Eskiden köy okuluna koltuğumuzun altında bir iki çam ya da meşe odunuyla giderdik.Nöbetçiysek sabah 7.00'de okulda olurduk.Sobayı yakar,arkadaşlarımızın gelmesini beklerdik.Akşam yine aynı nöbetçi grubu ile okulu pırıl pırıl yapardık.Tuvaletleri temizleme görevi de ayda bir kere denk gelirdi.
Arada sırada öğretmenlerimiz okulun hemen yanındaki uygulama bahçesine götürürler,orada şarkılar söyler, güreş tutardık.
Okul dağılınca köyün meydanına gider doyasıya oynardık.Akşam küçük kardeş evden çağrılışımızı anons ederdi.Ya da yankılanırdı annemizin sesi meydan yerinde.Mutluyduk.
Şimdi,keşke kendi çocuklarımıza verebilsek çocukluklarımızı.
Duyabilseler,fark edebilseler kuşların cıvıltısını.
Çekebilseler içlerine toprağın kokusunu...
Bizim uygulama bahçemiz öğretmenimizin bahçesiydi helâli hoş olsun severek yapardık ama .Okulu tertemiz yapardık süpürmekle yetinmez okulu yıkardık birde birleştirilmiş sınıftı bu arada .