Anket

  Sizin  için  'Farkında  Olmak',  ne  anlama  geliyor?

Hedef  belirlemek,yaşamına yön vermek.
14 (70%)
Aşık olmak, sevmek
0 (0%)
Bilmiyorum
0 (0%)
Sabır  sebat  etmek
0 (0%)
Durumdan  vazife çıkartmak
6 (30%)

Toplam Oy Verenler: 20

Farkında Mısınız?

Çevrimdışı konakyanlı

  • Uzman Üye
  • *****
  • 891
  • 354
  • 891
  • 354
# 26 Eyl 2007 16:43:26
Siz bu ülkede,ne kadar yahudi,ne kadar ermeni,ne kadar rum,ne kadar başka ülke meraklısı,gazeteci,yazar,televizyoncu olduğunu biliyormusunuz?
YÖK de yine bunlardan ne kadar çok olduğunu biliyormusunuz?
Tabii devletin başka kurumlarında da.
Peki arada bir bu tür kişilerin,nasıl nabız yokladıklarını, araya fitne sokmaya çalıştılarını da, bu memleketi sunduklarını da biliyormusunuz?
Bunlar işlerine gelmediği zaman Mustafa Kemal'e sosyal faşist diyen,işlerine geldiğinde de,Atatürk ilkeleri de,Atatürk ilkeleri diyen tipler.
Memeleket,layik olmamaktan ve ya şundan bundan batmayacak.
Özgürlükler ülkesi dediğiniz Amerika'da,basın beyaz saraydan izin almadan haber yapamıyor.
Ama Amerika,Türkiye'nin her işine karışır oldu mu,olmadı mı?
Hatta CIA bürosu bile açtı.
Dindarlık ve ya dinsizlik değil,bunları kaşıyıp,kaşıyıp cilt kanserine çevirenler batıracak bu ülkeyi.

İşte,benim "Farkında Olmak " tan anladığım budur.
Yani ülke ve toplum sorunlarına,elinden bir şey gelemese de kayıtsız kalmamak.
Farkında Olan da 17 yaşında bir gencimiz.Yukarda yazdıklarım,onun farkında oldukları.
Acaba iyi yolda değil mi diye düşünmüyor da değilim.
Yoksa çok okumak zarar mı veriyor?

Çevrimdışı erdemc28

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.985
  • 443
  • 1.985
  • 443
# 26 Eyl 2007 16:55:07
FARKINDAMISINIZ?
Mallarımız arttı, keyfimiz azaldı.Daha büyük evlerde, ama daha küçük ailelerle yaşıyoruz.Konforumuz arttı ama zamanımız daraldı.Diplomamız bol ama sağduyumuz az.Uzmanlar arttı ama sorunlar çoğaldı.İlaçlar çoğaldı, hastalıklar arttı.Çok para harcıyoruz Ama az gülüyoruz.Akşam geç yatıyor, sabah yorgun kalkıyoruz.Az kitap okuyor, çok televizyon seyrediyoruz.Çok konuşuyor ama az gönül veriyor ve bol yalan söylüyoruz.Para kazanmayı öğrendik ama yuva kurmayı beceremedik.Aya kadar gidip dönmeyi biliyoruz ama komşumuza uğramak içinkarşı sokağa gidemiyoruz.Uzaya ulaştık ama kendi iç derinliklerimizden habersiziz.Havayı temizledik ama ruhları kirlettik.Atomu parçaladık, önyargılarımızı yıkamadık.Çok yazıyor ama az gelişiyoruz.Daha çok plan yapıyor ama daha az sonuç alıyoruz.Acele etmeyi öğrendik ama sabırlı olmayı asla.Gelirimiz arttı, karakterimiz zayıfladı.Tanıdıklar çoğaldı ama dostlar eksildi.Çabalar arttı ama mutsuzluklar azaldı.Daha mutlu olmak için somurtarak çalışıyoruz.Varlığımızı arttırdık ama değerlerimizi yitirdik.Ve nihayet: Hayata yıllar ekledik, yıllara hayat katamadık

