Eskiden - Şimdi

Eskiden herşey azdı kıymetliydi.
Şimdi hiçbir şeyin değeri yok..

Eskiden yas tutulurdu ölüye( CENAZEYE) saygı vardı
Şimdi cenaze evinde bile gırgır şamata iş konuşuluyor..
Millet yiyelim içelim derdinde gibi.. Şu büyük felaketin bile yası tutulmadı .Yas böyle mi tutulur. Gazete köşelerinde manşetlerde geçen haftadan Film- dizi film -magazin programları ne zaman başlar diye başlıklar atıldı.
Fe Eyne Tezhebun - Bu Gidiş Nereye

Eskiden kıymet bilinirdi, bereket vardı, samimiydik, birbirimizi gerçekten menfaatsiz severdik ve maneviyatımız kuvvetliydi. Şimdi kıymet bilen yok, samimiyetimizi kaybettik, maddiyat derdine düştük, dünyaya daldık-aldandık. Kısacası eskiden güzeldi, eskiler güzeldi diyelim…

Eskiden sokaklar, oyun oynayan çocukların sesleriyle çınlardı.
Şimdi sokaklar sessiz, çocuklar bilgisayarlarının başında uslu uslu oturuyorlar.

Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak..

Eskiden ne mutluyduk.Firindan sıcacık taş somun ve eve teneke ile peynir alır, çöplü çay içerdik.Gazete okurduk.Artik ne haberlerin ne o peynirlerin ve ekmeğin tadı kaldı her şey mutsuz, lezzeti kalmadı.

Eskiden cizgifilmler haftanın bir günü çıkardı ve kiymetliydi.

Eskiden güvende hissederdik ve güvenirdik..Şimdi sürekli tehlikede hissedip asla güvenmiyoruz

eskiden tarhana çorbamız vardı sobanın üzerinde kaynayan.

Eskiden sobanın üzerinde kızartılan yufkanın içerisinde,tereyağ ile biraz yeşile dönmüş tulum peynirli dürüm yerdik.
Şimdi ise mahiyeti meçhul besinler tüketir olduk.
Sanki biraz da yediğimiz şeylerin ahlakın değişmesi üzerinde etkisi oldu.Bakara 168

     Doğallıktan uzaklaştıkça toplumda çöküntü olur ama yavaş yavaş.
Farkettirmez kendini yozlaşma;
    Beslenme şeklinden ailevi ilişkilere kadar. Anormaller normalleşir önce. Hatta bu anormalleşmeler kabul görür zihinlerde ve kalplerde.

    En iyisi öze dönmek için mücadele etmektir.
Önce vicdan sorgulanmalı;
 "Düşüncelerim, tutumlarım, sözlerim ne kadar insanî?'" diye.
    Özeleştiriyle başlamalı.
Acaba biz eğitimciler olarak, aileler anne baba olarak nasıl bir insan yetiştirdik ki kârı uğruna en değerli şey şey olan İNSAN HAYATI hiçe sayılıyor?

  Yukarıda hocamızın da belirttiği gibi ne olduğu belirsiz besinlerin de etkisi varmı insanların bozulmasında.....

Geçmişin bize hoş gelmesinin sebebi eskinin güzel olması değil çocuk aklının fantastik dünyasıdır. Gerçeklerin farkına vardığımız yaşlara geldiğimizde bu fantastik algı yıkılıyor ve taşın sert olduğunu; suyun insanı boğduğunu, ateşin de yaktığını anlıyoruz. Anladığımız anda bu sefer de başka bir yanılgıya düşüyoruz. Diyoruz ki: "Eskiden taş sert değildi, şimdi sert. Eskiden su boğmaz, ateş yakmazdı." Oysa ne yazık ki hayalimizde ve nostaljimizde ne büyütürsek büyütelim kötülük hep vardı.

Eskiden de sevgisizlik vardı, şimdi de var.

Eskiden de vahşet vardı, şimdi de var.

Eskiden de vurdumduymazlık, hainlik, vefasızlık, açgözlülük, şefkatsizlik, bencillik, iş bilmezlik vardı; şimdi de var.

Haksızlığa uğrayan, tecavüz edilen, işkenceyle ölen insanlarla; harap edilen şehirlerle dolu tarih kitapları.

Bugün bunlardan biraz daha fazla haberdarız tabii. Olayın bu yönü de var... Ama misal bundan 500 sene önce dünya coğrafyasının herhangi bir yerinde hangi zorbanın insanlara neler yaşattığını bugünkü kadar net ve ayrıntılı bilemiyoruz ki. Çoğunun kaydı tutulmamış bile. O günün tehdidi bize çok uzak olduğu için olayın vehametini kavramıyoruz bence.

Dolayısıyla eskilerin güzellemesi hoş gelebilir insana ama bence gerçekçi bir yönü yok bu tespitlerin. Bir örnek vereyim: Bir gün öğrencilerime teknolojinin hayatımıza getirdikleri ve götürdüklerini yazdırmıştım. Çok da parlak olmayan bir öğrencimin alelade yazdığı bir metin, bakış açımda farklılıklar yarattı. Diyordu ki: "Eskiden ne güzel insanlar toplanır, hep birlikte TV izlermiş. Şimdi öyle mi? Misafirlikte bile herkes eline telefon alıyor, kimse kimseyle konuşmuyor." Birkaç nesil önce aynı soruya bizim verdiğimiz cevabı hatırlıyorum. Biz derdik ki: "Eskiden ne güzel, insanlar toplanır, sohbet edermiş. Şimdi misafirlikte bile TV izliyorlar." Olaya bakar mısınız? Herkes kendi çocukluğunu özlüyor aslında. Bir nesil sonra eminim ki çocuklar "Eskiden ne güzel herkes telefonuyla oynuyormuş, şimdi herkes VR gözlüğünü takıyor, kimse kimseyi görmüyor." diyecek.

Neyse çok uzattım. Eskinin de güzeli ve kötüsü vardı, şimdinin de. Yaşadığımız anın tadını çıkarmaya çalışsak daha iyi olacak sanırım.

Eski hep güzeldi.Chevrole Impala arabamız vardı bunun içine 12 kişi, bagajına 10 tane valiz sigardi.Simdi minicik arabalarda insanlar ölüyor
Eskiden her şey sağlamdı kim ne derse desin

Eskiden sokaklar, oyun oynayan çocukların sesleriyle çınlardı.
Şimdi sokaklar sessiz, çocuklar bilgisayarlarının başında uslu uslu oturuyorlar.

hocam valla ben de o nesildenim ama sağ olsun amcalar teyzeler sokakta oynatmazlardı bizi ,top oynamak hayaldi ,bi de eve düştüğü zaman patlatırlardı topumuzu🙂
Ama gerçekten güzeldi
Susam Sokağı izler baya bilgilenirdik
Sek sek ,yedi taş ,ellenen ebe,çelik çomak..
Hugo izlerdik
Haftasonları banyo yapar sobanın o sıcağında kurulanırdık
Çocuğumuz güzel geçti

Pandemide evden çıkmazdık.
Şimdi ise eve giremez olduk.☹️