Ermeni Soykırımı Anketi (msnbc)

Çevrimdışı a.badem

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 8.500
  • 19.444
  • 8.500
  • 19.444
# 09 Ara 2007 21:12:36
fransanın cezayire uyguladığğı soykırım olmuoda bizim kendi topraklarımızda ki özgürlük mücadelemiz soykırım oluyor. veya amerikanın üç kıta öteden ıraka yaptığı.

Çevrimdışı aotug

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 89
  • 119
  • 89
  • 119
# 16 Ara 2007 22:54:10
Türk Milleti Asildir. Soykırım Yapmaz...

Çevrimdışı yigiterc

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.285
  • 2.643
  • 2.285
  • 2.643
# 17 Ara 2007 11:58:19
    Günahsız savaş olmaz.Ama biz batıya göre çok masumuz.Kamboçya, Çad, Vietnam, Libya, Kongo, Küba, Irak.Bunlar sayabildiklerim.Ama mesele kimin haklı olduğu değil ki zaten.Sizce bu adamlar saf mı?Biz kendi kendimize bağıralım istediğimiz kadar:''Biz dünyanın en ahlaklı, dürüst, çalışkan milletiyiz'' diye.Hatta bunu yeterince bağırmayana saldıralım.Ne faydası var?Diplomatımız Fransız ekolünden yetişir.Lobi bilmez.Milliyetçimiz palazlanınca Paris'e alışverişe gider.Gurbetçimiz dil bilmez, onun çocuğu da ya hapistedir ya da diskoda.Yaptığı iş fabrikadadır.Şimdi birileri diyecek:''Sen çok kötümsersin'' hatta düşünmeden benim vatanımla gurur duymayan biri olduğumu söyleyecek.Ama benim babam eğitim ataşesiydi.Acı ama sadece işini iyi yapmaya çalıştığı ve ordaki vatandaşa sahip çıktığı için hakkında ''irticai görüş taşır'' diye Mit rapor yazdı.Sadece namaz kılan, hiç bir cemaatle alakası olmayan, 3 dil bilen ,pek çok hıristiyan dostu olan biriydi.

Çevrimdışı edessa_272

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 185
  • 72
  • 185
  • 72
# 17 Ara 2007 12:07:33
bu konuda yazılan yorumlara bakıyorum da kendimizi sütten çıkmış ak kaşık gibi görüyoruz. başka milletlerin yaptıklarına bakıp ta bizim yaptıklarımızı meşru gibi göstermeye hiç gerek yok.. evet doğru; fransa cezayirlilere, abd  ıraklılara... vb soykırım yaptıklarını biliyoruz. ama şunu da bilelim ki türkler de bir zamanlar ermenilere bu şekilde bir hareket olmuştur. siz ister soykırım deyin, ister tehcir... ama sonuçta bir zülum var ortada... biraz özeleştiri yapmalıyız.

Çevrimdışı edessa_272

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 185
  • 72
  • 185
  • 72
# 17 Ara 2007 12:38:51
Kimden Gelirse Gelsin Yapılan Zülumlara Hayır....

Çevrimdışı yigiterc

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.285
  • 2.643
  • 2.285
  • 2.643
# 18 Ara 2007 14:46:50
     Sevgili edessa arkadaşım bazen bu sitede öğretmenlerin okuma bilip bilmediklerini merak ediyorum.Bir daha okuyun mesajımı.Ben masumuz dedim mi?Hatta Erzurum'un köprüköy ilçesinde sana köy ismi vererek söylerim kim ne yapmış.Ermeniler'e ne yapılmış, onlar ne yapmışlar?Sanırım Oliver Stone'un filmiydi, ''Platoon''.Afişinde şu yazar:''Savaşın ilk öldürdüğü şey masumiyettir''.Bir daha söylüyorum mesele kimin haklı olduğu değil.Kimin lobisi olduğudur.

