Arkdaşlar bildiğiniz üzere ülkemizde sadece iki bakanlığın önünde "Milli" kavramı yer alır. Bunlardan biri Milli Savunma Bakanlığı iken diğeri ise Milli Eğitim Bakanlığı.
Malasef bakanlığımız bünyesinde hemde önemi böylesine belirtilen bir bakanlığın personeli olmak beni hem gururlandırıyor aynı zamanda da üzmekte. Öyleki eğitimin önemini kavrayamayan yöneticilerle (dediğim gibi genel olarak değil kavrayamayan) bu iş bilmiyorum daha fazla nereye kadar gider? Düşünün bir kere arkadaşlar sayın bakanımız aslında bir hukukçu. Elbetteki bu durum bakanımızın Milli Eğitim Bakanlığı yapmasına engel değil. Ancak tiyatrodaki gibi sahne tozu yutmayan bir birey nasıl ki tiyatroyu tam olarak kavrayamazsa tebeşir tozunu ceketinin yakasından silkelemeyen bir bakanda öğretmenlerin sorunlarını tam olarak kavrayamayacaktır.
Ülkemizde malesef zamanla bazı kavramlar öyle bir yerleştiki bu kanıksamamızın bir göstergesi olsa gerek. Konumuzla ilgili olarak ilk aklıma gelen ise "Ankara'da dayın yoktur Mamudo gurban niye öğretmen oldun" oldu
Sayın"face" hocam şayet eleştirimi yanlış anlamaz iseniz sendikalar ile ilgili olarak söyleyebilirim ki evet belkide sendika patronları dediğiniz gibi olabiir, bazı sendikalılar çıkarları adına sendikalı olabilir. Ancak unutmayın ki sayın hocam, siz başta kendinizi değiştirirseniz belki sizi gören diğer sendikalı arkdaşlarınızda değişecektir. Değişen sendikacıları görerek belki de yönetim sonra tamamen zihniyet değişecektir. Tıpkı Konfüçyüs'ün dediği gibi. Değişim istiyorsak kendimizden başlamalı sonra zaten değişimin yayıldığını göreceğizdir.
Düşüncelerimin bir eleştiriden ziyade şahsi kanaatlerim olarak algılanacağının huzuru ile... Saygılarımla...