Genel Sohbet Günlüğü 2017 - 2018

Güzel bir çalışma olmuş. Öğretmenimizin eline sağlık.
Ben birinci sınıftan bu yana sınıfta bulunan ama sahibi bulunmayan kalemleri bir araya getirseydim sanırım sınıf duvarları kaplanırdı.

Haklısınız öğretmenim.
Sınıf öğretmenimiz bu ruhu öğrencilerine de aşılamış.
Sınıflarında hiç bir şey ziyan olmuyor.
Mutlaka bir amaca hizmet ediyor.

Uzuuuun bir aradan sonra cümleten iyi günler

Bir sınıf öğretmeninin aynası tabi ki böyle olur 👌
1/A sınıfımız dönem boyu küçülen kalemlerini atmamış ve bu şekilde değerlendirmiş 👏

mükemmel

Uzuuuun bir aradan sonra cümleten iyi günler

Tekrar hoşgeldiniz,o zaman.

Kanuni Devlet işlerinden vakit buldukça soluklanmak için arka bahçeye çıkar, ağaçları, kuşları, denizi seyrederdi. O gün deniz, ağaçlar bir başka güzeldi, yalnız ağaçlardan birkaç tanesinin yapraklarının buruştuğunu fark etti. Hemen yanlarına yaklaştı ve eliyle tutup incelemeye başladı. Biraz sonra ağaçların neden buruştuklarını anlamıştı. Karıncalar sarmıştı o güzelim dallarını.
Aklına bir çözüm yolu geldi. Ağaçları ilaçlatacaktı. Böylece ağaçlar karıncalardan kurtulacak ve rahat bir nefes alacaklardı. Fakat birkaç dakika daha düşününce bu fikrin o kadar da iyi olmadığını anladı. Karıncalar da can taşıyordu, ağaçları ilaçlatırsa onlar ölebilirdi. İşin içinden çıkamayacağını anlayan Kanunî, bu konuyu danışmak için hocası Ebussuud Efendi'yi aramaya koyuldu.
Hocasının odasına gitti. Ama hocası odada yoktu. Hemen oracıkta bulduğu kâğıt parçasına kafasına takılan soruyu edebî bir üslupla yazdı ve hocasının rahlesi üzerine bıraktı.
Birkaç saat sonra hocası odasına gelmiş ve rahlenin üzerinde el yazısı ile yazılmış kâğıdı görmüştü. Eline hat kalemini alan Ebussuud Efendi, talebesinin soruyu yazdığı kâğıdın altına bir şeyler yazdı ve kâğıdı rahleye bıraktı.
Kanunî bir ara tekrar hocasının odasına uğradı. Hocası yine yerinde yoktu; ama rahlenin üzerine bırakmış olduğu kâğıdın üzerine kendi yazısı dışında bir şeylerin daha yazılmış olduğunu gördü. Merakla kâğıdı eline aldı ve okumaya başladı. Yazıyı okuyunca yüzünde bir tebessüm belirdi. Kâğıdın üst kısmında Kanunî'nin hocasına yazdığı sual vardı..

Kanunî şöyle diyordu hocasına:
 -Meyve ağaçlarını sarınca karınca, Günah var mı karıncayı kırınca?
Hocası Ebussuud soruyu şöyle cevaplıyordu:
-Yarın Hakk'ın divanına varınca Süleyman'dan hakkın alır karınca.
......
Kanuni Sultan Süleyman Han işi bir şekilde çözmüş de ben ne yapacağım.Evi küçük karıncalar istila ediyor.Gözle zor görünenlerden.Onları kırmadan incitmeden  alabileceğim bir önlem var mıdır arkadaşlar.

hayırlı akşamlar arkadaşlar

Bol eğlenceli,bol dinlenmeli,
İyi akşamlar.

Hayırlı akşamlar.

Hayırlı Akşamlar Arkadaşlar...

Hayırlı bereketli  huzurlu akşamlar.
Öğleye  kadar oyun sokağındaydık. Çocuklar çok eğlendiler.Biz de çocuk olduk adeta.
Zaman zaman girmek gerekiyormuş dersten uzaklara...

Gölgende dinlenen insanlarla değil,
Gönlünde dinlendiğin insanlarla yola çık...
Hz. Şems

..........................Hay ırlı Akşamlar..................... ......

Akşamımız hayr'olsun,
Hanelerimize huzur dolsun inşallah

Kanuni Devlet işlerinden vakit buldukça soluklanmak için arka bahçeye çıkar, ağaçları, kuşları, denizi seyrederdi. O gün deniz, ağaçlar bir başka güzeldi, yalnız ağaçlardan birkaç tanesinin yapraklarının buruştuğunu fark etti. Hemen yanlarına yaklaştı ve eliyle tutup incelemeye başladı. Biraz sonra ağaçların neden buruştuklarını anlamıştı. Karıncalar sarmıştı o güzelim dallarını.
Aklına bir çözüm yolu geldi. Ağaçları ilaçlatacaktı. Böylece ağaçlar karıncalardan kurtulacak ve rahat bir nefes alacaklardı. Fakat birkaç dakika daha düşününce bu fikrin o kadar da iyi olmadığını anladı. Karıncalar da can taşıyordu, ağaçları ilaçlatırsa onlar ölebilirdi. İşin içinden çıkamayacağını anlayan Kanunî, bu konuyu danışmak için hocası Ebussuud Efendi'yi aramaya koyuldu.
Hocasının odasına gitti. Ama hocası odada yoktu. Hemen oracıkta bulduğu kâğıt parçasına kafasına takılan soruyu edebî bir üslupla yazdı ve hocasının rahlesi üzerine bıraktı.
Birkaç saat sonra hocası odasına gelmiş ve rahlenin üzerinde el yazısı ile yazılmış kâğıdı görmüştü. Eline hat kalemini alan Ebussuud Efendi, talebesinin soruyu yazdığı kâğıdın altına bir şeyler yazdı ve kâğıdı rahleye bıraktı.
Kanunî bir ara tekrar hocasının odasına uğradı. Hocası yine yerinde yoktu; ama rahlenin üzerine bırakmış olduğu kâğıdın üzerine kendi yazısı dışında bir şeylerin daha yazılmış olduğunu gördü. Merakla kâğıdı eline aldı ve okumaya başladı. Yazıyı okuyunca yüzünde bir tebessüm belirdi. Kâğıdın üst kısmında Kanunî'nin hocasına yazdığı sual vardı..

Kanunî şöyle diyordu hocasına:
 -Meyve ağaçlarını sarınca karınca, Günah var mı karıncayı kırınca?
Hocası Ebussuud soruyu şöyle cevaplıyordu:
-Yarın Hakk'ın divanına varınca Süleyman'dan hakkın alır karınca.
......
Kanuni Sultan Süleyman Han işi bir şekilde çözmüş de ben ne yapacağım.Evi küçük karıncalar istila ediyor.Gözle zor görünenlerden.Onları kırmadan incitmeden  alabileceğim bir önlem var mıdır arkadaşlar.

tebeşir ile çizgi çizin salatalık kabuklarını deneyin sonuç alacaksınız öğretmenim.

Hayırlı akşamlar

 

Hayırlı bereketli  huzurlu akşamlar.
Öğleye  kadar oyun sokağındaydık. Çocuklar çok eğlendiler.Biz de çocuk olduk adeta.
Zaman zaman girmek gerekiyormuş dersten uzaklara...

Biz de pikniğe gittik.Hava güzel,herkes çok mutluydu.Belediyenin ücretsiz servisi ve annelerle güzel bir gün geçirdik.

İyi akşamlar
Yarın güzel bir gün olsun.