. Yani ailenin okula karşı bakış açısı kasıtsız olmakla birlikte nötür durumda. Yani eğitime gereken önem ve ilgi beklenenin altında. Muhakkakki bu durum bilinçiz bir durumun sonucu ama yinede çözüm okul-aile işbirliğinde yatıyor.
Bu konuda yegane tavsiyem şu olabilir. Köy muhtarı, okul aile birliğiyle bir ön görüşme yapılıp sorun genişçe masaya yatırılır ve onlara direktifler verilir açık ve net.
Ardından geniş katılımlı bir veli toplantısıyla durum etkili ve yapıcı bir üslupla velilere aktarılır. Okulun ve eğitimin önemi, öğretmenimin onlar için orada ne şartları göze aldığı, çocukların iyi bir yaşamı elde etmeleri için tek kapının okul olduğu klasik de olsa tekrar tekrar vurgulanır. Yani önce veli sonra öğrenci merkezli olmak gerekir.
Verilen zarara gelince zarar komisyanca tutanağa geçirilir. Durum muhtarla kritik edilir. Zararın, sebep olanlar tarafından iadesi konusunda hem fikir olunmasına gidilir. Zaten durumu bildireceğinizden söz edince olay daha da anlaşılır ve kabul görür olur.
Bu gönül yaralayıcı olay karşısında tabiki en önemli fedakarlık yine size düşüyorum sevgili öğretmeni. Durumun can sıkıcılığı bir tarafa bırakılarak doğru üslup ve strateji kullanılması çok önemli. Sinirle söylenen bir söz eğitime olan güvenin hepsini alarak gider. Üstelik onların gözündeki baş rol oyuncusu öğretmeniminde rolü değişir. Kararlı, net fakat üslupça makul ve yapıcı olmak da yarar vardır diye düşünüyorum. Ayrıca bu yazdıklarımı düşünmemiş olduğunuzdan değil sadece paylaşım amaçlı yazıyorum.
Tekrar geçmiş olsun diyerek, her işte bir hayır vardır temennisiyle, bu olayı en iyi şekilde eğitim adına bir fırsata dönüştüreceğinize canı gönülden inanıyorum.
Saygılarımla...