Evebeyn Olsanız Çocuğunuza Tv'de Hangi Programları İzletmezsiniz?

Çevrimdışı sakin

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.253
  • 902
  • 1.253
  • 902
# 18 Tem 2007 00:49:25
Çizgi filmler,çocuk programları dışındaki yayınları izletmemeli.Daha büyüklere haberler izletilebilir.

Çevrimdışı kera

  • Uzman Üye
  • *****
  • 296
  • 1.363
  • 296
  • 1.363
# 18 Tem 2007 04:02:57
Güzel bir konu. Teşekkürler!
Ben çocuklarıma yalnızca iyi mesaj veren, sonunda ders alabilecekleri çizgi film veya filmleri izletiyorum. Bunun için önce oturup onları kendim izliyorum. Çocuğumu televizyonun karşısında yalnız başına asla bırakmamaya çalışıyorum. Onunla beraber izliyorum ki gerekli yerlerde doğru yorumları yapabilmesi için yardımcı olabileyim.
Büyük oğlum 6 yaşında. Ara sıra o sihirli dizilere denk geliyoruz ve oturup beraber izliyoruz. Ama asla bu dizi saatini bekleyen, delisi olmadık. Zaten tüm masallarda da sihir ve büyü yok mu? Bence ne olursa olsun, yalnızca tutku geliştirmek, bağımlılık geliştirmek hata. Biz TV bağımlısı değiliz, onu yalnızca eğlence ve bilgi edinmek için bir araç olarak kullanıyoruz. Oğlum şimdi korsanları merak ediyor. Ona korsan filmi izlemek için en az 10 yaşına gelmesi gerektiğini söyledim, ama korsanlarla ilgili masallar ve efsaneler anlattım.Tabii yaşına uygun şeyler. Şimdi büyük bir heyecanla büyümeyi bekliyor. Bence çocuklar yaşları henüz gelmeden herşeyi bir anda tüketmemeliler. Her zaman bekledikleri güzel şeyler olmalı önlerinde.  :)

Çevrimdışı erdemc28

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.985
  • 443
  • 1.985
  • 443
# 18 Tem 2007 13:51:36
 d çocuk biçilmiş kaftan......

Çevrimdışı sevginburcu

  • Üye
  • *
  • 5
  • 7
  • 5
  • 7
# 18 Tem 2007 14:39:58
izletmememiz gereken programlardan çok izletmemiz gerekenleri sıralamak daha kolay olacak sanırım.bunlar da tabi ki trt deki hayal fabrikası,çizgi filmler,kanaltürk ve skytürk ana haber bültenleri çocuk yarışma programları uygun olur sanırım.

Çevrimdışı AKSA

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.564
  • 2.847
  • 1.564
  • 2.847
# 18 Tem 2007 17:17:42
Merhaba,öncelikle 3-6 yaş grubundaki çocuklarımıza yabancıların yapmış olduğu,çizgi filmlerini kesinlikle seyrettirmezdim.

Çevrimdışı alkışla

  • Aktif Üye
  • **
  • 67
  • 3
  • 67
  • 3
# 18 Tem 2007 21:51:12
sadece trtnin programlarını seyrettirirdim.özel kanallarda cok seviyesizce yayınlar var

Çevrimdışı kera

  • Uzman Üye
  • *****
  • 296
  • 1.363
  • 296
  • 1.363
# 20 Tem 2007 05:01:19
AKSA öğretmenim merhaba,
Yabancıların yapmış olduğu çizgi filmlerde güzel olanlar da var, fakat zaten Türklerin yapmış olduğu çizgi film neredeyse hiç olmadığı için fazla seçme şansımız da yok.
Baby TV şu anda 3 yaşındaki oğluma ara sıra açtığım kanal. İngilizce yayın. Fakat aslında Almanca öğretmeni olduğum için dil öğrenmesi açısından olumlu buluyorum. İngilizce renkleri ve sayıları az buz öğrendi. 6 yaşındaki oğlum da ingilizceyi böyle öğreniyor.
Çok güzel telaffuz ediyor. Yani her olayın olumlu ve olumsuz yanları var. Ben tutku ve bağımlılık yaratmayacak şekilde aşırı şiddet içermeyen çoğu çizgi filmi seyrettiriyorum.Aşırı şiddetten kastım tabanca tüfek ve dövüş.Ücibik yatatıklar olanları da listeme almıyorum. Fakat Bugs Bunny, Tweety gibi çizgi filmlerde bile şiddet hep var.

Çevrimdışı nghnkprl

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 178
  • 54
  • 178
  • 54
# 20 Tem 2007 10:06:14
merhaba arkadaşlar...
yorumlarınıza katılmamak mümkün değil. çocuklar başka etkinliklere yönlendirilmediklerinden böyle tv programları izlemeye mahkum oluyorlar. yapabilecekleri fazala birşey yok. işte bu noktada iş ebeveynlere düşüyor. onları o aptal kutuya mahkum etmektense oyun, spor, okuma,vb. faydalı etkinliklere yönlendirmeye çalışmalıyız.
e tabi bunda başarılı olmak içinde öncelikle kendimiz bunları uygulayarak çocuklarımıza model olmalıyız.
karar vermek güzel şey ama en zoru bu kararlarımızı hayata geçirmek sanırım...

