Elif Şafak Okuru Olmak

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
18 Tem 2016 14:27:54
Elif Şafak Okuru Olmak

Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Bir forumdaşım 25 Ekim 2014 tarihli "Hafta Sonu Keyfi" programında  Hakan Çelik'in Elif Şafak'ı konuk ettiğini yazmıştı.
Programdaki Elif Şafak'ın "Oto kontrol" konusundaki sözlerine dikkat etmemizi istemişti.
Programın videosunu buldum ve izledim.
İzlediklerim uzun zamandır "Elif Şafak" merkezli bir konu açma ihtiyacımı tetikledi.

Neden Elif Şafak?

1) Forumda grupların SADECE kendi içlerinde (Örnek 1. sınıf öğretmenlerinin kendi aralarında, 2. sınıf öğretmenlerinin kendi aralarında, branş öğretmenlerinin kendi aralarında) iletişim halinde olmalarının GELİŞİMİN önünde bir engel olduğunu düşünüyorum.
Bu probleme ÇÖZÜM arayışı içindeyim.
Milli Eğitim Bakanlığının yaz semineri için öğretmenlere önerdiği kitap ve filmlerin öğretmenler için ORTAK noktalardan biri olduğu kanaatinde olduğum için bir süredir önerilen eserlerle ilgili paylaşımlarda bulunuyorum.
İmkanlarım çerçevesinde bu paylaşımlarıma devam edeceğim. Paylaşımlarım mevcut haliyle, katılımlarda bulunulmasına imkan vermemektedir.
Zaman içinde, önerilen eserler çerçevesinde daha fazla katılımlı paylaşımların olabilmesi için bir proje üretmeye çalışıyorum.
Bu konuda proje üretebilen forumdaşlarım düşüncelerini site yönetimi ile paylaşabilirlerse memnun olurum.

2) Gözlemleyebildiğim, kadarıyla ülke genelinde olduğu gibi Egitimhane forum üyeleri arasında da en fazla okunan yazar Elif Şafak.
Diğer bir deyişle Elif Şafak forum üyelerinin ORTAK noktası.
Bu ORTAK noktayı en iyi şekilde değerlendirmek için "Elif Şafak" merkezli bir konunun faydalı olacağına inanıyorum.

3) Konunun Elif Şafak'tan ziyade eserlerini topluca irdeleme amaçlı bir özellik içereceğini umuyorum.
En azından (kişisel olarak) yapmak istediğim Elif Şafak'ın eserlerinde işlenen konular hakkında düşüncelerimi paylaşmak.

Bugüne kadar Elif Şafak'ın Pinhan, Bit Palas, Baba ve Piç, Aşk, İskender isimli eserlerini okudum.
Bugün "Siyah Süt"'ü okumaya başlamayı planlıyorum.

Elif Şafak'ın eserleri

Kem Gözlere Anadolu, 96s, 1994
Pinhan, 224s, 1997
Şehrin Aynaları, 280s, 1999
Mahrem, 216s, 2000
Bit Palas, 361s, 2002
Araf (The Saint of Incipient Insanities çevirisi), 352s, 2004
Beşpeşe, 680s, 2004 (with Murathan Mungan, Faruk Ulay, Celil Oker and Pınar Kür)
Med Cezir, 254s, 2005
Baba ve Piç (The Bastard of Istanbul çevirisi), 384 s, 2006
Siyah Süt, 303s, 2007,
Aşk, 420s, 2009
Kâğıt Helva, 156s, 2010
Firarperest (kitap) 232s, 2010
İskender, 448s, 2011
Şemspare, 252s, 2012
Ustam ve Ben, 480s, 2013

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 18 Tem 2016 14:30:54
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Sanatçı özgür olmalı mıdır?

Elif Şafak 25 Ekim 2014 tarihli "Hafta Sonu Keyfi" programında  "Bilhassa sanatçıların özgürlüğe ihtiyacı var." ifadesini kullanıyor.

