Batı Karadenizde 10 sene çalıştım.Orta Karadenizi de gezdim.Bir köyde çalıştım.Sabah pencereyi Melen barajına ve yemyeşil dağlara açıyordum.Okul köyün dışında lojmanlı.Kedilerim köpeğim çiçeklerim vardı.Hafta sonları imam efendiyle balık tutar, pırpıra binip civar köyleri gezmeye giderdik.
Lojmanda tavuk kümesi sobamda tonlarca meşe odunu yakmış ve çok tavuk yemişimdir.Köyün geçim kaynağı ormancılık ve tavuk çiftlikleri idi.Çocuklar okul bahçesine gelir, maç yapardık.
Şimdi kayseride 25 kamera bizi izliyor, beden eğitimi dersinde bile boş duramıyorsun gözünü seveyim köyün.
Doğu karadeniz cennet gibi geliyor bana. Artvin, Rize, Trabzon....
Bu illerden birinde yaşamak isterdim.
Kamera olayına gelince öğretmen robot değildir, bizim okulda da kamera var her okulda olduğu gibi. Ama idaremiz hicbir zaman işimize karışmaz.Hicbir arkadaşım da işini aksatmaz.Okul atmosferi çok önemli. Öğretmen rahat değilse, severek okuluna gitmiyorsa verimli olamaz ki. 24 saat kamera takibi yapsalar nafile...