Çevrimdışı suleatak

  • Üye
  • *
  • 18
  • 0
  • 18
  • 0
# 20 Tem 2007 10:37:44
 Bütün arkadaşlar TV' deki seviyesiz ve boş programlar konusunda hemfikiriz.Çocukları küçücükken saçma sapan fikirler aşılanıyor.Bende özellikle şu sihirli perili dizilere ve pokemon tarzı şiddet içeren cizgi filmleri zararlı buluyorum.Öğretmenlik yaptığım kısa dönemde öğrencilerim için internette çocukların düzeyine uygun belgesel,cocuk filmi araştırmış ve onları izlettirmiştim.ama TV'de secme sansı çok az.bende TRT'nin cocuk programlarını -diğerlerine oranla-kaliteli buluyorum.sanırım anne olsaydım bu programları izlettirirdim.

Çevrimdışı AKSA

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.564
  • 2.847
  • 1.564
  • 2.847
# 20 Tem 2007 10:40:17
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
AKSA öğretmenim merhaba,
Yabancıların yapmış olduğu çizgi filmlerde güzel olanlar da var, fakat zaten Türklerin yapmış olduğu çizgi film neredeyse hiç olmadığı için fazla seçme şansımız da yok.
Baby TV şu anda 3 yaşındaki oğluma ara sıra açtığım kanal. İngilizce yayın. Fakat aslında Almanca öğretmeni olduğum için dil öğrenmesi açısından olumlu buluyorum. İngilizce renkleri ve sayıları az buz öğrendi. 6 yaşındaki oğlum da ingilizceyi böyle öğreniyor.
Çok güzel telaffuz ediyor. Yani her olayın olumlu ve olumsuz yanları var. Ben tutku ve bağımlılık yaratmayacak şekilde aşırı şiddet içermeyen çoğu çizgi filmi seyrettiriyorum.Aşırı şiddetten kastım tabanca tüfek ve dövüş.Ücibik yatatıklar olanları da listeme almıyorum. Fakat Bugs Bunny, Tweety gibi çizgi filmlerde bile şiddet hep var.
Sayın Öğretmenim;evet yabancı dil öğrenilmesine karşı olmadığımı söyleyeyim,ben tecrübeme dayanarak şunu söylemek istedim,Baby TV,Nicedolion,JOJO,Jetix vs gibi tv kanalları çocuklarınızla beraber mi seyrediyoruz,genelde HAYIR,burada dövüş ve kavga içerikli olsa öğretmenim onada razı olacağım,çok güzel çocuklarımızın beyni yıkanarak hristiyan lık belli etmeden o çocuklarımıza aşılanıyor dersem?2 gün sizlerde kalkmadan o çizgi filmleri seyredin,özellikle zaten o muhteşem HAÇLARI VE haç çıkarma olayları,tabiki herkes hür ve özgürdür,anlayışla karşılamanız dileklerimle.

Çevrimdışı yüksekovalı

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 93
  • 33
  • 93
  • 33
# 20 Tem 2007 16:47:44
Bana kalırsa haber kategorisinde trt 1 in ana haber bülteninden vazgeçmem. önemli bir işim olmazsa her akşam 19,30 da televizyonun karşısına geçerim.

Magazin programlarına gelince elimden gelse hepsini kaldırırım.Özel hayatlarıyla değil, yaptıkları işlerle gündeme gelsinler.

Çevrimdışı AKSA

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.564
  • 2.847
  • 1.564
  • 2.847
# 20 Tem 2007 18:23:43
Çocuğun televizyon karşısında geçirdiği süre ve televizyonun çocuk üzerindeki etkileri çoğu anne-babayı endişelendirir. Televizyon izlemek gerçekten de çocuklara zarar verir mi?
Çocuklar televizyonun eğitsel ve eğlendirici yönünden fayda sağlayabilirler. Ancak çok fazla televizyon izlemenin, özellikle de reklamlar ve şiddet görüntülerine maruz kalmanın çocuk gelişimi üzerindeki etkileri konusunda çeşitli sorun ve sorular söz konusudur.
Televizyon ve filmler herkesi eğlendirir, ancak çocuklar için televizyon aynı zamanda dünyaya açılan bir pencere vazifesi de görür. Bu dünya da onların gelişimini etkiler. Çocuklar televizyondaki yaşam biçimlerinden ve davranışlardan çeşitli mesajlar alırlar. Televizyonda yaşamın sert gerçekliklerine tanık olmak çocukları zorlayabilir ve çocuklar bunlardan gelişimlerine zarar verecek mesajlar çıkarabilirler.
Çocuklar çok çeşitli davranış ve yaklaşımları görme fırsatına sahip olmalıdırlar ve televizyon dışındaki dünyayı deneyimlemeye yani oynamaya, hayal kurmaya, okumaya ve aynı zamanda da TV izlemeye ihtiyaçları vardır. Anne-babalar ise çocuğun TV izlemesini diğer faaliyetlerle dengelemekle sorumludurlar.
Televizyon çocukları nasıl etkiler?
Her çocuğun televizyonda izlediklerine tepkisi farklıdır ve her bir çocuğun televizyonda gördüklerine nasıl tepki vereceğini tam olarak belirlemek mümkün değildir.
Ancak genel olarak çocuğun yaşı ve gelişim düzeyi vereceği tepkiyi büyük ölçüde etkiler.
Tekrarlayan deneyimler kalıpların oluşmasına yol açar.Yeni araştırmalar tekrar tekrar yaşanan deneyimlerin çocukluktan itibaren çeşitli kalıpların oluşmasına ve bunların ergenliğe kadar devam etmesine neden olabildiğini göstermektedir. Bu kalıplar ise düşünme, konuşma, problem çözme, dikkatini toplama ve devam ettirme ve başkaları ile iletişim kurma gibi becerileri etkiler.
Dikkat toplamayı zorlaştırır
Araştırmalar çocukların hızla değişen görüntülerin yer aldığı televizyon programlarını izledikten sonra okuma ve yap-boz çözme gibi uzun süre dikkat gerektiren görevlere kendilerini veremediklerini göstermiştir. Çocukların diğer faaliyetlere katılımını engeller Çocuklar televizyon ekranına “yapışabilir” ve dolayısıyla reklamlar da dahil olarak kesintisiz bir şekilde televizyon izleyebilirler. Çocuklar ne kadar fazla televizyon izlerlerse; gelişim ve sağlıkları açısından büyük önem taşıyan oyun, sosyalleşme ve egzersize ayırdıkları zaman da o kadar azalır.
Aktif öğrenmeyi engeller
Çocukların pratik yapmaları yani konuşmayı, yazmayı ve düşünmeyi “aktif olarak” öğrenmeleri gerekir. Televizyon çocukların ilgisini toplasa da, zihinlerini “aktif öğrenme” ile meşgul etmez. Oysa okuma ve oyun gibi diğer faaliyetler aktif öğrenmeyi sağlar.
Küçük çocuklar gördüklerinin gerçek olmadığını anlayamazlar Altı yaşından küçük çocuklar televizyonda gerçek ile hayali olan arasındaki ayrımı anlamakta güçlük çekerler. İzledikleri programlarda kurguları ve bütünlüğü takip etmez, heyecan verici kısa parçacıklara odaklanırlar. Bu yaşlardaki çocuklar neden ve sonuç ilişkisini de tam olarak anlayamazlar. Çizgi film karakterlerini gerçek olarak görürler ve reklamların cazibesine açıktırlar.
Kahramanlara benzemek isterler 6-9 yaş arasındaki çocuklar da özellikle gerçek yaşama benzeyen sahnelerde gerçek olan ile hayali olanı ayırmakta zorluk çekerler. Hayranlık besleme eğiliminde olurlar ve kahramanlara benzeme isteği duyarlar.
Dizilerdeki kız-erkek ilişkileri yanlış yönlendirici olabilir Daha büyük ilkokul çocukları kendi başlarına da gelebileceği endişesi ile gerçeklere dayanan görüntülerden rahatsız olurlar. Ergenlerin dünyası, seks ve moda konularında meraklıdırlar ve dizilerde gördükleri kız –erkek ilişkileri çocuklar üzerinde yanlış yönlendirici etkiler yaratabilir.
Odasında televizyon olmamalı
Odasında televizyon bulunan çocukların okul başarılarının, televizyonun evin ortak bölümlerinde bulunduğu evlerde yaşayan çocuklara kıyasla daha düşük olduğunu araştırmalar ortaya koymuştur.
Korku ve kaygılara neden olabilir
Durum her bir çocuk için farklı olmakla birlikte, bazı görüntüler çocuklar için korku verici olabilir. Çocukların bazıları, kendilerini gerçekten güvende hissetmeleri halinde biraz korkmaktan hoşlanabilir. Kendilerinin güvende olduğunu bilmek “heyecan” duygusunu yaşama özgürlüğü verir. Ancak çocuklar korkutucu programlara ne kadar fazla maruz kalırlarsa, dünyanın korkutucu bir yer olduğuna da o kadar fazla inanırlar. Bu da onların kaygılı olmalarına neden olur.
Kendisi hakkındaki düşünceleri etkilenebilir
Çocuğun hayranlık duyduğu figürler kendisi ile ilgili düşüncelerini de etkileyebilir. Neyin iyi, neyin değerli olduğu, nasıl davranacağı ve nelere değer vereceği gibi konulardaki fikirlerinin şekillenmesinde sizden öğrendiklerinin yanında, ekranda gördüğü ünlü kişiler de etkili olabilir.