Yazarların "mahalle baskısı" olarak tanımlanabilecek bir baskı altında olduğunu, arzu ettikleri ölçüde özgürce yazamadıklarını  ifade etmektedir.
Baskının "yukarıdan aşağıya" olmasının daha tehlikeli olduğunu söylemektedir.
Kanaatime göre, "yukarıdan aşağıya" uygulanan bir baskı söz konusu olsa bile, asıl ETKİLİ OLAN "aşağıdan yukarıya" doğru olan baskıdır.
"Aşağıdan yukarıya" dan kasteddiğim okurdan yazara olan baskıdır.
Okur, yazarların "TABULARINA" dokunmasını istememektedir.
Bu durum forumumuzda da geçerlidir.
Forum üyeleri bazı konuları TABU olarak görmekte ve bu konularda yazılanlara aşırı tepki göstererek "mahalle baskısı" uygulamaktadır.
Bazı durumlarda site yönetimi "mahalle baskısı" na direnemeyerek konuyu silmektedir.
Bu durum "yukarıdan aşağıya" uygulanan bir baskı şeklinde ALGILANMAKTADIR.

Örnekler :
1) Yıllar önce insanların genelinin duada devamsız olmalarına vurgu yapan bir başlık kullanarak açtığım konuda dua hakkındaki düşüncelerimi paylaşmıştım.
Forumdaşlarım konuya yazılanları dikkate almadan, kullandığım başlığa istinaden  "inançlarını sorguladığımı" ifade eden cümlelerle tepkilerini ortaya koydular.
Onlara göre "İnanç" bir tabudur, sorgulanamaz / sorgulanmamalıdır. Kaldı ki, konuya yazdıklarımın "inanç sorgulamakla" uzaktan / yakından bir alakası yoktu.
(O konuya yazdıklarımı muhtelif konularda paylaştım, herhangi bir tepki gösterilmedi.)
Konu başlığı "mahalle baskısı" için yeterli oldu ve konu silinerek problem ÇÖZÜME(?) kavuşturuldu.

2) Erzurum, Sivas kongreleri, 1. ve 2. Büyük millet meclisi üyeleri konusunda yaptığım derlemelerde herkesin bildiği fakat DİKKAT ETMEDİĞİ bazı hususlara dikkat çekmek amaçlı bir konu açtım.
Konu ile ilgili kaynaklarımı belirtmeme rağmen, ÖN YARGILI olan forumdaşlarım Atatürk ile ilgili İMAlarım olduğunu gerekçe göstererek "mahalle baskısı" oluşturdular.
Forumumuzda açıkça yazılmasını bırakın ima ediliyor ALGISININ oluşması bile mahalle baskısı için yeterli olmaktadır.
Sonuç değişmedi, site yönetimi "mahalle baskısı" na direnemeyerek konuyu sildi.

3) Öğretmenlik mesleğine itibar kazandırılması ile ilgili düşüncelerimi belirttiğim mesajımda "mahalle baskısından" kurtulamadı.

Örnekler çoğaltılabilir.
TABUları ortadan kaldırmak mümkün değildir. Zaman için tabular değişebilir ama her daim vardır, var olmaya devam edecektir.
Egitimhane'nin ilk yıllarında, menkibe, ayet meali, hadis, risale-i nur külliyatından paylaşımlar yapmayı düşün(e)mezdik bile.
Bugün bu konular tabu olmaktan çıktı. Bununla birlikte bazı konular tabu özelliğini korumaya devam ediyor.
"Mahalle baskısı"nın toplumsal yaşamın gerekleri arasında olduğuna inanıyorum.
Bu nedenle "Mahalle baskısı"  yapılmasını KINAMIYORUM, olmasın demiyorum.
Sadece kişilerin TABUlarının neler olduğunun FARKINA varmalarını istiyorum.
TABUlarınızın farkında olmanız, kendinizi tanımanızın olmazsa olmaz koşuludur.


