Hem Anne Hem Öğretmen Olanların Grubuna Beklenenler

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.660
  • 226.393
  • 28.660
  • 226.393
# 20 Eki 2012 18:47:45
Nefesi Kesilinceye Kadar Ağlıyor

Çocuğunuz ağlama krizine girdiğinde ne yapacağınızı bilmiyor musunuz?

Anne – babaların çocuk büyütürken en yakındığı durumlardan biri bitmek bilmeyen ağlama krizleridir. Anneler özellikle bu durumu büyük bir merak ve telaş içinde karşılarlar. Bu durum karşısında panik yapılmaması gerektiğini söyleyen Çocuk Gelişim Uzmanı Öznur Simav Durusoy, ailelere birtakım önerilerde bulundu.

Bebeklerimiz, kendilerini ağlayarak ifade ederler. Ağlamaların özelliklerine göre anneler bebeğin neye ihtiyacı olduğunu tahmin edebilirler. Bazı ağlamalar, ilgi ihtiyacından doğar ki mızıldanma tarzındadır, genellikle... Karın ağrısından ve gazdan dolayı olan ağlamalarda ise bebeğin acı çektiği bellidir. Ses tonu ve vücudun kıvranma tarzında şekil almasından bu çok iyi anlaşılır.

Çocukluk döneminde kıskançlık ağlamaları, inatçılıktan meydana gelen ağlamalar, öfkelenme ağlamaları dikkatimizi çeker. Çocuklar kendi aralarında da oyun oynarken bazen anlaşmazlığa düştüklerinde ağlayabilirler. Bu için için küskünlük şeklinde de olabilir; öfke patlamaları şeklinde bağırarak, haykırarak da olabilir.

Çocuğun Dikkatini Başka Yöne Çekin

Ebeveynler, çocuklarının ağlamalarına dayanamazlar. Mümkün olduğunca onları ağlatmamak için çaba sarf ederler. Hatta bazen onların ağlamaması uğruna eğitim hataları yapabilirler. Çocukların ağlamaları öyle durumlar alabilir ki, şiddetinden nefessiz kalıncaya kadar devam eder. Anneler özellikle bu durumu büyük bir telaş içinde karşılarlar ve ne yapacaklarını bilemezler.

Bu durumun alışkanlık haline gelmesinden kaçınılmalıdır. Panik yapılmamalı, bu sinirsel ağlamanın geçmesini çocuğun dikkatini başka yöne çekerek atlatmaya çalışmalı, sakinleştirici ses tonu ile yardımcı olunmalıdır. Çocukta stres ve gerginlik yaratan durumlardan sakınmalı, çocuğa genel anlamda kendini rahat hissedeceği ortam sağlanmalı, sakinleştirici bitki çaylarından yararlanmalı, hafif ve yumuşak tonlarda müzik dinletilmelidir.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.660
  • 226.393
  • 28.660
  • 226.393
# 20 Eki 2012 18:48:37

Sigara İçen Annenin Sütü, Bebekte İshal Yapıyor

Uzun, zorlu bir o kadar da heyecanlı hamilelik döneminin sonunda hastaneye hamile olarak girip anne olarak çıktınız. ‘Evin küçük misafiri’, yeni dünyasında size çok muhtaç.

Ancak özellikle ilk kez anne olan kişilerde endişeler had safhada olabiliyor. ‘Acaba karnı doyuyor mu?’, ‘Hasta mı oldu?’ soruları yeni annenin aklını karıştırmaya yetiyor. Bu süreçte birtakım yanlışlar da yapılabiliyor. Ancak bazı hatalar bebekte ciddi sağlık sorunlarına yol açıyor. Su vermek bebekte enfeksiyon riskini artırırken, şekerli gıdalar akciğere kaçabiliyor. Medicana Samsun Hastanesi’nden çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı Dr. Halide Genç, en büyük yanlışı sigara içimine süt verme döneminde de devam etmek olarak görüyor. Bebeğin yanında içilmese dahi nikotinin ve diğer zararlı maddelerin süte karıştığını ifade eden Genç, bebeğin bu maddelere maruz kaldığını söylüyor. Genç, bu durumunda bebekte huzursuzluk, çarpıntı, ishale sebep olduğunu belirtiyor.

Yenidoğan döneminde annelerin en fazla yaptığı yanlış davranışların başında bilgiyi doğru kaynaktan değil de yakın çevresindeki kişilerden almaları geliyor. Dr. Halide Genç, annenin çevreden duyduğu bilgileri daha fazla önemsediğini ve uyguladığını söylüyor. Doğum öncesi bilgilendirme eğitimleri verilemediği için hassas bir dönemde olan anne adayının bilgi bombardımanı altında daha güvensiz olduğunu dile getiren Genç, böylece annenin daha fazla hata yaptığını ifade ediyor. Özellikle yenidoğan dönemde su verme ısrarının hâlâ devam ettiğini belirten Genç, “Oysa anne sütünün yüzde 60′ı sudur ve ilave vereceğimiz su, enfeksiyon riskini artırmak ve bebeğin daha sık idrar yapmasına sebep olma dışında bir katkı sağlamaz. Şekerli gıdalar ise kesinlikle verilmemelidir. Bu tür gıdalar bebeğin akciğerine kaçabilir yahut daha ciddi sorunlara yol açabilir.” diyor. Yenidoğan bebeklerin sadece anne sütü ile beslenmesi gerektiğini aktaran Genç, eğer anne sütü ile beslenemiyorsa, adapte edilmiş formül mamaların zaruri durumlarda kullanılabilecek besin maddeleri olduğunu söylüyor. Genç, beslenme aralığının 4 saati geçmemek üzere bebeğin kendi fizyolojik ihtiyacına bırakılabileceğini ve saatte bir emzirme, bebek istemedikçe ve bebek uyandırılarak yapılmaması gerektiğini belirtiyor.

Sık Sık Emzirilmeli

Sütünün yetmediğinden yakınan anne, bazı yöntemlerle sütünün artmasını sağlayabilir. Her şeyden önce bebeğini emzirmeyi arzu etmelidir. Bu arzu, beyin tarafından algılanacak ve süt salgısını artıran hormonlar harekete geçecektir. Belli saatlere bağlı kalmaksızın, bebek sık sık emzirilmeli. Bebeğin emme sırasında oluşturduğu vakum göğüs uçlarında masaj etkisi yapacak ve süt salgısı artacaktır. İlk günlerde sıcak suya batırılmış havlu veya termofor denilen sıcak su doldurulmuş lastik torbalarla göğüslere günde 3 seans 10′ar dakika sıcak uygulaması yapılabilir. Ayrıca günde 3 defa, 1 fincan pekmez içine 1 tatlı kaşığı toz mayası katılarak eritilip içilmesi de süt salgısını artırır.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.660
  • 226.393
  • 28.660
  • 226.393
# 20 Eki 2012 18:49:09
atı Gıdaya Geçişte “3 Gün Bekleme” Kuralı

3 gün bekleme kuralı, katı gıdalara geçiş sürecinde bebeğinizin yiyeceklere vereceği olası reaksiyonları rahatça takip edebilmeniz için çok önemli bir kural. Bu kural sayesinde bebeğiniz yeni bir yiyecekle tanıştığı zaman oluşabilecek alerjik reaksiyonları, olası yan etkileri ve hangi belirtinin hangi yiyecekten kaynaklandığını kolaylıkla anlayabilirsiniz.

Yavaş yavaş katı gıdalara başlayan minik gurmenize bir gıdayı ilk defa veriyorsanız, yeni gıdayı denediği günden 3 gün sonra farklı bir gıdayla tanıştırın. Böylelikle geçen 3 gün süre içerisinde bebeğinize verdiğiniz gıdanın etkilerini anlayabilir, bebeğinizin o gıdayı sevip sevmediğini gözlemleyebilirsiniz. Özellikle katı gıdalara geçiş evresinin başlangıcında bu kuralı uygulaman bebeğinizin sağlığı ve sizin doğru şekilde müdahale edebilmeniz açısından büyük önem taşıyor.

Bu kuralı uyguladığınızda öncelikle bebeğinizi bünyesine uygun olmayan yiyeceklerden koruyabilirsiniz. Fakat daha önemlisi bebeğinizin beslenme alışkanlığını kazandığı ve yeme becerisinin geliştiği katı gıdalara geçiş sürecinde, daha sağlıklı ve bebeğinize özel bir beslenme programı hazırlayabilirsiniz.

Bebeğinizin yiyecekleri tanıması ve tatlarını idrak edebilmesi için de yiyecekleri 3 gün arayla vermek önemli. Böylece bebeğiniz hangi gıdayı sevdiğini ve sevmediğini kolaylıkla ayırt edebilir ve beslenme becerisini kendisi geliştirebilir.

Katı gıdalara geçişte 3 gün bekleme kuralını uygulayıp, bebeğinizin hangi yiyeceğe nasıl tepki verdiğini gördükten sonra, besinleri gruplaştırmanız da oldukça kolaylaşacaktır. İlerleyen aylarda hangi gıdaları beraber hangilerini ayrı ayrı vermeniz gerektiğine bu kural sayesinde rahatlıkla karar verebilirsiniz.

3 gün bekleme kuralı bebeğinizin beslenme alışkanlığı oturana kadar dikkat edilmesi gereken bir kuraldır. Fakat bir süre sonra kuralı uygulayarak bebeğinizin hangi besinlere ne gibi reaksiyonlar gösterdiğini kolaylıkla anlayabilir hale gelirsiniz.

6 aydan 9-10. aya gelene kadar önemini koruyan kuralı bebeğiniz 9-10 aylıkken uygulamayı bırakabilirsiniz. Eğer ailenizde alerjik yapılı bireyler varsa, bu kuralı tedbir olması açısından bebeğiniz 12 aylık olana kadar uygulayabilirsiniz. Oluşabilecek her türlü olağan dışı durumda doktorunuza danışarak hareket etmenizde de fayda var.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.660
  • 226.393
  • 28.660
  • 226.393
# 20 Eki 2012 18:52:43

Çocuklar Şiddeti Çizgi Filmlerden Öğreniyor!

Sevgili Anne Babalar,

Teknolojik bir tüketim çağında olmamız çocukların çizgi filmlerine de yansıyor. TV kanallarının sayısı artıkça çocukların ruhsal gelişimini olumsuz etkileyen çizgi filmlerin sayıları da artıyor. Çizgi filmler için bir yaş düzenlemesi olmadığı için 2 yaşındaki çocukta 10 yaşındaki çocukta aynı çizgi filmi izleyebiliyor. Günümüzün sosyoekonomik şartlarında çocukların boş zamanlarının büyük bir bölümünü TV izleyerek geçirdikleri düşünülürse çizgi filmlerin çocuklar üzerinde ne derece etkili olabileceği de ortaya çıkıyor.

Yapılan birçok araştırma çocukların şiddet ve saldırganlık içeren davranışları çevrelerindekileri izleyerek ve onları taklit ederek öğrendiğini vurgulamaktadır. Bu anlamda çizgi filmler çocukların şiddeti izleyerek taklit edebilecekleri en etkili ve en yaygın yol oluyor. Günümüzdeki çizgi filmlerin büyük çoğunluğu ise maalesef şiddet, öfke, kargaşa, doğaüstü güçler ve rekabet gibi unsurlar ile beslendiği için çocuklar vurma, itme, tükürme, hakaret etme gibi çeşitli fiziksel ve sözel şiddet davranışlarını bu tür çizgi filmleri seyrederek öğreniyor.

Çocuklar şiddet görsellerini seyrettikçe izledikleri bu şiddet davranışlarına yansımakla kalmıyor şiddeti arkadaşlarıyla olan sorunlarını çözmede tek alternatif olarak kullanılıyorlar. Ayrıca çocuklar bu çizgi filmleri izledikçe şiddeti benimsiyor ve şiddete karşı duyarsızlaşıyor. Örneğin çocuk şiddet gördüğü için acı çeken bir arkadaşına üzülmüyor ve tepkisiz kalabiliyor.

Çocuklar bu tür çizgi filmleri izledikçe gerçek hayattan koparak şiddet dolu bir dünya içine giriyor. Bu dünya da yaşamak çocuğun sadece arkadaşlarıyla olan ilişkilerini olumsuz etkilemiyor aynı zamanda çocuğun ebeveynleriyle ve diğer insanlarla olan davranışlarına da olumsuz etkiliyor. Çocuklar yetişkinlerle olan ilişkilerinde sabırsız, gergin ve öfkeli davranışlar sergiliyor.

Ayrıca şiddet ve öfke içerikli çizgi filmler çocuğun ruh sağlığı yanında diğer gelişim alanlarını da olumsuz etkiliyor. Çocuklar çizgi film izlediği için sosyal becerilerini geliştirecek etkinliklere katılmıyor ve tek başına kalmayı tercih ederek gerçek hayattan kendilerini soyutluyorlar. Bunun yanı sıra şiddet içerikli çizgi filmlerin izlenmesi çocukların zihinsel gelişimlerinde de çeşitli problemlere neden olabiliyor. Çocuğun oyun oynayarak ve kitap okuyarak geçireceği zamanı tv başında geçirmesi zihinsel kapasitelerini köreltiyor ve okulda dikkat sorunları yaşamalarına neden oluyor.

Bunlar günümüzdeki çizgi filmlerin olumsuz etkilerinden sadece birkaçıdır. Anne baba olarak bu olumsuz etkilerin bilincinde olarak çocuklarınızın saatlerce çizgi film seyretmelerine engel olun ve çocuklarınızı açık havada arkadaşlarıyla oyun oynamaya yönlendirin.

Çocuklarınızın şiddet içerikli çizgi filmler izlememesi dileğiyle,

Uzman Pedagog Sevil Yavuz

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.660
  • 226.393
  • 28.660
  • 226.393
# 20 Eki 2012 18:53:31

Çocuklar “Söylediklerimizi” Değil “Yaptıklarımızı” Yaparlar

Çocukların en önemli ve etkili öğrenme yolları, öncelikle anne – babalarını izlemek ve onların yaptıklarını taklit etmektir. Çocuklarımızın olumlu davranış özelliklerini geliştirmelerini istiyorsak sadece onlara doğru model olmak yeterlidir. Muhakeme yeteneği dediğimiz; iyiyle kötüyü, doğruyla yanlışı, ahlakı, erdemi ve buna benzer soyut kavramları anlama ve algılama 10-11 yaşlarından itibaren anlam bulmaya başlar.

Bu yaşlardan önce çocuklarımıza anlatarak ve okuyarak; görgü kurallarını, ahlak kurallarını, din kurallarını vb. gibi konuları öğretemeyiz. Hatta empoze etmeye kalkışırsak ve bunu çocuk hissederse dirençle karşılaşmamız ve bu sebeple çocuğun tersine davranış geliştirmesine zemin hazırlamamız olasıdır. Çocuklarımız söylediklerimizi değil, yaptıklarımızı yaparlar. Olumlu bir davranışı yerleştirmenin ve çocuğun kişiliğine içselleştirmenin aslında en basit yolu budur.

Eğer sürekli çocuğa; her büyüğünü gördüğünde elini öpmesini, selam vermesini, teşekkür etmesini söylüyorsak, her yemek öncesi elini yıkamasının faydaları üzerinde duruyor ve sürekli hatırlatıyorsak, gündelik hayatta zaten ihtiyacı gereği yapması gerekli etkinliklerin başarılması halinde bir ödüle, yapmaması halinde bir cezaya maruz kalacağı şartını ortaya koyuyorsak yani sevgimizi ve davranış şeklimizi şartlara bağlıyorsak çocuk, kendine özgü bir kişilik geliştiremeyecektir.

Sürekli kendisine yapması gerekenleri hatırlatan bir yetişkin güdümüne ihtiyaç duyacağı için oto kontrolü zayıf bir birey olabileceği gibi, tersine karşısındakiyle sürekli bir mücadele içinde olması gerektiğini düşünen, gereksiz muhalif davranışlar içinde bulunan uyum sıkıntısı yaşayan bir birey de olabilecektir.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.660
  • 226.393
  • 28.660
  • 226.393
# 20 Eki 2012 18:54:33
Çocuklar Günde 1 Saat Çizgi Film İzlemeli

Uzmanlar, çocukların bir günde en fazla 1 saat civarında çizgi film izlemesi gerektiğini söyleyerek, “Bu süreyi de ikiye bölerek kullanmalı, aksi takdirde davranış bozukluğuna neden olmaktadır” dedi.

Uzman Psikiyatrist Dr. Sümer Öztanrıöver, çizgi filmlerin, ışık, renk, ses ve hareketli görüntüleri kullandıkları için küçük çocuğun kolay dağılabilen dikkatini çekmede, filmlerden daha başarılı olduğunu belirterek, “Televizyon izlemeyen bebeklerde bile reklamlar çıktığında sahnelerin hızlı değişimi, hareketlilik ve seslerin iniş çıkışları dikkatini hemen cezbeder. Çizgi filmlerde bol bol, ışıklı, renkli ve sesli olduğu için çocuklar hatta bebekler tarafından bile izlenmektedir” diye konuştu.

Çizgi filmleri bir enjektöre benzeterek, onun için faydalı şeyleri de zehirli şeyleri de içine koyup çocuklara enjekte edilebileceğine dikkat çeken Öztanrıöver şunları kaydetti:

“Çizgi filmler olumlu şeyleri de öğretirler, olumsuz şeyleri de. Soyut düşünmenin henüz gelişmediği okul öncesi çağda çocuk için gördüğü, duyduğu her şey gerçek gibi gelir. Yani isterse o da Süpermen gibi uçabilir. Pelerini ve ışın kılıcıyla sandalyeden atladığı gibi açık bir pencereden de pekala kendini bırakabilir. Gücün kutsandığı bir dünyada güçlü olamadığında hayal kırıklığı ve kendini yetersiz hissetmeye yol açabilir. Çok fazla çizgi film izleyen ve daha az oyun oynayan, yaşıtlarıyla daha az etkileşime giren çocuklar aktif öğrenme becerilerinden yoksun kalır, iletişim becerilerini geliştiremezler. Çocukların sınırsız olan hayal dünyaları televizyon vasıtasıyla körelebilir. Ailede ciddi sorunlar olduğunda, bazen çocuk için bir uzaklaşma aracıdır televizyon. Kendi fantezi dünyasında kahramanları ve hayalleriyle yaşayan uslu çocuk olarak karşımıza çıkabilir. Yetişkinler kendi dertleriyle meşgulken içine kapanık, depresif çocuklar yetiştirebilirler.”

Çizgi filmin bu yan etkilerinden çocukları korumak için bir günde en fazla 1 saat çizgi film izlenmesi gerektiğini vurgulayan Öztanrıöver, “Yapılan araştırmalarda günde 3-4 saat çizgi film izleyen çocuklarda dikkat eksikliği ve davranış sorunlarının ortaya çıktığı gözlenmiş. Çocuklarda bu sürenin Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu geliştirmesi riskinin yüzde 30-40 oranında arttığı bulunmuştur. Bu nedenle çocuklar çizgi filmi bir günde en fazla 1 saat onu da ikiyi bölerek izlemelidir” dedi. — Şirin Irem Keçelioğlu ile birlikte.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.660
  • 226.393
  • 28.660
  • 226.393
# 20 Eki 2012 18:55:15
Süt içmeye özendirin

Gelişme çağındaki çocukların günde iki bardak süt içmesi gerektiği açıklandı.Hacettepe Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Tanju Besler, çocukluk döneminde günde iki bardak sütün sayılamayacak kadar çok yararı olduğunu söylüyor.

Zekasını da etkiliyor
Dr. Besler, şu bilgileri verdi: "Günde iki bardak süt içen çocuklar, günlük vitamin ve mineral gereksinimlerinin büyük kısmını karşılar. Sütün içerisindeki yağ bileşenleri çocukların zeka ve entelektüel kapasitelerinin artmasına katkı sağlıyor. Süt, yetişkinlik döneminde osteoporoz başta olmak üzere birçok hastalığı önleyebiliyor. Araştırmalar günde 2.5 su bardağı süt tüketen çocukların, daha az tüketenlere göre; üç yıl sonunda 2-3 santim daha uzun oldukları gösteriyor."

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.660
  • 226.393
  • 28.660
  • 226.393
# 20 Eki 2012 18:58:28
Paylaşmayı Öğrenmek

Çocuklar için 3-4 yaşlarına kadar yalnızca “benim kavramı” vardır. Benim kelimesi bu yaşlarda en çok sevdikleri kelimedir. Bu dönemde yalnızca kendine ait şeylere değil, çevresinde ki insanlara ait olan şeylere de benim diye sahiplenir.

Çocuklar için 3-4 yaşlarına kadar yalnızca “benim kavramı” vardır. Benim kelimesi bu yaşlarda en çok sevdikleri kelimedir. Bu dönemde yalnızca kendine ait şeylere değil, çevresinde ki insanlara ait olan şeylere de benim diye sahiplenir.

Çocuktaki bu sahiplenme isteğinin aynı zamanda paylaşmayı öğrenme yolunda önemli bir adımdır. Sahiplenme istekleri engellenmiş, bastırılmış çocuklar paylaşmayı da öğrenemezler.
Sahiplenmek çocuklarda 2 yaşları civarında öğrenilirken, paylaşmayı ancak 3. yaşlarından sonra öğrenebilirler.

Paylaşmaya karşı çıkan çocuğunuzun bunu öğrenebilmesi için;

- Çocuğunuzda kendisine güven ve saygı duygusunu uyandırın.
- Çocuğunuzu paylaşması için zorlamayın.
- Başka insanlarında kendine ait şeyleri olduklarını öğrenmesini sağlayın. O annenin kitabı, bu babanın kalemi, bu kardeşinin gömleği gibi.
- Çocuğunuz adına siz paylaşmayın, çocuğunuza ait herhangi bir şeyi, ondan izin almadan bir başkasına kısa bir sure için de olsa vermeyin. Eğer size izin vermezse ısrarcı olmayın ve üzerinde durmayın.
- Çocuğunuzun paylaşma yolunda attığı küçük adımlara övgüler yapın.
- Çocuğunuz herhangi bir oyuncağını paylaşma önerisini reddettiğinde bir diğer oyuncağı önerin.
- Çocuğunuzla paylaşma oyunları oynayayın. Bu benim kitabım ama sende bakabilirsin, seninle bir şeyleri paylaşmaktan mutlu oluyorum deyin.
- Birden fazla birbirine yakın yaşlarda ve sahiplenme isteği fazla çocuklarınız arasındaki kavgalarda çok müdaheleci olmayın. Onların kendi yöntemini izleyin.
Sorun çözümlendiğinde paylaşmaya ve barışa ilk adımı atan çocuğu övün, alkışlayın.

Çocuğunuzun paylaşmaya karşı çıkması, sahiplenme isteğinin fazla oluşundan dolayı, onun bütün bir ömür boyunca bencil olacağını düşünerek sakın hayatı kendinize zehir etmeyin. Kendine ait şeyleri sevmesi ve sahiplenmesinin , ileride başka insanların mülkiyet haklarını anlamasına ve bunlara saygı göstermesine de zemin olacağını unutmayın. — Melic Dikmen ile birlikte.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.660
  • 226.393
  • 28.660
  • 226.393
# 20 Eki 2012 18:59:20

Lütfen Konuş Benimle

Çocuğunuz konuşmayı öğrenmeye doğduğu andan itibaren başlar. Çocuğunuz konuşmayı sizden öğrenecektir. Eğer çocuğunuzla konuşmazsanız konuşmayı asla öğrenemez.

Bazı Öğütler

Çocuğunuza bir nesneyi, bir eylemi tanıtırken veya direktif verirken her zaman aynı kelimeleri kullanın.

Çocuğunuz istediği nesneyi işaret ettiğinde, onu verirken adını da söyleyin.

Çok fazla kelimelerle çok çabuk konuşmayın. Çocuğunuz ilgisini kaybedip dinlemeyi bırakabilir.

Mutfakta, banyoda, odada nerede olursanız olun çocuğunuzla birlikte iken yaptığınız şey hakkında basit kelimelerle konuşun. Bekleyin ve çocuğunuza cevap vermesi için zaman tanıyın. Çocuğunuz yerine cevap vermeyin. Onun cevabı ses çıkarmak olacaktır.

Anlama

Basit emirleri yerine getirmek için çocuğunuzun zamana ve denemeye ihtiyacı olacaktır. “Paltonu giy, gazeteyi Baba’ya ver, ayakkabılarını getir” gibi basit emirleri her zaman kullanın.

Kelimeleri Birleştirme

Değişik iki veya üç kelimeleri sözcük gruplarını tekrar tekrar kullanarak çocuğunuza yardımcı olabilirsiniz; paltonu giy, ayakkabını çıkar, uyku vakti, büyük kırmızı araba, kitabı oku, gibi.

Konuşmak Eğlencelidir

Çocuğunuzun konuşması için ortam yaratın. Unutmayın ki sevdiği ve zevk aldığı şeyi tekrarlayacaktır. Çabasını her zaman takdirle karşılayın. Sonuç mükemmel olmasa bile çabasını bir alkış veya öpücükle ödüllendirin.

İstediğini söylemesi için onu destekleyin, yüreklendirin. Hikayesini kendi tarzında, kendi kelimeleri ile söylemesi için bekleyin. Eğer söylediğini anlamadıysanız sabırlı olun ve onu bir daha denemeye teşvik edin.

Çocuğum Ne Zaman Hangi Kelimeleri Söylemeli ?

Tüm çocuklar farklı gelişir. Her çocuğun kendine özgü bir gelişme hızı vardır. Down Sendromu da dahil olmak üzere engelli çocuklarda bu daha yavaştır. Ancak düzenli ilgi ve çalışmayla pek çok çocuğun çok düzgün ve açık bir dille konuşabilir düzeye gelmemesi için hiç bir sebep yoktur.

Gün Osborn — Esra Diyemli ve Ferda Diyemli ile birlikte.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.660
  • 226.393
  • 28.660
  • 226.393
# 20 Eki 2012 19:00:21
Çocukları Hayata Katmak

Çocuklarımıza vereceğimiz sorumluluklar, onları mutlu ederek, hayatın bir parçası olduklarını öğretir. Emeğe saygı göstermeyi, hayatı zorluklarıyla

Hepimiz doğamız gereği başarmak isteriz. İster çocuk, ister yetişkin olalım. Çocuklarımıza vereceğimiz sorumluluklar, onları mutlu ederek, hayatın bir parçası olduklarını öğretir. Emeğe saygı göstermeyi, hayatı zorluklarıyla da paylaşmayı, bağımsız bir birey olmayı ve sorumluluk alabilmeyi… Vereceğimiz sorumlulukların sizin için mükemmel olmasını beklemeden, ellerinden gelenin en iyisini yaptıklarında “Aferin” i eksik etmeden bir paylaşıma girmek, onların da çaba karşısında teşekkür etmesini ve emeğe saygı duymalarını öğretir.

2-3 Yaş Çocuklarının Başarabileceği İşler

Oyuncaklarını toplayıp, kaldırmak.
Masayı kurmak.Tabak taşıma, bardak koyma vb.
Küçük çöp kutusundaki poşeti alıp kapıya koymak.
Şarjlı süpürge ile dökülen kırıntıları toplamak.
Market alışverişi sonrası, banyoya, mutfağa koyulacakları ayırmak.
Masayı toplayıp, silmek.
Toz almak.
Her sabah kapıya konan gazeteyi almak.
Bahçe sulamak.
Odasını biraz da olsa düzenlemek.

4-5 Yaş Çocuklarının Başarabileceği İşler

Masayı tamamen yerleştirmek. Kişi sayısına uygun tabağı kendisi ayırıp, yerleştirmek.

Çiçeklerini sulamak ve ev hayvanını beslemek.
Bulaşık makinesine kirlileri sıyırarak koymak.
Bulaşık makinesinde yıkanan bulaşıkları boşaltmak.
Kendi ev ihtiyaçlarının listesini oluşturup takip etmek. (Örn. Sütü bitince kendi ihtiyaç listesine resmini yaparak ailesini uyarmak ve takip etmek).
Mikseri kullanmak.
Kendi bulaşıklarını deterjanla yıkamak.
Alışverişe aktif olarak katılmak.
Süpürgeyi kullanmak. Kirlenen yerleri belirlemek.
Basit yemeklere yardım etmek.
Kendi sandviçini hazırlamak.
Kendi yatağını yapmak.
Genel ev ihtiyaçlarını belirleyerek, yetişkinlere hatırlatmak.
Kirli çamaşırını fark edip, değiştirmek ve çıkardığını kirliliğe atmak.
Odasını temizlemek.
Kuruyan çamaşırlarını toplayıp, katlayıp, dolaba yerleştirmek.
Telefona cevap vermek ve gerektiği durumlarda rakam eşleştirme yöntemiyle telefon edebilmek.
Tabağına istediği kadar yemeği almak, yemeği kişi sayısına göre tabaklara bölmek.


6-7 Yaş Çocuklarının Başarabileceği İşler


Çekmecesini, dolabını düzeltmek.
Beslenmesini hazırlamak.
Sebze ve meyveleri soymak.
Basit yemekler yapmak (Yetişkin gözetiminde.Yumurta pişirmek, kaynatmak gibi)
Başı hariç kendi başına yıkanmak.
Balkonu yıkamak, süpürmek.
Buzdolabı temizlemek.
Çamaşırları düzgün asmak.
Tüm ev alışveriş listesini oluşturmak için eksikleri fark etmek ve belirtmek.
Varsa ev hayvanının da oyuncaklarını ve dağınıklığını toplamak.
Sevgiyle kalın.

Çevrimdışı dicees

  • Uzman Üye
  • *****
  • 391
  • 105
  • 391
  • 105
# 20 Eki 2012 19:16:48
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Ben masa olarak hani renkli plastikler var ya,çevirince tahteravalli oluyor.Onlardan almıştım.Oyun oyna,yemek ye,etkinlik yap.Hepsi bir arada.Birde arkadaşları gelince masa kavgası olmuyor.4 çocuk aynı anda oynuyor,oturuyor,bir şeyler yiyebiliyor.Çocuklarıma aldığım belki de en işlevsel eşya buydu sanırım.Tavsiye ederim.

HOCAM NERDEN ALDINIZ  netten aldıysanız linki var kmı

Çevrimdışı alikurt

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 671
  • 1.244
  • 671
  • 1.244
# 20 Eki 2012 21:38:42
2 yaşına az kaldı artık yavruma neler öğretmeliyim kitap okumamdan hoşlanmıyor hangi oyunları oynayacagımı bılmıyorum

Çevrimdışı eylulada1

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.164
  • 47.317
  • 4.164
  • 47.317
# 20 Eki 2012 22:02:11
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
2 yaşına az kaldı artık yavruma neler öğretmeliyim kitap okumamdan hoşlanmıyor hangi oyunları oynayacagımı bılmıyorum
Öğretmenim bu yaş grubunun hoşuna giden etkinlikleri oyunlaştırarak yapabilirsiniz.Sonbaharın gelmesi ile kurumuş yaprakları birlikte toplamak,ardından bir ağaç çizip bu yaprakları yapıştırmak ,gövdesini boyamak ona ilginç gelecektir.
  Yine bir kağıda yüz resmi çizip, beyaz yün yumağını kısa kısa  saç olarak yapıştırmak ve ardından renk renk boyamak onun hoşuna gidebilir.
   Düdük makarnaları boyayıp,ipe geçirip kolye yapmak,parmak kukları ile çeşitli hayvanların ses taklitlerini yapmak,2 yaş seviyesine uygun tahta yap bozlar,legolar gibi bir çok etkinliği oyunlaştırarak hem sosyal,hem de zihinsel gelişimine destek olabilirsiniz.
şimdilik aklıma gelenler bunlar.
 Kızım renkleri evdeki renkli mandallardan öğrenmişti.Onlarla oynayıp,halının üstünde çeşitli şekiller yapmaktan çok zevk alırdı.

Çevrimdışı idealöğretmen

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.829
  • 3.081
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.829
  • 3.081
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 20 Eki 2012 22:07:18
arkadaşlarrrrrrrrrrrrrrrrrrr ben ikinci kez anne oluyorummmmmm inşaallahhhhhhhh bol bol dua edin bana

Çevrimdışı s.kahya

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 8.773
  • 33.609
  • Müdür Yardımcısı
  • 8.773
  • 33.609
  • Müdür Yardımcısı
# 20 Eki 2012 22:09:13
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
arkadaşlarrrrrrrrrrrrrrrrrrr ben ikinci kez anne oluyorummmmmm inşaallahhhhhhhh bol bol dua edin bana

Hayırlı olsun öğretmenim..Rabbim sağlıklı sıhhati bir şekilde kucağınıza almayı nasip etsin inşallah.. :)

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK