En Son Okuduğunuz, Tavsiye Ettiğiniz Kitaplar Ve Tanıtımları

zülfü Livaneli-Konstantiniye Oteli. Çok beğendiğimi söyleyemem.Açıkcası çok zorlandım bitirmek için.

MEVSİM HEP SONBAHAR ...sessiz bir ağıttır Doğu da kadın....mükemmel bir kitaptı....tavsiye ederim...

Konstantiniye otelin ben bitiremedim

İskender PALA dan Mihmandar.Dili cok anlasılır ve akıcı.Kesinlikle tavsiye ederim.

Kırmızı Saçlı Kadın--Orhan Pamuk..2 günde bitirdim çok sürükleyici, dili sade ve Baba-oğul ilişkilerini efsanelere dayanarak inceleyen, birey olmayı sorgulayan bir kitap...

Kitabı okumadım ama Murat Bardakçının kitap uzerine yorumunu gördüm.Kitabın içeriğinde annesine tecavüz eden oğlundan bahsetmiş. Bence nobel alan herkes okunmak zorunda degil.Kİtabın konusu bile benim için yeterince itici.Herkesin edebiyat anlayısı farklıdır.Ben bana maddi manevi olumlu manada getiri olmayan bir kitabı okumam zira insanın vakti kıymatlidir. Zihnini bozuk seylerle mesgul etmemelidir.

Liesel trende kardeşi öldüğü esnada, onları evlat edinecek olan üvey anne ve babasının yanına gitmektedir. Kardeşinin cenazesinde bir kitap bulan Liesel, onu hatırlamak için kitabı saklar. Kalacağı eve geldiğinde, üvey babası Hans Hubermann ona okumayı öğretir. Nazilerin kitap yakma töreninde, yanmakta olan kitaplar aracılığı ile bir subay Liesel'i "ahlaksız" ve "uygunsuz" düşünceler ile kışkırtır ve Alman toplumunun temiz kalabilmesi hakkında bir konuşma yapar. Kitap yakımı töreninin ardından, Liesel ateşin altında kalan bir kitabı alarak saklar ve onu evine götürür. Bu esnada onu, üvey annesi Rosa Hubermann'ın bir müşterisi ve belediye başkanının karısı olan Ilsa Hermann görür. Liesel, belediye başkanının evini ziyaret ettiği bir gün, Ilsa ona muhteşem kütüphanelerini gösterir ve kitapları onunla paylaşmaya başlar. Ancak belediye başkanı bir gün Liesel'i görür ve evden kovar. Liesel, böylece okumaya karşı olan sevgisi nedeniyle, kütüphaneye gizlice gelip kitapları "ödünç" olarak alır ancak bu nedenden dolayı "Kitap Hırsızı" lakabıyla anılmaya başlar.

Bu esnada; savaş nedeniyle oluşan aşırı gerginlik nedeniyle üvey babası Hans'ın bir tanıdığı olan Max Vandenberg isimli Yahudi bir genci, evlerinin bodrum katında gizlemek zorunda kalırlar. Max, yaşamını tehlikeye atmamak için evi terk edemez. Böylece Max ve Liesel birlikte okumaya başlayarak, birbirleri ile hikâyeler paylaşırlar. Ancak bu esnada Hans, Yahudi bir tutukluyu Nazi subayına karşı savumak zorunda kalır ve bu nedenle Max evlerinin aranabileceğini düşünen ailenin yanından ayrılmak zorunda kalır. Liesel daha sonra, Yahudilerin şehir içinden geçirilmesi esnasında Max'i tekrar görür. Bundan kısa bir süre sonra, müttefik kuvvetler Liesel ve arkadaşlarının evlerinin bulunduğu sokağı bombalarlar. Bu saldırıdan sadece Liesel kurtulmuştur. (Alıntı)

küçük mücizeler dükkanı.dun bıtırdım guzel bır kıtaptı

Liesel trende kardeşi öldüğü esnada, onları evlat edinecek olan üvey anne ve babasının yanına gitmektedir. Kardeşinin cenazesinde bir kitap bulan Liesel, onu hatırlamak için kitabı saklar. Kalacağı eve geldiğinde, üvey babası Hans Hubermann ona okumayı öğretir. Nazilerin kitap yakma töreninde, yanmakta olan kitaplar aracılığı ile bir subay Liesel'i "ahlaksız" ve "uygunsuz" düşünceler ile kışkırtır ve Alman toplumunun temiz kalabilmesi hakkında bir konuşma yapar. Kitap yakımı töreninin ardından, Liesel ateşin altında kalan bir kitabı alarak saklar ve onu evine götürür. Bu esnada onu, üvey annesi Rosa Hubermann'ın bir müşterisi ve belediye başkanının karısı olan Ilsa Hermann görür. Liesel, belediye başkanının evini ziyaret ettiği bir gün, Ilsa ona muhteşem kütüphanelerini gösterir ve kitapları onunla paylaşmaya başlar. Ancak belediye başkanı bir gün Liesel'i görür ve evden kovar. Liesel, böylece okumaya karşı olan sevgisi nedeniyle, kütüphaneye gizlice gelip kitapları "ödünç" olarak alır ancak bu nedenden dolayı "Kitap Hırsızı" lakabıyla anılmaya başlar.

Bu esnada; savaş nedeniyle oluşan aşırı gerginlik nedeniyle üvey babası Hans'ın bir tanıdığı olan Max Vandenberg isimli Yahudi bir genci, evlerinin bodrum katında gizlemek zorunda kalırlar. Max, yaşamını tehlikeye atmamak için evi terk edemez. Böylece Max ve Liesel birlikte okumaya başlayarak, birbirleri ile hikâyeler paylaşırlar. Ancak bu esnada Hans, Yahudi bir tutukluyu Nazi subayına karşı savumak zorunda kalır ve bu nedenle Max evlerinin aranabileceğini düşünen ailenin yanından ayrılmak zorunda kalır. Liesel daha sonra, Yahudilerin şehir içinden geçirilmesi esnasında Max'i tekrar görür. Bundan kısa bir süre sonra, müttefik kuvvetler Liesel ve arkadaşlarının evlerinin bulunduğu sokağı bombalarlar. Bu saldırıdan sadece Liesel kurtulmuştur. (Alıntı)

Filmini seyretmiştim, güzeldi.

Kitabı okumadım ama Murat Bardakçının kitap uzerine yorumunu gördüm.Kitabın içeriğinde annesine tecavüz eden oğlundan bahsetmiş. Bence nobel alan herkes okunmak zorunda degil.Kİtabın konusu bile benim için yeterince itici.Herkesin edebiyat anlayısı farklıdır.Ben bana maddi manevi olumlu manada getiri olmayan bir kitabı okumam zira insanın vakti kıymatlidir. Zihnini bozuk seylerle mesgul etmemelidir.

Yüzde yüz size katılıyorum hocam.

Huseyın Nıhal ATSIZ Bozkurtlar romanı Gokturklerın kurulus yıkılıs ve tekrardan kurulusunu anlatıyor tarıh heyecan ask hepsı bırarada ınsanın mıllı duygularını tavan yaptıran bır kıtap :-) Zaten Huseyın Nıhal Atsız'ı bılen bılır .
Bozkurtların Olumu ve Bozkurtların Dırılısı ; iki kitap bır araya getırılerek basılmış 626 sayfa okumanızı tavsıye ederım arkadaslar tarıhımızı sevenler ıcın...
Bol okumalı geceler dılıyorum......

Talha Ugurluel
Tarih Tıbbı Konuşturdu
tavsiye edrim güzel bir kitaptı

Kayı serisi Ahmet Şimşirgil

Amak-ı Hayal - Şehbenderzâde Filibeli Ahmed Hilmi

Tasavvuf ve felsefenin harmanlandığı bu kitabı okumaya biraz ön yargılı başladım. Ağır bir anlatım bekliyordum. Beklentimin aksine gayet akıcı, sade bir dille yazılmış keyifli bir kitapla karşılaştım. Kitapta; hakîkâti arayan Râci ve ona bu yolculukta eşlik eden Aynalı Dede arasında yaşananlar masalsı bir ûslupla anlatılmış. Aynalı Dede'nin hayata bakışı, verdiği örnekler, tespitleri, eleştirileri güzeldi; ben sevdim, okunmaya değer bir kitap diye düşünüyorum.

Amak-ı Hayal - Şehbenderzâde Filibeli Ahmed Hilmi

Tasavvuf ve felsefenin harmanlandığı bu kitabı okumaya biraz ön yargılı başladım. Ağır bir anlatım bekliyordum. Beklentimin aksine gayet akıcı, sade bir dille yazılmış keyifli bir kitapla karşılaştım. Kitapta; hakîkâti arayan Râci ve ona bu yolculukta eşlik eden Aynalı Dede arasında yaşananlar masalsı bir ûslupla anlatılmış. Aynalı Dede'nin hayata bakışı, verdiği örnekler, tespitleri, eleştirileri güzeldi; ben sevdim, okunmaya değer bir kitap diye düşünüyorum.

ben de çok beğenmiştim bu kitabı,okunması gereken bir kitap

Yüzde yüz size katılıyorum hocam.

bu soylediginiz romanin konusu degil mitolojide oidepusu krallarin ogullarla savasini biliyorsaniz ondan bahsedilmekte. Icinden cimbizla secip kotulemeye gerek yok...