''tehlikeli oyunlar''ı ikinci kez okuduktan sonra-ki tutunamayanlar'dan çok daha fazla beğendiğim bir kitaptır...-, ''yeraltından notlar''ı bitirdim ikinci defa...her iki kitaptaki benzerliği şaşkınca fark eden bir tek ben miyim acaba?..
işte durup sorgulatan ''yeraltından notlar'':
-söyleyin bana, bir insanın sırf kendi çıkarlarını bilmemesi yüzünden kötülük yaptığını ilk söyleyen, ilk iddia eden kimdi?..
-çıkar! nedir çıkar?.. ya bazı durumlarda insanın çıkarı aslında hiç de yararına olmayan kötü bir şeyi istemekse?..
-rica ederim, uygarlık bizim neyimizi yumuşatmış?..
-peki nasıl olur da bütün o bilgeler insanların hep normal ve akılcı yararlar için uğraşmak zorunda olduğunu düşünürler?..
-kim bir matematik formülüne göre arzulamak ister?..
-arzuları, özgür iradesi, seçme gücü olmayan bir adam bir org vidasından başka nedir?..
yaraların/zararların hesabını sadece maddi varlığın devamı için keşfeden insanoğlu değil midir ki, ilk cinayeti işledi...özgür olmak mı, dedin...söyle dostum özgür olmak ne demektir peki...ey kendini dünyadaki çakılan kazıklara köle koyan ruhlar, siz hangi yarar üzerine zaferle muştulayabilirsiniz ki, ruhunuzu...bildiğim; özgürlük bu değil...