Hastalıkların Zihinsel Nedenleri

Çevrimdışı FİDANSSS

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 107
  • 123
  • 107
  • 123
20 Mar 2009 15:06:58
ADET BOZUKLUKLARI: Kadınlığı reddetme
AĞIZ RAHATSIZLIKLARI: Yeni fikirleri içine almayı reddetme, öfke ve intikam
AĞRILAR: Sevgi ve destek bulma özlemi
AIDS: Kendini savunmasız ve umutsuz hissetme, kendinden vazgeçme
AKCİĞER: Hayatı içine alma kapasitesi
ALLERJİLER: Kime karşı alerjiniz var? Kendi gücünü yadsıma
ALKOLİZM: Yetersizlik duygusu
ALZHEİMER: Dünyayı olduğu gibi kabul etmeyi reddetme,çaresizlik,öfke
ANEMİ: Evet, ama tutumu. Hayattan korkma
APANDİSİT: Hayattan korkma. Akışın önünü kesme.
ARTRİT: Cezalandırma arzusu, sevilmediğini hissetme,
ASTIM: Boğucu sevgi
ATEŞ: Yakıcı Öfke
AYAKLAR/ BACAKLAR: Gelecek, ilerleme korkusu
BAĞIRSAKLAR: Özümseme, çıkarıp atamama, eskiyi bırakamama
BASUR: Geçmişe duyulan öfke, son teslim tarihi, yetiştirememe korkusu
BAŞ AĞRILARI: Kendini eleştirme. Korku
BAŞ DÖNMESİ: Kararsızlık, dağınık düşünme
BAYILMA: Başa çıkamayıp bırakma
BEYİN FELCİ: Aileyi bir sevgi eylemi içinde birleştirme
BEYİN TÜMÖRÜ: İnatçılık. Eski düşünce kalıplarını değiştirmeyi reddetme
BOĞAZ: İfadenin yolu. Yaratıcılık kanalı
BOYUN: Farklı bakış açılarını reddetme, boyun eğmezlik, inatçılık
BÖBREK: Hayal kırıklığı, utanç, başarısızlık
BRONŞİT: Huzursuz aile ortamı
BURUN: Kendini tanımayı, kabullenmeyi temsil eder
CİLT/DERİ: Bireyselliğimizi temsil eder
CİLTTE BEYAZ BAŞLI: Çirkinliği gizleme
CİLTTE SİYAH BAŞLI: Küçük öfke patlamaları
ÇENE: Öfke, içerleme, intikam
DALAK: Sabit fikir
DEPRESYON: Sahip olma hakkı olmadığından duyulan kızgınlık,umutsuzluk
DİŞ-DİŞ ETİ: Kararlarından sevinç duymama ve kararsızlık
DİZ: Gurur, kibir ve egoyu temsil eder
DÜŞÜK: Gelecek korkusu, şimdi değil-sonra duygusu
EKLEMLER: Hayattaki yön değişikliklerine uyum
EL : Tutma, kavrama, başa çıkma
ENFEKSİYON: Sinirlenme, öfke, sıkıntı
GASTRİT: Belirsizlik, kaygı, kimi hazmedemiyorsunuz?
GÖZLER: Geçmişi, şimdiyi ve geleceği berrak görebilme
GRİP: Kitle olumsuzluk ve inançlarını benimseme, istatistiklere iananma
GUATR: Kendini engellenmiş hissetme, kendini kurban görme
KEKELEME: Ağlamasına izin verilmeme, ifade eksikliği
KEMİK SORUNLARI: Otoriteye karşı başkaldırı
KANSER: Derin bir incinme,uzun süreli kızgınlık,yiyip bitiren sır,üzüntü
KARACİĞER: Öfkeler ve ilkel duyguların deposu
LENFOMA: (HODGKİN) Yeterince iyi olamama konusunda büyük korku
İDRAR YOLU ENF: Karşı cinsten birine yada sevgiliye kızgınlık, suçlama
İSHAL: Korku, reddetme, kaçış
KALP RAHATSIZLIKLARI: Sevinçten yoksunluk, kendini yalnız hissetme
KALP KRİZİ: Para yada mevki uğruna neşe ve sevinci yok etme
KOLESTEROL: Mutluluk kanallarının tıkanması
KOLİT: Güvensizlik, bitmiş olanı bırakamama
KULAK AĞRILARI: Duymak istememe, tartışan anne baba
KULAK ÇINLAMASI: İç sesini işitmeme, dinlemeyi reddetme
LARENJİT: Konuşamayacak kadar çok kızmış olma, otoriteye içerleme
LÖSEMİ: İlhamı vahşi bir biçimde yok etme.-Ne anlamı var ki?
MENAPOZ: Artık arzu edilen biri olmadığı endişesi
MEME RAHATSIZLIKLARI: Aşırı annelik, kendini beslemeyi reddetme
MİDE RAHATSIZLIKLARI: Yeni fikir ve deneyimleri sindirememe, korku
MİGREN: Kusursuz olma isteği ile kendi üzerinde baskı, cinsel korkular
MULTİPLE SKLEROZ: Zihinsel katılık, korku
OMURGA: Hayatın deneyimlerini neşeyle taşıma yeteneği, akışa güven
OMUZ: Hayatı taşıma yada yük olarak algılama
OSTEOPOROZ: Hayatta artık hiçbir desteği kalmadığına inanma
PARKİNSON: Korku ile herkesi ve her şeyi kontrol altında tutma isteği
BAŞ PARMAK: Zeka ve endişe
İŞARET PARMAĞI: Ego ve korku
ORTA PARMAK: Öfke ve cinsellik
YÜZÜK PARMAĞI: Birleşmeler ve keder
SERÇE PARMAK: Aile ve üstlenen roller
PROSTAT: Erkekliği zayıf düşüren korkular, yaşlanma inancı
ROMATİZMA: Kendini aldatılmış, kurban hissetme
SAFRA KESESİ TAŞLARI: Katı düşünceler, suçlama,kibir
SEDEF HASTALIĞI: Kendi duygularını uyuşturma, yakma
SİNÜZİT: Yakın bir kişiye sinirlenme, çoğunlukla aile, kardeş
SİYATİK: Para ve gelecek için endişe
ŞEKER HASTALIĞI: Keşke, hayatın hiç tadı yok ki
YÜKSEK TANSİYON: Uzun süreli çözülmemiş duygusal sorun
DÜŞÜK TANSİYON: Çocukken yeterince sevgi görmeme-nasıl olsa işe yaramayacak
TIRNAK YEME: Düş kırıklığı, anne baba inadı
UÇUKLAR: Öfkeli sözcükleri kafada kurup, ifade etmeme
UR(TÜMÖR): Eski yaralar ve şokları besleme,pişmanlık, vicdan azabı
VARİS: Nefret ettiğiniz bir iş yada yerde bulunma, taşıyamama
VEREM: Bencillik ve intikam duyguları ile eriyip gitme
YATAK ISLATMA: Ana-babadan özellikle babadan korkma
YÜZ FELCİ: Öfke üzerinde aşırı kontrol
ZATÜRRE: Umutsuzluk, iyileşmesine izin verilmeyen duygusal yaralar
ZONA: Aşırı duyarlılık, korku ve gerilim

Çevrimdışı saraydangelme

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.474
  • 34.657
  • Öğrenci Velisi
  • 4.474
  • 34.657
  • Öğrenci Velisi
# 13 Eyl 2009 15:48:51
GRİBE DİKKAT
***********

Havaların soğumaya başladığı son günlerde gribe dikkat edilmesi gerekiyor.

Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Faruk Yorulmaz, gribin her 100 bin kişiden 2’sinde öldürücü olarak seyrettiğini belirterek, “ölüm riski, sağlıklı erişkinlere göre kalp-damar hastalığı olanlarda 52 kat, akciğer hastalığı olanlarda 120 kat, kalp-damar hastalığıyla birlikte şeker hastalığı olanlarda ise 241 kat artmaktadır” dedi.

Yorulmaz, yaptığı açıklamada, havaların soğumaya başladığı son günlerde gribe dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.

Domuz gribi virüsü de dahil tüm grip virüslerinin, öksürük ve aksırıkla etrafa yayılan damlacıkların içinde bulunduğunu ve bu mikropla bulaşmış havayı soluyan insanlara kolaylıkla bulaşabildiğini belirten Yorulmaz, hastalanan kişilerin gribi 7 gün bulaştırmaya devam ettiklerini kaydetti.

Grip hastalığının, hafife alınacak bir hastalık olmadığını vurgulayan Yorulmaz, şu bilgileri verdi:

“İnfluenza virüsleri denilen birden fazla virüs aracılığı ile bulaşan grip, ölümcül risk  taşımaktadır. Yapılan çalışmalara göre grip her 100 bin kişiden 2’sinde öldürücü seyretmektedir ve ölüm riski, sağlıklı erişkinlere göre kalp-damar hastalığı olanlarda 52 kat, akciğer hastalığı olanlarda 120 kat, kalp-damar hastalığıyla birlikte şeker hastalığı olanlarda ise 241 kat artmaktadır. Bebekler, kortizon ya da kanser ilaçları gibi bağışıklık sistemini zayıflatan ilaç kullananlar, yaşlılar, kalp yetmezliği, amfizem, KOAH, bronşit, zatürre, alkolizm, kronik karaciğer hastalığı ve bağışıklık sistemi zayıflığı gibi sağlık sorunları olan kişiler de ölüm riski altındadır.”

Yorulmaz, grip virüslerinin sıkça değişime uğrayarak insanların bağışlık sisteminin onları tanımasına engel olduğuna dikkati çekerek, bu nedenle her insan tekrar tekrar gribe yakalanabildiğini anlattı.

Gribin, ani olarak vücut ısısının yükselmesi, baş ve boğaz ağrısı, şiddetli kas ve eklem ağrıları, halsizlik, bitkinlik, titreme ve kuru öksürük
gibi belirtilerle kendini gösterdiğini vurgulayan Yorulmaz, domuz gribinde ise bu belirtilerle birlikte bazen kusma ve ishal de görülebildiğini bildirdi.

Prof. Dr. Faruk Yorulmaz, gribin halk arasında soğuk algınlığı, nezle ve diğer üst solunum yolu enfeksiyonları ile sıklıkla karıştırıldığını belirterek, “Ancak, soğuk algınlığı ve nezle, grip kadar ciddi halsizliğe, ateş yükselmesine, öksürüğe yol açmaz ve yatarak istirahat gerektirmez. Hastaların büyük bir çoğunluğu soğuk algınlığını ayakta geçirebilmektedirler” dedi.

-GRİP AŞISININ ÖNEMİ-

Gripten korunmak için vücut direncini güçlendirmenin önemli olduğuna işaret eden Yorulmaz, şöyle devam etti: “Bu nedenle mevsim özelliklerine uygun giyinmek, kalabalık ortamlardan, aksıran, öksüren kişilerle yakın olmaktan, özellikle kucaklaşmak ve öpüşmekten
kaçınmak, bol sulu gıdalar, taze sebze ve meyve tüketilmesi çok faydalı olacaktır.

Hastalıktan korunmada grip aşısı çok önemlidir. Aşı ile vücuda grip virüsünün insan savunması tarafından tanınan kısımları verilmektedir. Böylece, vücut grip virüsünü tanır ve ona karşı savunmasını harekete geçirir. Daha sonra hastalık yapan gerçek virüs ile karşılaştığında, oluşan bağışıklık çok hızlı bir şekilde virüsü yok edebilmektedir.

Grip virüsünün çok sık şekil değiştirmesi nedeniyle her yıl grip aşısı o yıl hastalık yapacak virüs için yeniden hazırlanmaktadır. Bu nedenle her yıl grip aşısı olmak gerekmektedir. Grip aşısı sağlıklı erişkinlerde yaklaşık yüzde 70 oranında koruma sağlamaktadır. Riskli grupta olanlarda ise hastalıktan korunma oranı yüzde 50’ye düşmektedir.”

-”DOMUZ GRİBİ TEDAVİ EDİLEBİLİR”-

Domuz gribi için henüz bir aşı olmadığını belirten Yorulmaz, elleri yıkamadan bebeklere, çocuklara dokunmanın, öpmenin, yiyeceklere dokunmanın grip bulaştırma açısından çok riskli davranışlar olduğuna dikkati çekti.

Yorulmaz, şunları anlattı: “Gribe yakalanmış ya da grip olduğunuzdan şüpheleniyorsanız; öksürme ve hapşırma sırasında ağzınızı ve burnunuzu bir mendille kapatınız. Mendilinizi kullandıktan sonra ortada ya da cebinizde elinizde tutmayınız, çöp sepetine
atınız. Öksürdükten ve hapşırdıktan sonra ellerinizi bol sabun ve suyla yıkayınız. Kirli ellerinizle gözlerinize, burnunuza ve ağzınıza dokunmayınız. Belirtilerin başlamasından 7 gün sonrasına ya da belirtilerinizin tamamen geçmesinden bir gün sonrasına kadar evde istirahat ediniz. Hastalığın bulaşmaması için çevrenizdeki kişilerden uzak durunuz. Bulunduğunuz mekanı sık
sık havalandırınız.

Domuz gribine yakalananlar için de bu önlemler faydalı ve gereklidir. Ancak bilinmelidir ki domuz gribi tedavi edilebilen bir hastalıktır. Böyle bir kuşku varlığında kötü sonuçlanmadan iyileşebilmek için mutlaka bir hekime başvurulmalıdır.”

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK