Hayat Nedir, Ne Değildir...

Çevrimdışı simeranya

  • Uzman Üye
  • *****
  • 735
  • 786
  • Sosyal Bilgiler
  • 735
  • 786
  • Sosyal Bilgiler
04 Eyl 2008 22:57:51
HAYAT NEDİR VE NE DEĞİLDİR
Hayat skor tabelası tutmak değildir. Kaç arkadaşınız olduğu ya da kaçının sizi arkadaş kabul ettiği değildir.
Bu hafta sonu için planlarınızın olması değildir. Hafta sonunda yalnız olmanız da değildir.
Şu sıralar sevgiliniz olması değildir. Geçmişte sevgiliniz olması değildir, geçmişte kaç sevgiliniz olduğu değildir. Bugüne kadar hiç sevgiliniz olmaması da değildir. Sizi kimin öptüğü değildir.
Aileniz ya da onların serveti değildir. Hangi okula gittiğiniz değildir.
Ne kadar güzel ya da ne kadar çirkin olduğunuz değildir, giydikleriniz, ayakkabılarınız değildir.
Ne çeşit müzik dinlediğiniz değildir.
Okul notlarınız değildir.
Ne kadar akıllı olduğunuz değildir.
Herkesin size verdiği akıl notu hiç değildir.
Hayat standart testlerinin belirlediği kişiliğiniz de değildir.
Hayat bir kâğıda dökülmüş hayat hikâyeniz ve bu hayat hikâyesini kimin kabul ettiği de değildir.
Ama hayat;
   Kimi sevdiğiniz, kimi incittiğinizdir.
   Kimi mutlu, kimi mutsuz ettiğinizdir.
   Sizin olanları koruyabilme ya da mahvedebilmenizdir.
   Dostluklarınızdır.
   Neyi söylediğiniz ve neyi kastettiğinizdir.
   Hangi önemli hüküm ve kararları verdiğiniz ve de niçin verdiğinizdir.
   İçinizde sevgiyi taşımak, büyütmek ve dağıtmaktır.
   Ama en önemlisi, yalnız başınıza asla gerçekleştiremeyeceğiniz bir şeyi yapmak, hayatınızı, başka insanların kalbine dokundurabilmektir.
   Başkalarının kalplerini etkileyecek yolu ancak siz seçerdiniz.
   Ve hayat bu seçimlerdir zaten.
   Hayat silgi kullanmadan resim çizme sanatıdır.
   Ve insanlar böyle büyürler… Unutmayın;
   Hayata kendimizden ne katarsak, hayattan da onu alırız…

alıntı

Çevrimdışı emilii

  • Bilge Üye
  • *****
  • 1.578
  • 1.599
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.578
  • 1.599
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 04 Eyl 2008 23:05:11
Kimi sevdiğiniz, kimi incittiğinizdir.
   Kimi mutlu, kimi mutsuz ettiğinizdir.
   Sizin olanları koruyabilme ya da mahvedebilmenizdir.
   Dostluklarınızdır.
   Neyi söylediğiniz ve neyi kastettiğinizdir.
   Hangi önemli hüküm ve kararları verdiğiniz ve de niçin verdiğinizdir.
   İçinizde sevgiyi taşımak, büyütmek ve dağıtmaktır.
   Ama en önemlisi, yalnız başınıza asla gerçekleştiremeyeceğiniz bir şeyi yapmak, hayatınızı, başka insanların kalbine dokundurabilmektir.
   Başkalarının kalplerini etkileyecek yolu ancak siz seçerdiniz.
   Ve hayat bu seçimlerdir zaten.
   Hayat silgi kullanmadan resim çizme sanatıdır.
   Ve insanlar böyle büyürler… Unutmayın;
   Hayata kendimizden ne katarsak, hayattan da onu alırız…
Ne güzel bir yazı paylaştığınız için teşekkürler öğretmenim.

Çevrimdışı suzan aydemir

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.225
  • 2.321
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 1.225
  • 2.321
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 05 Eyl 2008 13:03:14
Teşekkürler öğretmenim, çok güzel bir paylaşımdı.

Çevrimdışı KOZAKLI

  • Uzman Üye
  • *****
  • 770
  • 327
  • 770
  • 327
# 05 Eyl 2008 14:19:38
ne güzelmiş....

Çevrimdışı N.HÜLYA

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.167
  • 5.003
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 2.167
  • 5.003
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 05 Eyl 2008 14:33:34
Hayatın ne olmadığının değil de ne olduğunun benim için daha önemli olduğunu düşünüyorum.
Simeranya Öğretmenim umarım hayata güzel şeyler katıp bizler de güzelliklerle karşılaşabiliriz. Paylaşımınız için teşekkürler...

Çevrimdışı mosii

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 231
  • 35
  • 231
  • 35
# 05 Eyl 2008 14:39:54
hayat sevdiklerini mutlu edince yaşadığın mutlluk duygusudur.

Çevrimdışı jujuva

  • Uzman Üye
  • *****
  • 418
  • 131
  • 418
  • 131
# 06 Eyl 2008 12:06:57
"Hayat silgi kullanmadan resim çizme sanatıdır"

güzel paylaşım, teşekkürler...

Çevrimdışı BİRGÜL

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 470
  • 172
  • 470
  • 172
# 06 Eyl 2008 12:09:32
  Ama en önemlisi, yalnız başınıza asla gerçekleştiremeyeceğiniz bir şeyi yapmak, hayatınızı, başka insanların kalbine dokundurabilmektir.
Çok güzel.Çok güzel bir paylaşım teşekkürler.

Çevrimdışı laz-mustafa

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 247
  • 45
  • 247
  • 45
# 06 Eyl 2008 21:55:04
HAYAT MAYAT


Hayat, mayat diyorlar
Benim gözüm mayat'ta
Hayatın eksiği var
Hayat eksik hayatta,

Çevrimdışı malagöz

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 204
  • 36
  • 204
  • 36
# 06 Eyl 2008 22:01:39
elinde olan şeylerle yapabildiklerindir.

Çevrimdışı kayın

  • Aktif Üye
  • **
  • 53
  • 19
  • 53
  • 19
# 06 Eyl 2008 22:12:52
Çok güzel...Paylaşımınız için teşekkürler.

Çevrimdışı ertugrul43

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.318
  • 2.536
  • 1.318
  • 2.536
# 06 Eyl 2008 22:15:31
Hayat silgi kullanmadan resim çizme sanatıdır....

buyrun yorumlayın...
teşekkürler...

Çevrimdışı Eğitimci35

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.562
  • 91.087
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 5.562
  • 91.087
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 06 Eyl 2008 22:24:44
Başlığı okuyunca zaman buldukça izlemekten zevk aldığım bir sunum aklıma geldi. Belki hayatınızdan kesitler bulursunuz sizler de...

Çevrimdışı humeyra7

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.399
  • 4.170
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 2.399
  • 4.170
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 07 Eyl 2008 00:06:58
Kocam bir mühendisti. Onunla sâkin tabiatını sevdiğim için evlenmiştim. Bu sâkin adamın göğsüne başımı koymak içimi nasıl da ısıtırdı …
 
Gel gör ki iki yıl nişanlılık ve beş yıl evlilikten sonra bu sâkinlik beni yormaya başlamıştı. Eşimin -bir zamanlar çok sevdiğim- bu özelliği artık beni huzursuz ediyordu.
 
İş ilişkiye gelince oldukça içli, hattâ aşırı hassas bir kadınım. Romantik anlara, küçük bir çocuğun şekere düşkünlüğü gibi can atıyorum. Oysa kocamın sakinliği, başka bir deyişle vurdum duymazlığı, evliliğimize romantizm katmaması beni aşktan almış, uzaklaştırmıştı.
 
 
Sonunda kararımı ona da açıkladım: boşanmak istiyordum.
Şaşkınlıktan gözleri açılarak 'niye?' diye sordu.
'Gerçekten belli bir sebebi yok' dedim, 'sadece yoruldum.'
Büt ün gece ağzı nı bıçak açmadı. Düşünüyordu. Bu hâli ise hayal kırıklığımı daha da artırmaktan başka bir işe yaramıyordu: işte, sıkıntısını dışarı vurmaktan bile aciz bir adamla evliydim. Ondan ne bekleyebilirdim ki!
 
Sonunda sordu: 'seni caydırmak için ne yapabilirim? '
Demek ki söyledikleri doğruydu: insanların mizacı asla değiştirilemiyordu. Son inanç kırıntılarım da kaybolmuştu.
'İşte mesele tam da bu' dedim. 'Sorunun cevabını kendin bulup kalbimi ikna edebilirsen kararımdan vazgeçebilirim. '
'Diyelim dağın tepesinde bir uçurum kenarında bir çiçek var. O çiçeği benim için koparmak, düşüp vücudunun bütün kemiklerinin kırılmasına, hattâ ölümüne mâl'olacak. Bunu benim için yapar mısın?'
Yüzümü dikkatle inceledi ve 'Sana bunun cevabını yarın vereceğim' dedi.
Bu cevapla son ümidim de yok olmuştu.
 
 
Ertesi sabah uyandığımda evde yoktu. Boş bir süt şişesini mutfak masasının üzerine koymuş, altına da bir not bırakmıştı.
'Sevgilim' d iye başlıyord u,
'O çiçeği senin için koparmazdım' Kalbim yine kırılmıştı. Okumaya devam ettim.
 
'Çünkü her zaman yaptığın gibi bilgisayarın altını üstüne getirip çökerttikten sonra monitörün önünde ağladığında, onu tekrar düzeltebilmem için ellerime ihtiyacım var.'
 
'Anahtarları her zaman evde unuttuğunu bildiğimden, senden önce eve varabilmem üzere koşmam gerektiğinden bacaklarıma ihtiyacım var.'
 
'Arabayı kullanmayı çok sevdiğin halde şehirde hep yolu kaybettiğinden, yolu gösterebilmem için gözlerime ihtiyacım var.'
 
'<Sâdık arkadaşın>ın her ayki ziyaretinde sebep olduğu, karnındaki krampları rahatlatabilmem için avuçlarıma ihtiyacım var.'
 
'Evde oturmayı sevdiğinden, içe kapanıklığını dağıtmak, can sıkıntını hafifletmek üzere sana şakalar yapabilmem, hikâyeler anlatabilmem için ağzıma ihtiyacım var.'
 
'Sabahtan akşama kadar bilgisayara bakmaktan gözle rinin bozulmas ı kaçınılmaz olduğundan, yaşlandığımızda tırnaklarını kesebilmem, saçlarında -görülmesini istemediğin- beyaz telleri ayıklayabilmem, merdivenlerden aşağı inerken elini tutabilmem, çiçeklerin renginin - gençliğinde senin yüzünün rengi gibi olduğunu söyleyebilmem için gözlerime ihtiyacım var.'
 
'Ama seni benden daha fazla seven biri varsa, evet o uçuruma gidip, o çiçeği senin için koparırım bir tanem.'
 
 
Baktım, mektuptaki yazının mürekkepleri yer yer dağılıyordu.
Göz yaşlarım mektuba düşüyordu.
'Mektubu okuduysan ve kalbin ikna olduysa lüften kapıyı aç canım. Çok sevdiğin susamlı ekmek ve taze sütle kapıda bekliyorum.'
Koşarak kapıyı açtım. Endişeli bir yüzle ve ellerinde sıkıca tuttuğu susamlı ekmek ve sütle kapının önündeydi.
Artık çok iyi biliyordum: beni ondan daha çok kimse sevemezdi. O çiçeği uçurumun kenarında bırakmaya karar verdim.
 
 
Bu gerçek aşktı.  ::) ::) ::)
 


İlk yıllardaki heyecanlar içinde görmeye alıştığımız aşkın, seneler sonra o heyecanlar kaybolup gittiğinde, huzur ve durgunluk içinde de hep var olmaya devam ettiğini göremeyebiliyoruz.
 
Oysa aşk hep vardır. Belki artık heyecansız, belki artık romantik değil... Belki sıkıcı, tekdüze, hatta belki yüzsüz... Ama hep oralarda bir yerdedir.
 
Çiçekler ve romantik dakikalar ilişkinin başlaması için elbette gereklidir. Bir zaman sonra bunlar gitse de gerçek aşkın sütunu ebedi kalır.
 
Hayat tam da böyle bir şeydir.   ;) ;)

 
.

Çevrimdışı YEJDER

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.137
  • 1.498
  • 1.137
  • 1.498
# 07 Eyl 2008 00:41:18
hümeyra7 öğretmenim bir çırpıda okuyuverdim.gerçekten hayat tam böyle bir şey..

simeranya öğretmenim size de bu güzel paylaşımınız için teşekkürler....

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK