En Son Okuduğunuz, Tavsiye Ettiğiniz Kitaplar Ve Tanıtımları

Hz.Hatice-Ahmet Cemil Akıncı

hocam alamut  un devamı mi bu kitap. Alamut u herkese öneriyorum. Bu kitabın devamı niteliğinde bir kitaptan söz etmişlerdi. Çağrışım yaptı

hocam alamut un devamı alamut a dönüş güvercinin gerdanlığı diye bi kitap doğunun limanları alamut un devamı degil ama alamut kadar güzel bir kitap

hocam alamut  un devamı mi bu kitap. Alamut u herkese öneriyorum. Bu kitabın devamı niteliğinde bir kitaptan söz etmişlerdi. Çağrışım yaptı

öğretmenim de açıklamış , Alamut'un devamı değil. Yazarın farklı bir havası var bu da kitaplarını etkileyici ve ilginç kılıyor bence.  Orjinalini okumak isterdim hatta. Çeviri olmasına rağmen etkilendim orjinalini merak etmemek elde değil.

Beyoğlu'nun En Güzel Abisi-Ahmet Ümit 

 Yılbaşı gecesi işlenen bir cinayet... Tarlabaşı’nın arka sokaklarında bulunan bir erkek cesedi. Öldürülmüş erkeklerin en yakışıklısı, belki de en kötüsü. Karanlık sırların ortaya çıkardığı utanç verici bir gerçek. Gururlarının kurbanı olmuş erkekler, onların hayatlarını yaşamak zorunda olan kadınlar. Bu cinayetler yatağında, bu kötülükler bahçesinde, bu insan eti satılan can pazarında masumiyetini korumaya çalışan bir adam. Bir zamanlar İstanbul’un en gözde yeri olan Beyoğlu’nun hazin hikâyesi. Karanlık... Soğuk havayla iyice ağırlaşan bir karanlık. Uzaklardan şarkılar geliyor kulağına, neşeli kadın çığlıkları, ayarını yitirmiş sarhoş naraları, biri küfrediyor belki ana avrat, belki ağlıyor biri hıçkıra hıçkıra, belki biri sessizce ölüyor bu gürültünün, bu hengâmenin ortasında. Umurunda değil. Hepsinden sıyrılmış, sadece öfke... Nereye gittiğini bilmeden yürüyor, nefret tarafından kuşatılmış olarak. Kıskançlık denen o canavar, çelikten pençesine almış yüreğini, habire sıkıyor. “Kadınlar,” diyor bir ses zihninin derinliklerinden... “Kadınlar, onlarla oynayamazsın... Oynadığını zannedersin ama bir de bakmışsın, asıl oyuncak sen olmuşsun.” Hayatına giren kadınların yüzleri beliriyor sokağın zemininde. Birer birer düşüyor görüntüleri ayaklarının dibine. Hepsinin boynu bükük, hepsinin gözlerinde keder. Hepsi üzgün... Aldırmıyor, bir su birikintisiymiş gibi basıp geçiyor üzerlerinden ama yeniden düşüyor görüntüler zemine. “Kadınlar,” diyor o ses yine, “Kadınlardan asla kurtulamazsın, hayaletleri hayatın boyunca seni takip eder.”
 

Bin Muhteşem Güneş-Khaled Hosseını                 Burada yapılan yorumlara güvenerek alıp okudum.İyiki de okumuşum.Yazarın diğer kitabı Uçurtma Avcısı'da çok güzeldi.    Bu kitapta iç savaş ve savaşın diğer görünmeyen yüzü,özellikle geri bırakılmış ülkelerde kadın olmanın güçlüğü, İslamiyeti tam idrak edemeyen  şekilci insanların etrafına verdiği zarar, çok eşlilik ve çocuklarla yirmi yaş büyük kocaları dokunaklı bir dille anlatılmış.  Sıradaki kitabım yine yorumlardan etkilenip edindiğim Ahmet  Ümit- Beyoglunun En Güzel Abisi.

Wilbur Smith - Yedinci Papirüs bitti. Kayıp mısır firavununun mezarını bulmak adına girişilen bir macera...çok sürükleyici ve akıcıydı.yazarı ilk kez okudum. Sanki film izler gibiydim. Tavsiye ederim.

Grange Taş Meclisi

Size Bir Sır Verecegim....okuyorum iyi gidiyor ilginc seyler ogreniyorum.Ruyalar,  Niyazi Mısri...

Yeşil Deniz Kabuğu Sarah Jio güzeldi. Ama ben hala böğürtlen kışı, yağmur sonrası gibi ilk tadı vermedi diyebilirim. Elveda Hazirana göre daha güzeldi. Herşeye rağmen okumayı seviyorum

Beyoğlu'nun En Güzel Abisi-Ahmet Ümit 

 Yılbaşı gecesi işlenen bir cinayet... Tarlabaşı’nın arka sokaklarında bulunan bir erkek cesedi. Öldürülmüş erkeklerin en yakışıklısı, belki de en kötüsü. Karanlık sırların ortaya çıkardığı utanç verici bir gerçek. Gururlarının kurbanı olmuş erkekler, onların hayatlarını yaşamak zorunda olan kadınlar. Bu cinayetler yatağında, bu kötülükler bahçesinde, bu insan eti satılan can pazarında masumiyetini korumaya çalışan bir adam. Bir zamanlar İstanbul’un en gözde yeri olan Beyoğlu’nun hazin hikâyesi. Karanlık... Soğuk havayla iyice ağırlaşan bir karanlık. Uzaklardan şarkılar geliyor kulağına, neşeli kadın çığlıkları, ayarını yitirmiş sarhoş naraları, biri küfrediyor belki ana avrat, belki ağlıyor biri hıçkıra hıçkıra, belki biri sessizce ölüyor bu gürültünün, bu hengâmenin ortasında. Umurunda değil. Hepsinden sıyrılmış, sadece öfke... Nereye gittiğini bilmeden yürüyor, nefret tarafından kuşatılmış olarak. Kıskançlık denen o canavar, çelikten pençesine almış yüreğini, habire sıkıyor. “Kadınlar,” diyor bir ses zihninin derinliklerinden... “Kadınlar, onlarla oynayamazsın... Oynadığını zannedersin ama bir de bakmışsın, asıl oyuncak sen olmuşsun.” Hayatına giren kadınların yüzleri beliriyor sokağın zemininde. Birer birer düşüyor görüntüleri ayaklarının dibine. Hepsinin boynu bükük, hepsinin gözlerinde keder. Hepsi üzgün... Aldırmıyor, bir su birikintisiymiş gibi basıp geçiyor üzerlerinden ama yeniden düşüyor görüntüler zemine. “Kadınlar,” diyor o ses yine, “Kadınlardan asla kurtulamazsın, hayaletleri hayatın boyunca seni takip eder.”
 

Beyoğlu'nun En Güzel Abisi-Ahmet Ümit 

 Yılbaşı gecesi işlenen bir cinayet... Tarlabaşı’nın arka sokaklarında bulunan bir erkek cesedi. Öldürülmüş erkeklerin en yakışıklısı, belki de en kötüsü. Karanlık sırların ortaya çıkardığı utanç verici bir gerçek. Gururlarının kurbanı olmuş erkekler, onların hayatlarını yaşamak zorunda olan kadınlar. Bu cinayetler yatağında, bu kötülükler bahçesinde, bu insan eti satılan can pazarında masumiyetini korumaya çalışan bir adam. Bir zamanlar İstanbul’un en gözde yeri olan Beyoğlu’nun hazin hikâyesi. Karanlık... Soğuk havayla iyice ağırlaşan bir karanlık. Uzaklardan şarkılar geliyor kulağına, neşeli kadın çığlıkları, ayarını yitirmiş sarhoş naraları, biri küfrediyor belki ana avrat, belki ağlıyor biri hıçkıra hıçkıra, belki biri sessizce ölüyor bu gürültünün, bu hengâmenin ortasında. Umurunda değil. Hepsinden sıyrılmış, sadece öfke... Nereye gittiğini bilmeden yürüyor, nefret tarafından kuşatılmış olarak. Kıskançlık denen o canavar, çelikten pençesine almış yüreğini, habire sıkıyor. “Kadınlar,” diyor bir ses zihninin derinliklerinden... “Kadınlar, onlarla oynayamazsın... Oynadığını zannedersin ama bir de bakmışsın, asıl oyuncak sen olmuşsun.” Hayatına giren kadınların yüzleri beliriyor sokağın zemininde. Birer birer düşüyor görüntüleri ayaklarının dibine. Hepsinin boynu bükük, hepsinin gözlerinde keder. Hepsi üzgün... Aldırmıyor, bir su birikintisiymiş gibi basıp geçiyor üzerlerinden ama yeniden düşüyor görüntüler zemine. “Kadınlar,” diyor o ses yine, “Kadınlardan asla kurtulamazsın, hayaletleri hayatın boyunca seni takip eder.”
 

.                                                Ahmet Ümit'in Patasana'dan sonra okuduğum ikinci kitabı bu oldu.Katil kitabın son sayfalarına kadar bulunamadı. Naçizane fikrim ,haddimi aşmak istemem ama,sürükleyici olmasının yanı sıra dili çok yavan ,küfürlü geldi bana.Mafya ve sokak çocukları anlatılırken dili ancak böyle mi olur bilmiyorum ama Patasana kadar iyi bulmadım

Patasana çok güzel bir kitaptı. Sürükleyiciydi. Ama bu tarz sevenlere wilbur Smith kitaplarını tavsiye ederim.

Ahmet Ümit sis ve gece polisiye tarzında belki de Türkiye'nin en iyilerinden.filme de uyarlanmış.ben uyarlamaları pek sevmiyorum.önce kitabı okuduysanız film asla hayal ettiğiniz gibi olmaz.ama bu kitap kesinlikle okunmaya değer

Ayşe Kulin'den Tutsak Güneş çok güzel bir kitaptı.Çok beğendim.Okumanızı tavsiye ederim.

1984 kitabına başladım.Daha yeni başlamama  rağmen  konusu  ilginç  gibi

"Suya Düşen Kan" tavsiye ederim. Çok güzel bir kitap. Kerbela olayı anlatılıyor. Kitabı okurken yanınızda mendil bulundurun.

Epeydir okuduğum kitaplarla ilgili yazamadım sayfaya. Tatilde okuduğum kitaplardan birini kısaca tanıtayım :


Kitabı geçen yıl hakkında oldukça iyi yorumlar okuduğum için almıştım.  Yazarın ilk kitabı olması ve bu kitap için İngiltere Sanat Konseyi'nin fon tahsis etmesi beklentimi biraz yukarıda tutmama sebep olduğundan biraz hayal kırıklığına uğradım.

Hikayedeki ana karakter olan June Elbus gerçekten de farklı ve sıradışı bir karakter. Ayrıca hikayenin kurgusu ve ana karakterin üzerinden hikayenin anlatıldığı kısımlar gerçekten de etkileyici. AIDS hastalığının ilk görüldüğü yıllarda yaşanan olaylarla ilgili değişik bilgilerde ediniyoruz.

Karakterleri farklı resmetmeyi seven bir yazar olduğunu düşünüyorum. Kitap biraz daha uzun olsa ve hikaye bir anda sonuçlandırılmasa çok daha etkileyici olurdu bence. İşlenen konu oldukca farklı. Bu da kitabın kısa sürede okunmasını sağlıyor. Yazarı ve hikayeyi herşeye rağmen başarılı bulduğumu belirteyim. Maeve Binchy romanları tadında.

Telefondan yazdığım için daha detaylı bir incleme yapamadım. Okumazsanız birşey kaybetmezsiniz ama okursanız pişman olmazsınız diyebilirim. Yazar yeni bir kitap yazarsa almayı düşünüyorum.

Tatil boyunca tüm kitapseverlere keyifli okumalar.