Yalnız sadece Ayşe Kulin için değil, pek çok yazar icin aynı şey gecerli. Yazarların ilk kitapları demeyim de ilk okuduğumuz kitapları daha keyifli iken, aynı yazarin 3-4 kitabini okuyunca insanda hep ayni şeyleri yazmış hissi uyandırıyor. Ahmet Umit'in ilk 3-4 kitabını heyecanla okurken, sonra okuduğum kitaplar bir öncekinin farklı versiyonu gibi gelmeye basladi. Nitekim eski Türk klasikleri de pes peşe okuyunca konuları hep ayni gibi gelmeye baslamisti (zengin insanların şımarık çocukları)
Aynı tür ve aynı yazar yerine farklı yazarlardan farklı türler okumak lazım ki tat versin...
Evet dediğiniz çok doğru öğretmenim ama Ayşe Kulin'i eleştirmem bununla alakalı değil.
Kulin'in romanlarında benzerlik görmüyorum ben. Ayrıca kelimelerle oynayışı, cümlelerdeki ahenk yine çok güzel. Zaten bir röportajında "ben yazmak için doğmuşum." demişti. Çok doğru. Ne çok betimleme yapıp okuyucu boğar ne de edebi dilden uzaklaşır.
Eleştirim şu, Gizli Anların Yolcusu isimli romanının konusunu hiç beğenmedim. Akabinde yazdığı üç romanı da bu beğenmediğim konu etrafında döndürüp durduğu için beğenmedim. Karakterlerin gözünden aynı konuyu okuduk. Babasının gözünden birinci kitap kızının gözünden ikinci kitap annesinin gözünden üçüncü kitap ortağının gözünden dördüncü kitap.... Gerek yoktu bu kadarına...
.....
Sizin bahsettiğiniz durumu, Jojo Moyes'te gördüm. Sanki bir önceki romanın karakterlerini okuyor gibi oluyor insan. Bunu engellemek için bir yazardan çok kitap okumamak lazım sanırım