TABU : Yasaklanarak korunan (nesne, kelime, davranış) (Bu konuda dokunulması istenilmeyen hususlar anlamında kullanılmıştır)

Çevrimdışı asumanöz

  • Bilge Üye
  • *****
  • 9.159
  • 20.157
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 9.159
  • 20.157
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 18 Tem 2016 15:04:27
Siyah sut size hitap etmez Turgut hocam. Ustam ve ben i okusanız?
Ben de  cok severek okurum Elif Şafak ı..  En son kitabını da aldım

Çevrimdışı sulem

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.729
  • 3.307
  • 2.729
  • 3.307
# 18 Tem 2016 23:30:12
İskender le başlayabilirsiniz

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 19 Tem 2016 08:22:34
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Siyah sut size hitap etmez Turgut hocam. Ustam ve ben i okusanız?
Ben de  cok severek okurum Elif Şafak ı..  En son kitabını da aldım
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Anladığım kadarıyla BANA hitap ettiğini düşündüğünüz "Ustam ve ben" i okumuşsunuz.
Ve bana değil size / bayanlara hitap ettiğini düşündüğünüz için "Siyah sütü" okumamı tavsiye etmiyorsunuz.
"Siyah sütü" okumazsam sizinle / bayanlarla ilgili EMPATİ yapmam mümkün olur mu?
Muhataplarımıza hitap eden kitapları da okumalıyız ki birbirimizi anlayabilelim, EMPATİ yapmakta başarılı olalım.

Elif Şafak'ın tüm kitaplarının içeriği hakkında bilgim var. Siyah süt'ü okumaya başladım.
Kağıt Helva, Firarperest okuma listemde. "Ustam ve ben" i en kısa zamanda listeme ekleyeceğim.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] linkinde paylaştığım mesajlarımda şu soruları sormuştum:

- Tarzınız olmadığını düşünerek yapmadığınız şeyler nelerdir?
- Siz kütüphaneye gittiğiniz zaman bir tek bölüme takılıp kalır mısınız, yoksa tüm bölümleri inceler misiniz?

İlgili mesajlarımda bu sorular hakkında paylaşımlar mevcuttur.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 19 Tem 2016 08:24:51
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
İskender le başlayabilirsiniz
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Başlangıç olarak "Baba ve Piç"'de yer alan konuları düşünmüştüm.
Bir kaç gün "Baba ve Piç" üzerinden paylaşımlarda bulunduktan sonra "İskender" konusunda da paylaşımlarda bulunabilirim.

Çevrimdışı asumanöz

  • Bilge Üye
  • *****
  • 9.159
  • 20.157
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 9.159
  • 20.157
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 19 Tem 2016 08:35:35
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Anladığım kadarıyla BANA hitap ettiğini düşündüğünüz "Ustam ve ben" i okumuşsunuz.
Ve bana değil size / bayanlara hitap ettiğini düşündüğünüz için "Siyah sütü" okumamı tavsiye etmiyorsunuz.
"Siyah sütü" okumazsam sizinle / bayanlarla ilgili EMPATİ yapmam mümkün olur mu?
Muhataplarımıza hitap eden kitapları da okumalıyız ki birbirimizi anlayabilelim, EMPATİ yapmakta başarılı olalım.

Elif Şafak'ın tüm kitaplarının içeriği hakkında bilgim var. Siyah süt'ü okumaya başladım.
Kağıt Helva, Firarperest okuma listemde. "Ustam ve ben" i en kısa zamanda listeme ekleyeceğim.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] linkinde paylaştığım mesajlarımda şu soruları sormuştum:

- Tarzınız olmadığını düşünerek yapmadığınız şeyler nelerdir?
- Siz kütüphaneye gittiğiniz zaman bir tek bölüme takılıp kalır mısınız, yoksa tüm bölümleri inceler misiniz?

İlgili mesajlarımda bu sorular hakkında paylaşımlar mevcuttur.

Turgut hocam siyah sut ün içeriği olarak demiştim. Ben sekiz yıl önce okudum  o kitabı, Oğlum bir yaşındaydı o zaman ve yazarın her yazdığını resmen hissediyordum.
Ben de,
 iskender
Ustam ve ben
Baba ve pic
Ask
Mahrem

Kitaplarıni okudum. Ustam ve ben i siz okumadınız diye tavsiye etmiştim. Keyifli okumalar dilerim

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 19 Tem 2016 12:36:23
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Elif Şafak "Baba ve Piç" romanına şu ifadelerle başlıyor :

Gökten kafana ne yağarsa yağsın asla küfretmeyeceksin.
Buna yağmur da dahil.
Yukarıdan üzerine ne düşerse düşsün, kabulün olmalı.
Sağanak ne kadar şiddetli, tipi ne denli dondurucu olursa olsun, bulutların biz aşağıdakilere reva gördüklerine sövemezsin.
Böyledir bu düzen. Bunu herkes bilir.

Herkes bilir bilmesine de, sürekli şikayet etmekten de geri durmaz.
Hiç düşünmez, gökten kafasına yağanların sebebi / hikmeti nedir?
Kafasına yağanların, onu geliştirmeyi, bir adım ileriye taşımayı amaçlıyor olabileceği aklının köşesinden bile geçmez.

Ya Rabbi! Rahmetini üzerimizden eksik etme. Kar, dolu, yağmur, fırtına HANGİSİ HAKKIMIZDA HAYIRLISI İSE bizlere ver.
Bu verdiklerine ilaveten, verdiklerinin hikmetini kavrayabilecek akıl da ver.
Sen sonsuz hazinelerin sahibisin, verdiğin hiç bir şey zenginliğini azaltmaz.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 20 Tem 2016 07:34:51
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Elif Şafak romanlarının ortak özellikleri arasında kadın karakterler ve İstanbul dikkat çeker.
"Baba ve Piç" romanında genelde kadınlar, özelde İstanbullu kadınlar için kurallar yer alır :
(Feraset : Anlayış, seziş, sezgi)

İstanbullu Kadınların Elkitabından Altın Feraset Kuralı:
Sokakta sarkıntılığa uğradığında asla tepki verme, muhatap olma çünkü tacizcisine küfretmek şöyle dursun tepki dahi veren kadın, tacizcisini daha da kışkırtmaktan öte bir şey yapmamış olur!

Söz söyleyecek yeri bilebilmek erdemdir.
Öfkesinin kontrolünü yitirmiş bir kişiye söz söylemek fayda getirmez.
Bu tür durumlarda yapılması gereken beklenmeyen / mantıksız bir davranışta bulunup öfkenin YÖNÜNÜ değiştirmektir.

İstanbullu Kadınların Elkitabından Gümüş Feraset Kuralı:
Sokakta sarkıntılığa uğradığında sakın ola sinirlenme, panikleme, çünkü sarkıntılık karşısında sinirlenen ve aşırı tepki veren bir kadın sadece kendi işini zorlaştırmakla kalır!
...
İstanbullu bir kadın için demir feraset kuralı :
Eğer çay bardağı kadar kırılgansan ya kaynar suyla asla karşılaşmamanın bir yolunu bul  ve ideal bir kocaya varıp ideal bir hayat sürmeyi umut et ya da yavrucuğum, bir an önce kırılmaya bak. Bütünün bir işe yaramazsa kırıkların bir işe yarar belki.

Bazı insanlar yaşanan olaylardan çok kolay etkilenir.
Muhatabımız kırılabilir düşüncesi ile yapılması / söylenmesi gerekeni ertelemek / yapmamak faydadan çok zarar getirir.
Bütüne faydanız olmayabilir, parçalara faydalı olmak daha kolaydır.
Her bir parça kendi içinde bir bütündür.

İstanbullu Bir Kadın İçin Çelik Feraset Kuralı: Bu şehirde tutunabilmek istiyorsan, sen sen ol, çay bardağı kadını olma.
Çay bardağı kadını olmamayı seçmiş ve seçiminde sebat etmişti. Kazancı kadınları arasında bir tek o baskı altında, ilk kaynar suda çat diye çatlayan çay bardaklarına öfkelenmeye muktedirdi.

Çoğu kimse çay bardağına öfkelenmeyi SAÇMA bulur.
Çay bardağına öfkelenmeyen / öfkelenemeyen yanıbaşındaki sevdiği İNSANA öfkelenir.  Çay bardağına öfkelenebilenleri KINAMAYALIM.

İstanbullu Kadınların Elkitabından Bakır Feraset Kuralı:
Sokakta sarkıntılığa uğradıysan en iyisi bir an evvel unutup, hiç anmamaktır, çünkü hadiseyi hatırlamak sadece sinirlerini daha beter bozmaya yarar!

Velîye sormuşlar;
"- Boyuna tesbih çekiyorsun; ne arıyorsun tesbihte?"
"- Gafleti arıyorum!"
O kadar yakıcı bir huzurda ki, gaflete kaçmaya ihtiyacı var.

Unutmak bazen büyük bir İHTİYAÇTIR. Ama ne mümkün...
Unutmak istediklerinizin hatırlanmak / hatırlatmak için yüzlerce yöntemi vardır.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 21 Tem 2016 08:38:46
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Hafıza ne için vardır?

Elif Şafak'ın "Baba ve Piç" romanında hafıza ile ilgili kullandığı şu cümle ilginçtir :
- Geçmişi bilsem ne olacak? Kolektif hafıza da bireysel hafıza da sadece yüktür omuzlarımızda.

Hafızanın bir yük olduğunu kabul etsek bile bir YÜKE SAHİP OLMAK  iyi bir şey değil midir?
İnsanın bir yükünün olmaması daha kötü bir şey değil midir?

Yük ile kuvvet doğru orantılıdır. Kuvvetiniz arttıkça yükünüz de artar / artmalıdır.
İnsan diğer canlılara göre daha kuvvetli olduğu için hafız melekesine sahiptir.

Hayvanların, bitkilerin (bizim anladığımız anlamda) bir hafızaya sahip olduklarını inanmıyorum.
Balıkların hafızasının zayıf, fillerin hafızasının çok güçlü olduğu söylemlerini benimsemiyorum.
İnsanların bitki ve hayvanlarda hafıza belirtisi olarak gösterdikleri delillerin ilham neticesi ortaya çıkan  durumlar olduğu kanaatini taşıyorum.

Bizim anladığımız anlamda hafızasının kıyaslama yaparak öğrenmeye imkan vermesi gerekir.
Bitki ve hayvanların kıyaslama yaparak öğrenme yöntemini kullandıklarını kanıtlayacak hiç bir belirti yoktur.
Hayvanlar, taklit, tekrar vb. yöntemlerle öğrenme belirtileri göstermektedirler.

Jacques Rancière Cahil Hoca isimli eserinde anlattığı yöntemin bitki ve hayvanlar için geçerli olması düşünülemez.
Daha net söylemek gerekirse, bitki ve hayvanlardan "Cahil hoca" olmaz :)

Çevrimdışı gulteknkaya

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.462
  • 1.199
  • 1.462
  • 1.199
# 21 Tem 2016 10:02:08
Baba ve picin başlangıcı çok basit ve siradanmis
tacize tepki vermeme de çok tuhaf aslında korkunç bir ciglik atma yöntemi öneriliyordu
çay bardağı ofkelenmeesi ona ruh addedigini gösterir ofkelenmemesi lazım çay bardaklarimin kırıldığı bir dunyada yaşadığını bilmesi lazim

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 21 Tem 2016 14:29:10
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Baba ve picin başlangıcı çok basit ve siradanmis
tacize tepki vermeme de çok tuhaf aslında korkunç bir ciglik atma yöntemi öneriliyordu
çay bardağı ofkelenmeesi ona ruh addedigini gösterir ofkelenmemesi lazım çay bardaklarimin kırıldığı bir dunyada yaşadığını bilmesi lazim
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Elif Şafak'ın "Baba ve Piç" kitabının başlangıcını neden basit ve sıradan bulduğunuzu öğrenebilir miyim?
Toplumun çoğunluğunun, giriş paragrafındaki ifadedeki gibi düşündüğü kanaatinde misiniz?

Kitaptaki "Taciz" den kasıt sözlü tacizdir.
Öneri olarak kabul edebileceğimiz kural İstanbullu kadınlar içindir.

Bu çerçeve dikkate alındığında "çığlık atma" yöntemi mi ETKİLİ olur yoksa sözlü cevap vermeme  mi daha ETKİLİ olur?
Örneğin, Beyoğlu'nda, İstiklal Caddesi'nde, Taksim Meydanı'nda vs. mini etekli bir bayan (kitaptaki karakterin BELİRGİN özelliği) sözlü tacize uğradığında "çığlık atsa" sonuç ne olur?

"ruh addedigi" tanımlamasını anlayamadım. Kelimeyi yanlış yazmış olabileceğinizi düşündüm.

Çay bardakları tanımlaması bir ruh hali olarak tanımlansa da gerçek anlamı da geçerlidir.
Yani, insanlar bir bardak düşüp kırıldığı diye öfkelenmektedir / öfkelenebilmektedir.
Özellikle bardağı kıran kişinin sosyal konumun kendisinden üstün olduğunu düşündüğü için bardağı kıran kişiye öfekelenemiyorsa, öfkesini bardağa yöneltebiliyor.

"Çay bardaklarının kırıldığı bir dünyada yaşadığını" BİLMEK başka, ruh halini bu duruma uygun hale getirebilmek başka bir şeydir.
İnsanların bildiklerine uygun hareket etmedikleri durumlar vardır. Örneğin, sigaranın, içkinin zararlı olduğunu bilen insanlar bu maddeleri kullanmaya devam etmektedirler.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 22 Tem 2016 07:23:38
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

"Baba ve Piç" romanından alıntı :

Ona göre isyan etmeyen, kurulu düzeni ve tekmil adaletsizlikleri tevekkül ile karşılayıp Allah'ın rahmetinden sual etmeyen kişi ottan böcekten farksızdır.
Hayatın özü direnişte yatar. Ancak direnenler insan gibi yaşar.
Geri kalan insanlar ikiye ayrılır :
Nebatgiller - her şeyle barışıktır bunlar -
ve çay bardakları - pek çok şeyle barışık olmasalar da  karşı çıkacak güce sahip değillerdir. -
Birinci grup habis (kötü) ama ikinci grup en zavallısıdır.

Direnmek...
Neye direnmek?
Yaratanın koyduğu kurallara direnerek, İNSAN GİBİ YAŞAMAK mümkün müdür?
Yaratanın (koyduğu kuralların) yanında yer alarak, insanlara (insanların koyduğu kurallara) direnmek insan gibi yaşamaktır.

Nebatgil ve çay bardağı olmak, hesabını vermekte zorlanacağımız bir yaşam türüdür.
Yaratanın kurallarını yok hükmünde görenlerle  barışık olmak mümkün değildir.
Çay bardakları ise kırılmamayı öğrenebilirler. Bu nedenle "en zavallı grup" diye tanımlamak büyük haksızlıktır.

Çevrimdışı gulteknkaya

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.462
  • 1.199
  • 1.462
  • 1.199
# 22 Tem 2016 08:07:30
Baba ve Pic in girişi basit hiç çarpıcı değil sıradan  gökten ne yağdı da yer kabul etmedi ile oynamış biraz
cay bardağın kızmayi animistik bulmuştum
tacize tepki verilmeli
yasamak direnmektir solcuların sloganı ile oynamış elif şafağı okumadım alıntılariniza bakarak orjinal bulmuyorum
yaratanin kurallarına direnenler yaklasiminizda namaz ergonomik profesörün yaklaşımın benzemis

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 23 Tem 2016 07:55:31
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Baba ve Pic in girişi basit hiç çarpıcı değil sıradan  gökten ne yağdı da yer kabul etmedi ile oynamış biraz
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
yasamak direnmektir solcuların sloganı ile oynamış elif şafağı okumadım alıntılariniza bakarak orjinal bulmuyorum
EN'AM suresi 59. ayette :

Gaybın anahtarları O'nun katındadır, O'ndan başka hiç kimse gaybı bilmez.
Karada ve denizde olanların tümünü O bilir, O, bilmeksizin bir yaprak dahi düşmez; yerin karanlıklarındaki bir tane, yaş ve kuru dışta olmamak üzere hepsi (ve her şey) apaçık bir kitaptadır.

buyrulmaktadır.
Söylenmiş ve söylenebilecek her şeyin orjinali Kur'an-ı Kerim'inde dahil olduğu kitaplarda mevcuttur.
Kur'an-ı Kerim'in inmesinden sonra orjinal bir şey söyleyen olmamıştır / olamayacaktır.

Söylenen / yazılan herşeyin daha önce söylenmiş / yazılmış olanların farklı bir versiyonu olması DOĞALDIR.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
cay bardağın kızmayi animistik bulmuştum

Animizm ya da Canlandırmacılık (Latince: Anima, ruh, hayvan hayatının ilkesinden, Fransızca: Animisme), doğada insan ruhuna az çok benzer ruhlar bulunduğunu kabul eden din, Felsefede her nesnenin bir ruhi varlık veya ruh tarafından yönetildiğini kabul eden sistemdir.

Bu tanımlama dikkate alındığında çay bardağına öfkelenmekte "animistik" bir yön görülebilir.
Bununla birlikte çay bardağına öfkelenebilenlerin "animistik" bir davranış içinde bulunduklarının akıllarına gelmeyi bırakın "animistik" lik konusunda bilgi sahibi bile olduklarını sanmıyorum.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
tacize tepki verilmeli
Taciz edenin beklentisi / isteği öfkelenip cevap verilmesi değil midir? Taciz edenin beklentisini / isteğini karşılamak ne kadar doğru olur?

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
yaratanin kurallarına direnenler yaklasiminizda namaz ergonomik profesörün yaklaşımın benzemis
Prof. Dr. Mustafa Aşkar'ın "insan dışında bir varlığın alnının secdeye gelmediğini, insanın ‘namaz ergonomik’ yaratıldığını ve bu yüzden secde ettiğini" ifadesi yanıltıcı bir ifadedir.
Namaz kılmak / secde etmek bir mükellefiyettir (yükümlülüktür).

Şu beş zümre namaz kılmak / secde etmekle mükellef değildir :

1. Ölüler (Ölü de olsa insan sıfatı taşıyan canlı varlıklar vardır. )
2. Deliler (Akıl sağlığı yerinde olmayanlar hayvan değildir. Bununla birlikte namaz kılmak / secde etmekle mükellef değillerdir.)
3. Bebek Ya da Çocuklar (Buluğ çağına ulaşmamış çocuklarda hayvan değildir. Bununla birlikte namaz kılmak / secde etmekle mükellef değillerdir.)
4. Hayvanlar
5. Kafirler (Müslüman olmayanlar da hayvan değildir.  Bununla birlikte namaz kılmak / secde etmekle mükellef değillerdir.)

İnsanlarında dahil olduğu tüm canlı (cinler, melekler, hayvanlar, bitkiler vs.) ve cansız varlıklar yaratanın emirlerine uymakla mükelleflerdir.
İnsan ve cin taifesi bu emre uymama iradesine sahiptir. Bu irade mükellef olma vasfını ortadan kaldırmaz.

Yaratanın (koyduğu kuralların) yanında yer alarak, insanlara (insanların koyduğu kurallara) direnmek insan gibi yaşamaktır.

cümlesi bu açıklamalarım çerçevesinde düşünülmelidir.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK