KARNE NOTLARI Karne veren tarafta olmak, alan tarafta olmaktan daha zor. Bir çocuğun geleceği, psikolojisi, davranışları adına somut bir döküman hazırlamak ve "işte sen busun" demek büyük mesuliyet. Notu öğrenci alır, öğretmen vermez. Kabul. Kabul de ya çocuk yüzmeyi sevmiyorsa? İlkokulun ilk üç yılı kesinlikle ama kesinlikle şunlara ayrılmalı: Okuma-yazma becerisi, basit dört işlem, muhakeme gücü, ahlak, adab-ı muaşeret, saygı, birlikte yaşama kültürü ve illa edep illa edep. Bizde olan? Uzamsal ilişkiler diye bir şey var mesela ikinci sınıfta, ben bile anlamıyorum. Karne heyecanı yok eskisi gibi. E-okul çıktı mertlik bozuldu. "Hocam bir puan verseniz takdir/teşekkür alıyorum." dedirtmeden hiçbir çocuğa o bir puanı veriyorum. Çocuk yalvarmayı değil kendine güvenmeyi öğreniyor. İlkokulda not acilen kaldırılmalı. Çocuklar şanssız. Çünkü karne alıyorlar. Büyükler? Onların değerlendirme dökümü yok. Mesela tornacısınız ve yılda iki defa karne alıyorsunuz, mesleki yeterlilik ölçütleriniz var ve bazıları düşük. Hoş mu? Değil. Kaldı ki şöyle bir gerçek de var: Mezuniyet ortalamam yüz üzerinden 54. Yani dört yıl boyunca edinmem gerekenlerin ancak yüzde elli dördünü edinmişim. Geri kalan yüzde kırk altı? Olmasa da olur demiş sistem. Eee hal böyleyken minicik yürekleri karneyle değerlendirme telaşı neden? Mesele uzun, karne yarın, ben yorgun...
Şu an 1.778 kişi ve 88 üye var.