HAYAT, İŞTE BU DESEM…
Yıllar
Çok çabuk geçiyor:
—Nasıl tarif edeyim sana…
Bir kısacık nefes desem
İnanmayacaksın?
Öyleyse hadi:
—Hayatı siz anlatın bana…
Nereden başlasam
Nerede dursam.
Sana
Hayatı nasıl anlatsam?
Utancımdan
Sırtımı dönsem,
Gözlerim dolsa:
Damla damla ağlasam…
Fotoğraflarda arasam seni:
—İşte bu benim…
Desem…
Kalbim gitse bir yerlere
Dönmesem.
Bir uzak şehirde;
Birisi kaldı desem,
Gitti desem,
Dönmedi desem.
Belki bana inanmayacaksın ama:
—Hayat, işte bu desem…
Bunlar mı:
—Ali, Veli, Selami…
Kimisi dost
Kimisi hami…
Kiminin sohbeti,
Kiminin kelamı.
Kiminin kokusu derken
Kiminin de
Kesildi selamı…
Kimi
Var iken,
Kimi
Dar iken,
Kimide
Yar iken
Dostumdu…
İşte böyle:
Gönül neyi umdu
Neyi buldu…
Sana nasıl söylesem
Belki inanmayacaksın ama:
—Hayat, işte bu desem…
Anne, baba, ağabey, abla
Canımın bir parçası
Dediklerimi anla.
Ölüm
Kimini aldı
Kimini götürdü…
Her ölümde
Beni,
Bendeki beni öldürdü…
Kimisi yandı
Kimisi söndü.
Kimisi gurbette
Kimisi döndü…
Gurbeti nasıl söylesem
Belki bana inanmayacaksın ama:
—Hayat, işte bu desem…
Öğretmenim, okulum
Sınıfımdaki benim çocukluğum…
Şuramdaki perişan,
Ahmet’teki yokluğum.
Ayşe’deki
Açlığım
Susuzluğum…
Hepside birer masaldı
Geldiler ve gittiler:
Hepsinden bir koku
Tatlı bir anı kaldı.
Ahmet’i Ayşe’yi nasıl söylesem
Belki bana inanmayacaksın ama:
—Hayat işte bu desem…
Şimdi;
Kalemimi,
Kâğıdımı,
Gönlümü,
Duymayan bir dosta bıraktım
Türkümü...
Keşke duyabilse
Konuşabilsem:
Soramıyorum ki öldün mü?
Artık
Her şeyi bıraktım onlara,
Artık onu da bırakıyorum
Olmadığım aynalara…
Kalkıp gidiyorum
Allahaısmarladık bile demiyorum…
Dua ediyorum
Keşke gece ölmesem!
Sabah namazında
“Allah” desem, sonra ölsem…
Yazın alnıma
İnanmayacaksın Ama:
—Hayat, sadece bu desem…
“Adamın biri”
12TEMMUZ2008
YOZGAT
Hepiniz çok seviliyorsunuz.
Saygılar sunuyorum.
Galibabirsüreberaberolamayaca ğızeyvallah…