Televizyon çocukların davranış, inanç ve yaşama bakışlarını ne ölçüde etkiler?
Çocukların davranış, inanç ve yaşama bakışlarının etkilenme derecesi televizyon programlarının gerçek oluşuna ne derece inandıkları ile bağlantılıdır.
Çocuklar bir programın gerçek olup olmadığına üç yolla karar verirler:
Televizyondaki şeyleri ve kişileri kendi deneyimlerinden tanırlar: “Programda benim köpeğime benzeyen bir köpek var, o yüzden bu programdakiler gerçek”.
Kendi deneyimleri ile çelişmesi halinde programın gerçek olmadığına inanırlar: “İnsanların burunlarını oynatarak sihir yapma gücü gerçekte yok.”
Programların nasıl yapıldığını anlarlar. Örneğin “Çizgi filmlerin insanlar tarafından yapıldığını biliyorum” ya da “filmdeki kişiler aslında rol yapan aktörler” gibi. 9-10 yaşlarındaki çocuklar rol yapılmasını daha net anlarlar ancak 6-7 yaşındaki çocuklar televizyondaki ailelerin gerçek aileler olduğunu ya da Susam Sokağının gerçek bir sokak olduğunu düşünebilirler.
Reklamlar çocukları nasıl etkiler?
Reklamların çocuklar üzerindeki etki gücü çok fazladır. 8 yaşından küçük çocukların çoğu reklamlarda söylenenlerin doğru olduğuna inanır. 8-10 yaşlarındaki çocuklar reklamların her zaman doğruyu söylemediğinin farkındadır ancak söylenenin hangisinin doğru, hangisinin doğru olmadığını tam olarak belirlemekte zorluk çekerler.
Ürünleri tanınmış kişilerin tanıtması durumunda çocuklar kolaylıkla ikna olurlar. Reklamlarda kullanılan tekniklerle bir ürünün şekli, hızı, ebatı ve çalışma biçimi gibi konularda çocuklar kolayca yanlış yönlendirilebilir ya da aldatılabilir. Çoğunlukla çocuklar reklamlarda gördükleri şeyleri isterler ve anne-babalarına bunları aldırabilmek için her yolu denerler.
Henüz dili çok iyi öğrenmemiş olan çocuklar reklamlardan yanlış anlamlar çıkarabilirler. Örneğin “büyüten tat”, “meyve özlü” gibi sözleri “benim için faydalı” şeklinde yorumlayabilirler.
Televizyonda gördükleri hakkında konuşarak ve reklamların nasıl hazırlandığını anlatarak ve ürünü gerçek yaşamda göstererek reklamların etkisi konusunda çocuğunuza yardımcı olabilirsiniz.
Televizyondaki şiddet çocukları nasıl etkiler?
Çocukların televizyonda şiddet görüntülerine maruz kalmaları anne-babaların çoğunu endişelendirir. Çocuklar bu tür görüntülere yaş ve gelişim düzeyleri ve gördükleri materyalin türüne bağlı olarak farklı reaksiyonlar verirler.
Başka çocuklara ve hayvanlara yönelik şiddet ve aile içi şiddet görüntüleri her yaştan çocuğu rahatsız eder.
Şiddetin yararlı olduğu mesajını çıkarabilirler
Sekiz yaşından küçük çocuklar izlerken gülseler ya da gerçek olmadığını söyleseler bile, çizgi filmlerden “şiddet işe yarar ve kazanır” mesajını çıkarabilirler. Daha büyük çocuklar da aksiyon film ve dizilerinde şiddet kullanan kahramanlardan aynı mesajı çıkarabilirler. Bu çocuklar gerçek olarak gördükleri ve kendilerinin ya da yakın çevrelerinin başına gelebileceğini düşündükleri haber ve canlandırmalardan dolayı da kaygı duyabilirler.
Televizyondaki şiddetin ne kadarının çocuklar için zararlı olacağı konusunda farklı görüşler bulunsa da, televizyondaki şiddete tekrar tekrar maruz kalmanın belirli sonuçlar yarattığı kanıtlanmıştır.
Şiddet görüntülerine sürekli maruz kalmak nelere yol açar? Çocukların sorunları çözümlemek için saldırgan yöntemlere başvurmaları olasılığını artırır
Dünyanın “acımasız ve korkutucu” bir yer olarak gösterilmesi çocuklarda kaygı düzeyini artırır Çocukların gerçek yaşamdaki şiddete karşı duyarsızlaşmasına neden olur.
Televizyondaki şiddet en fazla günde 3 saatten fazla televizyon izleyen çocukları, küçük çocukları, erkek çocukları, ailesinde şiddete tanık olan çocukları ve güvensiz çocukları etkileyecektir.
Televizyonda neler çocukları korkutur?
Televizyonda korkutucu içeriklere maruz kalmak çocuklar üzerinde çok güçlü ve kalıcı etkiler yaratabilir. Bu etkiler yoğun bir korku ve ağlama gibi kısa vadeli ya da uyku bozuklukları, yalnız kalamama, yaralanma ya da öldürülme korkusu veya uyku öncesinde olağan dışı şeyler yapma gereği duyma gibi uzun vadeli etkiler olabilir.
Bazen köpek, kedi, örümcek fobisi gibi çocuğun yaşamını etkileyen uzun vadeli korkular gelişebilir.
7-8 yaşından küçük çocuklar nelerden korkar?
Kötü hayvanlar, canavarlar, tuhaf, değiştirilmiş ya da deforme edilmiş karakterler Normal bir karakterin anormal veya tuhaf bir karaktere dönüşmesi
Anne-babanın ölümünü içeren öyküler
Doğal afetleri canlı bir şekilde gösteren öyküler 7 -12 yaşlarındaki çocuklar nelerden korkar?
Özellikle çocuğun başına gelmesi gerçekten mümkün olabilen daha gerçekçi tehdit ve tehlikeler
Şiddet veya şiddet tehdidi Çocukların yaralandığı, zarar gördüğü öyküler
13 yaş ve üzeri çocuklar nelerden korkar?
Gerçekçi fiziksel zarar ya da yoğun zarar tehditleri

Çevrimdışı asahin

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 107
  • 69
  • 107
  • 69
# 20 Tem 2007 19:26:07
sihirle  herşeyin  olacağını  anlatan diziler  kesinlikle  izlettirilmemeli...şiddet  içeren  herşey  çizgi  filmler  izletilmemeli... benim  8 yaşında  oğlum var ...inanın  izletecek  bi  şey  bulamıyorum... diyor  ki  bütün  arkadaşlarım  selena , acemi cadı  izliyor  sen  niye  izin  vermiyorsun?  ayrıca  bilgisayar  oyunlarındada  şiddet  içeren  oyunlar  oynamamalılar...

Çevrimdışı erdemc28

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.985
  • 443
  • 1.985
  • 443
# 24 Tem 2007 14:49:25
ÇOCUKLAR VE TELEVİZYON

Hep tartışma konusu olmuştur. Televizyon çocuk gelişiminde faydalı mı değil mi? Günümüzde çocukların en iyi arkadaşı diyebileceğimiz televizyon doğru kullanılırsa çocuğun zihinsel gelişimine katkıda bulunabilir. Ama bunun için televizyon izlerken onun yanında olmalı izleyeceği programları seçmelisiniz.
Yetişkinlerin televizyon izleme süresini sınırlaması ve izlediklerindeki mesajı anlaması televizyonu çocuk için olumlu hale getirebilir.

Özellikle tatillerde çocuklar daha fazla televizyon izlerler.Tatil günlerinde yayınlanan , çocuklar için eğitici , öğretici ve eğlendirici nitelikli programları seyretmelerini sağlıyarak ya da teşvik ederek televizyon kullanımını olumlu hale getirebilirsiniz.

Çocuklar televizyonla kendilerini daha iyi değerlendirebilir, televizyonlardan aldıkları bilgileri kendi mantıklarıyla biçimlendirebilirler. Bu durumda televizyon ideal bir iletişim aracı haline gelir.


20. Yüzyılın en büyük buluşları arasında kitle iletişim araçları yer almaktadır. Bunlar içerisinde şüphesiz en önemli yeri de Televizyon almaktadır. TV insanlık tarihi adına büyük gelişmelere vesile olmuş ve halada  etkileri açısından insanlık adına tartışılmaz bir noktada yerini korumaktadır. TV evlerde yerini almadan önce ve aldıktan sonra diye aile hayatını ikiye ayırmak belkide pek fazla yanlış olmaz.  Bizim konu başlığımızdan da anlaşılacağı üzere bu yazımızda TV nin erişkin birey , aile veya toplumsal yönlerini incelemek yönünde bir amacımız yok. Bu değerlendirmeleri şimdilik daha ileri tarihlere erteleme gerekliliğini düşünüyoruz.
        Gerek klinik görüşmelerimiz sırasında karşılaştığımız anne babalardan,  gerek değişik yollar ile bize gelen sorularda sıkça karşılaştığımız sorulardan biri de  ''TV nin çocuğumuza etkisi nedir ? ''  şeklinde olan sorudur. Bu konuda anne babalara söylediğimiz genel şey her yaş için  şüphesiz bu sihirli kutunun  çocuğa etkileri farklı farklı olmaktadır. Bunu iyi  veya istenen etkiler ve  kötü veya istenmeyen etkiler şeklinde ikiye ayırabiliriz. Ama TV nin en büyük etkisi şüphesiz 0-3 yaşları arasında olmaktadır. Çünki bu yaşlar hayat boyu kullanılacak bazı psikososyal ve psikomotor  özelliklerin kazanıldığı çok önemli bir devredir. Bu devrede oluşabilecek herhangi bir sorun bütün hayatı etkilemektedir. Bu  nedenle yaşlara göre TV nin etkileri konusunda anne babaları bilgilendirmek gerektiğini düşünerek bu türlü bir yazı yazma ihtiyacı hissettik.
        0-3 yaş gurubuna etkiler
        0-3 yaş için TV bazı durumlarda ciddi sıkıntıların kaynağı olabilmektedir. Ailelerin sosyoekonomik zorlukları , çalışan annelerin durumu , çocuğun-ilgilenilmesi gereken - ek kardeş durumu , anne babaların kendilerine ait sorunları ,yapılması gereken  ev işleri , anne babaların sosyoekonomik zorluklardan dolayı ek işlerde çalışmaları , anne babalardan birinin veya ev içerisindeki bireylerden birinin kronik hastalığı , ailelerin kendi psikososyal ihtiyaçları için  zaman ayıramaması , anne babaların kendilerinin psikiyatrik sorunları , istenmyen hamilelik sonucu bebeğin doğmuş olması  , çocuğun bedensel bir hastalığının olması ve buna benzer sayacağımız onlarca  etken nedeni ile anne ve babalar çocuklarına yeterince zaman ayırmamakta veya ayıramamaktadırlar. Bu nedenlerden dolayı anne babalar isteyerek veya istemeyerek çocuğu ile fazla ilgilinememekte çocuğu ile ilgilenme fiziksel bakım ( karnını doyurma , altını temizleme vb. ) ötesine çok fazla geçememektedir.
        Bu dönemde çocukların duygusal doyum sağlaması ve onun ile her bakımdan ilgilenilmesi onun sağlam ve güçlü bir psikolojik yapısının oluşmasına zemin hazırlar. Bu dönem için bebeği okşamak , kucaklamak , onun ile konuşmak ,  sevildiğini hissettirmek  , onun ile oynamak, onun ile birlikte vakit geçirmek , onu gezdirmek, psikomotor ve  psikososyal yönünün  gelişimine çok büyük katkılarda bulunur. Bebek ile birlikte vakit geçirmek , onun insanlar arası ilişkilere yabancılaşmasını engeller ve ilgilenen bakıcısı vasıtası ile önce karşısındaki bireyi , aile ortamını ve yavaş yavaş sosyal çevresini tanımasına yol açar . Bu bağlanma yolu ile önce anneye karşı bir ilişki gelişir . Bu durum anne karnında başlar ve bebeklik döneminde devam eder. Çocuk bu bakım veren aracılığı ile iletişim geliştirmeye , kendini ifade etmeye , ihtayaçlarını anlatmaya çalışmaya , kısacası sosyal ortamın gereklerini yaparak yanında ve çevresinde bulunan insanlar ile iletişim ve etkileşim   içerisine girmeye başlar.
        Çocuk sosyal ortamda iletişimin temel esası konuşma olduğu için konuşmayı öğrenmek zorundadır. İnsanlar tarafından sevilmek için onları anlamak onların duygusal uyarılarına cevap vermek zorundadır. Çocuk sosyalleşmek ve iletişimini kurmak için etrafındakilerden özelliklede bakım veren kişiden teşvik almak zorundadır. Bu  çocuğun ihtiyaçlarını karşılamak ( yiyecek , giyecek , temizlik , koruma vb) , onun dertleri ile ilgilenmek , onun ile birlikte vakit geçirmek , onu öpmek , okşamak, konuşmak , oynamak vb gibi yapılan girişimler ile çocuk sevildiğini hissettirerek , onun için , psikososyal gelişim için bir teşvik oluşturmalıdır. Konuşma , etraf ile ilgilenme , sosyal ortamların gereklerini yerine getirme , insanlar ve yaşıtları ile ilgilenme , ihtiyaçlarını insanlara anlatma , insanlara duygusal yakınlık kurma ,cansız varlıklardan çok canlı varlıklar ile ilgilenme gibi bir çok psikososyal faktör çocuklarda bu iletişim ve etkileşim ortamında kendileğinden   meydana gelmeye başlar .
        Bütün bunlardan bahsetmemizin nedeni , bizim meselemiz ile yakından ilgili olmasından dolayıdır. Çocuk cansız bir varlığın karşısında , duygusal ve sosyal uyarıdan mahrum , sevgiden ve bağlandığı kişiden uzak ,çocuğun konuşmasına , bakışına , gülümsemesine karşılık vermeyen , gönderdiği iletişim ve etkileşim mesajlarına cevap vermeyen,  sert , soğuk  bir cismin karşısında kaldığında ( ne kadar ses ve görüntü olursa olsun çocuk onları yorumlayacak ve kabul edecek durumda ve psikososyal seviyede değildir ) biraz önce saydığımız sosyalleşme ve bireyselleşme ve kendiliğinden gelişecek olan psikososyal yönlerin hepsi eksik veya yetersiz kalacaktır. Neden küçük çocuklar için bu biraz daha sıkıntılı bir durum ? çünkü çocuğun busosyal ve duygusal eksikliği telafi edeceği arkadaş ve sosyal ortamı , konuşmak veya vakit geçirmek için gideceği ikinci bir ortam  ve bunu telafi edebilecek psikomotor ,psikososyal   yeterlilik henüz gelişmemiştir ayrıca alternatif bir gelişim ortamı yoktur .
        TV karşısında 0-3 yaş arasında  aşırı miktarda  kalan (günlük 1-2 saatin üzerinde ) çocuk , ailede ve özellikle de bakım veren kişide eşlik eden yukarıda saydığımız diğer etkenler de varsa , sosyal gelişim (duygusal etkileşim ve karşılık verme, sosyal ortamlara uyum , insanlar ile ilgilenme , onlara yakınlık gösterme , yaşıtlarına ilgi vb) , ve iletişim ( konuşma , anlamlı jest ve mimikler , heceleme , agulama , ses çıkarma , cümle kurma vb.) için gerekli olan fonksiyonların gelişiminde gecikmeler veya yetersizlikler görülür. Bu duruma yani iletişim ve etkileşim bozukluğuna yol açabilecek diğer nedenlerin olup olmadığı incelenmelidir. Bütün bu nedenlerden dolayı bebekler için sevgi ,duygusal ilgi ve birlikte geçirilecek vakit yerine çocuğun TV karşısında kalması son derece sakıncalıdır.
        Bu dönemde uzun süre çok aşırı miktarda TV karşısında kalan çocuklarda başka hazırlayıcı nedenler yok ise , başka nedenler de eklenerek bazı psikiyatrik tablolar gelişebilir. Bu tür çocuklarda etrafa karşı ilgisizlik , seslenince bakmama , göz kontağı kurmama , insanlara ve yaşıtlarına ilgisizlik , onlarla duygusal ve sosyal iletişime geçmeme , kendi halinde olmaya çalışma , kendi etrafında dönme , sallanma , aşırı derecede cansız nesneler ile ilgilenme , konuşmama , cümle kurmama  , iletişim ve etkileşimde problemler , duygusal olarak karşılık verememe vb. bir çok belirti görülebilir. Bu nedenle ane babaların özellikle bu yaş için TV izleme konusunda sınırlamalar ile birlikte durumu yönlendirmeleri , normal psikomotor ve psikososyal gelişim için uygun olur.
    Aynı zamanda bu yaş içindeki bir bebek veya küçük çocuk ile hem anne hem babanın , mümkün olduğunca fazla vakit geçirme ,onunla oyun oynama , konuşma , sevdiğini belli etme , duygusal yakınlık gösterme , onun ile gezme , onun fiziksel bakımını ihmal etmeme , onun normal gelişim basamakları konusunda dikkatli olma , onun diğer çocuklar ile etkileşim ve iletişimine zemin hazırlama , sadece onun için belli zamanlar ayırma , ona masal anlatma vb. bir çok faaliyeti günlük hayat içerisinde yapmaları uygun olur.
       4 -7 yaş çocuklar ve TV
        Bu yaş grubunda çocuğun gelişimi ile ilgili önemli adımlar atılır. 0-3 yaş grubunda olduğu gibi çocuğun gelişimi bu dönemde de çok hızlı bir şekilde devam eder. Bu dönemde anne baba , arkadaş ve sosyal çevre ile etkileşim ve iletişim belirgin olarak artmış ve artık erişkinlerle birlikte belirgin olarak uyum sağlanmıştır. Bu dönemde gerek dil gelişimi , gerek motor gelişim de önemli aşamalar kaydedilir. Bu dönemde çocukta ki etkilenmeler hayat boyu çocuk için çok önemli olmaktadır.
        TV nin bu dönemde çok aşırı izlenmesi çocuğun dil ve sosyal gelişiminde bazı sıkıntıların ve eksikliklerin oluşmasına neden olabilir. Bu dönemde çocuklar TV de gördükleri görüntüleri tamamen somut olarak yorumlarlar yani çocuklarda tam olarak soyut düşünce gelişmediği için gerek çizgi filmler gerek filmler de görülen görüntüler olduğu gibi algılanır. Çocuk bütün bunları olduğu gibi uygulamaya çalışabilir. Yani çizgi filmde gördüğü bir hareket veya sahneyi olduğu gibi yapmaya çalışabilir. Çocuk için bu dönemde şiddet içeren ve aşırı abartılı konulardan oluşan çizgi filmler oldukça sakıncalı olabilir. Bilinçaltı şiddet duygularının yerleşmesine neden olabilir . Aynı zamanda çocuğun bu dönemde izleyeceği  gerilim, korku veya aşırı şiddet içeren görüntülerden   çocuklar oldukça aşırı etkilenebilir , bu durum onları akla gelen görüntüler ve düşünceler ile günlerce rahatsız edebilir. Ek olarak çocukta uyku bozukluğu , yalnız kalmak istmememe , korku ve endişe duyguları yerleşebilir ( klinik ortamda bunun örneklerini görmekteyiz ) . O nedenle anne babaların bu dönede izlenen programlara özellikle dikkat etmesi gerekir.
    Çocuğun sosyalleşmesi , yakınları ile diyalog kurması , sosyal adaptasyonu , dil gelişimi ve buna benzer konular  TV izleme ( aşırı miktarlarda ) ile eksik kalabilir. Bu yaşlardaki çocukların eğitici programlar harici özellikle şiddet içeren ve çocuklar için travmatik olacak görüntülerden uzak kalmaları uygun olur. Bu hazırlıksız karşılaşılan görüntüler onlarda bilinçaltı kaygı , gerilim , korku , şiddete eğilim gibi sıkıntılara yol açabilir. Amerika ve Avrupada uzmanlar küçük yaşlarda gösterilen şiddet davranışlarının önüne geçmek için çok büyük gayretler sarfetmekte   ,özellikle son zamanlarda okullarda gösterilen şiddet olaylarından sonra meselenin öneminin  daha da arttığı anlaşılmaktadır . Mühim olan ve yapılması daha basit olan şey çocukların ruh sağlığı bozulmadan koruyucu önlemlerin alınması gerekliliğidir.
        Unutulmamalıdır ki çocukluk çağında görülen her görüntünün , duyulan her sesin , karşılaşılan her iyi ve kötü muamelenin muhakkak ileriki yıllarda bir yansıması olacaktır. Bu nedenle TV gibi iletişim araçları eğitim amaçlı olarak kullanılmalı , eğlence amaçlı ise  belli sınırlarda  kullanılmalıdır.   Özellikle anne babalar, aile olarak birlikte izledikleri programlar konusunda oldukça seçici davranmalıdırlar . Bütün bunlara ek olarak , aşırı ve uygunsuz TV izleme durumunda , daha çok geç saatlerde izlenmesine müsade edilen programlar ile çocukların uyku ritmi bozulmakta , vakit ve motivasyon eksikliğinden dolayı  çocukların oyunlar ve değişik aktiviteler ile kazanacakları motor beceriler yetersiz kalmakta , çocukların arkadaş ortamlarında kazanacakları sosyal adaptasyon yeteneği istenen seviyede olmamakta , ince motor becerilerin gelişimine ve anne babanın eğitimi için gerekli vakit azalmakta , bu yaş için gerekli olan fiziksel hareketlilik ile enerji atımı eksik kalmakta , TV nin çocuklar için bir miktar katkısı olsa bile genel olarak dil , sosyal ve motor  gelişimde sıkıntılar gözlenmektedir. Bu durum eğer anne babanın çocuğu için yeterli vakit bulmasında sorun varsa , çocukta ek olarak psikiyatrik sıkıntılar varsa , çocuğun gelişimini destekleyecek diğer faktörler eksik ise daha da büyük sıkıntı olmaktadır.   
        7-12 yaş arası çocukların durumu
        Bu dönemdeki çocuklar genelde ağır eğitim şartları içinde olan grubu oluşturmaktadır. Aynı zamanda TV nin eğitim amaçlı kullanımından daha fazla yararlanacak bir yaş grubunu oluşturmaktadır. Yukarıda saydıklarımıza ek olarak bu yaş grubunda soyut düşünce yerleşmeye başlamış olmasının etkileri görülür. Çocuklar TV deki görüntülerden etrişkin düzeyinde etkilenmeye başlarlar. Yukarıda değindiğimiz gibi bu yaş grubunda da şiddet içeren , korku ve gerilime neden olan sahnelerin çocuğun gelişiminde problem oluşturacağını söylemek gerekir. Yukarıda bahsettiğimiz iletişim ve sosyal adaptasyon üzerine etkileri 0-3 yaş ve 4-7 yaş grubundaki kadar negatif şekilde olmaz . Çocukların bu yaşlardan itibaren TV üzerinden kazanımları eğer iyi yönlendirilir ve seçici davranılırsa devam eder. Bu yaştaki çocukların ders ve okul saatleri de göz önüne alınarak TV izleme saatleri uygun bir şekilde sağlanmalıdır. TV izlemenin aşırılığı durumunda çocuğun sosyal aktivitelerinde , arkadaş ilişkilerinde , ders başarısında , sportif faaliyetlerinde , yaşa uygun becerilerin geliştirilmesinde sorunlar yaşanabilir.

Çevrimdışı kera

  • Uzman Üye
  • *****
  • 296
  • 1.363
  • 296
  • 1.363
# 05 Ağu 2007 01:25:57
Evet ben çocuğumu TV'nin karşısında yalnız bırakmıyorum AKSA Öğretmenim. Ne hıristiyanlık dinini ne de başka dinlerin propagandasını doğru bulmuyorum.Ama bu dinleri tanımasını da istiyorum zamanı gelince. Doğru yolu kendisi bulmalı. Ama neden eğitici programlar hep yurt dışı kaynaklı, hadi bu işte olanlar kolları sıvayıp eğitici programlar yapsınlar. Nerede?

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK