37 yaşındayım. 37 yıllık ömrümde bu son 2 aydır geçirdiğimiz süreç içerisinde yaşadığım gerginlik ve belirsizliği hiç bir zaman yaşamadım.
Yani milli eğitim bakanı ayrı telden konuşuyor, sağlık bakanı ayrı telden konuşuyor, bilim kurulunun her bir uyeso ayrı telden konuşuyor.
Ciddi manada anlamıyorum...
Yok efendim telafi eğitimi yapılacak 31 Ağustos'tan sonra, planları hazırlayın, eyvallah hazırlarız.
Yok efendim 24 Ağustos'ta seminerler var gelin yüzyüze konuşalım. Ona da eyvallah.
Yok 31 Ağustos 18 Eylül okullarda iş planına göre eğitimler vs olacak. Ona da eyvallah.
Hala ne milli eğitim bakanı ne başka bir yetkili tutup da net bir şey belirtmiyor.
Okulları birlikte açacağız, tamam açalım da demezler mi insana bunca zaman hiçbir gerçekçi açıklama ya da hazırlık yapılmadan nasıl açacağız bu okulları? Özel okulların kriter ve şartlarına göre mi açacağız arkadaş?
2300 küsür öğrencilerin olduğu ve hala ikili eğitimlerin olduğu okullarda bu iş nasıl olacak? Çankaya şartlarına göre mi hazır olacak bütün okullar? Öğretmenler yatıyor diyen güruh sussun diye mi bütün çaba? 1 vaka var iken okullar kapatılıp 1300'lerde seyreden vaka sayılarında mı açılacak okullar?
Öğretmenler okullarını da öğrencilerini de ozledi, öğrenciler de okullarını ve öğretmenlerini özledi lakin gerçekçi ve elle tutulur bir şeyler olmadan nedir bu baskı ve gerginlik...
Öğretmenler bile birbirine düşer oldu bu süreçte, yok açılsın yok online olsun yok seminerler şöyle de böyle...
Ciddi manada yoruldum ben, zihnen de ruhen de...
Ne olacaksa net bir şekilde ifade edilsin lütfen artık ...
Ben yoruldum ...
Biz yorulduk...
Birileri belirli bir amaca göre algı yaratıyor. Bir süre sonra devlet buna Kayıtsız kalmıyor. Bir çok çalışma, yazı, açıklama geliyor ama aslında içlerinde net birşey olmuyor.
Yapılacak seminerin amaçlarından biri de yaratılan algıyı kırıp milletin gazını almak. Öğretmenler okullarında, planlama yapıyor diye gösterileceğiz. Tabi bu durum mülki amirlerin de işine gelecek. Pandemi ekiplerine öğretmenleri de katacaklar. Bir genelgeye bakar sonuçta. Dediğiniz gibi düşünmekten, sorgulamaktan, beklemekten yorulduk. Karalanmaktan bıktık. En güzeli seminer gününe kadar beklemek.