Çevrimdışı den is

  • Aktif Üye
  • **
  • 72
  • 3
  • 72
  • 3
# 19 Ara 2007 16:26:18
oyumu kullandım bende

Çevrimdışı erdemc28

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.985
  • 443
  • 1.985
  • 443
# 20 Ara 2007 23:08:09
Türkiye Siyasi, Ekonomik, Kültürel bir kuşatma ile karşı karşıya. Soykırımı gibi vahim bir insanlık suçunun işlenebilmesi için ‘’ O ‘’ milletin tarihinde bu suça yatkınlık olması gerekir. Bir şahıs için suça yatkınlık nasıl bir özellik ise, toplumlar için de öyledir. Türk tarihi incelendiğinde soykırımına ve asimilasyona rastlanamaz. Avrupa mezhepler mücadelesinin kanlı soykırımılarını yaşarken, Osmanlı’da her din ve mezhebin ibadethanesinde rahatça ibadet ediliyordu. Osmanlı çekildikten sonra, kan gölüne dönen Balkanları, Yugoslavya’yı, Ortadoğu’yu yüzlerce yıl barış içinde yönetmesi Türk’ün hoşgörü anlayışının göstergesi değil midir? Fransa, İngiltere, İspanya, Hollanda vb ülkelerin sömürgelerinde halkın konuşma dili değiştirilirken, Osmanlı’da her halk kendi diliyle konuşuyordu. Kendi ülkelerinde soykırımına baskıya uğrayanlar Türkiye’ye sığınıyorlardı. Ermeni Meselesini anlamak için, Türkler ile Ermenilerin tarihsel geçmişine bakmak gerek…

Ermeniler, tarihte birçok egemenlik altında kaldıktan sonra 1071’de Türk hâkimiyetine girmişlerdir. Ermenileri Bizans zulmünden kurtaranlar Selçuklu Türkleri olmuştur. Fatih döneminde Ermeni cemaatine din ve vicdan hürriyeti tanınmıştır. 19’ncu Yüzyıla kadar Türk idaresinde altın çağlarını yaşayan Ermeniler, askerlikten ve bazı vergilerden muaf tutulmuş, ticaret ve devlet idaresinde önemli yer edinmişlerdi. Osmanlı Devletinin yıkılma sürecine girmesiyle birlikte, bazı Avrupa devletleri Ermenileri Osmanlıya karşı kışkırtmak ve örgütlemek suretiyle Osmanlının parçalanmasını hızlandırmak istediler.

1820’lerden sonra Kafkasya’daki Eçmiyazin Ermeni Kilisesinin tümüyle Rus nüfuzuna girmesi, Ermenileri kazanmak için Fransızların 1830’da Ermeni Katolik kilisesini, İngilizlerin 1847’de Ermeni Protestan Kilisesini kurması bu amacın bir parçasıdır. 1856 yılında Avrupalılarca hararetle desteklenen Islahat Fermanları sonucunda Ermeniler ayrıcalıklarını kaybetmişler ve yeni bir yapılanma çalışmasına başlamışlardı.

1877-1878 Osmanlı-Rus harbi sonucunda Doğu Anadolu toprakları kaybedilince, zaten Rus etkisinde olan Eçmiyazin Kilisesi buraların kendilerine verilmesini talep ettiler. Bu dönem Ermeni iddialarının siyasi anlamda da başlangıç noktasını oluşturdu. Balkanlardaki benzerleri gibi Doğu Anadolu’da da bağımsız bir Hıristiyan devleti kurmak isteyen Ermeniler, Anadolu’da Karahaç, Armenekan, Vatan Koruyucuları, Cenevre’de Hınçak, Tiflis’te Taşnak komitelerini kurdular. 1890 yılında ilk olarak Erzurum’da başlatılan isyanları diğerleri izledi ve binlerce Türk katliama uğradı.

Ermeni Komiteleri, I. Dünya Savaşı ile birlikte Ruslar hesabına casusluk yaparak, silahlarıyla Rus saflarına geçerek, Türk köylerini topluca yakıp, kadın çocuk demeden herkesi katletmişlerdi. İşgale karşı savaş veren Türk ordusunu arkadan vuran Ermenilere karşı acilen tedbir alınması gerekiyordu. 24 Nisan 1915 tarihinde, bu eylemleri gerçekleştiren Ermeni komiteleri kapatıldı ve 2345 kişi ise tutuklandı. Ancak bu önlem de Ermenileri durdurmaya yetmedi. Savaş bölgelerinde bulunanların casusluk ve ihanetlerine engel olunması için 27 Mayıs 1915te Tehcir Kanunu çıkarıldı.

Göçe tabi tutulan yaklaşık 700 bin kişi, yine Osmanlı toprakları içerisindeki güvenli bölgelere yerleştirildiler. Ancak sonraki yıllardaki Ermeni iddialarında bu göç sırasında 2-3 milyon kişinin öldürüldüğü iddia edilerek, Ermeni nüfusunun birkaç katını ifade eden gülünç rakamlar ortaya atıldı. Ermenilerin bağımsız Ermenistan hedefleri, Türkiye’nin Erzurum, Bitlis, Elazığ, Diyarbakır ve Sivas illerini içine alıyor ve zaman içinde Adana, Halep ve Trabzon illerini de kapsaması planlanıyordu.

Osmanlı tarafından Teba-i Sadıka, yani sadık vatandaş olarak tanımlanan, her yerde Türkçe konuşan, ayinlerini bile Türkçe yapan, Osmanlı yönetiminde çok sayıda Bakanı ve 20 bine yakın memuru bulunan Ermeniler, çeşitli ülkelerin Osmanlıyı parçalama emellerine alet olmuşlardı. Önceleri Ruslarla birlikte Gönüllü Alayları ile Osmanlıya karşı savaşan Ermeniler, Milli Mücadele döneminde Lejyonlar halinde İngiliz ve Fransızlarla birlikte hareket etmiş ve yabancıları bile hayrete düşürecek katliam örnekleri sergilemişlerdi.

Bu savaş ve katliamlarda 2,5 milyon Türk öldürülürken, 200 bin Ermeni de hayatını kaybetmişti. Anadolu’nun en küçük yerleşim birimleri bile yakılıp yıkılmış, büyük vaatlerle kışkırtılan Ermeniler sonunda Batılılar tarafından da kaderlerine terk edilip onlarla birlikte ülke dışına kaçmışlardı…

Soykırımı gibi vahim bir insanlık suçunun işlenebilmesi için ‘’ O ‘’ milletin tarihinde bu suça yatkınlık olması gerekir. Bir şahıs için suça yatkınlık nasıl bir özellik ise, toplumlar için de öyledir. Türk tarihi incelendiğinde soykırımına ve asimilasyona rastlanamaz. Avrupa mezhepler mücadelesinin kanlı soykırımlarını yaşarken, Osmanlı’da her din ve mezhebin ibadethanesinde rahatça ibadet ediliyordu…

1469 yılında İspanya ve Portekiz'den kaçan on binlerce Musevi ve Müslüman; Avusturya - Macaristan imparatorluğundaki iç çatışmalar sonucu 1680 yılında Tökeli İmre ve adamları, 1711 yılında Rakoczi Ferençh ve adamları, 1849 yılında Layoş Kosuth ve 2000 kişilik Macar grubu; İsveç Kralı Demirbaş Şarl ve 2000 dolayında adamı; 1841 ve 1856 yıllarında Polonyalı Prens Chartorski; 135 bin kişilik ordusuyla Ekim 1917'de Rus komutan Vrangel ve diğer Beyaz Ruslar, Troçki başta olmak üzere Stalin muhalifleri, Birinci dünya savaşı öncesi ve sonrası Balkanlardan ve Kafkaslardan farklı etnik ve dini gruplardan milyonlar Türkiye’ye göçmüştür.

1930'lu yıllardan itibaren Polonya ve Almanya kökenli on binlerce Musevi Türkiye'ye sığınmıştır. Sözde Ermeni soykırımının üzerinden 20-25 yıl gibi kısa bir süre geçmişken, soykırımı yaptığı iddia edilen bir milletin, soykırımından kaçanlar tarafından kurtarıcı olarak görülmesi bile soykırımı iddiasının bir yalan olduğunu göstermeye kâfidir.

Batının Hıristiyanlık adına yaptığı Soykırımları Haçlı Seferlerinde Müslümanlar yanında Ortodokslar toplu kıyıma tabi tutulmuştur. Endülüs’te, Sicilya’da milyonlarca Müslüman katledilmiştir. Engizisyon mahkemeleri din adına yüz binlerce insanı yakmıştır. Orta Çağ, batının dini katliamlar çağıdır.

Amerika’nın keşfi, aynı zamanda dünyanın en büyük katliamının başlangıcıdır. Amerika kıtasının sahipleri olan Kızılderililer kitleler halinde yok edilmiştir. Batılı, katliam yapmakla kalmamış, bu canileri filmleri ile çizgi romanları ile bize kahraman olarak dayatmıştır. Ve Gaz odalarında, Fırınlarda Laboratuarlarda Temerküz Kamplarında Ari ırk adına, Hıristiyanlık adına katledilen 3 milyon insan.

Batılı bir milletin yaptığı bu soykırımına, batılı diğer milletler kendi toprakları işgal edilene kadar sessiz kalmıştır. SSCB’de Stalin Döneminde Ukrayna’da, Kırım’da, Sibirya’da katledilen milyonlar, 1954-1962 arasında Fransızların katlettiği yüz binlerce Cezayirli Müslüman, Endonezya’da, Kamboçya’da, Ruanda’da gerçekleşen soykırımlarda acımasızca yok edilen milyonlarca insan Vietnam’da yaşananlar. Daha dün Sırplarca katledilen on binlerce Hırvat ve Boşnak…

Türkiye’nin Mülteci cenneti olma özelliği Cumhuriyet’te de devam etmiştir. Kırım’da, Ahıska’da, Kerkük’te, Doğu Türkistan’da soykırımı tehdidiyle karşı karşıya kalanların, Bulgaristan’da Jivkov’un, Irak’ta Saddam’ın zulmüne uğrayanların sığınağı hep Türkiye olmuştur. Türk devlet geleneğinde "adalet" vardır, "kültürlerin yaşatılması" vardır; ancak, "katliam" ya da "soykırımı“ yoktur.

Çevrimdışı mgurcan213

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 199
  • 233
  • 199
  • 233
# 23 Ara 2007 00:48:38
Bende bu yazıyı eklemek istiyorum. Başkasını bilmem ama ben sadece ve sadece TÜRKÜM!...

HEPİMİZ HRANT'IZ HEPİMİZ DİNK'İZ DİYE MEYDANLARDA GEZENLER BUNU OKUYUNCA TÜRKLÜKLERİNDEN UTANMIYACAK MI ACABA.TABİ TÜRKLÜK RUHLARI VAR İSE....

göz ardı edilen korkunç gerçekler !!! ....

Yer: Azerbaycan, Hocalı 26/02/1992

Elleri bir ağaca arkadan bağlanan hamile bir kadının başına dikilmiş olan iki Ermeni yazı tura atıyordu. Bu kanlı kumarı yaklaşık 100 yıl önce Anadolu toprağında Kars'ta Ağrı'da Van'da Erzurum'da da ataları oynamıştı.Onlardan duymuşlardı. Karnı burnunda çaresiz bir Azeri kadının doğumu oldukça yakın görünüyordu. Çaresiz kadın bir hazan yaprağı gibi titriyordu. Elbiseleri yırtık, ayakları çıplaktı...Ermenilerin uzun boylu olanı elindeki AK-47 model Rus yapımı otomatik tüfeğinin namlusuna monte edilen seyyar kasaturayı çıkartırken, diğeri elindeki demir parayı havaya attı

:-Akçik, manç?..
(Kızmı, oğlan mı?)

-Akçik...
(Kız)

Bu cevap üzerine 'oğlan' diyerek bahse giren Ermeni, elindeki kasatura ile hamile kadının karnını bir hamlede yarıp çocuğu çıkarttı.Kan b! ürülügözleri bebeğin kasıklarına kilitlendi.

-Tun şahetsar,ınger...
(Sen kazandın, yoldaş)

-Yes şahetsapayts ays bubrikı inç bes bidigişdana...
(Ben kazandım ama bu bebek nasıl beslenecek?)

-Mayrigı bedge gişdatsine.
(Annesi besleyecek elbette)

Bunun üzerine daha kısa boylu olan Ermeni, bir hamlede kasaturaya geçirdiği bebeği annesinin göğsüne yapıştırdı:

-Mayrig yerahayin zizdur.
(Çocuğa meme ver)

Aynı dakikalarda Hocalı'nın başka bir semtinde tek kale futbol maçı hazırlığı vardı. İki kesik Azeri kadın başını kale direği yapmışlar, top arayışına girmişlerdi.Başı tıraşlı bir çocuk bulup getirdiklerinde ise Ermeni çeteci sevinçle bağırdı:

-Asixn ma/,çimi yev bızdıge, aveg gındırnadabidi. Gıdıresek...
(Bu hem saçsız hem de küçük, iyi yuvarlanır. Kopartın...)

Aynı anda çocuğun gövdesi bir tarafa,başı da orta yere düşmüştü...

Ermeniler zafer naraları! atarak, kanlı postalları ile kesik çocuk başına vurarak kanlı bir kaleye gol atmaya çalışıyordu.

Bu iki olay Hocalı'da bundan çok değil yalnızca 14 yıl önce yaşandı. Her iki olay da ermeni çetecilerin katliamlarına bizzat şahit olan görgü tanıklarının anlatımlarıdır.

Ne yazık ki 26 Şubat 1992 günü binlerce Azeri türlü yöntemlerle vahşice katledilmiştir. Ajanslar,katliam haberini bütün dünyaya hızla geçerken, arşı titreten ağır bir vahşet yaşanan Hocalı halkından geri kalanlar ise çaresizlik içinde kıvranıyordu.

Türkiye'de büyük bir dehşet uyandıran katliama ilişkin ilk görüntüler ise TRT aracılığı ile duyurulmuştu. Bütün olanları batılı gazeteciler, özellikle de New York Times belgeledi.

26 Şubat'ta güçlü silahlarla donatılmış Ermenistan silahlı kuvvetleri ile Hankendi'nde konuşlanmış bulunan Albay Zarvigarov komutasındaki 366'ncı Rus Motorize Alayı, Hocalı'ya saldırarak tarihin en vahşî katliamlarından birini yaptılar.

26 Şubat! gecesi Rus motorize alayının tanklarından açılan top ve roket saldırıları ile Hocalı Havaalanı kullanılamaz hâle getirilerek kentin dış dünya ile ilişkisi de tamamen kesildi.

Savunmasız kalan kente giren Rus destekli Ermeni askerleri, çocuk, yaşlı, kadın, bebek demeden birçok insanımızı vahşîce katlettiler. ermenilerin işgal ettikleri Hocalı'da dehşet verici olaylar yaşandı.

Canlı canlı insanların kafa derilerini yüzdüler,

Sağ olarak ele geçirdiklerini ise sistematik bir işkenceye ve tıbbî deneylere tâbi tutarak, insanlık dışı muamelelere maruz bıraktılar.

Hızar ve testereler ile diri diri insanların kol ve bacaklarını kestiler.

Genç kızların önce saçlarını,sonra da kafa derilerini yüzdüler.

Babanın gözü önünde evladını, evladın gözü önünde babayı kurşunlara dizdiler.

Kesik kafaları sepetlere doldurdular.

Peki neydi bu düşmanlık?

Ermenistan'daki okul duvarlarında asılan haritalarda Türkiye'nin 12 ili yer almaktayken, Ermenistan'ın bayrağında Türkiye hudutları içindeki Ağrı Dağı'nın resmi varken, Ermenistan Millî Marşı'nda 'Topraklarımız işgal altında, bu toprakları azat etmek için ölün,öldürün' denmekteyken, başkaca bir neden aramaya zaten gerek yok sanırım.

Dağlık Karabağ Bölgesi'nde bulunan Hocalı'ya, eski Sovyet İttifakı Silahlı kuvvetleri'ne ait 366.Alay'ın desteği ile Ermeni Sılahlı Kuvvetleri tarafından düzenlenen saldırılar sonucu 613 Azerbaycan Türk'ünün hayatını kaybettiği resmî olarak açıklandı. Ancak kayıp sayısının bu rakamların çok çok üstünde olduğu bilinmektedir.

56 hamile kadın karnı yarılmış durumda bulunmuştur.

Bu alçak saldırıda 487 kişi ağır yaralanırken, 1275 kişi ise rehin alınmış,geri kalan nüfus da bin bir zorlukla canını kurtarmış ancak bu olayın tahribatından ruhları ve hafızaları asla bir daha kurtulamamıştır.

Şahitlerin anlattıklarını dinleyenler önce kulaklarına inanamadı.!

Fakat katliam sonrası Hocalı'ya girdiklerinde ise, görgü tanıklarının abartmadığını kısa sürede anladılar. Hocalı'da katliam bölgesini gezen Fransız gazeteci Jean-Yves Junet'nin gördükleri karşısında söyledikleri, katliamın boyutunu da anlatıyordu:

'Pek çok savaş hikâyesi dinledim. Faşistlerin zulmünü işittim,ama Hocalı'daki gibi bir vahşete umarım kimse tanık olmaz' Peki 26 Şubat 1992 günü yaşanan bu katliamın emrini kim vermişti; Ermenistan Devlet Başkanı sıfatını taşıyan Robert Koçaryan denilen kirli katilden başkası değildi. Yaptığı terör faaliyetlerinin oranı nispetinde terfi eden Taşnaksutyun örgütü liderlerinden Robert Koçaryan, 20 Mart 1996'da Ermenistan Başbakanı oldu.

Karabağ'da barış istediği için aşırı milliyetçilerin tepkisine daha fazla direnemeyen Levon Ter Petrosyan istifa edince de 30 Mart 1998 yılında ondan boşalan Devlet Başkanlığı koltuğuna,'Hocalı Katlia! mı' baş sorumlusu olan azılı terörist Robert Koçaryan oturdu.

Ermeniler Türk hamile kadınlarına tecavüz edip karnını hamile olduğu halde taş ile doldurup öldürmüşler ve küçük Türk kızlarına tecavüz edip öldürmüşlerdi.

Ülkemizde sadece 1 ermeni öldürüldü diye yürüyüş yaptılar ve o kadar araştırdılar ama hiç bir insan kalkıp ta bu masum insanlara işkence edilip öldürüldükleri için yürüyüş yapmadı…………..

Yazıklar olsun ……

Çevrimdışı erdemc28

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.985
  • 443
  • 1.985
  • 443
# 23 Ara 2007 21:18:09
Ülkemizde sadece 1 ermeni öldürüldü diye yürüyüş yaptılar ve o kadar araştırdılar ama hiç bir insan kalkıp ta bu masum insanlara işkence edilip öldürüldükleri için yürüyüş yapmadı…………..

Yazıklar olsun ……

--------------------------

sayın mgurcan 213 hocam yazınızı büyük bir öfkeyle okudum.İşte ermenilerin çirkin yüzü.BİZLER TÜRKÜZ TÜRK DE ÖLECEĞİZ.yok hrantmış yok başka bir şeymiş.Evet bir ermeni ölünce kıyamet kopuyor ya kerkükte musuldaki türklere ne demeli ?oralardaki katliamlara ne cavap verecekler?NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!!!!

Çevrimdışı mut

  • Uzman Üye
  • *****
  • 263
  • 292
  • 263
  • 292
# 27 Ara 2007 23:31:11
paylaşım için sağol

Çevrimdışı BS1903

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 115
  • 73
  • 115
  • 73
# 28 Ara 2007 22:26:37
mut rumuzlu arkadaş acaba mersin mut mu?

Çevrimdışı blacksea35

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 138
  • 38
  • 138
  • 38
# 28 Ara 2007 22:50:14
bende kullandım. hayır hayır hayır

Çevrimdışı aliye.zeynep

  • Üye
  • *
  • 28
  • 2
  • 28
  • 2
# 30 Ara 2007 23:30:30
hocam bizleri haberdar ettiğin için sağol. yahudiler ve abd kendi yaptıkları soykırımı görmüyorlar.Allah bu ülkeyi korusun .

Çevrimdışı burak77

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 220
  • 59
  • 220
  • 59
# 02 Oca 2008 16:20:31
Msnbc Bir Oylama Daha Yapmış Katılalım Lütfen

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK