Gökyüzü İle İlgili İlginç Bilgiler

Sanırım 5. sınıfta "Güneş, Dünya ve Ay" temasını bu hafta bitirmişsinizdir. Öğrencilere bazen konu dışı, ilgilerini canlı tutmak için ilginç bilgiler vermeye çalışıyorum.

Eğer burada gökyüzü ile ilgili ilginç bilgileri tartışırsak hem bizim hem de öğrenciler için güzel bir kaynak oluşturmuş oluruz.

Ben başlayayım:

1- Evrende yaklaşık 200.000.000.000 (200 milyar) galaksi (yıldız topluluğu) vardır. Her galakside yaklaşık 200 milyar yıldız bulunur.

2- Güneş de bir yıldızdır!

3- Uzayda yerçekimi yoktur. Orada uzay istasyonunda çalışan astronotlar suyu bardakla içemezler. Banyo yapamazlar çünkü su uçup gider. Bunun yerine kendilerini bezle temizlerler. Uyurken kendilerini yatağa bağlarlar. Yoksa uçup istasyon içinde sağa sola çarpabilirler.

4- (Öğrencilere söylenemese de) Terlerinden ve nefeslerinden kaynaklanan su buharı istasyonda özel sistemlerle emilerek tekrar su haline getirilir ve astronotlar bu suyu içerler. (Bu su, evimizde içtiğimiz sudan daha saf ve  temizdir. )

Devamı sizlerden...

Gökyüzü neden mavidir? ==
Yaygın düşüncenin aksine gökyüzü aslında mavi değildir; mavi görünür. Aynı denizlerde ve okyanuslarda olduğu gibi Güneş'ten gelen ışınlar kırılarak renk değiştirirler. Fakat aralarında bir fark vardır. Denizde su damlaları ile kırılır havada ise atmosferdeki gaz molekülleri ile kırılır. Gökyüzünde çoğunlukla görünen rengin mavi olması ise havanın uzun dalga boylu ışığa göre tercihen kısa dalga boylu ışığı saçmasından kaynaklanmaktadır. Bu sebeple en kısa dalga boylu ışınlar atmosferin üst tabakalarında saçılmaya uğrayıp gökyüzünün mavi görünmesini sağlarken, daha uzun dalga boylu ışınlar saçılmak için daha büyük bir parçacık bulana kadar yollarına devam ederler.

4- (Öğrencilere söylenemese de) Terlerinden ve nefeslerinden kaynaklanan su buharı istasyonda özel sistemlerle emilerek tekrar su haline getirilir ve astronotlar bu suyu içerler. (Bu su, evimizde içtiğimiz sudan daha saf ve  temizdir.  )


bunu bende ilk defa sizden duydum  hocam...teşekkürler

sohbet eğlence bölümüne taşınsın

niye taşınsın ki?
Eğitimle direk alakalı olan bir konu bu öğretmenim.

ben "dünya, güneş ve ay" temasına yeni başlıyorum... bu konuyu yakından takip etsem iyi olacak... ilginç bilgiler için teşekkürler Tmurat hocam...

4- (Öğrencilere söylenemese de) Terlerinden ve nefeslerinden kaynaklanan su buharı istasyonda özel sistemlerle emilerek tekrar su haline getirilir ve astronotlar bu suyu içerler. (Bu su, evimizde içtiğimiz sudan daha saf ve  temizdir.  )


bunu bende ilk defa sizden duydum  hocam...teşekkürler

Bunu öğrencilerime söylemedim. Birçok yerde de bulamazsınız. Çünkü astronotların karizmasını çiziyor. Uzaya sürekli su taşımanın ne kadar masraflı olabileceğini hesaplamak gerek. Her 1 kg ağırlığın götürülmesi büyük masraflar çıkartıyor.

Gökyüzü Neden Mavidir?

Gökyüzünün mavi görünmesinin tek sebebi kırılma hadisesidir.
Güneş ışınları atmosfere girdiğinde atmosferdeki gaz moleküllerine ve toz parçacıklarına çarparak saçılır. Gün ışığı değişik dalga boylu birçok ışından oluşur. En kısa dalga boylu mavi ışınlar atmosferin üst tabakalarındaki küçük parçacılar tarafından hemen saçılırlar. Fakat kırmız ışık (ki en büyük dalga boylu ışıktır!) saçılmak için daha büyük parçacıklara çarpmak zorundadır.
Gökyüzü açık olduğunda, mavi ışık diğer ışıklara oranla en fazla saçılan ışıktır. Bu yüzden de gökyüzü mavi görünür. Mesela gökyüzü yoğun bulutlarla veya dumanla dolu olduğunda, tüm ışınlar nerede ise aynı oranda saçılır. Bu da gökyüzünün gri renkte görünmesine sebep olur.

Güneş sistemi,gezegenlerin sesleri vb.Çok ilginç bir site.Gezin görün...
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Gökyüzü neden mavidir? ==
Yaygın düşüncenin aksine gökyüzü aslında mavi değildir; mavi görünür. Aynı denizlerde ve okyanuslarda olduğu gibi Güneş'ten gelen ışınlar kırılarak renk değiştirirler. Fakat aralarında bir fark vardır. Denizde su damlaları ile kırılır havada ise atmosferdeki gaz molekülleri ile kırılır. Gökyüzünde çoğunlukla görünen rengin mavi olması ise havanın uzun dalga boylu ışığa göre tercihen kısa dalga boylu ışığı saçmasından kaynaklanmaktadır. Bu sebeple en kısa dalga boylu ışınlar atmosferin üst tabakalarında saçılmaya uğrayıp gökyüzünün mavi görünmesini sağlarken, daha uzun dalga boylu ışınlar saçılmak için daha büyük bir parçacık bulana kadar yollarına devam ederler.

devamı da benden

Gökyüzü açık olduğunda, mavi ışık diğer ışıklara oranla en fazla saçılan ışıktır. Bu yüzden de gökyüzü mavi görünür. Mesela gökyüzü yoğun bulutlarla veya dumanla dolu olduğunda, tüm ışınlar nerede ise aynı oranda saçılır. Bu da gökyüzünün gri renkte görünmesine sebep olur.
Gün batımında veya doğumunda ise güneş ışınları atmosfere eğik girdikleri için daha fazla yol katetmek zorunda kalırlar. Bu yüzden daha çok ışın ve renk saçılır ve o posterlere konu olan, şahane gün doğumu ve batımını gözlemleyebiliriz. Çok az saçılmış olan kırmızı ışık ise güneşe ve ufuğa kızıl veya portakal görüntü verir.

Uzayda Olmak İnsanları ve Diğer Canlıları Etkiler. Örneğin, Uzaydayken Insanların Boyu Birkaç Cm. Uzar. Bunun Nedeni Ise, Dünyadayken Yerçekiminin Omurgalar Arasındaki Kıkırdakları Sıkıştırmasıdır. Ağırlıksız Ortamda Bu Kıkırdaklar Genişleyerek Boy Uzar.
Insanlardaki Bir Başka Değişim Ise Kanın Beyne Fazla Miktarda Pompalanmasıdır. Dünyada Kalp, Beynin Aşağısında Olduğundan Kalbin Beyne Kan Pompalaması Için Daha Fazla Uğraşması Gerekir. Ağırlıksız Ortamda Böyle Bir Durum Söz Konusu Olmadığı Için Kalp Beyne Dünyadaki Gibi Kan Pompalamaya Devam Eder. Fakat Yer çekimi Olmadığı Için Beyne Daha Fazla Kan Gider. Bu Da Dünyada Baş Aşağı Birkaç Saat Durmaya Benzer.

Teşekkürler arkadaşlar,çok ilginç bilgiler bunlar...

Pek çoğunuzun haberi olmayabilir; ancak dün Dünya yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kaldı…

Bu sabah uyandığınızda herhangi bir fark hissettiniz mi? Muhtemelen her zamanki gibi, sıradan bir güne uyandınız ama bunda dünya nüfusunun toplam şansının etkisi olduğunu bilmiyordunuz. Çünkü dün dünya yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.

Dün Avustralya’nın üzerinden sadece 60 bin kilometre mesafeden bir gök taşı geçti. Çapının yaklaşık 30 veya 50 metre olduğu tahmin edilen gök taşının dünyaya çarpmaması ise tamamen şans olarak nitelendiriliyor. Avustralya’da bulutların arkasından bile çıplak gözle görülebilecek kadar yakından geçen gök taşının dünyaya çarpması halinde en iyi ihtimalle denizde tsunami, karada ise çok büyük bir hasar meydana gelebileceği, daha kötümser bir ihtimalle ise dünyanın sonu anlamına gelebileceği söyleniyor.

Dünyamız da uzayda yer aldığına göre biz de uzaylı mıyız acaba?