Şu an Ayşe Kulin Tutsak Güneş okuyorum çok ilerlemedim ama konu Ayşe KULİN Tarzından farklı geldi.
Öğretmenim Ayşe Kulin son 4 kitaptır tarzını değiştirebildiğini okura göstermeye çalıştı diyorum ben. Veda, Umut, Nefes Nefese ve diğer ilk romanları apayrı bir yerde mesela benim için. Son zamanlarda değişik arayışlar içinde. Farklı konulara yöneliyor. Tutsak Güneş romanı beni şaşırttı aslında ama Handan romanından izler buldum. Ütopik bir ülke oluşturmuş ama yine de son romanında işlediği konuyla benzer gibi geldi bana.
Yazarın söyleşisini dinledim, açıkça şunu dedi :
"Ben yazmak için yaradılmışım.Mütevazi olamayacağım bu konuda çünkü yazabiliyorum."
Kendine çok güveniyor. Daha evvel eserini hiç okumadığım bir yazardan bunları duysam , uzaklaşırdım. Hiç sevmem kendini övenleri ama Ayşe Kulin söz konusu olunca sanırım duygusal davranıyorum. Çünkü hakikaten yazıyor kadın. Konulardan bahsetmiyorum. Kelimelerle resmen oynuyor, cümleleri akıyor gidyor okurken, göz takılı kalmıyor satırlara, anlam bütünlüğünü hayretle farkediyorsunuz. Bu ne diyor vs demiyorsunuz hiç. Değişik yazarlardan da okuyoruz. Kıyas etmem çok kolay oluyor bu anlamda. Bir Ayşe Kulin'de hata görmedim gerek cümle kurgusu gerekse mantıksal bütünlük bakımından, birde Murat Bardakçı'da. Murat Bardakçı zaten belgelerle tarihi roman yazıyor. Ayrı bir dalda ama okur olarak tereddüt etmeden Bardakçı kitaplarını alırım.
Şimdi "Enver"i almak istiyorum. 784 sayfa. İncelerken heyecanlandım.