turgutkuzan öğretmenim, evet önemsenmesi gereken bir noktayı tesbit etmişsiniz, tebrikederim.
Doğru, doğru ama... Sözkonusu ayrılık olunca o dört şıktan yarı yarıya eleme hakkını kullanıyor çoğu kez insan.
Çünkü ayrılığın ön safhasında o şıkların çözüme etkisizliğini görmüştür ve artık cevabın yanlış olması boş bırakılmasından daha kötü değildir...
Meşhur bir Turgut sözü
der ki; içinde bulunduğunuz problemli durumu çözüme ulaştırmaya gücünüz yetmiyorsa, problemli duruma BAKIŞ AÇINIZI değiştirin.
Bakış açınızı değiştirdiğiniz zaman dört şıktan gitmek ve kalmak otomatik olarak elenir diğer şıklar kalır. Diğer şıklardan seçim yapmak gerekse bile daha kolay seçim yapılır.
İnsanın bakış açısını değiştirmesi çok zordur. Bakış açısını değiştirmek için kullandığım yöntem şudur:- Benim yerimde peygamber efendimiz olsaydı bu durumda ne yapardı?
Bazı durumlarda bu soruya cevap veremem. O zaman
b planını kullanırım.- x arkadaşım benim yerimde olsaydı bu durumda ne yapardı?
x arkadaş genellikle karşı cinsten bir insan olur. Zira hemcinslerim genellikle probleme benim bakış açımla bakar.
Eğer mümkünse x arkadaşa problem anlatılarak, farklı bakış açısının artı ve eksileri tartışılarak daha başka bakış açıları elde edilebilir.
Cevabın boş bırakılması diye bir seçenek yoktur. Eylemsizlik (çözümü zamana bırakmak) bile bir cevaptır.