Çevrimdışı AKSA

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.564
  • 2.847
  • 1.564
  • 2.847
# 26 Eyl 2007 17:15:36
Çünkü her şeyi kötülüyor ama hiçbir kötülükten sorumlu olmadığımıza inanıyoruz.
Her yerde, her şeyde suç görüyoruz; haksız da değiliz hani; suç yayılıyor, büyüyor, kocaman bir leke gibi dünyamızı kaplıyor. Ama suçu hep başkalarının üzerine atıyoruz.
Artık çok geç...
Çünkü bizim hayata yaklaşımımız Amerikan filmlerindeki seri katillerin ağlamaklı itiraflarını andırıyor! Bütün münasebetsizliklerimizin, bütün densizliklerimizin, bütün gündelik hayat "cinayetlerimizin sorumluları baştan belli. Ezbere sayıyoruz: "Annem beni sevmiyordu", "Babam beni hiç anlamadı", "Patronum pis herifin tekiydi" vesaire...
Daha beteri de var!
Yanlış bir şey yaparken o kadar rahatız ki; çünkü "herkes yapıyor!"
Artık çok geç...Çünkü sorarsan, herkes mağdur.
Çünkü sorarsan, herkes haklı.Herkes kurban, en güçlüler bile.Ve herkes bu saçma ortak paydada birbirini anlıyor, birbiriyle anlaşıyor.
Artık çok geç...
Çünkü sevgimiz rastlantı tanımıyor.
Sevgimiz ille de ikna edici bir neden, varlığını anlamlı kılacak bir güzellik arıyor kendine.
Ve ne yazık ki her sevme çabamız, sevmediklerimizin altını daha çok çiziyor.
Artık çok geç...
Çünkü yalnız kalmaktan, yalnız hareket etmekten korkuyoruz...Çünkü tek başımıza otobüse binip askere gitmekten, tuttuğumuz takımın maçını açık tribünün en ıssız köşesinde izlemekten, tanıdık doktorlara ve akrabalara haber vermeden bir hastane kuyruğunda beklemekten çok ama çok korkuyoruz...
Artık çok geç...
Çünkü hâlâ inat ve ısrarla "iyi bir toplum" a inananlarımız varsa da bu toplumda "iyi bir insan" olarak yaşanabileceğine inananlanmız gitgide azalıyor.Çünkü inanmak olgunlaştırmıyor artık bizi...Tersine, inandıkça daha çocuk, daha köktenci, daha yıkıcı oluyoruz.Çünkü kendi gemimizi kurtarmak için başka gemilerin batması gerektiğini sanıyoruz.
Artık çok geç...
Neden?
Çünkü kaybetmek istemiyoruz. Hiç kimse kaybetmeyi göze alamıyor.
işin garibi, herkes kazanmak istediğinden midir ne, hep birlikte kaybediyoruz.
Artık çok geç...
Çünkü çok kalabalığız ve bir türlü anlamıyoruz: Herkese yetecek kadar zafer yok bu dünyada...
Yanılıyor muyum?
Hâlâ vakit var mı? Umutsuzluğa düşmek için neden yok mu?
Öyleyse bir şeyler yapalım.
Ne mi?
Mesela yalnız kalalım.
"Birlik ve beraberlik" içinde dünyayı linçe kalkışmaktansa, öfkemizi dinlemeyi; keskin sirkenin her zaman küpüne zarar verdiğini yeniden öğrenmeyi deneyelim.
Mesela dünyayı ve birbirimizi sevelim ama dünyaya ve birbirimize sırnaşıp yaltaklanmayalım.
Mesela sevilmek için sevmeyelim; sevilme arzumuzun duygularımızı köreltmesine izin vermeyelim.
Mesela kalabalık ayinlerin güvenli sarhoşluğuna kapılmaktansa "aşk şarabı" ndan içip uçurum kıyısında dans edelim.
Mesela kimseyi tehdit etmeden cesur olduğumuzu göstermenin bir yolunu bulalım...
Zor değil mi, çok zor..
Ama yapalım bunu.
Vakit iyice geç olmadan...

Çevrimdışı şafakgergin

  • B Grubu
  • 898
  • 677
  • 898
  • 677
# 26 Eyl 2007 22:42:07
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Çünkü her şeyi kötülüyor ama hiçbir kötülükten sorumlu olmadığımıza inanıyoruz.
Her yerde, her şeyde suç görüyoruz; haksız da değiliz hani; suç yayılıyor, büyüyor, kocaman bir leke gibi dünyamızı kaplıyor. Ama suçu hep başkalarının üzerine atıyoruz.
Artık çok geç...
Çünkü bizim hayata yaklaşımımız Amerikan filmlerindeki seri katillerin ağlamaklı itiraflarını andırıyor! Bütün münasebetsizliklerimizin, bütün densizliklerimizin, bütün gündelik hayat "cinayetlerimizin sorumluları baştan belli. Ezbere sayıyoruz: "Annem beni sevmiyordu", "Babam beni hiç anlamadı", "Patronum pis herifin tekiydi" vesaire...
Daha beteri de var!
Yanlış bir şey yaparken o kadar rahatız ki; çünkü "herkes yapıyor!"
Artık çok geç...Çünkü sorarsan, herkes mağdur.
Çünkü sorarsan, herkes haklı.Herkes kurban, en güçlüler bile.Ve herkes bu saçma ortak paydada birbirini anlıyor, birbiriyle anlaşıyor.
Artık çok geç...
Çünkü sevgimiz rastlantı tanımıyor.
Sevgimiz ille de ikna edici bir neden, varlığını anlamlı kılacak bir güzellik arıyor kendine.
Ve ne yazık ki her sevme çabamız, sevmediklerimizin altını daha çok çiziyor.
Artık çok geç...
Çünkü yalnız kalmaktan, yalnız hareket etmekten korkuyoruz...Çünkü tek başımıza otobüse binip askere gitmekten, tuttuğumuz takımın maçını açık tribünün en ıssız köşesinde izlemekten, tanıdık doktorlara ve akrabalara haber vermeden bir hastane kuyruğunda beklemekten çok ama çok korkuyoruz...
Artık çok geç...
Çünkü hâlâ inat ve ısrarla "iyi bir toplum" a inananlarımız varsa da bu toplumda "iyi bir insan" olarak yaşanabileceğine inananlanmız gitgide azalıyor.Çünkü inanmak olgunlaştırmıyor artık bizi...Tersine, inandıkça daha çocuk, daha köktenci, daha yıkıcı oluyoruz.Çünkü kendi gemimizi kurtarmak için başka gemilerin batması gerektiğini sanıyoruz.
Artık çok geç...
Neden?
Çünkü kaybetmek istemiyoruz. Hiç kimse kaybetmeyi göze alamıyor.
işin garibi, herkes kazanmak istediğinden midir ne, hep birlikte kaybediyoruz.
Artık çok geç...
Çünkü çok kalabalığız ve bir türlü anlamıyoruz: Herkese yetecek kadar zafer yok bu dünyada...
Yanılıyor muyum?
Hâlâ vakit var mı? Umutsuzluğa düşmek için neden yok mu?
Öyleyse bir şeyler yapalım.
Ne mi?
Mesela yalnız kalalım.
"Birlik ve beraberlik" içinde dünyayı linçe kalkışmaktansa, öfkemizi dinlemeyi; keskin sirkenin her zaman küpüne zarar verdiğini yeniden öğrenmeyi deneyelim.
Mesela dünyayı ve birbirimizi sevelim ama dünyaya ve birbirimize sırnaşıp yaltaklanmayalım.
Mesela sevilmek için sevmeyelim; sevilme arzumuzun duygularımızı köreltmesine izin vermeyelim.
Mesela kalabalık ayinlerin güvenli sarhoşluğuna kapılmaktansa "aşk şarabı" ndan içip uçurum kıyısında dans edelim.
Mesela kimseyi tehdit etmeden cesur olduğumuzu göstermenin bir yolunu bulalım...
Zor değil mi, çok zor..
Ama yapalım bunu.
Vakit iyice geç olmadan...



           Belki de  tartışılabilecek  en  manidar  konudur,  'Farkında  Olmak'.
  Vakit  hiçbir  zaman  hiçbir  şey  için  geç  olmaz!
  Paylaşma  dediğimiz  kavrama  inanarak  yaşamayı  toplum  olarak  benimsersek  millet  oluruz  devlet  oluruz.Ve  inanıyorum ki  yeryüzünde  güzel  izler  bırakırız  her  anlamda...
          Siz  paylaşmanın  ne  kadar  önemli  olduğunun  farkında mısınız?
  Her  anlamda  Oligartların  ve  Oligarşinin  mezarını  paylaşma  duygusu  kazacak,bilmem  anlatabildim mi!
 
 

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK