Ziya Selçuk:Bir Bakan olarak değil, bir “öğretmen” olarak yazıyorum, lütfen okuyun. Hem de yanınıza gelmişim de gözünüzün içine bakarak konuşuyormuşum gibi okuyun.Eğitim; çocuğun iç çekişini, kahkahasını, “Öğretmenim!” deyişini duyarak, saçını okşayarak, omzuna dokunarak, kaş göz işaretiyle çaktırmadan uyararak, birlikte eğlenerek ve teneffüste üşümesin diye montunun önünü kapatarak yapılır. Uzaktan eğitimde bunlar yok, olmayacak da...Uzaktan eğitime biz her detayıyla hazırırız ve en iyisini yapacağız ama sınıf ortamının, okul ikliminin ruhunu ekranlara üfleyemeyiz. Ne yapsak eksik kalır. Bu yüzden bizim eğitim öğretimi layıkıyla devam ettirebilmek için okullara dönmemiz, yüz yüze eğitime başlamamız lazım.Yüz yüze eğitime 21 Eylül’de başlayabilmemiz sizin elinizde. Gece gündüz çalışıyoruz. Teneffüste oynanacak temassız oyunlar bile hazır. Detaylara bu kadar titizlikle hazırlandığımız bu süreçte hâlâ maskesiz ve mesafeyi hiçe sayan insanlar görmek bizleri derinden üzüyor.“Okulları birlikte açacağız.” derken samimiyiz, sizleri bu sorumluluğa ortak olmaya çağırıyoruz. Sizsiz başaramayız. Lütfen maske takın, mesafenizi koruyun ki okulları açıp işimizi yapabilelim, çocuklar okullarına kavuşsun. Çocuklarımız ve öğretmenlerimiz adına rica ediyorum.
Bu yazıda; Öğretmenler "marabaymış" gibi bir anlam çıkıyor.
okulların açılması için herkesin sorumlulukları var ve toplumu bu sorumluluğu yerine getirmeye çalışıyor bakan. Icerikte de üslupda da bir sorun göremiyorum ben oldukça makul bir dille yazılmış güzel bir çağrı . “Bu sorumluluğa ortak olmaya çağırıyoruz”İfadesine takıldım. Salgın bizim yüzümüzden mi artışta ya da salgını öğretmenler mi bitirecek? Salgının başından beri sorumluluklarımızı yaptık ve yapıyoruz. Ayrıca evet öğretmenlik çok çok güzel bir meslek, sürekli olarak mesleğimizin dramatize edilmesinden çok rahatsızım.
Şu an 2.443 kişi ve 146 üye var.