Türümüze has tuhaflığımız her geçen gün biraz daha artıyor mu ne!!! Teknolojik, görsellik, estetik, anlayış ve tutumlar, dünya bakışı ve daha birçok konuda elbetteki hepimiz az çok kendimize göre değişiyoruz, değişmeye mecbur kalıyoruz, her şey değişiyor, bunda bir sıkıntı yok. Ancak insanlaşma konusunda sıkıntılarımız azalmak yerine artıyor olması tuhaf bence.
Bunca iletişim araçlarımız var, ancak birbirimizi anlamakta zorlanır hale geldik. Sanki robotlaşıyoruz gibime geldi. Duyuyoruz, anlıyoruz belki ama olumlu anlamda insanlaşamıyoruz. Masumiyet de gitgide uzaklaşıyor bizden. Bunca imkana rağmen insanlığın acıları hala taptaze ve artıyor olması ürkütücü.
Alışıyoruz her şeye, birçok acı bizleri acıtmıyor artık. Bir nevi biyonik robotlar haline geldik. Birbirimize güvenemiyoruz. Her tarafımız kameralarla donatılmış. Biz mi teknolojiye, teknoloji mi bize hakim belli değil. Güveniyoruz, öyle de...ama diye başlayan cümlelerimiz yüklemsiz kalıyor çoğu kez.
Keza kitle iletişim araçları yine öyle, iletişimi kolaylaştırsın diye aldığımız her araç gerçek iletişimi koparma noktasına getirmiş. Dünyanın öteki ucundaki Obama'ya ulaşmak mümkünken, üst katımızdaki komşumuzdan haberimiz yok. Nedenlerini bilemiyoruz, sorgulamaya da vaktimiz olmuyor her nedense!...
Evden çıkmayan, tüm işlerini e-mesleklerle masa başından hal eden insanlar, meslekler türedi. Neredeyse bir simidi dahi e-ticaretle kapımıza getirtiyoruz. Hareketsizlik beraberinde yeni sorunlar getiriyor. Obezite, a sosyal kişilik bunlardan bir kaçı sadece.
Sanal (gerçekte olmayan, iki tıkla var olduğu sanılan) yaşam her yeri ağlarla birbirine bağlamış. Mektup yerini e-maile, gerçek bir ses olan karşılıklı konuşma yerini mesajlara bıraktı. Her şeyin aslının yerine copy past yapıyoruz. Somut resim albümlerinin de pabucunun dama atılalı yıllar oldu. Binlerce resim çekiyoruz ama dijital albümlerimizde bir iki resim dönüp duruyor sürekli.
Sevdiklerimize gerçek çiçekler günderme alışkanlığımız da bu gidişle yerini kaybedip, e-kokulu diji çiçeklere bırakacak. Kısaca her şey sanal oluyor. E! bu kadar sanala hayranlık ve sanallaşan insan; yerine de bir sanalını bulması uzak bir ihtimal olmaktan çıktı çıkacak neredeyse.
Komple değişmeye de korkuyoruz bu arada. Yaşadığımız her anı ölümsüzleştirme kaygısından olsa gerek, her şeyi belgelemek ve geleceğe izler bırakmak özelliğimiz neyseki dijital de olsa yine de devam ediyor. Yakında beyinlerimizi, anılarımızı copy past yapacak bir cihazın olması kaçınılmaz oldu artık. İnsanoğlu yine de direniyor yok olmaya karşı. Bu ümit verici.
Bir arayış içindeyiz. Bu her şekilde göze çarpıyor. ''Azıcık aşım, kaygısız başım'' deyimi anılarda kaldı. Deyimlerimiz bile çağa ayak uydurmakta zorlanıyor. Ata sözlerimiz bile eskisi gibi kısadan hisse yapamıyor. Hızlı yaşam denilen öyle bir döngüye girmişiz ki dışında kalmak imkansız gibi.
Yine de göze çarpan birşeyler var, kolay kolay açıklayamadığımız, açıklamaya kelimelerin yetmediği bir acelemiz var sanki... çelişkilerimizle yaşama kaldığımız yerden devam...
Yaşamınızın gönlünüzce olması dileğiyle..