Hayırlı günler dilerim.
Melih Arat beyin bu haftaki yazısı :
Eski Düşünceler, Yeni Teknolojiler: Fatih Projesi
Zaman Gazetesinin saygıdeğer ve esprili yazarı Ahmet Turan Alkan, 8 ve 11 Mayıs tarihleri yazılarında üniversite öncesi okullarda öğrencilere tablet bilgisayar verilen Fatih projesi hakkındaki fikirlerini belirtmiş. 11 Mayıstaki yazısında bir öğretmenin sözleriyle projenin uygulamasında karşılaşılan zorlukları özetlemiş: Önce yarıyıl tatilinde kursa alındık, ardından açılış töreni yapıldı; öğretmen ve öğrencilere tablet dağıtıldı, ağ bağlantılı interaktif (akıllı) tahtalar konuldu. İnteraktif tahtalar çok kullanışlı ve faydalı ama tabletler için aynı şeyi söylemek imkânsız. Tek olumlu tarafı ders kitaplarının tablete aktarılmasıyla kâğıt ve orman ürünlerinden tasarruf etmek. Öğrenciler ders dinlemek yerine oyun oynamak veya nette gezinmeyi tercih ediyorlar. Okula kitap, defter, kalem getirmeyi artık lüzumsuz bulanlar çoğalıyor. Tabletle uğraşmak derse yoğunlaşmayı engelliyor. Bütün çocukların hasretle beklediği teneffüs saatlerinde bile bahçeye inip şakalaşan, konuşan, oynayan çocuklar artık dinlenme saatlerinde bile ellerinde tablet, facete geziyor oyun oynuyorlar. Kimse sınıftan çıkmıyor. Anti-sosyalleştiler.
İzniniz olursa bu konuda hem Milli Eğitim Bakanlığı yetkililerine hem de konuyla ilgilenenlere kendi görüşlerimi sunmak istiyorum. Akıllı telefonlar ve tabletler, bir insana bakarak kullanılmaz, bunlar kişisel etkileşimli cihazlardır ve cihaz ile kullanıcının doğrusal etkileşiminin arasına bir başka insanın girmesi üzerine tasarlanmamışlardır. Akıllı telefonu olanlar ya da tablet kullananlar bunu gayet iyi bilirler. Diğer bir deyişle eğer öğrenmeyi tablet üstünden yapacaksak, çerçeveyi çizeyim; birçok okuru şok edecek gerçeği söyleyeyim; tablet varsa çocukların okula gitmesine gerek yoktur. Çocuk oyun formunda hazırlanmış, bir mücadele ve merak içinde bırakacak içerikle istediği yerde öğrenebilir. Tabletle öğrencinin arasına ne öğretmen, ne anne-baba ne de başka biri, sürecin tabiatı itibariyle giremez. Girecekse bir video görüntüsü olarak ekranın içinden girer.
Çağımızın eğitimle ilgili temel sorunu, tüm dünyada geleneksel eğitimin çocukları pasif alıcı konumunda tutması sonucu, çocukların sıkıntıdan bayılmasıdır. Öğretmenler için çocukları derse bağlayacak interaktif ders içeriği hazırlamak büyük gayret ister; maalesef birçok öğretmenin böyle bir enerjisi ve yaratıcılığı da çeşitli nedenlerden devreye girememektedir.
Vaktiyle eğitimde devrim yapalım, çocuklara sırt çantalarında kitap vermek yerine tablet verelim derken, interaktif öğrenme içeriklerinden önce kitapların içine konacağı Kindle tarzı aletleri düşünmüş ve önermiştim. Proje ışık hızıyla ilerlediği için ilk adım atlanarak interaktif teknolojilere geçildi. Bugün mevcut eğitim sistemine entegre olabilecek tablet içerik programları, bir kitabı okumak, altını çizmek ve test olmak gibi öğrenciye hala sınıfta öğretmenle bütünleşik tutacak düzeyde sınırlı bir yazılım altyapısı bildiğim kadarıyla Elma Bilgisayar isimli bir kuruluş tarafından gayet güzel hazırlandı; ama Milli Eğitim Bakanlığı geçiş için böyle bir altyapı kullanmak yerine farkında olmadan sınıfta öğretmeni lüzumsuzlaştıracak bir sistemi kullanıyor. Peki ne yapmak gerek? Öğrenci evde ya da okulda interaktif içerikle öğretmenle değil, kendi başına çalışacak. Sınıfa geldiğinde öğretmenle herkesin aynı noktaya baktığı bir teknolojiyle etkileşime girecek.
Geleneksel sistemini at arabasına benzetirsek, tabletli eğitim uçaktır. At arabasına biner gibi uçak kullanılmaz; uçağın sistemi ve bağlamı, varsayımları farklıdır. Unutmayalım projeye ismini veren Fatih İstanbulu eski düşüncelerle değil, gemileri karadan yürüterek, çağın en ileri teknolojisi topları kullanarak aldı.