Ekonomik Krizle Baş Etme Yolları

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Nerde o eski günler...

Krizi de kanıksadık artık başlık unutulmaya başladı

ARACINIZA YAKIT ALIRKEN BENİM GİBİ AYIP ETMEYİN
Aracıma yakıt alırken, yan pompada yakıt alan Mercedes C300'ün sahibine küçümseyerek baktım. Ayıp mı ettim acep?
İkimiz de 500 TL'lik yakıt almıştık, altı üstü onun da yakıt parasını her seferinde ben ödüyordum.
Mercedesin sahibi iş adamı olduğu için, 500 TL'lik yakıt fişini gider gösterip vergiden düşüyordu. Çünkü hemen o ay KDV'sini geri alıyor, yıl sonunda da bütün ödediği yakıt parasını gider gösterip vergiden düşüyordu. Böylece mütevazi C300 Mercedesine aldığı yakıt için aslında beş kuruş bile ödememiş oluyordu.
Ben ise aldığım 500 TL'lik yakıt fişiyle herhangi bir işlem yapamadığım için direkt çöpe atıyordum. Oysa aldığım ve nakit ödediğim 500 TL'lik yakıtın 300 TL sini vergi olarak ödediğim için böylece Mercedesin deposunu da ben doldurmuş oluyordum. Üstelik ikimizin de yakıt parasını ödediğim gibi, 100 TL de vergi vermiş oluyordum..
Benim aldığım yakıtın parasını vergiden düşmek gibi bir imkanım yoktu. Daha elime geçmeden vergisini ödediğim, vergilendirilmiş gelirimden ayrıca tekrar bu vergiyi de ödüyordum.
Bunun için Mercedes C300'ün sahibine, sırf her seferinde yakıtının parasını ben ödediğim için küçümseyerek baktım. Nefsime yenildim herhalde...
Umarım alınmamıştır zavallı iş adamı, ayıp ettim galiba...
Mercedesin sahibi arabasını işine gidip gelmek, yani iş için kullandığından giderini vergiden düşüyordu.
Ben de işime gidip gelmek için aracımı kullanıyordum ama benimki sayılmazdı, "ben niye gider olarak gösteremiyorum" diye düşünmem bile terbiyesizlikti. Ne kadar da kötü niyetliymişim meğer...
Aslında oğlunun bindiği BMW'nin, hanımının bindiği CİP'in de, sevgilisinin bindiği Mini Cooper'in de aynı şekilde yakıt parasını ben ödüyorum ama bunları söylemekten utanıyorum...
Anlayamadığım şey, iki arabanın da yakıt parasını ben ödediğim halde pompacı adam neden ona daha çok hürmet ediyordu?
Herhalde benim küçümseyerek baktığımı görünce acımıştır zavallı adama da ondandır.
Tabi, tabi ondandır...

Ekonomi bir yana da bence asıl sorun hiç bir şey bilmeyen ama sınırsız egosuyla oldukça cüretkar olabilen bir kuşak geliyor. Buna nasıl çözüm bulunur? Bunu da konuşmak lâzım...

Ekonomi bir yana da bence asıl sorun hiç bir şey bilmeyen ama sınırsız egosuyla oldukça cüretkar olabilen bir kuşak geliyor. Buna nasıl çözüm bulunur? Bunu da konuşmak lâzım...

Bu yeni kuşak ile ilgili bir atasözü uydurulmuş.

"Ver yiyeyim, ört yatayım."

Ekonomi bir yana da bence asıl sorun hiç bir şey bilmeyen ama sınırsız egosuyla oldukça cüretkar olabilen bir kuşak geliyor. Buna nasıl çözüm bulunur? Bunu da konuşmak lâzım...

Ben ilkokul çağında simit sattım, zabıtadan dayak yedim, sokak çocuklarından burası benim yerim kavgasına girdim, öğretmenlerden dayak da yedim ama şükür psikolojimiz yerinde, okuduk adam olmaya gayret ettik, anamızı babamızı suclamadik, bu yeni nesildeki medyadan, çevreden, kanunlardan, aileden gelen simariklik illallah ettirdi.

Geçen gün bahçe kapısından girecekken bir veli ve çocuğu ile karşılaştım . Çocuk okula annesinin bırakmasını istiyor ve çekiniyordu . Gideceği yol 40 metre okul bahçesi. 4. Sınıf öğrencisi bu.

Açıköğretim sınavında anneler ellerinde sınav giriş belgesi, kalem...30 yaşındaki öğrenci arkadan geliyordu.Anne, sınav salon numarasını kontrol ediyor, öğrenci sosyal medya hesaplarına bakıyordu.

Ben ilkokul çağında simit sattım, zabıtadan dayak yedim, sokak çocuklarından burası benim yerim kavgasına girdim, öğretmenlerden dayak da yedim ama şükür psikolojimiz yerinde, okuduk adam olmaya gayret ettik, anamızı babamızı suclamadik, bu yeni nesildeki medyadan, çevreden, kanunlardan, aileden gelen simariklik illallah ettirdi.

Durumu Süper özetlemişsin, o zamanlar hayatın zorluklarını tada tada okumaya çalıştık, şimdilerde herkes okumaya zorlanıyor ama kimsenin umurunda değil hayatın zorlukları.. Her şeyi aileden bekliyor çocuk!!?

Yanlış yapmasına fırsat verilmiyor . Yapsa da hemen hatasını düzeltmeye çalışıyor ebeveynler.  Çocukda da ne sorumluluk bilinci oluyor ne de hatayı kabul etme. 

Ekonomi bir yana da bence asıl sorun hiç bir şey bilmeyen ama sınırsız egosuyla oldukça cüretkar olabilen bir kuşak geliyor. Buna nasıl çözüm bulunur? Bunu da konuşmak lâzım...

Bunun çözümünü MEB sunuyor okullarda zaten:  Çocukları kendi hâline bırakmak!!?

ARACINIZA YAKIT ALIRKEN BENİM GİBİ AYIP ETMEYİN
Aracıma yakıt alırken, yan pompada yakıt alan Mercedes C300'ün sahibine küçümseyerek baktım. Ayıp mı ettim acep?
İkimiz de 500 TL'lik yakıt almıştık, altı üstü onun da yakıt parasını her seferinde ben ödüyordum.
Mercedesin sahibi iş adamı olduğu için, 500 TL'lik yakıt fişini gider gösterip vergiden düşüyordu. Çünkü hemen o ay KDV'sini geri alıyor, yıl sonunda da bütün ödediği yakıt parasını gider gösterip vergiden düşüyordu. Böylece mütevazi C300 Mercedesine aldığı yakıt için aslında beş kuruş bile ödememiş oluyordu.
Ben ise aldığım 500 TL'lik yakıt fişiyle herhangi bir işlem yapamadığım için direkt çöpe atıyordum. Oysa aldığım ve nakit ödediğim 500 TL'lik yakıtın 300 TL sini vergi olarak ödediğim için böylece Mercedesin deposunu da ben doldurmuş oluyordum. Üstelik ikimizin de yakıt parasını ödediğim gibi, 100 TL de vergi vermiş oluyordum..
Benim aldığım yakıtın parasını vergiden düşmek gibi bir imkanım yoktu. Daha elime geçmeden vergisini ödediğim, vergilendirilmiş gelirimden ayrıca tekrar bu vergiyi de ödüyordum.
Bunun için Mercedes C300'ün sahibine, sırf her seferinde yakıtının parasını ben ödediğim için küçümseyerek baktım. Nefsime yenildim herhalde...
Umarım alınmamıştır zavallı iş adamı, ayıp ettim galiba...
Mercedesin sahibi arabasını işine gidip gelmek, yani iş için kullandığından giderini vergiden düşüyordu.
Ben de işime gidip gelmek için aracımı kullanıyordum ama benimki sayılmazdı, "ben niye gider olarak gösteremiyorum" diye düşünmem bile terbiyesizlikti. Ne kadar da kötü niyetliymişim meğer...
Aslında oğlunun bindiği BMW'nin, hanımının bindiği CİP'in de, sevgilisinin bindiği Mini Cooper'in de aynı şekilde yakıt parasını ben ödüyorum ama bunları söylemekten utanıyorum...
Anlayamadığım şey, iki arabanın da yakıt parasını ben ödediğim halde pompacı adam neden ona daha çok hürmet ediyordu?
Herhalde benim küçümseyerek baktığımı görünce acımıştır zavallı adama da ondandır.
Tabi, tabi ondandır...

İşte böylesine âdil bir ülkede yaşamaya çalışıyoruz, adaletin hiç olmayacağını bile bile..

Yeni nesilden şikayet eden arkadaşlar, nesil hep böyleydi. Bir örnek:
“Bugünlerde gençler kontrolden çıkmış durumda. Kaba bir şekilde yemek yiyorlar. Yetişkinlere karşı saygısızlar. Anne-babalarına karşı çıkıyorlar ve öğretmenlerini sinirlendiriyorlar.” Aristo. M.Ö. 350

Sorgulayan çocuklar yetiştirmeye çalışalım. Elalemin çocuklarına lafımız geçmez belki ama kendi çocuklarımızdan başlayalım işe. Bu sınavın kolay olmadığı bilinciyle yaklaşırsak daha az yıpranırız.
Evlat için birçok ayette Allah, Türkçe'de de kullandığımız "fitne" kelimesini kullanıyor.

Sorgulayan büyükler var mı ki sorgulayan çocuklar olsun?
Sahip olamadığı birşeyi yeni nesile nasıl öğretecek bu nesil?